Türkiye-Ab Kpk 76. Toplantısı - Son Dakika
Politika

Türkiye-Ab Kpk 76. Toplantısı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 1915 olaylarına ilişkin Avrupa Parlamentosu'nda yapılan girişimleri değerlendirirken, "Bu girişimler Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm halkı için trajik olan bir dönemini seçici bir adalet duygusu ve tek taraflı bir yaklaşımla yorumlamaktadır.

19.03.2015 13:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 1915 olaylarına ilişkin Avrupa Parlamentosu'nda yapılan girişimleri değerlendirirken, "Bu girişimler Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm halkı için trajik olan bir dönemini seçici bir adalet duygusu ve tek taraflı bir yaklaşımla yorumlamaktadır. Bu tür tarafgir adımlar Türk-Ermeni dostluğuna hizmet etmemekte, aksine Türkler ile Ermenilerin ortak geleceklerini birlikte inşa edebilmelerini sekteye uğratmaktadır" dedi.

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun (KPK) 76. Toplantısı, TBMM Tören Salonu'nda yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Ankara Anlaşmasının üzerinden 52 yıl geçtiğini ve bu tarihin bile Türkiye'nin AB üyeliği meselesinin geçici bir heves olmadığını ortaya koyduğunu söyledi.

"Türkiye 52 yıl bu işin peşinde koşup da üye olamadıysa gündeminizde çok önemli konular var sanırım" şeklinde konuşan Çiçek, samimi bir özeleştiri yapılması halinde işin içinde doğru olmayan bir yan olduğunun farkedileceğini vurguladı. Cemil Çiçek, "Biz kendi üzerimize düşen eksiklikleri giderelim ama AB'nin de kendi eksikliklerini gözden geçirmesine ihtiyaç var" görüşünü dile getirdi.

-"Bakanlık da işlevsiz hale geliyor"

Türkiye'nin müzakere yapan bir ülke olmasına rağmen müzakere yapacak bir başlık bulamadığını ifade eden Çiçek, bunca zamandır tahmin edilebilecek sebeplerden dolayı başlıkların açılmadığını ve çabalardan bir sonuç elde edilemediğinde de halk desteğinin büyük ölçüde azaldığını anlattı. Çiçek, "AB'ye ne kadar önem verdiğimizi göstermek bakımından müstakil bir bakanlık da kurduk ama bakanlık da neredeyse işlevsiz bir hale geliyor" dedi.

Konuşmasında 1915 olaylarına da yer veren Çiçek, AP'de bu yıl bu konuda çok sayıda girişimin yapıldığını hatırlatarak, tarihi gerçeklik ve hukuki dayanaktan yoksun bu adımları sorunlu bulduklarını bildirdi. TBMM Başkanı Çiçek, şu ifadeleri kullandı:

"Bu girişimler Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm halkı için trajik olan bir dönemini seçici bir adalet duygusu ve tek taraflı bir yaklaşımla yorumlamaktadır. Bu tür tarafgir adımlar Türk-Ermeni dostluğuna hizmet etmemekte, aksine Türkler ile Ermenilerin ortak geleceklerini birlikte inşa edebilmelerini sekteye uğratmaktadır."

Soykırımın toplu ölümlerin olduğu her olayda kullanılabilecek jenerik bir terim olmadığını ve uluslararası hukukta tanımlanmış ağır bir suç olduğunu dile getiren Çiçek, 1915 olaylarının soykırım olduğuna dair hukuki bir karar ve genel bir uzlaşı olmadığının da altını çizdi.

Türkiye'nin bu konuda gösterdiği olumlu yaklaşımı Ermeni tarafından da beklediklerini söyleyen Çiçek, AP'nin bu konuda tek yanlı duruşunu 1980'li yıllarda verdiği bir kararda sergilediğini hatırlattı ve bu yöndeki kararların tarafları birbirine yaklaştırmadığının bir gerçek olduğunu vurguladı.

Suriye'de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Cemil Çiçek, bölgede tehditlerin giderek arttığını ve bu ülkedeki ihtilafın sebep- sonuç ilişkisinde sebebin rejim olduğunu belirtti.

DAEŞ'in Suriye ve Irak sınırında kaydettiği ilerlemeyle uluslararası toplumun öncelikli hedefi haline geldiğini hatırlatan Çiçek, "DAEŞ ile mücadele ancak Suriye'ye yeniden istikrarın getirilmesiyle mümkün olabilir. Türkiye DAEŞ karşıtı uluslararası koalisyonu desteklemektedir ve bu koalisyonun bir parçasıdır" diye konuştu.

Türkiye'nin DAEŞ'e karşı ve yabancı savaşçıların Suriye'ye geçişini durdurmak için olağanüstü bir çalışma sarfettiğini anlatan Çiçek, "AB'den bu çabalarımıza destek olmasını ve makamlarımıza daha kapsamlı ve zamanlı bilgi paylaşımında bulunmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

AB için çözülmesi gereken bir konunun da Kıbrıs olduğuna işaret eden Çiçek, tek yanlı AB üyeliğinin Rumları çözüm hedefinden uzaklaştıran bir neden olduğunu dile getirdi. Türk tarafının hala müzakere masasında olduğunu kaydeden Çiçek, Rum tarafının da bir an önce masaya dönmesini beklediklerini sözlerine ekledi.

-"İlişkiyi sürdürmede ortak çıkarlar var"

AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ise AB'nin her zaman Türkiye'nin önde gelen hedefi olduğunu belirtti. Bozkır, Türkiye'nin 1963 Ankara Anlaşmasını imzalayan konumuyla şimdiki konumun farklı olduğunu, bugünkü Türkiye'de AB üyeliğinin maddi değerlere ulaşmaktan çok öteye geçtiğinin altını çizdi. Türkiye'nin geçen 52 yıldır ne kadar kararlı ve sabırlı olduğunu dile getiren Bozkır, "Bizim için ekonomik açıdan elzem olmamasına rağmen bu ilişkiyi sürdürmek, Türkiye'yi insan hakları, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerde, çevre, gıda güvenliği, sosyal haklar ve başlıkları içeren tüm konularda AB seviyesine getirmek arzusudur" ifadelerini kullandı.

AB'nin de bu ilişkileri sürdürmesinde ortak çıkarları olduğunu söyleyen Bozkır, büyük piyasalar, genç ve çalışkan bir nüfus, güçlü bir silahlı kuvvet ve enerji hatlarının güvenliği açılarından Türkiye'nin önemine dikkati çekti.

Bakan Bozkır, Avrupa ülkelerinin hem radikalizm hem de terörizmle baş etmek durumunda olduğunu da hatırlatarak, burada AB'nin kültürleri paylaşmak ve yeni dinlerle işbirliği yapmak açısından Türkiye'ye büyük ihtiyacı olduğu bir dönemin yaşandığını belirtti.

Türkiye'nin, hiçbir ülke AB üyesi olmadan Gümrük Birliği'ne girmeye cesaret edemezken, önemli bir kararla bu birliğe girdiğini hatırlatan Bozkır, şunları kaydetti:

"Bu Gümrük Birliği'ni tarım, hizmet sektörü ve kamu alımlarıyla bunu renklendirmeyi arzu ediyoruz. Bu yıl sonunda da inşallah yeniden yapılandırma müzakerelerine başlayacağız. Böylelikle 300 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşılacak. Bu gerçekleştiği ve geri kabul anlaşmasıyla ilişkilendirdiğimiz vizeler tamamen kalktığı zaman, inşallah standartlarını AB seviyesine yükseltmiş bir Türkiye, bütün bu çıkarları AB'ye sağlayacak bir Türkiye tablosunda, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkılacağını düşünmüyorum."

-"400'den fazla değişiklik önergesi vardır..."

Gelecek dönemde Türkiye ile ilişkinin sürdürülmesi açısından AB ve AP'ye düşen bazı görevler de olduğuna işaret eden Volkan Bozkır, bu ilişkiye zarar verebilecek tüm unsurlardan kaçınmak için ayrı bir çaba sarfedilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'ye ilişkin ilerleme raporunun AP'nin değil, iki tarafın ortak raporu olduğunu söyleyen Bozkır, raporun bugünkü haliyle, olumlu değişikliklerle düzenlenmemesi halinde "eldeki fırsatın" kaçırılmış olacağını belirtti. Bakan Bozkır, değişiklik önerilerine ilişkin olarak ise "400'den fazla değişiklik önergesi vardır ama bunların rapora katkısında olumlu bir tavır olacağına inancım tamdır" ifadelerini kullandı.

Bu yıl 1915 olaylarının yüzüncü yıldönümü olduğunu hatırlatan Bozkır, Ermenistan ile ilişkilerin düzelmesi ve 1915 olaylarının tarihçiler tarafından araştırılması için imzalanan protokollerin Türkiye'de hala Meclis gündeminde olduğunu ve bu konuda en doğru kararın bu protokollerin tekrar canlandırmasına yapılacak atıf olacağını kaydetti. Bozkır, "AP'den bu hassas konuda önümüzdeki günlerde doğru bir yaklaşım içinde olmasını, amaca hizmet etmesini ve gerçekten bu sorunla ilgili olarak içlerinde bazı hissiyat olan arkadaşlara yardımcı olacak kararlar almasını temenni ediyoruz" dedi.

-"Bu sürece bir ivme kazandırmamız lazım"

Komisyon Eşbaşkanı Afif Demirkıran ise geçen sene Mayıs ayında yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden sonra Avrupalı dostlarının Türkiye'de ilk toplantısını yaptığını hatırlattı.

Avrupa Birliği üyeliğinin kendileri için sadece bir dış politika hedefi olmadığını ifade eden Demirkıran, halkın huzur ve refahını artırmayı, ekonomik ve sosyal durumunu iyileştirmeyi, daha fazla demokrasi, insan hakları seviyesinde olan bir ülkede yaşamayı hedef aldıklarını dile getirdi. "O nedenledir ki şartlar ne olursa olsun, fasıllar açılsın ya da açılmasın biz kararlı bir şekilde AB hedefindeki çalışmalarımızı yapmaktayız ve yapmaya devam edeceğiz" diye konuşan Demirkıran, 2005'te başlayan müzakere sürecinin arzu edilen şekilde yürümediğini vurguladı. Demirkıran, şöyle devam etti:

"Biz eğer AB ile bütünleşeceksek, AB'nin global bir aktör olmasını istiyorsak bu sürece bir ivme kazandırmamız lazım. Son 1,5 yıldır herhangi bir fasıl açılmadı. Şimdi 17. faslın açılması bekleniyor. Yeterli mi? Hayır. 23 ve 24. fasılların da bir an evvel açılması lazım. Avrupa'nın enerji güvenliği Türkiye'nin konumuna bağlıdır. Dolayısıyla enerji faslının bir an önce açılması gerekiyor. Bunun için ise AB'nin bir irade göstermesi ve Türkiye'nin önündeki engelleri kaldırması gerekiyor. Ancak o zaman süreç arzu edilen şekilde ilerler."

AP Türkiye Raportörü Kati Piri'nin hazırlamakta olduğu 2014 yılı Türkiye ilerleme raporuna da değinen Demirkıran, bu raporun içeriğinin genelinde dengeli, yapıcı bir üslupla hazırlandığını ancak rapor hazırlandıktan sonra 442 değişiklik önergesi verildiğini ve bunların bir kısmının önyargı, yanlış bilgilere dayalı olduğunu anlattı. Demirkıran, "Bu önergeler raporun ruhunu zedelerse, rapordan elde edeceğimiz faydayı ortadan kaldırır, bir hiç mesafesine koyar" ifadelerini kullandı. Bu durumun Türkiye'de AB'ye karşı olan kişi ve kurumların elini güçlendirdiğini söyleyen Demirkıran, Mayıs ayı ortalarında AP'de görüşülecek raporun mevcut halinden daha da iyileştirilerek nihayetlendirilmesinin ilişkilere daha çok katkı sağlayacağını kaydetti.

Diğer Eşbaşkan Manolis Kefalogiannis de Ankara ziyaretlerinde enerji, Ermeni sorunu, yabancı düşmanlığı, göç, dış ilişkiler, fasılların açılması, kriterler, medya özgürlüğü, hukukun üstünlüğü konularının masaya yatırıldığını ifade etti. Kefalogiannis, KPK Toplantısında yapılacak tartışmaların da Türkiye'nin ilerlemesi ve AB kurumlarına tam üyelikle sonuçlanacağına inancını dile getirdi.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Türkiye-Ab Kpk 76. Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement