Nyt: Bir Zamanlar "Kırılgan Beşler" Olan Piyasalar Şimdi Tırmanıyor

Yükselen piyasalardaki erimenin, aralarında Türkiye'ye de yer verildiği "Kırılgan Beşler"de hisse ve tahvil piyasalarını alt üst etmesinden sadece altı ay sonra "Türkiye, Hindistan, Endonezya, Brezilya ve daha düşük oranda Güney Afrika'nın getiriye aç küresel yatırımcıların başlıca hedefleri haline geldikleri" belirtiliyor.

New York Times gazetesinin yer verdiği bir haberde Merrill Lynch tarafından gerçekleştirilen araştırmaya dayanarak söz konusu beş ülkenin tümüne yakın bölümünün bu yılda varlıkları "en iyi performans gösteren ilk 10" arasında yer aldıklarına dikkat çekilirken "Endonezya, örneğin, yüzde 30'luk getiri ile birinci sırada, Türkiye ise yüzde 25 getiri ile ikinci sırada izliyor" diyor.

Getirinin Hindistan'da yüzde 20.4'e, Brezilya'da ise yüzde 15.2'ye ulaşırken getiri düzeyi yönünde ilk 10 arasında bulunmayan Güney Afrika'nın ise yine yüzde 10 sağladığına dikkat çekiliyor ve faiz oranlarının İngiltere dışındaki tüm büyük piyasalarda sıfıra doğru gittiği kaydediliyor.

NYT haberinde Washington'daki Uluslararası Finansman Enstitutüsü'nün (IIF) baş ekonomisti Charles Collyns'in "Yatırımcıların risk iştahı hala çok büyük ve son birkaç aydır yükselen piyasalara yönelik akımları destekliyor" değerlendirmesini aktardıktan sonra Collyns'in bu akımların, ABD ve diğer piyasalardaki faizler artmaya başlarsa kolayca yön değiştirebileceğini de söylediğine işaret ediliyor.

Landon Thomas imzasını taşıyan haberde söz konusu yükselmekte olan ülkelere hisse ve tahvil piyasalarında görülen hızlı artışların bu ülkerlerdeki "gerçek siyasi ve ekonomik ilerlemeyi yansıttığı" belirtilirken başta Endonezya ve Brezilya'da yapılan ve "dinamik reform gündemleri olan yeni siyasi liderlerin "eski tüfek elitleri"ni yendiği seçimlere vurgu yapıldıktan sonra Türkiye ve Brezilya ile ilgili olarak şu görüşleri dile getiriliyor:

"Türkiye ve Brezilya'da genel değişim, daha ölçülü oldu, özellikle siyaset yönünden. Ancak her iki vakada yatırımcıları, ülkelerin hala içerdiği riskleri daha kabul edecek durumuna geldiler, yani durgun büyüme, yüksek özel borç düzeyleri ve inatçı enflasyon oranları."