Uluslararası Saraybosna Üniversitesinde Mezuniyet Heyecanı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Uluslararası Saraybosna Üniversitesinin (IUS) mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, "Allah sizin karşınıza güzel şeyler çıkarsın. Mesleğinizde başarılı olun. Allah'ın kullarına ve yarattıklarına faydalı olun. Bütün umduğunuz güzelliklere erişin. İyi bir mesleğiniz oldu, inşallah iyi eşleriniz, çocuklarınız ve güzel aileleriniz olur." dedi

Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da, Türk girişimciler tarafından 2004 yılında kurulan IUS, 8'inci dönem mezunlarını verdi.

Mezun öğrencilerin geçişi ve iki ülkenin milli marşlarının çalınmasıyla başlayan törende konuşan Kurtulmuş, sözlerine Boşnakça "hoş geldiniz" diyerek başladı. Mezun olacak öğrencilere güzel ve başarılarla dolu bir hayat temennisinde bulunan Numan Kurtulmuş, mezun öğrencileri ve ebeveynlerini tebrik etti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, IUS'un gerçekten "bir başarı öyküsü" olduğunu vurgulayarak, kuruluşu ve önceki döneminden itibaren üniversitenin gelişimini yakından takip ettiğini söyledi.

2000 yılından Bosna Hersek'i ziyareti sırasında dönemin Kültür Bakanı ile Saraybosna'da bir üniversite kurulmasının mümkün olup olmadığını müzakere ettiğini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Hem Bosna Hersek'in yeni bir üniversiteye ihtiyacı vardı hem de Türkiye'de kız öğrencilerimiz başörtüleriyle üniversiteye gidemiyor, birçok imam hatip liseli kardeşimiz de katsayısı dolayısıyla istedikleri üniversitelere giremiyorlardı.

Bu iki ihtiyacın birleştiği noktada, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi doğdu. Bugünlere kadar geldi. Önce şehir içerisinde küçük bir binada, arkasından burada bir kampüste ve inşallah önümüzdeki dönemde de buralarda diğer kampüs binalarının da tamamlanmasıyla büyük bir kampüs olarak Bosna Hersek'in eğitim hayatında yerini aldı, bir yıldız gibi ortaya çıktı."

Numan Kurtulmuş, Balkanların ne kadar önemli olduğunu anlatmanın yersiz olduğunu ifade ederek, "Bu topraklarda, geniş Balkan coğrafyasında yaklaşık altı asır boyunca Batılıların 'pax-ottomana' dedikleri, Osmanlı barış düzeni hüküm sürdü.

Bu geniş Balkan coğrafyasında Boşnaklar, Arnavutlar, Sırplar, Hırvatlar, Türkler, Bulgarlar, Romenler, Romanlar ve farklı ırklardan insanlar 6 asır boyunca barış içinde, dostça yaşadılar.

Müslümanlar, Katolikler, Protestanlar, farklı dinlerden, farklı kiliselere mensup insanlar birlikte barış içerisinde yaşadılar." diye konuştu.

Maalesef bir asır önce o günün siyasi şartları içerisinde Balkan coğrafyasındaki dostluğun, birlikte barış içerisinde yaşamanın, karşısındakinin dinine, diline, geleneklerine saygı duymanın ortadan kalktığına işaret eden Kurtulmuş, Türkiye'nin insanlarının bir asır içerisinde, o zamanlar yan yana ve omuz omuza durduğu Boşnak, Arnavut ve diğer Balkan halklarıyla ayrı düştüğünü ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Altı asır birlikte yaşadık, ayrılığımız uzun sürdü ama çok şükür yeniden Türkiye, Balkan halklarıyla birleşiyor, Boşnak kardeşleriyle, Arnavut kardeşleriyle, Balkan milletleriyle yeniden yan yana, omuz omuza, aynı safta bir araya geliyor." ifadelerini kullandı.

Dün Üsküp'te, bugün de Saraybosna'da mezuniyet törenlerine katıldığını anımsatan Kurtulmuş, "Bu da gösteriyor ki Türkiye olarak bundan sonra bu bir asırlık ayrılığı da kapatacak şekilde daha çok burada olacağız, daha çok siz Balkan halklarının yanında olacağız." şeklinde konuştu.

"Büyük mücahit Aliya"

Mezunlarla birkaç temel noktada görüşlerini paylaşmak istediğini aktaran Numan Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Havasını teneffüs ettiğiniz bu Balkan toprakları, Balkan coğrafyası size önemli bir ders veriyor. 'Balkanizasyon', kelime olarak 'bölünmek, parçalanmak, dağılmak, farklı parçalara ufak ufak ayrılmak' demektir.

Biz bölenlerden, parçalayanlardan, insanları dağıtanlaran olmayacağız. Ecdadımızın altı asır öğrettiği gibi, biz derleyenlerden, toplayanlardan, bütünleştirenlerden, insanları bir araya getirenlerden olacağız.

Hazreti Ali'nin bir valiyi, Malik bin Eşter'i atarken vermiş olduğu büyük nasihatı hiç zihnimizden uzaklaştırmayacağız. Diyor ki; 'Gideceksin, insanlara hükmedeceksin. Bil ki insanlar iki sınıftır. İnsanlar ya yaradılışta eşindir ya da dinde kardeşindir. Eğer yaradılışta eş olarak kabul ederseniz, din farklılıklarını, kültür farklılıklarını, gelenek farklılıklarını, cinsiyet farklılıklarını bir kenara koyarsınız. Eğer dinde kardeş olarak görürseniz, meşrep farklılıklarını, mezhep farklılıklarını, farklı inanışların, farklı geleneklerin varlığını bir kenara bırakır, 'La ilahe illallah Muhammeden resullulah' diyen herkesi Müslüman olarak kabul edersiniz."

Bu coğrafyaya gelmişken bu coğrafyanın "büyük mücahidi" Aliya İzetbegoviç'i anmadan geçemeyeceğini kaydeden Kurtulmuş, İzetbegovic'in en önemli özelliğinin, hayatı boyunca en zor şartlarda dahi ilkelerinden taviz vermemesi olduğunu ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Savaşın en kızgın anında, Aliya'nın, ordusunun mensuplarına hitap ederken söylediği şu sözleri hiç unutamıyorum. Diyorki; 'Sakın ha size karşı savaşmayan, size karşı kin gütmeyen, size karşı herhangi bir şekilde düşmanlık yapmayan hiçbir Sırp'a, hiçbir Hırvat'a karşı elinizi kaldırmayınız. Onlar bizim camilerimizi yıksa bile, siz size karşı mücadele etmeyen hiç kimseye karşı savaşmayınız.' Bunu yazıda okumak kolay. Bunu şimdi savaştan sonra da söylemek kolay. Ama savaş anında o kadar zulmün, o kadar katliamın olduğu bir ortamda bunu Sırplara ve Hırvatlara karşı söylemek gerçekten yürek işidir, adamlık işidir, insanlık işidir." değerlendirmesinde bulundu.

Merhum Boşnak lider Aliya İzetbegovic'in Avrupa'da barış görüşmelerine giderken söylediği sözleri de öğrencilere hitaben anımsatan Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Avrupa'ya giderken başım önde, eğik vaziyette gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyarları öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar Batı'nın, Avrupa'nın gözü önünde bunların tamamını yaptılar, hem de Batı medeniyeti adına yaptılar.' Ama esas cümlesi şudur. Sevgili gençler, bu cümleyi unutmayın, hayat rehberiniz yapın. 'Bunları yapmadık, çünkü biz de zalimlerden olursak acaba zulme karşı savaşmamızın bir anlamı olur mu?

Aliya'dan başladık, Aliya'dan devam edeyim. Yine bir konuşmasında diyor ki; 'Sakın ha ilkelerinizden vazgeçmeyin, sakın ha geleneklerinizden vazgeçmeyin, sakın ha kimliklerinizi unutmayın. Biz Müslümanız ve ben Müslüman kimliğini taşımaktan onur duyuyorum ve ölene kadar da bu kimliğimi taşımaya devam edeceğim.' Biz kimliklerimizden gurur duyacağız, ama herkesin de kendi kimliğini gururla taşımasına hem saygı duyacağız, hem müsaade edeceğiz."

"Allah sizin karşınıza güzel şeyler çıkarsın"

Konuşmasında Avrupalı filozof ve siyasetçi Thomas More'den de örnek veren Kurtulmuş, "Kilisenin bir kararına karşı çıkıyor ve kendisi engizisyonda idam cezasına çarptırılıyor. Annesi hapishanede ziyaret ediyor. Diyorki; 'Evladım, otoriteden, yöneticilerden özür dile, seni bağışlayacaklar.' O da diyor ki; 'Anne seni çok severim, hayatı da çok severim ama onurumu tüm bunların üstünde tutarım. Eğer sen benden onurumdan vazgeçerek özür dilememi bekliyorsan, bu aynen şuna benzer. Onurumdan vazgeç diyorsan, bir avucun içine birikmiş olan bir suyu parmaklarını açarak o avucumun içerisinden boşalmasını ve yok olmasını teklif etmek gibi bir şeydir. Onurumdan ve prensiplerimden vazgeçersem, o su parmaklarımın arasından akar gider.' Sevgili gençler, prensiplerinizden ve onurunuzdan taviz vermemek, hayatınızın en önemli ilkelerinden birisi olsun ve bunları ne pahasına olursa olsun koruyun." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, konuşmasının sonunda öğrencileri bir kez tebrik ederek, "IUS'tan mezunun olduk diye sevinebilirsiniz, ama bugünden itibaren başka bir mektep başlıyor ve hayatınızın sonuna kadar devam edecek. Ona da 'hayat mektebi' diyorlar. Hepimiz 3 şeyi öğrenmek ve en iyi şekilde özümsemek için eğitileceğiz. Size IUS'ta hocalarınız ders verdi, hayat mektebinde dağlar, taşlar, gökler, ovalar, kainat, insan ve belki bir karınca size ders verecek. Hayat mektebinde 3 şeyi öğrenene diploma verecekler ve inşallah o diplomamızı alarak bu dünyadan öbür dünyaya gitmek hepimize nasip olur. Kendini tanıyan, kendini bilen, yaratılmışları, insanları ve kainatı bilen ve her şeyden önemlisi bunların üstünde Rabbi'ni bilen, anlayan ve O'na o şekilde kulluk eden herkese hayat mektebinden diploma veriyorlar. Allah bu diplomayı almayı nasip etsin. Allah sizin karşınıza güzel şeyler çıkarsın. Mesleğinizde başarılı olun. Allah'ın kullarına ve yarattıklarına faydalı olun. Bütün umduğunuz güzelliklere erişin. İyi bir mesleğiniz oldu, inşallah iyi eşleriniz, çocuklarınız ve güzel aileleriniz olur."

IUS Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da bu önemli günde öğrencilere hitap etmekten onur duyduğunu belirterek, bugün 167 lisans, 59 yüksek lisans ve 5 doktora öğrencisinin mezun olacağını bildirdi.

"Bu anın keyfini çıkarın, zira hak ettiniz." diyen Oğurlu, mezun olacak öğrencilere güzel bir gelecek temennisinde bulundu.

Konuşmaların ardından mezun olan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine diplomaları verildi. Ardından kep atma töreni ve havai fişek gösterisiyle mezuniyet töreni sona erdi.

Törene, IUS Kurucu Vakıf Başkanı Hasan Topaloğlu, IUS Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya, Türkiye'nin Üsküp Büyükelçisi Cihad Erginay, Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, veliler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.