Tüsiad Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı - Son Dakika
Ekonomi

Tüsiad Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı

Tüsiad Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı

TÜSİAD YİK Başkanı Yücaoğlu: "Türkiye, Suriye'nin helikopterini düşürmüştür ve haklıdır. Fakat genel anlamda Türkiye, dış politikadaki sert konuşma üslubu, esneklikten uzak ve hatta bazen çatışmalara açık kapı bırakan tutumuyla, alışılmışın çok dışında bir görüntü sergiliyor" "Özellikle silah kullanımına dayalı her türlü müdahalenin dışında kalmaya özen göstermeliyiz" "Türkiye'nin siyaset, ekonomi ve dış politika alanlarında yeni hikayesi hemen hemen kalmadı"

20.09.2013 13:05
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK)  Başkanı Erkut Yücaoğlu, " Türkiye, Suriye'nin helikopterini düşürmüştür ve haklıdır. Fakat genel anlamda Türkiye, dış politikadaki sert konuşma üslubu, esneklikten uzak ve hatta bazen çatışmalara açık kapı bırakan tutumuyla, alışılmışın çok dışında bir görüntü sergiliyor" dedi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuşan Yücaoğlu, Türkiye'nin artık ifade özgürlüğü, kuvvetler ayrımı gibi konuları aşmış olması gerektiğini belirterek, hukuk devleti, etkin ve bağımsız yargı, etkin yasama, temsilde adaletli bir seçim sistemi ve siyasi partiler kanunlarıyla ileri demokratik standartları yaşamış bir ülke haline gelinmesi gerektiğini söyledi.

Gezi Parkı olaylarına da değinen Yücaoğlu, artarak devam eden tepkinin yarattığı gerilimin, şiddete eğilimli bazı gruplar tarafından kullanılıp çevreye zarar verildiğini anlattı.

Yücaoğlu, "Bu üzücü olayların yaşanması can kayıplarına ve çok sayıda yaralanmaya neden oldu. Kim olduğunu tam bilemediğimiz 7-8 sopalı adamın bir genci ölümüne sebep olacak şiddetle dövmesinin, kameralarla saptanan resimleri kamuoyunun aklından çıkmıyor. Kimdir bu adamlar? Evet suçlu olarak yakalananlar var, elbet cezalarını çekecekler ama Türkiye'de artık bu tabloların yaşanmaması lazım, bu tablolara bir son vermemiz lazım" dedi.

Protestonun ifade özgürlüğü sınırları içinde başladığını dile getiren Yücaoğlu, "Eğer hoşgörü ve diyalog içerisinde ele alınabilseydi, Türkiye gülümseyen ve barışçı eylemlerin yaratıcılığını seven bir yüzünü dünyaya göstermiş olacaktı. Bunun yerine ifade özgürlüğü baskı altında ve şiddet potansiyeli olan bir ülke algısı yarattık" değerlendirmesini yaptı.

"Para akımlarının yön değişmesinden, Türkiye nasibini aldı"

Yücaoğlu, mayıs ayında yaşanan diğer bir önemli gelişmenin, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikasında değişikliğe gidebileceği yönündeki söylemi olduğunu belirterek, bunun doğal bir gelişme olduğunu ifade etti.

Söz konusu dönemde ABD'de olumlu ve istikrarlı bir büyümenin başladığını, işsizliğin ise düşüşe geçtiğini anımsatan Yücaoğlu, "ABD'nin para politikasında sıkılaştırmaya gideceği haberi üzerine, o güne kadar gelişmekte olan ekonomilere akan para, birden bire 180 derece döndü ve gelişmiş ekonomilere akmaya başladı. Avrupa Birliği'ne de para giriş oldu. Avrupa Birliği'nde büyüme hala sıfır ama yer yer resesyondan çıkma işaretleri gözüktü. Japonya ise 20 yıldır süren deflasyon baskısından kurtulmuş gözüküyor" diye konuştu.

Yücaoğlu, para akımlarının yön değişmesiyle başta Hindistan, Brezilya ve Endonezya olmak üzere tüm gelişen ekonomilerde aynı sorunların görüldüğünü aktararak, Türkiye'nin de bundan nasibini aldığını ifade etti.

Fed'in bu haftaki kararına da değinen Yücaoğlu, haberin ardından piyasalara yine iyimser bir hava geldiğini ama herkesin aklına gelen sorunun "Türkiye gelişen ekonomiler içerisinde olumsuz bir ayrışma mı gösterdi?" olduğunu söyledi.

Türkiye'nin milli gelir ve rezervlerine oranla, cari açığı ve dış finansman ihtiyacı en yüksek 2-3 ülke arasında bulunduğunu aktararak, ekonominin en kırılgan dengesinin hala cari açık ve bu açığın finansman kalitesi olduğunu belirten Yücaoğlu, Türkiye'de makro ekonomik dengelerin yeniden kurgulanması ve Orta Vadeli Plan hedeflerinin revize edilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Yücaoğlu, şöyle devam etti:

"Cari açığın en büyük parçası enerji sektöründe... Türkiye enerji açığıyla net ithalatçı olmaya devam ediyor. Bu çerçevenin düzelmesi yıllar alacak. Burada yegane söylenebilecek şey, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yatırım hamlesinin artarak sürdürülmesi gerektiği. Güney Kore, Japonya, Tayvan hatta Malezya gibi birçok ülkede enerji açığı var. Onlar da net ithalatçı fakat yarattıkları katma değer ve global pazarlara sundukları ürünlerle enerji ihtiyaçlarını karşıladıkları gibi toplamda dengelerini fazlaya çıkartıyor, yani döviz rezervlerini artırmaya devam ediyor. Onun için 'Enerjiden dolayı açık veriyoruz' konusunu artık Türkiye'nin kabul etmemesi lazım. Bizim hakiki hedefimiz bu enerji açığını yarattığımız başka katma değerli ürünlerle kapatmak. Tabii bu çizgiye gelmemiz için mikro ekonomik yapısal reformları büyüteç altına almamız gerekiyor"

Yücaoğlu, Türkiye'nin orta gelir tuzağı denilen gelir aralığına takılıp kalmaması gerektiğini vurgulayarak, bu tuzağı geçen ülkelerin hepsinde stratejik ve rekabet gücü çalışmalarının tamamlandığını, ayrıca uzun vadede eğitim, kadınların iş gücüne katılımı, inovasyon ve çevre konularını içeren politikalar ürettiğine işaret etti.

Belirsizliklere karşın Türkiye'nin tekrar pozitif ayrışma potansiyeli olduğunu kaydeden Yücaoğlu, bu potansiyelin rekabet gücünün artırılması ve gençlerin iyi eğitilmesiyle ortaya çıkacağını dile getirdi.

"Dış politikada denge ve esnekliği elden bırakmamamız gerekiyor"

Türkiye'nin Suriye helikopterini düşürmesi konusuna da değinen Yücaoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Geçerli angajman kuralları içerisinde Türkiye Suriye'nin helikopterini düşürmüştür ve haklıdır. Fakat genel anlamda Türkiye, dış politikadaki sert konuşma üslubu, esneklikten uzak ve hatta bazen çatışmalara açık kapı bırakan tutumuyla, alışılmışın çok dışında bir görüntü sergiliyor. Batı dünyasına devamlı çatarken, Doğu'da da anlamlı bir destek bulamadı. Kendi elimizle sınırladığımız manevra alanında hem siyasi duruşumuz hem de bölgesel ekonomik ilişkilerimiz sıkıntılı bir sürece girdi. 1 yıl öncesine kadar, Türkiye'de siyasi istikrarı, ekonomideki başarısı ve bazı iniş çıkışlara karşın aktif dış politikası ile Türkiye bölgesinde güçlü bir lider olma yolunda adım adım ilerliyordu. Geldiğimiz noktada ise, Türkiye'nin siyaset, ekonomi ve dış politika alanlarında anlatacak yeni bir hikayesi hemen hemen kalmadı. Oysa ekonomi, siyaset ve toplumsal gelişme umut istiyor, olumlu hikaye istiyor. Dış politikada denge ve esnekliği elden bırakmamamız gerekiyor. Özellikle silah kullanımına dayalı her türlü müdahalenin dışında kalmaya özen göstermeliyiz. Bölgede inandığımız ilkeleri şu veya bu kişinin yanında gözükmeden anlatabilmeliyiz. Dolayısıyla tekrar her kesimle bu ülkelerde diyalog içinde olmak gereğine işaret etmek istiyorum."

Açılış konuşmalarının ardından KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır "Toplumsal Eğilime Yönelik Değerlendirmeler", Radikal Gazetesi Köşe Yazarı ve Ekonomist Uğur Gürses "Ekonomik Gelişmeler", Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen "Dış Politika" ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman ise "Demokratikleşme Bağlamında Siyasi Reformlar" başlıklı sunum yaptı.

Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi Tüsiad Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement