Tahşiyecilere Kumpas" İddianamesi (4) - Son Dakika
Güncel

Tahşiyecilere Kumpas" İddianamesi (4)

"Tahşiye soruşturması"nda kumpas kurup usulsüzlükler yaptığı iddia edilen "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik iddianamede, "tüm birimleri birbirleriyle uyumlu ve koordinasyon içerisinde çalışan, ülke çapında olduğu gibi İstanbul Emniyet Müdürlüğünün kadrolarında görev yapan şüpheli Fetullah Gülen'e bağlı paralel yapılı terör örgütü mensubu şüphelilerin, çok iyi hazırlanmış plan çerçevesinde hareket ederek bomba ve mühimmatları yerleştirdiklerinin tespit edildiği" belirtildi.

22.09.2015 19:48
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Tahşiye soruşturması"nda kumpas kurup usulsüzlükler yaptığı iddia edilen "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik iddianamede, "tüm birimleri birbirleriyle uyumlu ve koordinasyon içerisinde çalışan, ülke çapında olduğu gibi İstanbul Emniyet Müdürlüğünün kadrolarında görev yapan şüpheli Fetullah Gülen'e bağlı paralel yapılı terör örgütü mensubu şüphelilerin, çok iyi hazırlanmış plan çerçevesinde hareket ederek bomba ve mühimmatları yerleştirdiklerinin tespit edildiği" belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan 398 sayfalık iddianamede, soruşturma sürecinde 23 Ocak 2015'te İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne "Tahşiyeciler" konulu bir ihbar maili gönderildiği anlatıldı.

İsimsiz gelen ihbar mailine de yer verilen iddianamede, mailde "Tahşiye operasyonunda görev almış isimsiz biriyim. Amirlerimizin talimatıyla o gece her zaman yaptığımız gibi hedef şahıslara yönelik adres civarında bekliyordum. Sonrasında haberlerde ve büroda duyduğum kadarıyla bizim beklediğimiz adreslerde bombalar çıkmıştı. Adrese girilene kadar adres çevresinde karakol kurduk, bekledik. Bu çalışmaları bizzat yöneten Recep Güven, Erol Demirhan, Ali Fuat Yılmazer ve Ömer Köse'dir. Ben o dönem devlet için çalıştığımızı düşünüyordum. Böyle bir ihanetin olduğunu görmem beni çok rahatsız etti. Vicdanım çok rahatsız olduğu için bunları yazıyorum, her kimin suçu varsa cezasını çekmesini istiyorum" şeklinde ifadelerin yer aldığı aktarıldı.

İddianamede, soruşturma sürecinde şüpheli Gülen'in oluşturduğu yapılanmada, "Tek Türkiye" dizisinde ayrı bir formatta yayınlanan "karanlık karar kurulu" adlı bölümün operasyonel süreçlerde çok önemli etkisi olduğunun görülmesi üzerine, bu dizi metninin kim tarafından, kimin talimatı üzerine yazıldığı, konunun neye göre nasıl belirlendiği hususlarında araştırmalara başlandığı bildirildi.

Şüpheli Gülen'in "oluşturduğu yapılanmanın" medya ayağındaki Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın, "Tek Türkiye" dizisi ile "karanlık kurul" adlı bölümün çekimi ve yayınlanmasında etkisinin olmadığını beyan ettiği anlatılan iddianamede, Karaca'nın, medya yöneticisi olması nedeniyle genel işleyişin yönetiminden sorumlu olduğunu, maiyetinde birçok televizyon ve radyo kuruluşunda çalışan personeli bulunduğunu, dizi senaryosunun şüpheli Gülen tarafından belirlenmediğini söylediği anlatıldı.

İddianamede, bu nedenle soruşturma sürecinde detaylı araştırma yapıldığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Şüpheli Hidayet Karaca'nın 12 Aralık 2007 ile 19 Temmuz 2013 tarihleri arasındaki süreçte soruşturmaya konu firmanın yönetim kurulu başkanvekilliği ve genel koordinatörlük görevlerinde bulunduğu ve B grubu imza yetkisine sahip olduğu, Samanyolu Yayın Holding Anonim Şirketi'ni temsile ve imza yetkisine sahip olduğu, dolayısıyla gerek Samanyolu Yayın Grubu Genel Başkanı olması gerekse de Ser Film firmasındaki yönetici konumu nedeniyle algı yönlendirmesi yapılan 'karanlık kurul' adlı bölümün yapım ve yayınından birinci derecede sorumlu olduğu anlaşılmıştır."

