Seçim Hükümeti Şekilleniyor - Son Dakika
Politika

Seçim Hükümeti Şekilleniyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bakanlık teklifinde bulunduğu CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ateş çemberinden geçmiş, 1991 Hükümeti'nde ve daha sonraki dış zorlamalara dayanan hükümet modellerinde en yukarı düzeyde yer almayı kendisi ve partisi için reddetmiş bir siyaset anlayışına muhatap olmaktasınız. Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren hukukuna karşı rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu savunduysam, şimdi de milletin hukukunu sizlere karşı savunmak boynumun borcudur" değerlendirmesinde bulundu.

27.08.2015 17:45
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bakanlık teklifinde bulunduğu CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ateş çemberinden geçmiş, 1991 Hükümeti'nde ve daha sonraki dış zorlamalara dayanan hükümet modellerinde en yukarı düzeyde yer almayı kendisi ve partisi için reddetmiş bir siyaset anlayışına muhatap olmaktasınız. Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren hukukuna karşı rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu savunduysam, şimdi de milletin hukukunu sizlere karşı savunmak boynumun borcudur" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Davutoğlu'nun geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bakanlık teklifinde bulunduğu Deniz Baykal, davete ilişkin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hitaben yaptığı açıklamayı, kamuoyu ile paylaştı.

7 Haziran seçiminin, yüzde 87'lik bir seçmen katılımı, yüzde 96'lık bir temsil düzeyi ve hiçbir partiye tek başına iktidar vermeyen dört partili çoğulcu siyaset yapılanması ile yeni bir milli irade şekillenmesini ortaya koyduğunu ifade eden Baykal, "Hiç şüphe yok ki bu, tek başına yönetmeye alışmış siyaset adamlarının ezberini bozan bir tablodur. Onlara yönelik bir meydan okumadır. Yeni bir demokrasi sınavıdır" görüşünü savundu.

1 Kasım'da yapılacak seçim kararı ile siyasetçilerin, milli iradeye uymak yerine, milli iradeyi kendilerine uydurmayı tercih ettiklerini öne süren Baykal, şöyle devam etti:

"Seçim, partilerin birbiriyle değil, 7 Haziran sonucunu beğenmeyen partilerin milletle hesaplaşması anlamına gelecektir. 7 Haziran seçimlerinden iki buçuk ay sonra yeni bir seçim kararının alınması, TBMM'nin daha komisyonlarını bile kuramadan tüketilmesi, aslında millet iradesine meydan okumaktır. 7 Haziran parlamentosunu kilitleme politikası, seçim akşamı yeni bir seçim tarihini 20 Kasım olarak ilan eden muhalefet partisiyle başlamıştır. 9 Haziran'daki buluşmamızdan sonra, Cumhurbaşkanı'nın yaptığı 'Egolarımızdan sıyrılalım. Milletin iradesi ortadadır. Koalisyon kaçınılmazdır' konuşmasıyla başlayan dönem, ne yazık ki çok kısa sürmüştür. TBMM Başkanlık seçimi bu açıdan bir temel kırılma noktası olmuştur. Bu seçim ile hem TBMM Başkanlığı, çoğunluk muhalefet partilerinde olduğu halde eski iktidar partisine emanet edilmiş hem de bu muhalefet dağınıklığı, iktidar yönetiminin seçim dayatmasının önünü açmıştır. TBMM Başkanlığı seçimi ile 7 Haziran'da ortaya çıkan farklı siyasal güçlerin birbirlerinin varlığına ve anlayışlarına saygı göstermek zorunda olduğu uzlaşma ve iş birliğine dayalı hukukun üstünlüğüne, demokrasi ilkelerine ve anayasaya saygılı yeni bir siyasal dönemin açılacağı umudu ağır bir darbe yemiştir."

"Bir muhalefet partisinin eksantrik politikaları sonucunda..."

Demokrasinin muktedirlerin lütfu değil, mecburiyeti olduğunu vurgulayan Baykal, "Ne yazık ki 7 Haziran'dan sonra milletimiz muhalefet partilerine TBMM çoğunluğunu vermiş ama bir muhalefet partisinin eksantrik politikaları sonucunda o çoğunluk kimseyi hiçbir şeye mecbur edememiştir" açıklamasını yaptı.

Seçimden bu yana 3 aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen, seçimin siyasi meşruiyetinin hükümete taşınamadığını da iddia eden Baykal, yeni seçilmiş 550 milletvekilinin ise siyasi sürecin dışında olduğunu kaydetti.

Meclis'te çoğunluğu kaybeden siyasi partinin, bir kısmı milletvekili bile olmayan bakanları ile Türkiye'yi yönettiğini belirten Baykal, bu durumun, seçim hükümetiyle de sürmeye devam edeceğini ifade etti.

TBMM'nin aylardır devre dışı olduğunu da değerlendiren Baykal, hükümeti kurma çalışmaları başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra, Anamuhalefet partisi liderine, hükümeti kurma görevi verilmemesinin ise hiçbir gerekçe ile mazur gösterilemeyeceğini vurguladı.

"Bu tutum siyasete, demokrasiye, hukuka, parti liderlerine karşı ben-merkezci arogant bir tutumu yansıttığı kadar, koalisyona bir şans vermeme, seçim dışında bir seçenek bırakmama telaşını da yansıtmıştır" ifadesine yer veren Baykal, 7 Haziran'da oluşan TBMM'ye "ayıplı mal muamelesi" yapıldığını, 1 Kasım'da seçim kararı ile değiştirilmesinin talep edildiğini ileri sürdü.

"Seçim öncesi hükümetin uzantısı niteliğinde olacak..."

Seçim hükümetinin de esas itibariyle seçim öncesi hükümetin uzantısı niteliğinde olacağını, siyasi temsiliyet açısından da büyük ölçüde aynı durumda kalacağının anlaşıldığını ifade eden Baykal, şunları kaydetti:

"Seçim kararı bir toplumsal talep ya da ihtiyaç sonucu değil, 7 Haziran siyasi şekillenmesine tepki olarak düzenlenen senaryonun son aşaması olarak sahneye konulmuştur. Bunun da temelinde kimseyle uzlaşmak zorunda kalmadan, tek başına ülkeyi yönetmek özlemi vardır. Sakıncalı olan da budur. Türkiye'yi gerilime, kutuplaşmaya, hatta çatışmalara sürükleyen de siyasal, toplumsal bir alt yapısı olmayan bu özlemdir. Siyasetimizin gecikmeden uzlaşmayı, paylaşmayı, hukuka saygı durmayı, hesap vermeyi, alçak gönüllü olmayı öğrenmesine ihtiyaç var. Bir erken seçimden sonra aynı ya da seçimi zorlayanlar için daha elverişsiz bir tablo ortaya çıkarsa ne olacaktır? Bunu siyasi bedeli ödenecek midir?

Bu şartlar içinde oluşturmakta olduğunuz seçim hükümeti teklifiniz dolayısıyla şunları söylemek zorundayım, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ateş çemberinden geçmiş, 1991 Hükümeti'nde ve daha sonraki dış zorlamalara dayanan hükümet modellerinde en yukarı düzeyde yer almayı kendisi ve partisi için reddetmiş bir siyaset anlayışına muhatap olmaktasınız. Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren hukukuna karşı rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu savunduysam, şimdi de milletin hukukunu sizlere karşı savunmak boynumun borcudur."

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Seçim Hükümeti Şekilleniyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement