Uluslararası Organ Nakilli Çocuklar Kampı" - Son Dakika
Güncel

Uluslararası Organ Nakilli Çocuklar Kampı"

Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Onursal Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, son 5 yılda beyin ölümü tespiti yapılan hastaların ailelerinin ancak yüzde 22-25'inin organ bağışı için onay verdiğini belirterek, "4 kişiden 3'ü organ vermeden defnedildi.

02.07.2015 17:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Onursal Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, son 5 yılda beyin ölümü tespiti yapılan hastaların ailelerinin ancak yüzde 22-25'inin organ bağışı için onay verdiğini belirterek, "4 kişiden 3'ü organ vermeden defnedildi. Organ bağışı sevapların en büyüğü" dedi.

Fevziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi'nce geleneksel olarak düzenlenen "Uluslararası Organ Nakilli Çocuklar Kampı" üniversitenin Şile'deki yerleşkesinde başladı.

Bu yıl ilk kez İstanbul'da düzenlenen, yurtiçinden ve yurtdışından organ nakli olan çocuklarla ailelerinin katıldığı etkinlik kapsamında organ bağışında farkındalık yaratmak amacıyla konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Prof. Dr. Kalayoğlu, dünyada karaciğer nakli yapan en yaşlı cerrah olduğunu, 2 bin 500'e yakın karaciğer nakli yaptığını anlattı.

Türkiye'de geçen yıl yaklaşık bin 250 karaciğer, 3 binin üzerinde böbrek nakli yapıldığını, ülkenin birçok ilinde başarılı nakil merkezleri bulunduğunu dile getiren Kalayoğlu, şöyle konuştu:

"Yeni gelen arkadaşlar da çok iyi yetişiyor. Onlara itimat edebilirsiniz. Ancak bir kısıtlılık var, organ yok. Geçen sene yaklaşık 1.300 beyin ölümü tespiti yapıldı. Son 5 senede beyin ölümü tespiti yapılan hastaların ailelerinin ancak yüzde 22-25'i organ bağışı için onay verdi. Yüzde 75 hasta yani, 4 kişiden 3'ü organ vermeden defnedildi. Organ bağışı çok büyük bir bağış. Hayat kurtaran bir bağış. Sevapların en büyüğü. Buna rağmen aileleri ikna etmekte çok zorluk çekiyoruz. İnşallah bunu da yeneceğiz. Bundan sonra inşallah ailelerimizi de ikna edebilirsek, eğer organ bağışı yeterince olursa yaşayan canlar toprak olmaz. Ölen kişilerin aileleri organ nakli için, bağış için izin versinler biz de görevimizi yapalım."

"Öldükten sonra organlarınızı bağışlayınız"

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş da Türkiye'de 70 binin üzerinde hastanın organ nakli beklediğini belirterek, "O nedenle organ bağışı demek hayatın ta kendisidir aslında. Bu binbir tane ülke gündeminin içinde asla gündemden düşmemesi gereken bir noktadır. Çünkü aslolan hayattır" dedi.

Demirbaş, şimdiye kadar 5 binin üzerinde organ nakli gerçekleştirdiğini vurgulayarak, Türkiye'de bağış oranlarının azlığına dikkati çekti.

Türkiye'de ölmüş kişilerin organlarını bağışlama konusunda yeterli bir kültür olmadığını aktaran Demirbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bir kültür meselesidir. Dinle alakalı değildir. 'Organlar ölünce bağışlanır' şeklinde bir algı oluşması gerekiyor. Ama Türkiye'de bu algı oluşmadı, yıllarca da oluşmayacak gibi görünüyor. O nedenle dünyada öldükten sonra en az organ bağışı yapan milletlerden biriyiz biz. Bunun alternatifi olarak yaşarken organ bağışlamak var. Bunu yapıyoruz ama bunu yaptığımız için biz organ naklinde geriyiz gibi bir algı oluşuyor. Böyle bir şey yok. Sizlere söyleyebileceğim tek bir şey var; öldükten sonra organlarınızı bağışlayınız. Bunu yapmazsak ne olur biliyor musunuz? Türkiye'de her 3-4 saatte bir nakil bekleyen bir hastamızı kaybediyoruz. Yani onlara biz kıyıyoruz aslında. Onları kurtarabilecekken kurtaramıyoruz. Yaşatmak için organ bağışlayınız."

"Nakilden önce haber, sonrasında da haberci oldum"

Henüz 2,5 yaşındayken böbrek hastalığına yakalanan Sabah Gazetesi Sağlık Editörü Didem Seymen de AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu kampın hem en küçük, hem de en büyük çocuğu olduğunu söyledi.

Seymen, 15 yaşındayken böbreklerini kaybettiğini, 21'inde de nakil olarak ikinci hayatına başladığını belirterek, "O süre içinde eve diyaliz makinesi alındı. Her gece 14 saat diyalize bağlandıktan sonra sabah kalkıp okuluma gittim. Diyaliz makineme zor da olsa alıştım. Makineme sevgilim diyordum" dedi.

Nakilden önce haber, daha sonra da haberci olduğunu dile getiren Seymen, Türkiye'de binlerce organ bekleyen hastanın tek umudunun bağış olduğunu sözlerine ekledi.

"Kardeşim doğum gününde yeniden doğdu"

Doğuştan böbrek sorunu olan 13 yaşındaki Zehre Babacan'ın ağabeyi Halil Babacan da kardeşinin 2 ay önce organ nakli olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Duyunca çok kötü olduk. Sonra ilaç tedavisine başlandı. Kardeşim 5 yıl ilaç kullandı. Ondan sonra evde diyalize girmeye başladı. Günde 4 defa diyalize giriyordu. Zehra okula gidip gelirken zorlanıyordu, derslerinden geri kalıyordu. Aradan zaman geçti ki Zehra'nın tam doğum gününe bir gün kala hastaneden aradılar. Annem o sırada kardeşimin pastasını hazırlıyordu. Böbrek bulunduğunu söylediler. Hastanede tahliller yapıldı. Organ kardeşime uyumlu çıktı. Hemen nakile aldılar. Kardeşim doğum gününde nakil oldu. Doğum gününde yeniden doğdu."

Henüz iki ay önce böbrek nakli olan Zehra Babacan da nakil olduğuna çok sevindiğini dile getirerek, "Bundan sonraki hayatım inşallah daha güzel gider. Nakil olmayı bekleyenleri anlayabiliyorum çünkü ben de yaşadım. İnşallah onlara da bir gün organ bulunur. Çünkü benle birlikte orada bir hasta daha vardı. Bana çıkınca o kız ağlayarak gitti. Ben hem üzüldüm hem sevindim. Herkes organını bağışlasın. Çünkü o organlar ölünce bizimle mezarda çürüyecek. Eğer organlarımızı bağışlarsak insanlara yeniden hayat verebiliriz" dişe konuştu.

"Kızıma 3 ay içinde organ nakli yapıldı"

İngiltere'den kamp için Türkiye'ye gelen 10 yaşındaki Tigen David'in annesi Michel David, kızının 9 aylıkken nakil olduğunu belirterek, yaşadıkları sürece ilişkin şu bilgileri verdi:

"Bizim için çok stresli bir zamandı. Çünkü o zaman sadece 19 yaşındaydım. Önce bir lokal hastaneye gittik. Orada bekledik. Normalde İngiltere'de daha az bekleme süresi oluyor. Sonra arkadaşlarımız sayesinde çok daha iyi bir hastaneye gittik. Orada 3 ay bekledikten sonra kadavradan çıkan bir organ kızıma nakledildi. Nakil sonrasında hiçbir şekilde sıkıntı yaşamadık. Kızım şu an çok enerjik, çok mutlu yaşıyor. Bize organı verilen kişi de bir bebekti. Organ bağışlayan aileye çok minnettarız."

Kartal Koşuyolu Yüksel İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi ve Akciğer Nakli Kliniği Başkanı Doç. Dr. Cemal Asım Kutlu ile Prof. Dr. Ahmet Nayır'ın da katıldığı konferans sonrası, kampa katılan çocuklar için etkinlikler düzenlendi.

Kamp 5 Temmuz'a kadar devam edecek.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Uluslararası Organ Nakilli Çocuklar Kampı' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement