Elvan: Vesayet Anlayışına Müsaade Etmeyeceğiz

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, " Türkiye'de vesayeti devam ettirmek isteyen kesimler var. Devlet içerisinde böyle bir yapıyı kabullenmemiz mümkün değil. İster askeri kanattan, ister sivil toplum kuruluşları kanadından, ister cemaatler kanadından gelsin bu tür vesayet anlayışına hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz" dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın düzenlediği Gündem Özel programına konuk oldu. Bakan Elvan, gündeme dair açıklamalarda bulundu.

"2023 HEDEFLERİNİ YAKALAMAK İÇİN İKİNCİ BİR ATILIM DÖNEMİNE BAŞLIYORUZ"

Hükümet Programı ile ilgili olarak açıklamalarda bulanan Elvan, kısa, orta ve uzun vadede yapılacakların ortaya koyulduğu bir program olduğunu belirterek şunları söyledi:

"190 sayfalık bir program. Bu programda ne ararsanız bulabilirsiniz. Dolayısıyla bunu 9 aylık bir program olarak görmek son derece yanlıştır. Tamamıyla 2023 vizyonu çerçevesinde biz bu programı hazırladık. İlk 9 aylık süreçte neler yapabileceğimiz bir eylem planına süratle dönüştürülecek ve ondan sonraki süreçte 2019 ve 2023 perspektifinde neler yapılacağını net olarak ortaya koyduk. Oldukça önemli bir programdır. Biz 62. hükümet olarak neler yapmak istiyoruz. Türkiye'yi nereye taşımak istiyoruz. Bunları çok kapsamlı bir şekilde ele aldık. Son 12 yılda Türkiye çok önemli kazanımlar elde etti. Bir güven ortamı ve istikrar oluştu. Bundan sonraki süreçte 2023 hedeflerini yakalamak için ikinci bir atılım dönemine başlıyoruz. Bu dönemde hangi alana bakarsanız bakın hükümetimizin merkezine insanı yerleştiriyoruz. Hangi sektörde olursa olsun önceliğimiz insan olacak. Bunu yaparken de bizim önemli değerlerimiz var. Bunları da bu güne taşıyarak, bunların bilincinde olan, mevcut değerlerimize sahip çıkan ve bu değerlerimizi gelişmelerle bütünleştiren bir anlayışı harekete geçireceğiz."

"PARALEL YAPIYA KARŞI MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK"

Demokratikleşmenin çok dinamik bir süreç olduğuna dikkat çeken Elvan, "Biz 2002 yılından beri demokratikleşme alanında çok önemli adımlar attık. Biz milleti devlete, devleti millete yakınlaştırdık. Devletin millet üzerinde baskı yapan bir unsur olarak kalmasının önüne geçtik. Dolayısıyla siyasetin, milletin değerlerine sahip çıkması, milletin sorunları ile bütünleşmesi, o sorunlarını çözme yolunda çaba sarf etmesi ve bunun yanında da devleti o toplum üzerinde kurmuş olduğu baskının ortadan kaldırılması konusunda gelişme katettik. Ama halen Türkiye'de vesayeti devam ettirmek isteyen kesimler var. Onlara karşı mücadelemiz devam edecek. Paralel yapı. Devlet içerisinde böyle bir yapıyı kabullenmemiz mümkün değil. İster askeri kanattan, ister sivil toplum kuruluşları kanadından, ister cemaatler kanadından gelsin, nereden gelirse gelsin bu tür vesayet anlayışına hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz. Milletimiz demiştir ki; ben sizin hükümet olmanızı istiyorum. Sizin bana bizlere hizmet etmenizi istiyorum demiştir. Biz vatandaşımızın talebi neyse onları yerine getirmek zorundayız. Elbette kendi birliğimizi, bütünlüğümüzü, toplumun birbiri ile kaynaşmasını sağlayacağız. Ama hiçbir kurum bizim uygulamakta olduğumuz politikaların önüne set çekilmesi gibi bir durumla karşı karşıya kalmasını istemeyiz ve böyle bir şeye de müsaade etmeyiz" diye konuştu.

"YARGININ BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMASINI İSTİYORUZ"

Yargının bağımsız olmasını ancak tarafsız da olmasını istediklerini sözlerine ekleyen Elvan, şöyle devam etti:

"Hiçbir şekilde herhangi bir kesimin hükümete talimat vermesi ve siz şu şekilde çalışmak zorundasınız gibi bir anlayış içerisine girmesini bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Yargının elbette bağımsız olmasını istiyoruz ama bununla birlikte tarafsız olmasını da istiyoruz. Milletimizin adına hizmet veren yargının da milletimizin yaklaşımlarını dikkate alması gerekir. Biz şu 12 yıllık sürece bakacak olursak; evet temsili bir demokrasimiz var. Buradan katılımcı bir demokrasiye geçiş sürecini de yaşıyoruz. Herhangi bir karar alırken mutlaka sivil toplum kuruluşları ve taraflarla oturup onların düşüncelerini alıyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunu daha da çok yoğunlaştıracağız. Ötekileştirici ve dışlayıcı bir anlayışa izin vermeyeceğiz. Biz 77 milyon insanı kucaklamak istiyoruz ve kucaklıyoruz. Her bir vatandaşımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, bakanlıklarımızın, ilgili diğer kurumlarımızın 2023 yılı vizyonuna odaklanmasını istiyoruz. Bu hedefi aksatacak herhangi bir problemle karşılaşacak olursak bu engellerin birlikte aşılmasını arzu ediyoruz. Yargının yasalar neyse o çerçevede hareket etmesi gerekiyor. Hükümetin işi olan uygulamaya dönük işlerde yerindelik denetiminin yargı tarafından yapılmaması gerekiyor. Bunların aşılması gerekiyor. Usulsüzlük yapılmış ise elbette o usulsüzlüğün üzerine hep birlikte gideceğiz. Ama burada hükümetin icraatlarına yönelik bir takım engelleme girişimlerini bizim kabul etmemiz mümkün değil."

"VATANDAŞIN YÜZDE 79'U ASAYİŞTEN MEMNUN"

Yerel yönetimler ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Elvan, kamu yönetimindeki temel prensiplerinin vatandaşın hayatını kolaylaştırmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede biz sürekli memnuniyet araştırması yapıyoruz. Şuanda vatandaşımızın yüzde 79'u asayiş konusunda memnun. Bu son derece önemlidir. Merkezi yönetimle ilgili olarak, merkezi yönetimin özellikle strateji geliştirme, denetleme ve izleme gibi mekanizmalarını güçlü bir şekilde sürdürmesini istiyoruz. Ama bunun yanında diğer görevlerinin yetkilerini yerel yönetimler tarafından yerel yönetimler tarafından yerine getirilmesini arzu ediyoruz. Polisin ve jandarmanın yerele devri gibi bir şey söz konusu değil. Özellikle hizmet konusunda vatandaşa en yakın nokta neresi ise en yakın yerden hizmetin sunulması son derece önemli. Bu aslında üniter yapımızı zayıflatıcı değil, güçlendirici bir yapı olacak. Yerel yönetimimizin özellikle finansman yapısını güçlendirilmesini arzu ediyoruz. Diğer taraftan da beşeri sermaye dediğimiz insan kaynaklarının yerelde güçlendirilmesi yönünde ciddi adımlar atacağız. Şuanda bizim yerelde en temel problemlerimizden bir tanesinin nitelikli iş gücünün olmamasıdır." - ANKARA