MHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

MHP TBMM Grup Toplantısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Madem Cumhurbaşkanı Dolmabahçe mutabakatını elinin tersiyle itmektedir, o zaman PKK'nın Meclis'teki uzantılarıyla yanak yanağa oturan, hazırlanmış ihanet metinlerini okuyan AKP'li siyasetçilere de Sayın Erdoğan'ın söyleyecek bir çift sözünün olması şarttır, vaciptir.

26.04.2016 13:40
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Madem Cumhurbaşkanı Dolmabahçe mutabakatını elinin tersiyle itmektedir, o zaman PKK'nın Meclis'teki uzantılarıyla yanak yanağa oturan, hazırlanmış ihanet metinlerini okuyan AKP'li siyasetçilere de Sayın Erdoğan'ın söyleyecek bir çift sözünün olması şarttır, vaciptir." dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, terör operasyonları kapsamında bölücü örgütün sözde liderlerinden birisinin, devletin operasyonları sürdürmesi halinde çatışmaları Türkiye geneline yayacaklarını belirttiğini anımsattı.

Sözde liderin bununla da kalmayıp Türkiye'nin silah bırakması gerektiğini haince dillendirdiğini, ABD ile direkt temas halinde olduklarını iddia ettiğini vurgulayan Bahçeli, "Türkiye'den intikam almak için uygun şartların tezahürünü bekleyen müstevliler koalisyonuna karşı Türk milletinin tarihsel hak ve miraslarını savunmak için hükümet neyi beklemektedir?" sorusunu yöneltti.

Bir HDP milletvekilinin 23 Nisan günü TBMM'de, Türkiye'nin iç savaşta olduğunu söyleyecek kadar pervasızlaşıp haddini aştığını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı 24 Nisan günü Adana'da, bu hadsizi yerinde bir şekilde eleştirmiş ve demiştir ki, 'İki de bir Dolmabahçe mutabakatından bahsediyor. Ne Dolmabahçe mutabakatı? Nereden çıkmış böyle bir şey? Böyle bir mutabakat falan söz konusu değil' Sayın Cumhurbaşkanı'nın takdir edeceği gibi, biz de yıllarca 'ne Dolmabahçe mutabakatı' dedik.

Nereden çıktığını sorduk, rezalet olduğunu ifade ettik.

Dolmabahçe'de Türk milletinin gözü önünde cereyan eden AKP-PKK görüşmesini, caninin okunan sözde 10 maddelik metinini yerin dibine soktuk. Ayaklarımızla da çiğnedik. Bu itibarla Cumhurbaşkanı'nın söz ve değerlendirmeleri ümit vericidir.

Madem Cumhurbaşkanı Dolmabahçe mutabakatını elinin tersiyle itmektedir, o zaman PKK'nın Meclis'teki uzantılarıyla yanak yanağa oturan, hazırlanmış ihanet metinlerini okuyan AKP'li siyasetçilere de Sayın Erdoğan'ın söyleyecek bir çift sözünün olması şarttır, vaciptir."

Devlet Bahçeli, AK Parti Hükümeti'nin terörle samimiyet içinde mücadele ettiği sürece diğer eleştirileri baki kalmak kaydıyla, yanlarında olduklarını ve desteklerini esirgemeyeceklerini bildirdi.

Son terörist silahıyla birlikte ele geçirilip etkisiz hale getirilesiye kadar terörle mücadelenin istismar edilmemesi için azami sorumluluklarını yerine getireceklerini belirten Bahçeli, "Artık demokratik açılım yoktur.

Artık milli birlik ve kardeşlik süreci kadavradır.

Çözüm süreci ise çoktan gömülmüştür.

Denenmedik, müracaat edilmedik hiçbir sakat ve mahsurlu yol kalmamıştır.

Biz, terör örgütünün silah bırakması veya silahlarını gömmesini değil, devletin güvenlik birimlerine derhal teslimini istiyoruz.

Yani kanlı silahlar devletin envanterine mutlaka alınsın diyoruz.

Can almış, kurşun atmış, bölücülük yapmış kim varsa adaletin karşısına çıkarılmasını bekliyoruz.

Teröristlerin Türk adaletinin haklarında vereceği hükme boyun eğmelerinden başka seçeneklerini olmadığını biliyor ve bunu söylüyoruz." dedi.

"Karşımızdaki şer ve ihanet cephesi ya çökertilecek ya çökertilecektir"

Devlet Bahçeli, terör örgütüyle pazarlık konusunun uçurum olduğunu ve bu yolun kapalı durumda bulunduğuna dikkati çekti.

Çözüm, barış, helalleşme sözlerinin iskeletinin çıktığını vurgulayan Bahçeli, "Bu seçenekler de çoktan tedavülden kalkmıştır.

Şimdi gün, terörün belini kırma, yılanın başını koparma günüdür.

Şimdi gün, Türk devletinin çelikten bileğini hainlerin başına indirme günüdür." ifadesini kullandı.

Bahçeli, MHP'nin, bahis konusu milli çıkar ve beka olunca, sanal gündemlerin peşinden koşmayacağını, siyasi endişelere takılmayacağına işaret ederek, "Elbirliği edip Türkiye'nin terör ve bölücülük illetinden kurtulması için güçlü bir şekilde sorumluluğumuzun gereğini yapmalıyız.

Karşımızdaki şer ve ihanet cephesi ya çökertilecek ya çökertilecektir, bunun başka bir yol ve çaresi kalmamıştır.

AB şunu istiyormuş, ABD bunu dayatıyormuş, bizim umurumuzda değildir.

Türkiye'yi hıyanet kadrosuna kurban ettirmeyiz, Türk milletini tek dişi kalmış canavara Allah'ın izniyle bırakmayız." değerlendirmesinde bulundu.

"Türk milletine kinlerini her fırsatta kusmuşlardır"

Bahçeli, 1915 olaylarına da değindiği konuşmasında "24 Nisan" tarihinin Türkiye ile ABD ilişkilerinde değişmez bir gerginlik unsuru haline geldiğini söyledi.

Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Türk tarihi ve ecdadımız için tek yanlı, haksız ve temelden yoksun bir 'mahkümiyet ilamı' niteliğini taşıyacak her açıklamanın bizim nezdimizde itibar ve inandırıcılığı olmayacaktır.

Bilindiği gibi, 1914–1915 yıllarında Ermeni komitacıların, Rusların desteğiyle Türklere uyguladığı katliam, bu çerçevede Türklerin Ermenilere karşılık vermeleri tarihi bir gerçektir.

Ancak imparatorluğun bu durumda Ermenilere karşı aldığı cebri önlemler asla bir soykırım değildir.

Böyle bir savunma refleksini soykırım olarak nitelendirmek olsa olsa tarihi çarpıtmak anlamına gelecektir.

Türk milleti, içinde barındırdığı unsurlara her zaman sevgi ve şefkatle yaklaşmış olmasına rağmen, o unsurlardan bazıları Türk milletine kinlerini her fırsatta kusmuşlardır.

Bu yıl da Obama 'soykırım' kelimesini doğrudan zikretmemiş, ancak Ermeni terminolojisinde soykırımı tanımlamak için kullanılan 'büyük felaket' tabirinin Ermenice aslını açıklamanın merkezine oturtmuştur.

Obama'nın 'soykırım' kelimesi yerine büyük felaket ibaresi kullanmasıyla denge kurduğu, Türkiye'yi tamamen dışlamadığı yolunda bir sonuç çıkartmak bize göre abesle iştigaldir. Obama'nın seçim havasına giren ABD'de, bu terime bir kez daha sarılmasının anlamı burada aranmalıdır.

Kişisel fikirlerinin değişmediğini ifade eden Obama, Ermenileri överek sancılı, siyasi duruşunu teyit etmiştir.

Türkiye'nin her yıl '24 Nisan sendromu' yaşamaya mahkum bir ülke olması düşünülemeyecektir.

Daha önceki yıllarda vurguladığım gibi, bu duruma bir son verilmesinin artık zamanı gelmiştir."

ABD'li siyasetçilerin, Ermeni diasporasının siyasi desteği için Türkiye'yi feda etme gafletine düşmesi halinde bunun sonuçlarına en başta Ermenistan olmak üzere herkesin katlanacağını belirten Bahçeli, Türkiye'nin şerefli tarihi üzerinde hiçbir bedbahtın, karalama kampanyası yapamayacağına dile getirdi.

Bahçeli, "Türk milletini insanlığa karşı en ağır suç olan soykırım barbarlığına taraf olmuş ezik, lekeli ve yaralı bir millet konumuna düşürmeye hiç kimsenin de gücü yetmeyecektir.

Kendi bayrağımız için duyduğumuz hayranlık ve saygıyı başka milletlerin de kendi bayraklarına duyduğunu kabul eden bir anlayışın temsilcisiyiz.

Bu nedenle hiçbir milletin bayrağının ayaklar altında çiğnenmesini hoş görmek bir Türk evladı için söz konusu olamaz." ifadesini kullandı.

Türk milletiyle tarihsel husumeti bulunan mihrakların saldırılarına her platformda mutlaka engel olunması, gerektiğini vurgulayan Bahçeli, MHP'nin bu konuda üstüne düşen her görevi yapmaya kuşkusuz hazır ve kararlı olduğunu bildirdi.

"Türklüğün yaşandığı her coğrafya bizim ilgi ve duyarlılık alanımızdadır"

Ermenistan ile Azerbaycan arasında yaşanan gerginliğe de değinen Bahçeli, Azerbaycan'ın haklı davasını bildiklerini ve bu durumu yürükten sahiplendiklerini söyledi.

Bahçeli, Dağlık Karabağ sorununun çözüm yoluna girmeden ve işgalci Ermeni güçleri tamamen çekilmeden Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkilerinin normalleşemeyeceğini belirtti.

Bahçeli, şöyle dedi:

"Türk milleti her zaman Azerbaycan'ın yanında ve arkasında olmuştur, bundan sonra da soydaşlarını hiçbir şart altında yalnız bırakmayacaktır.

Azerbaycan halkının aleyhine ve zararına olacak herhangi bir adım atılmasına Türk milleti izin vermeyecektir.

Türklüğün yaşandığı her coğrafya bizim ilgi ve duyarlılık alanımızdadır.

Coğrafyalarımız ayrı, devletlerimiz farklı olabilir ama biz aynı milletin, yürekleri bir atan evlatlarıyız.

Ayrımız gayrımız yoktur. Çünkü biz Bakü'de Mahnı, Ankara'da oyun havasıyız. Bir yanımız Bahtiyar Vahapzade ise diğer yanımız Mehmet Akif Ersoy'dur.

Gözümüzde Karacaoğlan neyse Kurbani odur.

İnanıyorum ki Türk milleti taşıdığı sağduyu, irfan ve basireti gösterecek ve ne derece vahim olursa olsun her felaketi aşacak güce sahip olduğunu, dosta ve düşmana bir kez daha ispat edecektir.

Yakın milli tarihimiz, çok daha umutsuz ve karanlık günlerde büyük Türk milletinin dirilişinin ve yükselişinin muhteşem örnekleri ile doludur.

Bütün ümidim ve temennim, bugün vatan ve millet sevdalılarının devletimize ve milletimize ruh veren ortak paydalarda bir araya gelerek Türkiye'yi hak ettiği mutlu yarınlara taşıyacak iradeyi göstermesidir.

Bunu hem Azerbaycan ve tüm Türk coğrafyaları hem de Türkiye için Allah'tan niyaz ediyorum."

Devlet Bahçeli, milli bütünlüğün bozulmasına yönelik tehlikelere karşı gösterdikleri hassasiyetin ve ısrarlı ikazların haklı yönünün bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Aziz vatanın kahraman evlatlarının devam eden şahadetleriyle birlikte, kritik bir yol ayrımına yaklaştığımız önümüzdeki dönemde, hiçbir mezhep, köken veya düşünce ayrımı yapmadan, herkesle kucaklaşıp harekete geçmek zamanı çoktan gelmiştir."

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika MHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement