MHP Grup Başkanvekili Vural Açıklaması

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Bugün yaşadıklarımızı dikkate aldığınızda maalesef Çanakkale ruhunun bize miras bıraktıklarının üstüne tuz ruhu döken bir zihniyetle karşı karşıyayız" ifadesini kullandı.

Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, "Dün Çanakkale geçilmez dediler, geçirmediler, inşallah Türkiye geçilmeyecek, geçirmeyeceğiz. Dün vatan toprağını savunmaktan dönmediler, inşallah yine döndürmeyeceğiz" diye konuştu.

"Çanakkale geçilmez" denen iradenin öneminin bugün çok daha arttığına işaret eden Vural, "Açıkçası vatan, millet, cumhuriyet, devlet ve kimlik borçlu olduğumuz ecdadımızın bu değerlerimizin masa başında komite odalarında, adalarda, kesip biçmeye çalışanlara inat Türkiye geçilmez, vatan geçilmez, Türk milleti geçilmez diyoruz" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dünkü grup toplantısında " AK Parti'nin Çanakkale ruhuna sahip çıktığı" yönündeki ifadelerine değinen Vural, "Bu ifadeler, bugün yaşadıklarımızı dikkate aldığımızda maalesef bu ruhun hilafına hareket edildiğini ortaya koymaktadır" iddiasında bulundu.

Vural, şöyle konuştu:

"Ey Davutoğlu, bugün yaptığınız yanlışlar, bizatihi Çanakkale ruhunu öldürmektedir ve bu yönüyle bakıldığında Çanakkale ruhunu anlayan biri, Sevr'i yeniden hortlatmak isteyenlerle Dolmabahçe'de mutabakat imzalamaz, teröristlerle vatan, cumhuriyet devlet kimliği pazarlık konusu yapmaz. Çanakkale ruhunun ne olduğunu kavrayan biri, 'analar ağlamasın' adı altında vatan topraklarına kastedenlerle müzakere masasına oturmaz. Çanakkale ruhuna sahip olan bir kimse bu Türk vatanında Kürdistan inşa etmez, Türk milletini etnik kimliklere bölmez. Çanakkale'deki ruh Türk milletinin ruhudur.

Çanakkale ruhunun ne olduğunu kavrayan biri, vatanın ne anlama geldiğini bilir ve Süleyman Şah türbesinin bulunduğu toprakları terketmez dönmez; dönmediler onlar. O bakımdan bugün yaşadıklarımızı dikkate aldığınızda maalesef Çanakkale ruhunun bize miras bıraktıklarının üstüne tuz ruhu döken bir zihniyetle karşı karşıyayız. Maalesef fiili işgalcilerin yapamadığını, zihni işgal edenlerin bu ruhu ortadan kaldırmaya yönelik kirli ve pis pazarlıklar içerisinde olduğu açık ve nettir."

-ÖSYM'nin YGS açıklaması

ÖSYM Başkanlığı tarafından YGS hakkında bazı gazete haberlerine ilişkin yapılan açıklamaya değinen Vural, şöyle devam etti:

"Böylesine önemli bir günde, vatan için canını veren gençlerin olduğu bir günde, bu gençlerin emeğiyle millete hizmet etme heyecanı içerisindeyken, üniversite sınavına girerken ÖSYM Başkanı, YGS sınavıyla ilgili 'Çanakkale Zaferi'nin 100. yılında gurur dolu manşetler yerine spekülasyon ve sansasyonel haber anlayışına giriyor' demek suretiyle büyük bir gaflet ya. Ne demek istiyorsun sen? Orada canını verdi o çocuklar, burada emeklerinin çalınmasına, geleceklerin çalınmasına karşılık görmezden mi gelinsin bunlar. Gerçekten usulsuz haksız şaibeli sınavlar, VIP sınavları üniversitelerde, KPSS'lerde... Yeter artık bu gençliğimizi torpillere kurban etmek, şaibeli sınavlarla ve bunun da açıkçası bunu da Çanakkale Zaferinin 100. yılında dile getirilmesini yadırgayan bir zihniyet, gençliği anlamamış, Çanakkale Zaferi'ni anlayamamıştır. Bununla bunun ne alakası var. Madem öyle Çanakkale Zaferiyle ilgili bir açıklama yapsaydınız siz."

Vural, bu konudaki bir soru üzerine, ÖSYM'nin şaibelerin oraya çıkmasını engellediğini öne sürerek, "ÖSYM Başkanı'nın bu açıklaması, yaptığı yanlışın üstünü örtmek için Çanakkale Zaferi'ni bir kılıf olarak kullanması esef vericidir. Çanakkale ruhunu anlamadığını Çanakkale Zaferi'ni kazanmak için okulunu terkeden 15'likleri anlamadığını ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.

-"Dadı ile başbakanlık yapılmaz"

Oktay Vural, Başbakan Davutoğlu'nun dünkü grup toplantısında, "Kimse artık bu milleti namerde muhtaç bırakmayacak. Çünkü AK Parti, Dede Korkut'un duasının kabul edilmesinin adıdır" yönündeki sözlerini dile getirerek, "Kendilerinde olmayan hususları, kendilerinde varmış gibi gösteren bir zihniyetle karşı karşıyayız" görüşünü öne sürdü.

Vural, "Kobani olaylarında üç günde kontrolü kaybedip koşa koşa İmralı'ya giden, namertlerin tasallutuna sığınan kimdir? İmralı'nın önünde diz çöküp onun yol haritasına sarılan Dolmabahçe'de o namerdin 10 emrini millete tebliğ eden kim? Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırırken, vatan toprağı terkedilirken PKK'dan, PYD'den IŞİD'den yardım dileyen kim? İsraille ilişkileri düzelttiği için Obama'ya müteşekkir olduğunu sunan, darbeci diye nitelendirdiği Mısırla ilişkilerini düzeltmek için Suud Kralı'na talepte bulunan kim?" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu'nun namerde muhtaç olmamak için verdiği örnekte, "Dedem Korkut'un duası nasıl yerine gelmiş cümle alem görsün bilsin. Mehmetçiklerimizin savaşmasına bile gerek kalmadan savaşı kazanacak caydırıcı güce ulaşacağız" yönündeki sözlerini okuyan Vural, "Bu Mehmetçiğin gücü var, imanı var, sende o irade yok. Sen Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıp terkettikten sonra 'bir de şükür namazı kıldım' diyorsun. Sizin gibi zihniyet, Çanakkale'de olsaydı, 'buyurun geçin' derdi. Sizin gibi zihniyet, Sevr imzalandığı zaman olsaydı, aynısını Damat Ferit gibi zaten siz de imzalardınız" iddiasında bulundu.

Dede Korkut'tan mısralar okuyan Vural, "Dadı ile başbakanlık yapılmaz" ifadesini kullandı.

Davutoğlu'nun "Esad'ın elini sıkmayı düşünenler, bundan sonra Ortadoğu'da olacak her türlü zulmün bedelini omuzlarında taşırlar" sözlerine de değinen Vural, daha önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "tülbent ıslandı, en çabuk kuruyacak eski haline gelecek odur" sözleriyle Suriye'yle, Mısır'la ilişkilerin düzeltilmesini istediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Mısır'la ilişkilerin düzeltilmesi için Suud Kralı'ndan arabuluculuk istediğini kaydeden Vural, "El sıkışılmaz tabii katillerle. Peki 40 bin kişinin katiliyle nasıl el sıkışıyorsun sen? İyi katil, kötü katil diye bir şey yoktur. O bakımdan bunlarla ilgili bakış açılarında teröristlerle müzakere eden sizsiniz, kan dökenlerle müzakere eden sizsiniz. Onların elini sıkan da sizsiniz. Şimdi Mısır'la Suriye ile arayı düzeltmek için yol arayan da sizlersiniz" diye konuştu.

-" Diyarbakır'da Şivan Perwer, Balıkesir'de Kuvayi Milliye"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Balıkesir'de "Kürt sorunu yoktur, ne istediniz de olamadınız, ne eksiğiniz var", Kars'ta ise "Kürtlerin kimliklerinin tanınması sorunu, inançlarına saygı duyulması sorunu vardır" dediğini belirten Vural, "Diyarbakır'da megri megri, Balıkesir'de dombra... Diyarbakır'da Şivan Perwer, Balıkesir'de Kuvayi Milliye" ifadesini kullandı.

Oktay Vural, "Merak ediyorum, Balıkesir'de yok denilene Kars'ta neden var demek durumunda kaldı? Kim talep etti? Herhalde bir yerlerden talep geldi. Başkanlık sevdası o kadar derin ki pazarlıklar o kadar büyük ki adalardan esen bir yel, hemen 'yoktur' dedikleri Kürt sorununu 'var'a çevirmiş oldu" dedi.

Vural, "Türkiye'de bir bölücü terör sorunu vardır. Kürt kökenli insanlarımızı milletten ayırmak, devletinden kopartmak bölücülük projesi vardır. Çözüm dediğiniz de milleti ve devleti çözme sürecidir" diye konuştu.

Oktay Vural, "AKP, PKK, HDP 7 Haziran'a koalisyon olarak birlikte girmektedirler. İkisi de el ele vatanımızı, cumhuriyetimizi milletimizi ameliyatla bölüştürmek istemektedirler" iddiasında bulundu.

-Engin Alan tekrar aday olacak mı?

Oktay Vural, bir gazetecinin "Engin Alan, tekrar milletvekili adayı olmayacağını söylüyor. Bir sıkıntısı olduğu için mi" sorusu üzerine, "Hayır. Engin Alan Bey, bütün faaliyetlerimize eksiksiz katılan ve Türkiye genelinde bütün konferanslarda MHP'nin tutumunu Türk devletinin menfaatlerini koruma konusunda kararlı mücadelesini, teröristlerle cephede mücadele ettiği gibi siyasi mücadelesini de aynı ruhla, aynı heyecanla millet egemenliğini temsil eden bir milletvekili olarak gururla şuurla sürdürmektedir" diye konuştu.

Alan'ın mücadelesinin partinin siyasi faaliyetlerine büyük katkı sağladığını ifade eden Vural, "Onun dışındaki tamamen kişisel tercihlerdir, bilgi sahibi değilim" değerlendirmesinde bulundu.

Bir soru üzerine Vural, "Çanakkale'yi vatandaşa kapatmak, Çanakkale ruhuna tuz ruhu ekmektir" ifadesini kullandı.

Vural, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dünkü grup toplantısında dinlemelere ilişkin açıklamasını hatırlatması üzerine, "Görülmektedir ki bu açıklanan belgeyle hepimiz izleniyoruz, dinleniyoruz, işine geldikleri zaman işten atıyorlar, işlerine gelmediği zaman susturuyorlar, atamasını engelliyorlar. Bürokratı fişlenmiş, iş adamı fişlenmiş. Şu şuradan, şu şuraya mensup, bu buraya gidiyor, bu ülkücü demek suretiyle zaten alabildiğince her tarafınızda bu izleme belgeleri açık. Bu da bir iddianamede ortaya çıktığına göre açıkçası bizi dinleyen başkulağa sormak lazım. Başkulak kim?" ifadelerini kullandı.

Vural, bir gazetecinin "Seçimler yaklaşırken Doğu ve Güneydoğu'ya 20 bin polisin takviye edileceği ortaya çıktı. Sizin değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine, "Bir seçmen takviyesi olarak mı oraya gönderdiler, doğrusu onu da bilemiyorum. Yani onlar, orada oy kullanacak, bu amaçla mı gönderdiler. Yani seçimin güvenliği ciddi bir tehlike altındadır. Bugüne kadar da maalesef, terör örgütü bu coğrafyada açıkçası devleti yönetenler vatandaşları iki eksende sıkıştırarak bir sandık iradesini değiştirmek istiyorlar. 20 bin polisin oraya gitmesi açıkçası iki unsurun da seçmen üzerinde önemli bir baskı oluşturmaya yönelik bir adım olduğunu düşünüyorum" dedi.