Türkiye'nin Vicdanı: Soma Demokrasi Denetçileri Derneği - Son Dakika
Basın Bültenleri

Türkiye'nin Vicdanı: Soma Demokrasi Denetçileri Derneği

13 Mayıs 2014, Manisa'nın Soma ilçesinde 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Türkiye tarihindeki en büyük iş kazası olarak hafızalarımıza kazındı.

22.05.2014 21:39
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

13 Mayıs 2014, Manisa'nın Soma ilçesinde 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Türkiye tarihindeki en büyük iş kazası olarak hafızalarımıza kazındı. En son işçimizin cansız bedeni madenden dışarı çıkartılana kadar, ilçede bir matem havasından ziyade bir sıkıyönetim havası vardı desek abartmış olmayız.

Soma'daki madenci kardeşlerimiz ve ailelerine destek olmak amacıyla Demokrasi Denetçileri olarak bizler de bölgeyi ziyaret ettik. Madenci aileleriyle görüşmelerimiz ve duyduklarımız, ülkemiz adına bizleri korku ve endişeye sevk etti. Çok sayıda şehit verilen bir köyde kayıp yakınları konuşmaya korkuyordu. İsimlerinin saklanmasını ve açıklanmamasını isteyen kayıp yakınları, konuşurlarsa tazminat alamamakla, bir daha iş bulamamakla tehdit edildiklerini belirttiler. Son günlerde madende nefes almakta zorlandıklarını belirten kurtulan işçiler, kazanın bağırarak geldiğini ifade ettiler. Bir köy muhtarı, sorumlu Bakan'ın kendilerine avukat ve gazetecilere açıklamama yapılmamasını, devletin kendilerine iş ve ev, çocuklarına eğitim yardımı sunacağını söylediğini belirtti. Acılı bir annenin "babası ve amcasını madende kaybettik, şimdi bu çocuğu hastaneye kim götürecek" diyerek gösterdiği engelli yetim bir çocuk yüreklerimizi kanattı.

Değerli basın mensupları ve yurttaşlar, Soma artık Türkiye'nin vicdanı olmuştur. Soma artık Türkiye'nin kanayan yarası olmuştur. Soma artık Türkiye'nin masumiyet testi olmuştur. Soma kömür karası kalmaya devam ederse, hep düşlediğimiz Türkiye'nin aydınlık yarınlarının da kömür karası karanlıklarda boğulacağını biliyoruz. Bir normalleştirme, basitleştirme, Türk toplumunun kaderci anlayışının altında önemsizleştirme çabası içine girmek başta Soma'ya ve sonra ülkemize hiçbir fayda sağlamayacaktır. Sorumluların tamamen ortaya çıkarılacağı ve yargıda hesap verecekleri dile getiriliyor. Ancak yakın tarihimizdeki benzer felaketler maalesef Soma'nın aydınlatılmasına yönelik ümitlerimizi de kırıyor. Peki neydi yakın tarihimizin karanlıkta kalan faciaları:

- 2004 yılında 41 yolcunun hayatını kaybettiği Pamukova'daki Hızlandırılmış Tren Kazası,

- 2008 yılında 21 kişinin hayatını kaybettiği Davutpaşa'daki havai fişek atölyesi patlaması,

- 2010 yılında 30 madencinin hayatını kaybettiği Karadon Madeni Grizu Patlaması,

- 2011'de Ankara Ostim'de 20 kişinin öldüğü doğalgaz kaynaklı patlama,

Tüm bu olaylarda sorumlular, bırakın hesap vermeyi, olaylar unutulduktan sonra daha yüksek maaşlarla daha iyi koltuklarda işlerine devam ettiler. Örnekler arttırılabilir; ama açıkça görünen o ki, ucu bir şekilde devlete uzanan hiçbir olay kolay kolay aydınlanamıyor. 2007'deki Hrant Dink Cinayeti; 2009'daki Muhsin Yazıcıoğlu kazası; 2011'deki Uludere katliamı ve şimdi de Soma Faciası… tüm bu fail-i devletler aydınlatılmayı bekliyor. Siyasi iradenin hiçbir şekilde sorumluluğunu kabul etmediği bu olaylar soğuk adliye koridorlarında zaman aşımına terk ediliyor... Toplumsal hafızamız ise maalesef hukukun zaman aşımı kadar bile gündeminde tutamıyor bu derin acıları.

Görmezden gelinmesi istenen, üstü kapatılmak istenen, kapısına duvarlar örülen o maden Türkiye'nin ve her birimizin vicdanıdır. Bu vicdanı duvarlarla örmeyelim, kapatmayalım. Vicdanımız ve geleceğimizi yerin binlerce metre altında kömür karası karanlıklarda hapsetmeyelim. İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, yerli yabancı uzmanlarıyla bu karanlığı aydınlatmak sadece mahkemelerin ya da yetkili kurumların değil, bilakis insanım diyen herkesin sorumluluğudur.

Vicdanlara sesleniyoruz, yardımınızı istiyoruz. Kim ne biliyorsa, korkmadan, tehditlere aldırmadan kamuoyu ile paylaşsın. Bir daha benzer ölümleri yaşamamak, aynı acılara maruz kalmamak için… gerekirse Soma'da babalarının mezarı başındaki yetimlerin resimlerini, gözyaşı döken anne-babaların resimlerini evimizin baş köşesine asalım. Sanki bizim çocuklarımız, sanki bizim eşlerimiz, sanki bizim anne babalarımızmış gibi... Ama Soma'yı unutmayalım, unutturmayalım... Vicdanlarımızı da madenlerin dehlizleri gibi karanlıkta bırakmayalım. Yerin altını aydınlatalım ki, yerin üstünde karanlıklarda yaşamak zorunda kalmayalım.

Demokrasi Denetçileri Derneği

www.demokrasidenetcileri.org

Kaynak: BasinOdasi.com.tr

Son Dakika Basın Bültenleri Türkiye'nin Vicdanı: Soma Demokrasi Denetçileri Derneği - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement