YILDIZ NEVİN GÜNDOĞMUŞ - Kimi hasta muayene ederken, kimi mahkeme salonunda duruşmasını beklerken, kimi de torna tezgahında çalışırken sahnede olmanın hayalini kuruyor.
Bilinç Oyunculuk Atölyesi bünyesinde doktor, avukat, tornacı, kaynakçı, esnaf gibi farklı meslek gruplarından kişiler, Devlet Tiyatroları sanatçısı Turgay Tanülkü'den oyunculuk eğitimi almak için bir araya geldi.
Tiyatroya gönül veren kişiler, AA muhabirine yaptıkları açıklamada, yıllardır yaptıkları işlerden ve mesleki kariyerlerinden vazgeçebileceklerini bildirdi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelerek, Eskişehir'de avukatlık yapan Ayça Aydın (28), çocukluğundan itibaren tiyatroyla ilgilendiğini belirterek, "Konservatuvarda okumak çok istedim. Ailem 'olmaz, tiyatrocular aç geziyor . Önce kendi mesleğini eline alırsın sonra tiyatro yaparsın' dedi. Daha sonrada Kıbrıs şivemden dolayı tiyatrolara kabul edilmedim. Şu anda kendimi yeniden buldum. Hayalim tiyatrocu olmak, sahnede olmak. Hayalim gerçekleşirse avukat rolünü canlandırmak istemiyorum. Şimdiye kadar bu rolü yaşadım zaten. Tiyatrocu olursam da işimi bırakırım. Ruhum besleniyor bu işte. Belki karnım aç olacak ama ruhum tok olacak" diye konuştu.
Geçimini tornacılık yaparak kazanan Bülent Ersaçgün (32) ise 20 yıldır torna tezgahının başında çalıştığını ve etrafındaki kişilerin konuşmalarını ve hareketleri taklit etmekten hoşlandığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Tiyatro benim için içimde kalan bir şeydi. Hayatımda hiç tiyatroya gitmedim. Ama televizyondan bu tarz programları izlediğimden beri tiyatro benim hayalim. Tiyatroda bir karakteri canlandırmak, seyirciyle birebir oynamak istiyorum. Tornacılık, asıl işim bu. Ülke adına bir şeyler üretmek çok güzel tabi ama tiyatroda olmak istiyorum, tek amacım bu."
-"Kendimi daha net bir şekilde ifade etmek istiyorum"
Aile hekimi olarak görev yapan Doç Dr. Ünal Ayrancı (45) da kendisini daha net bir şekilde ifade etmek için oyunculuğa heves ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"İçimde kalan bir ukdeydi. Biz beyaz perdedeki oyuncuları izleyerek, büyüdük. Oyuncu olmayı her zaman istedim. Gizli gizli teşebbüslerim oldu. Lise yıllarında, gazete ilanında oyuncu aradıkların gördüğümde İstanbul'a bile gittim. Fakat kendi isteğimle seçmediğim doktor oldum. Toplumun yönlendirmesiyle seçtim bu mesleği. 17 yıllık doktorluğu bu iş için düşünmeden bırakırım. Kendimi ifade edebilecek bir şey yapmak istiyorum."
Kaynakçılık yapan Osman Mert, gayrimenkul danışmanı Emin Daşlı, esnaf Serkan Tarımoğlu, edebiyat mezunu Tekiner Taha Öztürk, güvenlik görevlisi Mehmet Akif Özdemir, turizmci Baransel Gültekin, öğrenci Berke Göl ve Ahmet Berke Firik'in de hayallerini, bir gün sahnede olmak süslüyor.
-"Çok iyi niyetli, çok mücadele eden bir grup"
Devlet Tiyatroları sanatçısı Tanülkü ise eğitim vermekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Yaşları kaç olursa olsun onlar benim evlatlarım. Çok iyi niyetli, çok mücadele eden bir grup. Hepsi farklı iş kollarından. Onların meslekleriyle ilgili de bilgi alıyoruz. Burada tiyatronun, niyete girersen, herkesin yapabileceği kutsal bir beraberlik olduğunu ispat edeceğiz" dedi.
Yaklaşık 2 ay sürecek eğitim sonunda bir oyun sahneye koyacaklarını anlatan Tanülkü, "Bu barışsal bir dokunuş. Ben bu gruptan çok umutluyum. Oyundan sonrada senaryo eşliğinde bir sinema yapılacak. Evlatlarla bir şey üreteceğiz. Eskişehir çok avantajlı bir kent. Buraya layık bir duruş sergileyebiliriz" ifadelerini kullandı. - Eskişehir
Son Dakika › Kültür Sanat › Meslekleri Ayrı, Hayalleri Aynı - Son Dakika
Hüseyin Başkadem'in yönettiği 23. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali'nin ikinci gününde, Suk Dörtlüsü Quartet sahne aldı. Prag Sahne Sanatları Akademisi'nden gelen sanatçılar, çello, viyola ve keman enstrümanlarıyla seçkin eserlerini seslendirdi. Başkadem, konserde yaptığı konuşmada, dünyada keman ailesinden 4 enstrümanı bir arada çalabilen çok az grubun olduğunu belirtti ve Suk Dörtlüsü Quartet'in festivale üçüncü kez katıldığını söyledi.
Adana'da düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı'nda şarkıcı Ferhat Göçer, Seyhan Nehri kıyısındaki Merkez Park'ta konser verdi. Katılımcılar, Göçer'in şarkılarına eşlik ederken, dinleyiciler ise performansı cep telefonlarıyla kaydetti ve konser sonunda sanatçıyı alkışladı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen konserde, Sinan Çelik, Erhan Özden, Erhan Tekin, Haydar Tanrıverdi, Murat Toraman, Mustafa Eke ve Adil Bedel'in çaldığı nefesli çalgılarla birçok eser seslendirildi. Programa katılanlar da eşlik etti. Rektör Prof. Dr. Turhan Kaçar da düzenlemeye katkılarından dolayı teşekkür etti.
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, 2021'de hayatını kaybeden seramik sanatçısı Melike Abasıyanık Kurtiç'in 'Bir Denizkestanesinin Anıları' isimli sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Sergide, Abasıyanık'ın seramikleri, denizkestaneleri, yosun perdeleri, pirinç kağıtları ve gel-git fotoğrafları yer alıyor. Sergi, 19 Nisan-1 Eylül tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
Diyarbakır Müzesi ve özel bir okulun ortaklığı ile Dünya Sanat Haftası kapsamında müze bahçesinde yaklaşık 50 eserin yer aldığı resim sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergide, dünyaca ünlü ressamların yanı sıra öğrencilerin yaptığı resimler de sergilendi. Sergi, 18-21 Nisan tarihleri arasında ziyaretçilere açık olacak.
Milli şair Mehmet Akif Ersoy, Cümle Dergisi ve Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Halkın Gür Sesi: Mehmet Akif' adlı panelle anıldı. Panelde konuşan Küçükçekmece Milli Eğitim Müdürü Murat Gözüdok, Ersoy'un eserlerinin milletin karakterini şekillendirdiğini ve gelecek nesillere yol gösterdiğini belirtti. Ersoy'un torunu Selma Argon da dedesinin vatan, bayrak, ezan ve inanç konularında derin bir hassasiyete sahip olduğunu vurguladı. Yazar Osman Koca ise Ersoy'un mütefekkir bir şahsiyet olduğunu ve Türk düşüncesine önemli katkılar sağladığını ifade etti. Panelde ayrıca Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya ve yazar Fahrettin Gün de Ersoy'un entelektüel birikimi ve karakteri hakkında konuşmalar yaptı.
Mohammed Salem'in çektiği fotoğrafta, Gazze'deki İsrail hava saldırısında ölen beş yaşındaki yeğeninin kefene sarılı cesedine sarılan Inas Abu Maamar yer alıyor. Jüri, fotoğrafın dayanılmaz bir kayba dair tüm hissi yansıttığını belirtti. Ayrıca, diğer dallarda da savaşlar, mülteci krizleri ve iklim değişikliği gibi konulara dair fotoğrafların ödüle layık görüldüğü belirtildi.
İngiliz yazar William Shakespeare'in Romeo ve Juliet oyunu, Türk ve Yunan sanatçıların ortak çalışmasıyla iki ülkede izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Devlet Tiyatroları ile Yunanistan Pire Şehir Tiyatrosunun ortak yapımı olan oyun, Ankara Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde sahnelenecek. Oyunun provaları tamamlanırken, yönetmen Lefteris Yovanidis, iki ülke sanatçılarının işbirliği yapmasının önemini vurgulayarak, nefret yerine sevgiyle kazanabileceğimizi belirtti. Oyun, Ankara, İstanbul ve Atina'da sahnelenecek.
Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Ramazan Bayramında ilçenin 9 günlük bayram tatilinde günlük ortalama 80 bin kişi ağırlandığını açıkladı. Amasra, turizmde parlayan yıldızı olarak Karadeniz'in incisi olarak biliniyor.
Sizin düşünceleriniz neler ?