TBMM Başkanvekili Hamzaçebi Açıklaması

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Türkiye'nin gündeminde bir anayasa paketi olduğunu belirterek, "Bu bakımdan bütün oylar değerlidir. Evet oyu da saygıdeğerdir, hayır oyu da saygıdeğerdir. Kimse diğerini, kendi düşüncesinin aksi istikamette oy verdi, diye küçük görme hakkına sahip değildir. Herkes bu ülkenin evladı, vatandaşıdır." dedi.

Beykoz'da muhtarlarla bir araya gelen Hamzaçebi, 16 Nisan'da yapılacak anayasa referandumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Hayır oylarının teröre destek olduğu şeklindeki düşüncelere karşı olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, "Türkiye'nin gündeminde bir anayasa paketi var. Önemli olan bu konuda doğru bilgilenmektir. Doğru bilgiler ışığında karar vermektir. Bu bakımdan bütün oylar değerlidir. Evet oyu da saygıdeğerdir, hayır oyu da saygıdeğerdir. Kimse diğerini kendi düşüncesinin aksi istikamette oy verdi diye küçük görme hakkına sahip değildir. Herkes bu ülkenin evladı, vatandaşıdır. Bu düşünceler doğrultusunda oy kullanacağız. Hayır oyu verdi, diye kimse terörist olmaz. İşte şu parti hayır oyu veriyor, terörden yanadır demek, insafsızlıktır. Bu Türkiye'nin siyasetine yakışmıyor. Bir parti ve seçmenin verdiği oya göre diğerlerini yorumlamak yanlıştır." ifadelerini kullandı.

Hamzaçebi, 2010'daki anayasa değişikliği referandumunda Milliyetçi Hareket Partisi'nin karşı olduğunu dile getirerek, "MHP bu yasaya karşı çıktığı için HDP ile aynı politikayı izlediği için terörün yanında mı yer almış oluyor? Bugün de siz çok iyi biliyorsunuz siyaset yelpazesinin sağında yer aldığı halde bu referandumda hayır oyu vereceğini açıklayan partilerimiz var. Bütün oylar saygı değerdir ve herkes inandığı yönde hareket edecek." diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili olduğu dönemde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile arasında geçen bir anısını anlatan Hamzaçebi, şunları söyledi:

"Meclis'te torba bir kanun kabul ediliyor. Bu maddelerden bir tanesi de Sayıştay'ın denetim yetkisini sınırlıyor. Çok önemli ölçüde kısıtlıyordu. Kanun kabul edildi bende bir basın toplantısı yaptım. Dedim ki Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, bu yasayı bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iade etsin. Ardından Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, beni Çankaya Köşkü'ne davet ederek, 'Böyle bir açıklama yapmışsın, gerekçelerini anlatır mısın?' dedi. Ben de anlattım. Yasayı iade etmedi. İşin o kısmı çok da önemli değil. Önemli olan ülkenin Cumhurbaşkanı'nın muhalefetin bir yasa ile ilgili sözünü ciddiye alıp değer verip onu dinleme ihtiyacı duymasıdır. Neden dinleme ihtiyacı duyar? Çünkü Cumhurbaşkanı tarafsızdır. Şimdi ben sizlere soruyorum? Cevap verin anlamında değil tabii ki ama ülkenin Cumhurbaşkanı, partili mi olsun? Tarafsız mı olsun? Krizleri çözse, kriz anında Genel Başkanları, siyasi partileri toplasa ve işleri yoluna koysa kötü mü olur?"