Şüpheliler Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan ve Hidayet Karaca'nın savunmalarında, Tahşiye grubuna yönelik faaliyetlerin şüpheli Fetullah Gülen'in emir ve talimatı üzerine yapılmadığını, bu hususta 2008 yılı öncesinde MİT tarafından çalışmalar yapıldığını, aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığınca çalışmalar yürütüldüğünü beyan ettikleri kaydedilen iddianamede, MİT'ten gelen cevap yazısında ise "Tahşiye grubu"na ilişkin elde edilen bilgilerin Emniyet Müdürlüğü ile paylaşılmadığı, Genelkurmay Başkanlığı'na Muş'ta ihale alan bir firma yetkilisine ilişkin açıklama yapılırken "Tahşiye grubu"ndan bahsedildiğinin belirtildiği vurgulandı.

"Silinen yazıyı Nazlı Ilıcak yayınladı"

İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesinin "Tahşiye grubu"na yönelik doğrudan araştırma ve inceleme yapmadığı, MİT'ten gelen ihbar ve bilgilerin değerlendirildiği iddia ve savunmasının doğrulanmadığı bildirilerek, askeri birimler tarafından da emniyet birimlerine yine söz konusu grup hakkında herhangi bir bilgi yazısı gönderilmediğinin anlaşıldığı aktarıldı.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı arşivlerinden dahi silinmiş yazının, bir şekilde temin edilerek, "şüpheli Gülen'in oluşturduğu yapılanma ile aynı çizgide yayın yürüten" Bugün gazetesinin köşe yazarı Nazlı Ilıcak tarafından yayınlandığı belirtilen iddianamede, bu durumun paralel terör örgütü yapılanmasının devletin birçok kurumunda çok etkin bir şekilde faaliyette bulunduğunun göstergesi olarak değerlendirildiği kaydedildi.

" AK Parti'yi İslam inkılabı önündeki engel olarak görüyorlar"

İddianamede, "Tahşiye grubu"na yönelik soruşturma öncesinde istihbarat şube müdürlüğünce çalışmalar başlatıldığının görüldüğüne değinilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Bu çalışmaların da evveliyatı araştırıldığında, MİT ile Genelkurmay Başkanlığında bu gruba ilişkin herhangi bir yazışma olmadığı görülmüş olup, bu kapsamda grup üyelerinden Abdülmennan Özmen'in 4 Kasım 2008 tarihinden itibaren Hizb-ut Tahrir, İBDA-C silahlı terör örgütleri faaliyetlerinde bulunduğu gerekçesiyle 2559 sayılı yasaya istinaden iletişimlerinin dinlenmeye başlandığının görüldüğü, diğer taraftan şüpheli Ali Fuat Yılmazer tarafından soruşturmamız sürecinde de basın yayın kuruluşlarına yansıyan Ankara, Aksaray, Bitlis, Bursa, Elazığ, Erzurum, Kayseri, Konya, Malatya, Muş, Sivas, Van istihbarat şube müdürlükleri ve istihbarat daire başkanlıklarına 3 Aralık 2008 tarihli yazı yazıldığı, bu yazıda da dini istismar eden grupların faaliyetlerinden bahsederken, Nur cemaati gruplarından olan Tahşiye grubuna ilişkin elde edilen bilgilerde grup liderinin Molla Muhammed (K) Doğan olduğu, ülke çapında yoğun faaliyet gösterdikleri, mensuplarının 5 bin civarında olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni dar'ul harp, Nur cemaatlerinden Fetullah Gülen ve Mehmet Kırkıncı grubunu münafık, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni İslam inkılabı önündeki engel olarak gördükleri, bir kısım internet siteleriyle 'cihaderi.net' adlı internet sitesinden görüntüler ve yazılar yayınlanarak grubun cihada hazırlandığı, grubun yayınevinin BMB olduğu, bu yayınevine bağlı Cihangir ve Rahle isimli yayınevleri olduğu görülmüştür."

Şüpheli Yılmazer'in yazısının içeriği irdelendiğinde, "Tahşiye grubu"na ilişkin tanımlama ve açıklama yapılırken "Gülen ve Mehmet Kırkıncı cemaatini münafık olarak gördüklerine" dair tespitin yer aldığı vurgulanan iddianamede, "Bu tespitin istihbarat çalışma bilgi değerlendirme kriterlerine uygun bir değerlendirme olmadığı, yine gruba ait BMB AŞ altında Cihangir ve Rahle yayınevlerinden bahsedilmesine karşın grubun en etkili yayınevi markası olan Tahşiye'ye ilişkin açıklama yapılmamasının ileride düşünülen operasyonun fark edilmesi endişesinden kaynaklandığı, bu döneme kadar müşteki Mehmet Doğan ve çevresindekiler kendilerini 'Tahşiye grubu' olarak adlandırmadıkları halde ilk defa şüpheli Yılmazer'in 3 Aralık 2008 tarihli yazıda isim verdiği görülmüştür" ifadelerine yer verildi.

"Tahşiyecilere kumpas operasyonu" tespit edildi

İddianamede, "Her ne kadar bomba ve mühimmatları ikamete koyan ve buna gözcülük yapan şüpheliler net olarak tespit edilemese de tüm birimleri birbirleriyle uyumlu ve koordinasyon içerisinde çalışan, ülke çapında olduğu gibi İstanbul Emniyet Müdürlüğünün kadrolarında görev yapan şüpheli Fetullah Gülen'e bağlı paralel yapılı terör örgütü mensubu şüphelilerden tespit edilenlerin çok iyi hazırlanmış plan çerçevesinde hareket ederek bomba ve mühimmatları yerleştirmiş oldukları tespit edilmiştir" değerlendirmesinde bulunuldu.

Bu nedenle aradan geçen 5 yıllık süreçte bombayı ikamete yerleştiren şüpheliye ilişkin kamera ve ses kaydı gibi doğrudan birincil nitelikli delillerin elde edilmesinin mümkün olmadığı vurgulanan iddianamede, şu bilgiler kaydedildi:

"Bomba ve mühimmatın soruşturmada görev yapan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri ile olay tarihinde civarda bulunan İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerince yerleştirildiği, bu işlemlerin her iki büroda rütbeli olarak görev yapan personelin emir ve talimatlarıyla bilgileri dahilinde gerçekleştirildiği, bu operasyonun şüpheli Fetullah Gülen'in 6 Nisan 2009 tarihinde grubu hedef alır nitelikteki emir ve talimatının nihayetinde etkili bir şekilde sonuca ulaşmış olduğunun göstergesi, bu itibarla silahlı terör örgütünün kendisine karşı olup amacına ulaşmasına engel gördüğü grubu, tüm ülke çapında etkisiz hale getirerek iddianamemiz konusu eylemleri gerçekleştirdiği tespit edilmiştir."

İddianamede, şüpheli Gülen'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak 2009'da başlatılan "Tahşiye grubu"na yönelik soruşturma sürecinde, bir kısım şüphelilerin, soruşturma kapsamında telefonu dinlenen müştekilerin ikinci bir şahısla yaptığı suç ve suç unsuru niteliği taşımayan görüşmelerine dair raporlar tanzim ettikleri, bu sayede suç unsuru teşkil etmeyen görüşmeleri rapor haline getirerek, müştekilerle ilgili iletişimin dinlenmesi kararlarının uzatılması işlemlerini yaptıkları kaydedildi.

"Şüphelilerin eylemi"

İddianamede, şüpheliler tarafından mağdurlara yönelik ifade alma işleminde "şantaj, tehdit ve baskı" amacıyla kullanılan, soruşturma sürecinde müştekilerin yaptığı soruşturma konusu olmayan ve suç unsuru teşkil etmeyen, özel hayatın gizliliğini ihlal eden cinsel içerikli görüşmelerin tape haline getirildiğinin tespit edildiği anlatıldı.

Şüpheli Hidayet Karaca'nın, Gülen'in liderliğini yaptığı yapılanmanın medya bölümünde birçok televizyon, radyo ve diğer görsel medya unsurlarını barındıran Samanyolu Yayın Grubu'nun başkanlığını yaptığı belirtilen iddianamede, Karaca'nın soruşturmaya konu "Tahşiye grubuna kumpas" adıyla kamuoyunda bilinen operasyonel süreçte, Samanyolu televizyonunda 9 ve 23 Nisan 2009'da yayınlanan "Tek Türkiye" dizisi içinde ayrı bir formatla yayına sürülen "karanlık karar kurulu" adlı bölüm senaryosunun yazılması sonrası diziyle birlikte yayınlanmasını sağladığı öne sürüldü.

İddianamede, şüpheli Karaca'nın inkarına rağmen internet ortamında yapılan araştırmalardan şüpheli Gülen'le yaptığı iki ayrı görüşmede "karanlık kurul" bölüm senaryosunu okuyarak veya işlenecek konuları anlatarak onay aldığının ve bu dizilerin senaryosunun bizzat Karaca tarafından yayınlanmasının sağlandığının tespit edildiği aktarıldı.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Tahşiyecilere Kumpas' İddianamesi (4) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Afyonkarahisar'da Kuraklık Nedeniyle Yağmur Duası ve İmece Yemeği
    15:35 Afyonkarahisar'da Kuraklık Nedeniyle Yağmur Duası ve İmece Yemeği

    Afyonkarahisar'ın Bolvadin ilçesine bağlı Özburun beldesinde yaklaşık 100 kişi, kurak geçen havalardan dolayı yağmur duasına çıktı. Yağmur duasının ardından köylüler, imece usulüyle 51 koyun kestirip yaklaşık 4 bin kişilik yemek dağıttı. Vatandaşlar, yağmur yağması için yapılan etkinliklere devam edeceklerini belirtti.

  • UNICEF, Adana'da depremden etkilenenlere adli yardım tırını Türkiye Barolar Birliği'ne teslim etti
    15:35 UNICEF, Adana'da depremden etkilenenlere adli yardım tırını Türkiye Barolar Birliği'ne teslim etti

    UNICEF tarafından depremden etkilenen çocuklara ve bakım verenlere hukuki yardım ve destekte bulunmak amacıyla hazırlanan 'YASA' adlı yardım tırı, Adana'da düzenlenen törenle Türkiye Barolar Birliği'ne teslim edildi. Tırda, avukatların doğrudan çocuklarla ve bakım verenlerle görüşebileceği odalar, toplantı odası, bilgisayarlar, televizyonlar, yardımcı personelleri için ayrılan alanlar, duşa kabinler ve engelleri rampalarına kadar her şey düşünülmüş. Bu tır sayesinde avukatlar, depremzedelere doğrudan ulaşarak adli yardım sağlayabilecekler.

  • Ödemiş'te kamyon ile motosiklet çarpıştı: 1 bekçi hayatını kaybetti
    15:34 Ödemiş'te kamyon ile motosiklet çarpıştı: 1 bekçi hayatını kaybetti

    İzmir'in Ödemiş ilçesinde meydana gelen trafik kazasında, Cezmi Yeniay yönetimindeki motosiklet ile M.Z. yönetimindeki kamyon çarpıştı. Kazada motosiklet sürücüsü olan bekçi Cezmi Yeniay hayatını kaybetti. Olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yeniay'ın, Ödemiş Emniyet Müdürlüğü'nde bekçi olarak görev yaptığı ve eşinin hamile olduğu belirtildi. Kamyonet sürücüsü M.Z. ise gözaltına alındı.

  • Keban Köylere Hizmet Götürme Birliği 2024 Yılı Toplantısı Yapıldı
    15:34 Keban Köylere Hizmet Götürme Birliği 2024 Yılı Toplantısı Yapıldı

    Keban Kaymakamı Furkan Atalık başkanlığında gerçekleştirilen Keban Köylere Hizmet Götürme Birliği 2024 yılı 1. olağan toplantısına, İl Genel Meclisi üyeleri, Köylere Hizmet Götürme Birliği Müdürü ve 30 köy muhtarı katıldı. Toplantıda, 2023 yılı gelir ve giderleri oylanarak kabul edildi ve Köylere Hizmet Götürme Birliği üye seçimi gerçekleştirildi. Kaymakam Atalık, köylerin sorunlarının çözümü için daha fazla çalışacaklarını belirterek, yeni seçilen üyeleri tebrik etti.

  • Adana'da Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu kapsamında 22 tesisin açılışı yapıldı
    15:34 Adana'da Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu kapsamında 22 tesisin açılışı yapıldı

    Adana'da Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu bünyesinde Alman Kalkınma Bankası (KFW) yürütücülüğünde gerçekleştirilen proje çerçevesinde 12 ilde 22 tesisi içeren projelerin eş zamanlı açılışı yapıldı. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, açılış töreninde yaptığı konuşmada, tesislerin gençlere hizmet vereceğini ve Türkiye'nin gençlik ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışırken dışarıdan gelen gençlere de hizmet etmekte zorlandığını belirtti.

  • 15 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan organize suç örtüğü lideri yakalandı
    15:33 15 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan organize suç örtüğü lideri yakalandı

    Malatya'da, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan operasyonla, 15 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan organize suç örtüğü lideri S.A. ile birlikte toplamda 29 kişi yakalandı. Zanlılar, polis merkezindeki işlemlerinin ardından cezaevine gönderildi.

  • Bitlis'te Uçkun Bitkisi Yetişiyor
    15:32 Bitlis'te Uçkun Bitkisi Yetişiyor

    Bitlis'in Güroymak ilçesinde yetişen ve yayla muzu olarak da bilinen uçkun bitkisi, pazarda satılmaya başlandı. Uçkun toplayanlar, bu bitkinin ilçedeki işsizler için bir umut kaynağı olduğunu belirtiyor. Uçkun, kanser, sarılık, şeker, tansiyon, mide rahatsızlıkları ve diyabet gibi hastalıklara iyi geldiği bilinen bir bitkidir.


Advertisement