Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) subayların kendilerinden olmayan askeri okul öğrencilerine yaptıkları zulmün mağdurlarından İzmirli Melike Bulut Şehirli, askeri helikopter pilotu olmak için girdiği Hava Harp Okulu'nu baskılar nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını belirtti.
HEMŞİRE OLDU
Askeri okulu bıraktıktan sonra Balıkesir'de hemşirelik eğitimi alan ve hayallerinden uzak yeni bir yaşama başlayan Melike Bulut Şehirli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1992'de İzmir'in Bergama ilçesinde doğduğunu ve küçük yaşlarından itibaren hep askeri helikopter pilotu olmak istediğini söyledi.
İlçedeki 13 Nisan Anadolu Lisesi'ni tamamladıktan sonra 2010'daki LYS ile Hava Harp Okulu'nu kazandığını, Yalova'daki öğrenci seçme uçuşundan da başarıyla geçtiğini ifade eden Melike Bulut Şehirli, "Uçuşlarımdan birini de 2011 yılında Balyoz Davası nedeniyle içeri alınan Tümgeneral İsmail Taş ile gerçekleştirmiştim. Uçuş sınavlarını başarıyla geçtikten sonra intibak dönemine başladık. İşte o dönem çok zorluydu." dedi.
"BİZE BUNLARI YAPAN BELLİ BİR GRUP VARDI"
İntibak döneminde üst üste gece nöbeti tutmak zorunda kaldığını ancak başkalarının aynı nöbeti tutmadığını fark ettiğini söyleyen Şehirli, şöyle devam etti:
"Art arda tuttuğum nöbetler aslında bu baskının bana özel yapıldığını gösteriyordu. Sürekli olarak 'Ülkeye hizmetini sadece burada değil, başka yerde yap' baskısı altındaydım. Yine de bu baskılardan sıyrılıp askerlik yemini ettim ve herkes gibi Harbiyeli olduğumu sandım. İlerleyen zamanda herkes gibi olmadığımı anlayacaktım. İlk olarak nöbet çizelgelerinde yer almayan nöbetleri tutmadığım için ceza aldım. Ondan sonra da 3'er günlük oda hapisleri çekmeye başladım. 27 Şubat 2011 tarihinde de bir gece yatağımdan komutanların seçtiği kadetler tarafından kaldırıldım. Bayanlar katındaki uçuş odasına alındım. Pencereye doğru esas duruşta 1 saat boyunca beklememi istediler. Bu sürede bana 'Melike Bulut, bu okula neden geldin, bırakmayı düşünmüyor musun, neden bırakmıyorsun, okulu bitirebileceğini mi düşünüyorsun, neyine güveniyorsun?' dediler. Hatta pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler. Atlamayacağımı anlayınca odama gitmeme izin verdiler."
"ANLADIK Kİ SORUN BİZDE DEĞİLMİŞ"
Okulda hiçbir zaman "Fethullahçı, cemaatçi" kavramlarının kullanılmadığını dile getiren Şehirli, "Ama bize bunları yapan belli bir grup vardı. Biz bu grubun kim olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Niçin biz diye soruyorduk. Biz hep bizde sorun olduğunu düşündük ama sonra anladık ki sorun bizde değilmiş. Askeri okuldan ayrılmaya zorlananların değil de okulda kalanların ortak bir özelliği vardı ve o gruba dahillerdi." diye konuştu.
"NAMUSUMA SAHİP ÇIKAMIYORUM DİYE BAĞIRTTIRDILAR"
Eğitimler sırasında çok zorlandığını, aç ve susuz bırakıldığını, komutanların bir gruba ise hiç de kötü davranmadığını ifade eden Melike Bulut Şehirli, eğitimler sırasında esas duruştayken üst devrede olan öğrencilerin silahını tekmelediğini, düşen silahın ise kendisinden kaçırıldığını, yasak olduğu için esas duruşu da bozamadığını dile getirdi.
Melike Bulut Şehirli, eğitimlerde yaşadıklarını da şöyle anlattı:
"Silah düşünce alıp kaçıyorlardı. Sonra da 'Silah benim namusum. Ben silahıma sahip çıkamıyorum, demek ki ben namusuma da sahip çıkamıyorum komutanım' diye 25 kez bağırmamı istiyorlardı. Çok ağrıma gidiyordu, 25. kez söylerken artık ağlıyordum. Erkek devre arkadaşlarım bile artık gördüğüm zulme dayanamıyor, bu aşağılanma karşısında artık bırakıp gitmem gerektiğini söylüyordu."
