Sigorta ve G-20 Hedefleri" Konferansı

Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç, "Yatırımcılar nezdinde bilançoda sınırlı bir durum olsa bile, küresel sigorta piyasalarına yatırım yapma eğiliminin olduğunu görüyoruz" dedi.

Türkiye'nin G-20 Dönem Başkanlığı kapsamında, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve Küresel Sigorta Birlikleri Federasyonu (Global Federation of Insurance Associations - GFIA) iş birliğinde "Insurance and the G-20 Goals/Sigorta ve G-20 Hedefleri" başlıklı konferansta sigortacılığın küresel hedefleri tartışıldı.

Toplantının açılışında konuşan Dr. Ahmet Genç, düzenlenen konferansın riskleri tanımayı ve azaltmayı amaçladığını söyledi.

Konferansın 4 ana konusunun G20 gündemi ile yakından ilişkili olduğuna işaret eden Genç, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığı kapsamında ilk günden itibaren küresel camiaya "2015 öyle bir yıl olacak ki, G20 çabalarını kapsayıcı sağlam ve büyümeye yoğunlaştıracak ve toplu eyleme geçme söz konusu olacak" mesajının verildiğini anlattı.

Ahmet Genç, Türkiye'nin bu çerçevede G20 gündeminde uygulama, kapsayıcılık ve yatırım ayağının öncelik olarak belirlendiğini anımsatarak, G20 önceliklerinin sigorta konferansına entegrasyonu hakkında ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu konferansın ana konularından biri de kırılgan kesimler için sigortadır. Sigortanın rolü gitgide artıyor ve herkes bunun önemini kabul etmiş durumda. Kırılgan kesimlere, gençler, yaşlılar, kadınlar, göçmenler ve kültürel gruplar örnek verilebilir. Kırılgan kesimler için yapılacak çalışmalarla küresel ölçekte sigorta kapsayıcılığının artırılması amaçlanıyor. Finansal kapsayıcılık gündemine bakıldığında ise, etnik kökenli finansal ürünlerin geliştirilmesine daha çok önem verilmeye başlandı."

Kapsayıcılığı artırmak adına, sigortalının katılımcı biçimlerinin daha fazla tartışılmaya başlandığına işaret eden Genç, G20'nin yatırım önceliğinin sigortaya yansımasını ise şu şekilde özetledi:

"Yatırımcılar nezdinde bilançoda sınırlı bir durum olsa bile, küresel sigorta piyasalarına yatırım yapma eğiliminin olduğunu görüyoruz. Sigortacıların yatırım stratejilerine baktığımız zaman, yükümlülük ve risk-getiri profili, çerçeve koşulların niteliği, düzenlemeleri vergilendirme konusu önemli burada. Sigorta sektörü, şirketlerin uzun vadeli finansmanı açısından önemli bir aday. Sigorta sektörünün farklı kapasiteleri var. Konjonktür aleyhine harekete geçip stabilite sağlayabilir."

-"Altyapı boşluğunun gerilemesi için, 2030 yılına kadar yaklaşık 60 trilyon dolara ihtiyaç duyulacak"

Toplantı kapsamında düzenlenen "Altyapı yatırımı: Fırsatlar ve Zorluklar" panelinde, altyapı yatırımlarının finansmanın, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde en önemli konular içerisinde yer aldığı belirtildi.

Panelde konuşan Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı Bora Oruç, küresel ekonominin mevcut durumunda, özellikle gelişmiş ekonomilerin bulunduğu ülkelerde nüfusun ve altyapının gittikçe yaşlandığını söyledi.

Gelişmekte olan ülkelerde ise altyapının ya hiç bulunmadığı da yeterli düzeyde olmadığını dile getiren Bora, "Daha iyi bir yaşam sağlayabilmek için, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde altyapıya yatırım yapmak gerekiyor" dedi.

Kalkınma Bakanlığı Kamu-Özel İşbirliği Daire Başkanı Sedef Noyan ise altyapı yatırımlarının sürdürülebilir büyüme ve üretkenlik için son derece önemli olduğuna işaret ederek, "Altyapı üretebilir ve boşluğu kapatabilirseniz o zaman daha kapsayıcı, daha sürdürülebilir bir büyüme oluyor. Bu bölgeler ve coğrafyalar arasındaki farkın kapatılabilmesi adına son derece önemli" değerlendirmesinde bulundu.

Noyan, konuya ilişkin katılımcılarla bazı rakamları da paylaştı. "Rakamlar açık şekilde 'altyapı boşluğu nasıl daha az kalkınmaya neden olduğunu' gösteriyor" diyen Noyan şu bilgi ve verileri aktardı:

"Gelişmek ve kalkınmak için altyapıya ihtiyaç var. Peki gelecekte nasıl bir altyapı boşluğu olacak? Altyapı boşluğunun gerilemesi için, 2030 yılına kadar yaklaşık 60 trilyon dolara ihtiyaç duyulacak. Gelişmiş ülkelere bakıldığında, genellikle mevcut altyapının onarılması şeklinde oluyor ama gelişmekte olan ülkelere bakıldığında genellikle sıfırdan yapılan yatırımlar anlamına geliyor ve yıllık olarak da yaklaşık 3,3 trilyon dolara ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor."

"Felaketlerden korunma: Kırılgan kesimler için sigorta" panelinde ise sigortanın kapsayıcılığının artırılması ve toplumun tüm kesimlerine ulaşmasının, düşük gelirli kimseler için oluşturulan sigorta ürünleri ile tekafül (İslami sigortacılık) esaslı ürünlerin tasarlanarak sigortalılara sunulması ile mümkün olduğu ele alındı.

Etkinlik kapsamında öğleden sonra "Yaşlanan nüfusun sigortalanması" ve "G20'ye yönelik B20 tavsiyeleri" oturumlarında nüfusu gittikçe yaşlanan ülkeler, bu durumun sisteme getireceği yükün çözümü, varlık ve yükümlülük değerlemesi ve sermaye yeterliliği gibi alanlarda sigorta ve emeklilik şirketlerinin yüklendiği uzun dönemli yükümlülükler tartışılacak.