Siyasette Sivil Ağı Projesi"

AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, sivil toplumun amacının politika yapılmasını etkilemek olduğunu belirterek, "Politika yapmaz ama politika yapıcılar üzerinde büyük bir etkisi vardır" dedi.

Kan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından hazırlanan "AB-TR Siyasette Kadın Sivil Ağı Projesi" kapsamında gerçekleştirilen "Sivil Diyaloglar" programında, Türkiye'nin zorlu bir süreç geçirdiğini ancak birlik ve beraberlik içerisinde ülkeyi çok güzel günlere taşıyacaklarını söyledi.

Siyasi yolculuğunun Fazilet Partisi'nde başladığını, 1999 seçimlerinde Türkiye'de ilk kez MHP'den Nesrin Ünal ile Fazilet Partisi'nden Merve Kavakçı'nın baş örtülü seçilen milletvekilleri olduğunu anımsatan Kan, şöyle konuştu:

"Nesrin Ünal o dönem baş örtüsü olmadan parlamentoya gelerek görevini sürdürdü. Merve Hanım parlamentoya girdiği gün 2 Mayıs 1999'da, o dönem ki kanunlarla bugünküler arasında hiçbir fark olmamasına rağmen dönemin Başbakan'ının 'Bu kadına haddini bildirin' cümlesiyle biten konuşmasının muhatabı oldu. Onun şahsında dönemin Cumhurbaşkanı ve devlet erkanının da desteklemeleriyle bir kadına 'Nasıl had bildirilir' hepimiz gördük."

Kan, sivil toplumla bağlarını kopartmadan halkla iç içe Türkiye'yi daha güzel günlere taşımak için çalışacaklarını ifade ederek, KADEM'in yaptığı çalışmaları çok önemli gördüğünü aktardı.

Sivil toplum kuruluşlarının önemine değinen Kan, "Sivil toplumun amacı politika yapılmasını etkilemektir. Politika yapmaz ama politika yapıcılar üzerinde büyük bir etkisi vardır. Bu manada hem kadına karşı şiddet, özelinde ve birçok farklı alanda yaptığı çalışmaları çok değerli buluyorum" diye konuştu.

"Bakış açımızı biraz değiştirmemiz lazım"

Kan, kadınların, nüfusun yarıdan fazlasını temsil ettiğini, Türkiye'de kadınların siyasete aktif manada ilk katılımının Refah Partisi döneminde olduğunu savunan Kan, ablasının Refah Partisi'nde kendisinin ise Fazilet Partisi'nde çalıştığını dile getirdi.

O dönemki siyasi çalışmalarında yaşadığı zorlukları anlatan Kan, şöyle devam etti:

"Kızım 3-4 yaşındaydı. Biz toplantılar yaparken o arkadaşlarıyla yine siyasi toplantılar yapardı. Bilirsiniz çocuklar annelerini model alıyor. En zorlandığım anlar resmi toplantılardı. Kızımın susmayıp bağırıp, 'Çıkmak istiyorum, karnım acıktı ya da şunu istiyorum' gibi beni mahcup etmesiydi. Herkes bir süre sonra alıştı. Kadınların toplum içerisinde anne vasıflarından da fedakarlık etmeden çocuklarıyla da bulunması gerektiğini düşünüyorum. Parlamentoda da biz bazı günler bunu yaptık, herkes çocuğuyla işe geldi. Danışmanımın bebeği 1,5 yaşındaydı. Grup toplantısına o da katıldı. Eğer oradaki disiplini, düzeni bozmuyorsa çocuk sesleri her zaman olmalı. Parlamentoda da olmalı diye düşünüyorum. Bakış açımızı biraz değiştirmemiz lazım."

AK Parti İstanbul Milletvekili Fatma Benli ise hayatın her alanında çalışan kadınların çok fazla zorluklarla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Kadınların bir anda üç beş işi yapmak, her şeyi bir anda toparlamak zorunda olduklarını dile getiren Benli, "Zorluklara alışkın olan daha önceki yaşam tecrübelerinde bunların üstesinden gelmiş kadınların, siyasette bu zorlukların üstesinden gelmemesi çok düşünülebilir bir şey değil. Biraz daha fazla gayret göstermeleri, fedakarlıkta bulunarak, ailelerinden daha fazla destek görmeleri yeterli olacaktır" ifadelerini kullandı.

Benli, hayatın içinde bulunan kadınların karar mekanizmalarında da daha fazla olması gerektiğini vurgulayarak, "Kendilerini, hayatlarını, çocuklarıyla ülkelerinin geleceğini etkileyen kararlar alınırken onların da dahil edilmeleri gerekiyor. Bu da ancak kadınların ya karar mekanizmalarında bulunmaları ya da sivil toplum kuruluşlarının destekleriyle karar mekanizmalarındaki insanlara baskı yapmalarıyla mümkün" şeklinde konuştu.

"Daha renkli bir meclis istiyoruz"

KADEM Başkanı Emine Sare Aydın da kadın ve siyaset ilişkisini içeren Avrupa Birliği tarafından fonlanmış bir takım projelerin olduğunu, ilk defa sivil toplum diyaloğu adı altında bir proje geliştirdiklerini aktardı.

Toplumun farklı kesimlerini siyaset yapan kişilerle bir araya getirdiklerini aktaran Aydın, "Siyasete nasıl girdiklerini, siyasetin içerisinde erkekleşmeden kadın olarak nasıl mücadele edeceklerini, özelikle kadına yönelik şiddetle mücadelede, kadınların karar alma mekanizmalarında daha iyi yer alabilmelerini sağlayacak politikaları nasıl çalışacaklarını sorduk" diye konuştu.

Projenin Avrupa ayağının da bulunduğunu anlatan Aydın, Avrupa'da da farklı sivil toplum örgütleri, parlamenterler ve siyaset yapanlarla bir araya gelerek, sivil toplumla siyaset arasındaki ilişkiyi güçlendirmek istediklerini bildirdi.

Aydın, "Dünya artık yönetimler hükümetler hiçbir şekilde siyasetle şekillenmiyor. O şekli veren arkadaki devasa sivil toplum gücüdür. KADEM olarak daha renkli bir meclis istiyoruz. Siyah, siyah erkek egemen bir dünya. Siyaset o tekelde gidiyor, onu değiştirmenin en kolay yolu kadınların renklerinden vazgeçmeden, o renklerle parlamentoya gelmeleri" değerlendirmesinde bulundu.

"KADEM'e çok özel bir külliye inşa edilecek"

Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da yaptıkları projelerde önceliği kadın ve gençlere verdiklerini, ilçedeki her kadına, bu şehrin geleceğine katkısı olduğunu anlatmaya çalıştıklarını söyledi.

Esenler'in 2010'da İstanbul'da suç ve suç işleme oranlarında ilk üç içerisinde bulunduğunu, bugün ise ilçenin bu açıdan en sonlarda yer aldığını aktaran Göksu, bunda kadınların çok ciddi payının olduğunu vurguladı.

KADEM'in, kadın sorunları ve gelecek perspektifiyle ilgili konularda etkin ve verimli söz sahibi olan bir sivil toplum kuruluşuna dönüştüğünü bildiren Göksu, "Esenler'in çok güzel bir yerinde KADEM'e çok özel bir külliye inşa edilecek. Projesi bitmek üzere" şeklinde konuştu.

Bu arada, programa Kosova'dan katılan Brunilda Gjura-Tafili, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için yazdığı şiiri okudu.