Başka kadın öğrenciye ise aynı şekilde davranmadıklarını ifade eden Melike Bulut Şehirli, "Onun babası cemaatçilerin sahibi olduğu bir kırtasiyede çalışıyordu. Ben okulumu bırakmak zorunda kalırken onun eğitimine devam ettiğini biliyorum." diye konuştu.
"ANLATTIĞIMDA 'HALÜSİNASYON GÖRÜYORSUN' DEDİLER"
Dolabının sık sık kontrol edildiğini, iç çamaşırlarının ortaya saçıldığını da dile getiren Melike Bulut Şehirli, yaşadıklarını bazı öğretmenlerine anlattığında "Halüsinasyon görüyorsun." yanıtını aldığını söyledi.
Kurmay bir yüzbaşının aynı devredeki diğer 8 kadın öğrenciyle konuştuğunu, bu konuşmadan sonra devre arkadaşlarının kendisine küstüğünü ve tamamen yalnızlığa itildiğini anlatan Melike Bulut Şehirli, ikinci sınıftayken kendisinden habersiz okula çağrılan ailesine "başarısız" ve "isteksiz" olduğunun anlatıldığını dile getirdi.
"BU BİR TİYATRO DEĞİL"
Ailesinin çağrılmasından sonra okulu bırakma kararı aldığını söyleyen Melike Bulut Şehirli, şunları kaydetti:
"Okulu bıraktıktan sonra tazminatı ödemek için annem ve kardeşimle domates ve mısır tarlalarında amelelik yaptım. Yaşadıklarımı TSK'ya bildirdim, BİMER'e ilettim ama maddi durumum olmadığı için mobbing nedeniyle dava açamadım. Bu bir tiyatro değil. Bize bunu yapanlar bedelini ödemeli. Bizler subay olmayı çok isteyen insanlardık ama onlar hiç hak etmedikleri yerlerde devletin malını istedikleri gibi kullandılar."
Askeri okuldan ayrılmaya zorlanan öğrencilerin bir platformda buluştuğunu da hatırlatan Melike Bulut Şehirli, FETÖ üyesi subay ve astsubayların cezalandırılması için açılacak davaya müdahil olacaklarını da sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › FETÖ Mağduru Harp Okulu Öğrencisi: 3. Kattan Atlamamı İstediler - Son Dakika
Yönetmen, yazar ve ressam Tayfun Pirselimoğlu'nun 'Tuhaf Zamanlar' adlı kişisel sergisi, İstanbul Concept Gallery'de ziyaretçilere açıldı. Sergi, Pirselimoğlu'nun tuhaflıklar üzerine kurulu resimlerini içermekte olup, sanatçı tuhaflığın kendisindeki karşılığını bulmaya çalıştığını ifade etti. Sergi, 16 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilir.
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından düzenlenen 38. Uluslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında Prag Filarmoni Nefesli Beşlisi konser verdi. Çankaya Sahne'deki konserde, Jiri Sevcik, Vladislav Borovka, Jan Brabec, Vaclav Fürbach ve Mikulas Koska'nın yer aldığı topluluk, Mozart, Farkas, Bizet, Dvorak ve Hallam'ın eserlerini seslendirdi. Prag Filarmoni Nefesli Beşlisi üyeleri, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birçok ödül kazanmıştır ve birçok önemli orkestrada görev almaktadır.
Konya'nın Kulu ilçesinde gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda, polis ekipleri tarafından durdurulan bir otomobilde yapılan aramada 390 uyuşturucu hap ele geçirildi. Operasyonda gözaltına alınan 2 şüpheli, adliyeye sevk edildikten sonra tutuklandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen 2024 Hac Organizasyonu Kafile Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hac organizasyonlarında İslam ülkelerine örnek olduklarını ve her sene daha iyi hizmet sunma gayreti içinde olduklarını belirtti. Erbaş, haccın müminler için büyük bir özlem olduğunu ve haccın birlik ve beraberliği sağladığını vurguladı. Ayrıca, hac organizasyonlarının başarısı için kafile başkanlarının disiplinli çalışmasının önemine değindi.
Sizin düşünceleriniz neler ?