Meclis'te Kılıçdaroğlu'na Yumruklu Saldırı (3) - Son Dakika
Güncel

Meclis'te Kılıçdaroğlu'na Yumruklu Saldırı (3)

"miting MEYDANLARINDA, KAMUOYUNUN VİCDANINA SESLENDİM" Miting meydanlarında kamuoyunun vicdanına seslendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Beklentilerimiz yüksekti, neden? Bir siyasal iktidar düşünün dört bakanı yolsuzluk dolayısıyla istifa etmiş.

08.04.2014 15:37
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"miting MEYDANLARINDA, KAMUOYUNUN VİCDANINA SESLENDİM"

Miting meydanlarında kamuoyunun vicdanına seslendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Beklentilerimiz yüksekti, neden? Bir siyasal iktidar düşünün dört bakanı yolsuzluk dolayısıyla istifa etmiş. Başbakan'ın oğlunun elinde sıfırlanmak isteyen milyonlarca Euro var. Bir hükümet düşünün genel müdürlerin evlerinin ayakkabı kutularından dolarlar fışkırıyor. Türkiye'nin bu yükü çekemeyeceğini düşünüyorduk. Türkiye'nin daha ciddi tepki göstereceğini düşünüyorduk. O nedenle beklentilerimiz yüksekti ve ben gittiğim bütün seçimlerde, miting meydanlarında, kamuoyunun vicdanına seslendim" dedi.

"VİCDAN KUL HAKKI YİYENLERE KAPI ARALAMAMAKTIR"

Vicdan kavramı üzerinde duran Kılıçdaroğlu, "Vicdan çok önemli bir kavramdır. İnsanın kendi iç dünyasında hesaplaşmasıdır. Doğruyla eğriyi kendi iç dünyasında test etmesidir vicdan. Komşusu açken tok yatan benden değildir hadisi şerifinin sorgulanmasıdır vicdan. Vicdan kul hakkı yiyenlere kapı aralamamaktır. Vicdanın temelinde ahlak yatar. Ahlak çok erdemli bir kavram. Bütün inançların ortak temelini oluşturur hala. Size ahlak konusunda bazı düşünürlerin bilginlerin ve sevgili peygamberimizin sözlerinden bir demet sunmak istiyorum. "Devletler kanunla değil ahlakla daha iyi yönetilir. Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olandır. İnsanlara verilen şeylerin en hayırlısı güzel ahlaktır. Her binanın bir temeli vardır, İslam dünyasının temeli güzel ahlaktır. Memleketler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çöker. Bütün bir cihanı araştırdım, güzel ahlaktan daha büyük liyakat bulamadım. Ahlakın ayrılmadığı ikinci kardeşi adalettir." O nedenle beklentilerimiz yüksekti. Bu kadar yolsuzluğa batmış bir siyasal yapının daha ağır bir şekilde demokratik yollardan cezalandırılacağını düşünüyorum" diye konuştu.

"İKİ MİLYON OY KAYBI VAR"

'Uyuyan vicdanları uyandırmak zorundayız' diyerek konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, "İki milyon oy kaybı var. Bu da çok önemli bir süreç. İlk söylediğim şuydu seçimlerden sonra. Uyuyan vicdanları uyandırmak zorundayız. 76 milyonun bu haksızlıkları sindirmesi mümkün değildir. Bu arada sizin de çok iyi bildiğiniz havuz medyası var. onlar da bize tavsiyede bulunuyorlar. Yolsuzluklarla niye uğraşıyorsunuz diyorlar. Eğer biz yolsuzluklarla uğraşmazsak tüyü bitmemiş yetimin hakkını kim savunacak? Eğer biz gündemde tutmasak bu ülkeye ahlakı kim getirecek? Hırsızlığın prim yaptığı bir demokrasi olabilir mi?" diye sordu.

"UYUYAN VİCDANLARA BİR KEZ DAHA SESLENMEK İSTİYORUM"

Kılıçdaroğlu, "Soygunun prim yaptığı bir ahlak düzeni olabilir mi? Havuz medyası ne yazarsa yazsın, oradaki kalemlere de acıyorum. Kalemini iktidara kiralayan insandan yazar olmaz. Kalemini havuz medyasından gelen parayla kiralayandan aydın olmaz. Ama neredeyse alkış tutacaklar. Bize görmeyin dedikleri yolsuzlukları bir daha söyleyeyim. Bir bakan, 28 kez de 52 milyon dolar para rüşvet alıyor. Bir başka bakan, 10 seferde 10 milyon dolar. Bir bakan, üç seferde bir buçuk milyon dolar rüşvet alıyor. Biz bunları sormayacak mıyız? Sokaktaki vatandaş, neden bunun hesabını sormuyorsun diye bana soracak. O kadar ileri gittiler ki, uyuyan vicdanlara bir kez daha seslenmek istiyorum. Dini imanı ağzından düşürmeyen, her seferinde dini istismar eden, başbakanlık koltuğunda oturan bir zat var. Onun özel koruması altında bir bakan vardı. Kuranı Kerim ile dalga geçip, bakara-makara diye konuşan bir adam. O şimdi yine onun koruması altında. Uyuyan vicdanlara sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyup bir kez daha düşünün. Sizin inancınızla dalga geçen bir adamı koruyan adama oy verirken vicdan muhasebesi yaptınız mı?" diyerek eleştirilerde bulundu.

"DAHA YÜKSEK BİR OY BEKLİYORDUM OLMADI"

Yerel seçimlerde daha yüksek oy almayı beklediklerini bunun gerçekleşmediğini buna rağmen çalışmalarına bundan sonra yılmadan devam edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Böyle bir lafı, CHP'nin bir ilçe başkanı söyleseydi. Yer yerinden oynardı, havuz medyasına soruyorum. Niye böyle bir suskunluk? Diyorlar ki abdestimizden şüphemiz yok, valla sizin her tarafınız şüpheli. Daha yüksek bir oy bekliyordum olmadı. Dönüp kendimize soracağız. Çalışacağız, çalışmaya başladık. Önümüzdeki ayın başında kadın kollarını topluyoruz, MYK üyelerini topluyoruz. Sonra il başkanlarımızı, sonra belediye başkanlarımızı toplayacağız. Eksiğimiz nedir açık yüreklilikle konuşacağız. Hepsini sorgulamak zorundayız. ve çalışacağız. Emekli hayatından memnun oluncaya kadar çalışacağız. Çiftçi elde ettiği ürünün karşılığını alıncaya kadar çalışacağız. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayıncaya kadar çalışacağız. Bize düşen görev bu" açıklamasında bulundu.

"DEMEK Kİ YETMİYOR, GEREKİRSE 24 SAAT ÇALIŞACAĞIZ"

Yerel seçim sonuçlarının beklentilerinin altında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu seçimden neyi çıkardınız? Tek sözcük, çalışacaksınız, çalışacağız. Elbette çalıştık. Demek ki yetmiyor, gerekirse 24 saat çalışacağız. Şu gerçek ortaya çıktı. Henüz daha kapısını çalmadığımız milyonlarca ev var. Milyonlarca el var, milyonlarca kadın var. Bu işin kuralı budur. Bizim demokrasi tarihimize baktığımızda, toplumun vicdanını kanatan birden fazla olay vardır. Siyasi idamlar, 27 Mayıs'ta 12 Eylül'de insanlarımızı idam ettik. ve bu idamlar, toplumda derin yarılmalara yol açtı. Hala telafi etmiş değiliz. O zaman düşünmemiz gereken bir şey düşünüldü, idamlara son verildi. Bu bir olgunluk belirtisidir. Mısır'dan öğreniyoruz 529 kişi idama mahkum edilmiş. Mısırlı kardeşlerimize sesleniyoruz, siyasi idamlar bir topluma asla huzur getirmemiştir. Toplumun vicdanında derin yaralar açmıştır. Bizim tarihimizde dünya tarihimizde görebilirsiniz" ifadelerine yer verdi.

"MISIR'DA 529 KİŞİ İDAM EDİLİRSE BU DOĞRU DEĞİLDİR"

Mısır'a siyasi idamları yapmayın çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, "Eğer 529 kişi idam edilirse bu doğru değildir. Mısır'da barışı sağlayamazsınız, barışın yolu idamdan geçmez. Özgürlüklerin büyümesinden geçer. O nedenle Mısır yöneticilerine, CHP olarak, siyasi idamları yapmayın çağrısı yapıyoruz. ve şu konuya da dikkat çekiyorum. Mahkemelerin idam kararı verdiği kişiler bizimle aynı dünya görüşünü paylaşmıyorlar. Ama biz idamların bir topluma getirdiği faturayı çok iyi biliyoruz. Bunun için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz" diye konuştu.

"BİZE SİZ 'BAASÇISINIZ' DEDİLER"

Suriye'de izlenen politikayı eleştirdiklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti: "Ortadoğu'nun üç büyük ülkesinde büyükelçimiz yok. Bizim dış politikanın açmazlarıdır bu. Nasıl olur da üç büyük ülkede bizim büyükelçimiz olmaz? Bunlardan birisi de Mısır. İktidarın söyleyecek sözü yok ama bizim var. Biz oraya heyet gönderdik, eleştirdiler. Onlar ağızlarını bile açmıyorlar. Suriye politikası konusunda önemli bir tablo çıktı karşımızda. Öteden beri Suriye'de izlenen politikayı eleştirdik. Bize siz 'Baasçısınız' dediler, siz Suriye yönetimini destekliyorsunuz dediler. Oysa biz Suriye'de kan akmasını istemiyoruz. Önemli bir gelişme oldu. 27 Mart 2014'te AGİT'in bir toplantısı var. Toplantıya bizim büyükelçi de katılıyor. Eleştiriler üzerine söz alıyor ve şöyle söylüyor " Reyhanlı'daki bombalı saldırılar El-Kaide unsurları tarafından yapıldı. Bu El-Kaide unsurlarının Suriye dışındaki operasyonudur" Başbakanlık koltuğunda oturan zat ne diyordu? CHP'ye suçu yüklemiştir. Allah aşkına bu nedir? Büyükelçi çıkıyor bu saldırının El-Kaide militanlarının yaptığını açıkça söylüyor. Acaba başbakanlık koltuğunda oturan zat utanacak mı? Dış politikada halkına yalan söylemek olur mu? Hadi içerde söylersin alıştık zaten. En ağır eleştiriler yapıldı bize. Neredeyse bombayı bizim koyduğumuzu söyleyecek."

"KENDİ ASKERİNİ ÖLDÜRTECEKSİN, SONRA SURİYE'LİLER ÖLDÜRDÜ DİYECEKSİN"

Dış politika konusunda hükümetin politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, "13 Mart 2014. Dışişleri bakanlığının makamı, bakan ve dört kişi konuşuyorlar. Suriye'ye saldırının yollarını arıyorlar. Bunlardan birisi diyor ki, "Ben oraya dört adam gönderirim diyor, Süleyman şah türbesine saldırırız diyor, veya Türkiye'ye 8 füze gönderirim" İlk dinlediğimde bunun doğru olmadığına kanaat getirdim. Böyle şey olmaz dedim. ve kullanmadık. Ama bir süre sonra dışişleri bakanlığı bunu doğruladı. İkinci acısan sakınca var. Bir, devletin mahremi diye bir şey kalmadığını öğrendik. Şimdi ben Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum. Şu soruyu kendinize sorun, devletin mahremiyeti kalmadı dediğimiz ortamda hükümette kim vardı? Bu konuşmalar nasıl yapılıyor? Kendi askerini öldürteceksin, sonra Suriye'liler öldürdü diyeceksin. Uyuyan vicdanını sorgula. Sonra bir, sayın cumhurbaşkanından. İçerden bu dinlemeler yapılmıştır diye. Bu daha da vahim tabi. Nasıl oluyor da böyle bir dinleme yapılıyor? Yine bize iş düşüyor, yine biz anlatacağız. Sağır kulaklar duyuncaya kadar. Uyuyan vicdanlar uyanıncaya kadar çalışmalarımızı yürüteceğiz. Asla onurlu duruşumuzu değiştirmeyeceğiz. Çocuklarımız bizden özgürce yaşayabilecekleri bir Türkiye bekliyor. Hep beraber çalışacağız" diye konuştu. - Meydanlarında

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Meclis'te Kılıçdaroğlu'na Yumruklu Saldırı (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement