Uluslararası Madde Bağımlılığı Sempozyumu"

Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahaddin Menteş, uyuşturucu imal ve ticaretinde artan cezalar sayesinde caydırıcılık sağlandığının görüldüğünü belirterek, "Özellikle narkotimlerin kurulmasından sonra daha etkili bir mücadele ortamı sağlanmıştır" dedi.

Başbakanlık Tanıtma Fonu, Malatya Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile bazı sivil toplum kuruluşlarınca otelde düzenlenen "Uluslararası Madde Bağımlılığı Sempozyumu"nun açılışında konuşan Menteş, özellikle son dönemlerde gençler arasında kullanımı yaygınlaşan sentetik uyuşturucuların tüm dünyadaki gibi Türkiye için de tehdit unsuru olarak gündeme geldiğini söyledi.

Uyuşturucu kullanımının Avrupa ülkelerine kıyasla Türkiye için rakamsal problem gözükmemesine karşın toplumsal etki ve algısı itibarıyla ciddi problem oluşturduğuna dikkati çeken Menteş, şunları kaydetti:

"Bu problemin çözümde pek çok kurumun ilgi alanına giren konular bulunmaktadır. Uyuşturucuyla mücadele kapsamında 2014 yılı haziran ayında çıkartılan 6545 sayılı kanunda uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun cezaları önemli ölçüde arttırılmış, bu suçtan ceza alan hükümlülerin ceza infaz kurumlarında kalacakları süreler yükseltilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen verilere göre, artan cezalar nedeniyle caydırıcılık sağlandığı görülmüştür. Özellikle narkotimlerin kurulmasından sonra daha etkili bir mücadele ortamı sağlanmıştır.

Yine aynı kanunla uyuşturucu madde kullananların bir an önce tedavisinin ve denetimli serbestliğin başlaması için denetimli serbestlik kararlarının soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısı tarafından verilmesi sağlanmıştır."

Menteş, kamuoyunda "İç Güvenlik Paketi" olarak bilinen kanunla sentetik uyuşturucularla mücadelenin amaçlandığını ifade ederek, sentetik madde türevlerinin uyuşturucu ve uyarıcı madde imali ile ticareti konusunu oluşturması halinde verilecek cezaların arttırılmasının sağlandığını dile getirdi.

Menteş, "Ülkemizde uyuşturucuya başlama yaşının oldukça düşük olduğu bilinmektedir. Geçtiğimiz yıl öğrencilerimizi uyuşturucu illetinden korumak amacıyla uyuşturucu ve uyarıcı madde satma ve kullanma suçlarının okul, yurt, hastane ve kışla gibi eğitim, askeri ve sosyal alanların bulunduğu yerlerin yakınında işlenmesinde cezalar arttırım nedeni kabul edilmiştir" diye konuştu.

Uyuşturucu kullanımının bağımlı bireylerin yanı sıra ailelerini, çevrelerini ve toplumun tamamını tehdit eden, ekonomik ve sosyal sıkıntılara yol açan halk sağlığı sorunu olduğuna işaret eden Menteş, sorunla başa çıkma adına tüm kurum ve kuruluşların dahil olduğu topyekun mücadele gerektiğini vurguladı.

"Hakim ve savcılara yönelik hizmet içi eğitim düzenleniyor"

HSYK 1. Daire Başkanı Halil Koç da bütün kurumların daha sağlıklı toplum için ellerinden geleni yaptığını ve yapmaya devam edeceğini vurguladı.

Koç, Anayasa'nın 58. maddesinde devletin gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucudan, suçluluk ve benzeri kötü alışkanlıklardan, cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alacağının hükme bağlandığını anımsattı.

İhtisas mahkemeleri oluşturulduğunu aktaran Koç, şunları dile getirdi:

"Hakim ve savcılarımızın bu konularla ilgili bilgilerinin arttırılması amacıyla Türkiye Adalet Akademisi'yle hizmet içi eğitim faaliyetleri yapılmaktadır dönem dönem. Dolayısıyla hakim ve savcılarımızın bu konuda yetkinliklerinin arttırılmasına özen gösterilmektedir. Yine ilgili kurumların çalışmalarına katkı yapmak amacıyla hakim ve savcılarımızı bu kurumlarda seminer, kurs vermek amacıyla görevlendirmekteyiz."

"Çocuklarımızla daha iyi iletişim kurmak mecburiyetindeyiz"

Malatya Valisi Süleyman Kamçı da aile içi huzursuzluklar, aşırı kısıtlayıcı ve baskıcı tutumlar ya da tam tersi aşırı serbest bırakma gibi nedenlerle çocukların uyuşturucu ve diğer keyif verici maddelere yönelme riskinin yüksek olduğunu ancak bunu bilmeyen ebeveynler bulunduğunu söyledi.

Madde bağımlılarının bataklıktan kurtarılmasının insani ve vicdani görev olduğuna işaret eden Kamçı, şu görüşleri paylaştı:

"Fakat bundan daha önemli olan şey, kişinin bu türlü zararlı alışkanlıklara hiç tevessül etmemesidir. Takdir edersiniz ki iyi eğitilmiş, ahlaki altyapısı sağlam ve milli-manevi değerlere haiz her insan, bu illetlerden şiddetle kaçınacak hatta bu kötülüklere götüren yol ve ortamlardan bile uzak duracaktır. Bu nedenle toplumun mayası değerlerimize sahip çıkmak, bu değerleri yetişen nesle bıkıp usanmadan aktarmak ve çocuklarımızla daha iyi iletişim kurmak mecburiyetindeyiz."

Açılış konuşmalarının ardından pandomim gösterisi sunuldu.

Madde bağımlılığının psikolojik, adli, sosyal ve dini boyutlarıyla oturumlar halinde ele alınacağı sempozyum, 3 gün sürecek.