Vücudu Cam Gibi Ama Hayalleri Sağlam

ALİ BALLI - Muğla'nın Bodrum ilçesinde ailesiyle yaşamını sürdüren cam kemik hastası 19 yaşındaki Niyazi Gök, yaşama azmiyle çevresine de örnek oluyor.

Cam kemik hastası olarak dünyaya gelen Gök'ün rahatsızlığı, doğumundan kısa bir süre sonra hastanede yapılan bir hareketle kemiğinin kırılmasıyla anlaşıldı. Hastanede yapılan tetkiklerin ardından cam kemik teşhisi konulan Gök'ün bu hastalığı ailesine büyük üzüntü yaşattı.

Niyazi Gök'ün ailesi, çocuklarının sağlığına kavuşması için birçok sağlık kuruluşuna başvurdu ancak bir sonuç elde edemedi. Aile, çocuklarının tekerlekli sandalyeye bağımlı kalması ve ufak bir darbede kemiklerinin kırılmasına yıllar geçse de alışamadı.

Ailesi, Gök'ü güzel vakit geçirmesi için Bodrum Sağlık Vakfı Engelliler Rehabilitasyon Merkezi'ne götürüyor. Haftanın belirli günlerinde babası tarafından özel yaptırılan demir yatakta kendilerini almaya gelen minibüsün arka kısmındaki özel bölmeye yerleştirilen Gök, daha sonra Turgutreis Mahallesi'ndeki okula taşınıyor.

Burada arkadaşları ve okul yetkililerince karşılanan cam kemik hastası Gök, çeşitli el sanatları çalışmalarına katılıyor ve müzik öğretmenleri eşliğinde tamamı engelli bireylerden oluşan ritim grubuyla çalarak keyifli anlar yaşıyor.

Yaşı ilerledikçe kırılmalar azaldı

Niyazi Gök, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçük yaşlarda kemiklerinin daha çok kırıldığını ancak yaşı ilerledikçe kırılmaların biraz daha azaldığını söyledi. Bu şekilde yaşamaya alıştığını ifade eden Gök, hobilerinin bilgisayar oyunları oynamak ve geceleri film izlemek olduğunu anlattı.

Zaman geçtikçe cam kemik hastalığıyla yaşamaya alıştığını belirten Gök, "İnsanın sevdikleri yanında olunca, bir süre sonra bu hastalığı hiç kafasına takmıyor. Annem, babam, benim elim ayağım ve her şeyim. Arkadaşlarım ve kuzenlerim de çok yardımcı oluyor." diye konuştu.

Yaklaşık 5 yıldır Bodrum Sağlık Vakfı Engelliler Rehabilitasyon Merkezi'ne gittiğine değinen Gök, şöyle devam etti:

"Vakfın bünyesinde kurulan ritim atölyesinde kurslara katılıyorum. Çok güzel ritimler öğreniyorum. Artık eskisinden de profesyonel oldum. Arkadaşlarım da bu kursa katılıyor. Engelimi de bu şekilde aşıyorum. Benim için farklı bir süreç oluyor."

"Kemiklerim kırılsa da ağlamıyorum"

Gök, küçüklükten bu yana kemiklerinin kırıldığını, ilk başlarda kemikleri kırılınca çok acılar yaşadığını dile getirdi.

Bir süre sonra kemiklerinin kırılmasına alıştığını anlatan Gök, "Normal insanın kemiği kırıldığı zaman, canı yanıyor, ağlıyor. Ama benim artık sıradan hale geldi. Kemiklerim kırılsa da ağlamıyorum. İnsan bir zaman sonra alışıyor. Kırılan kemiğin bir süre sonra düzelse de eskisi gibi olmuyor. Kemiklerim çok hassas." dedi.

Kemiklerinin kırılmaması için anne ve babasının çok özen gösterdiğini belirten Gök, şunları söyledi:

"Şimdiye kadar 400'e yakın kemiğim kırıldı. Artık bir süre sonra aldırmıyorum. Sadece yaşamak için daha çok dikkat ediyorum. Annem kırılan yerlerime krem sürüyor, 2-3 ayda düzeliyor. Küçükken daha hızlı iyileşiyordum ama yaşım ilerledikçe iyileşme sürem daha da uzuyor."

"Battaniye ile bir yerden bir yere taşıyoruz"

Anne Tenzile Gök de çocuğuna zarar vermemek için çok dikkatli olduğuna işaret etti. Oğlunun tüm ihtiyaçlarını eşiyle giderdiklerini aktaran Gök, "Oğlumun iyileşmesi için çok uğraştık ama tedavisinin olmadığını söylediler. Kucağımıza bile alamıyoruz. Battaniye ile bir yerden bir yere taşıyoruz. Yemesini, içmesini biz sağlıyoruz. Yaşantımızı bu şekilde sürdürüyoruz." dedi.

Niyazi'nin gün geçtikçe kendisini geliştirdiğini de ifade eden Gök, "Niyazi'nin beni şaşırttığı anlar da oluyor. Okumuş kişilerin yaptığını yapabiliyor. İlkokul öğrencisi bazı çocuklara zaman zaman bilmedikleri konularda matematik dersi bile veriyor." dedi.

"Kemiği kırıldığında dünyamız yıkılıyor"

Anne Gök, oğlunun kemiğinin kırıldığı anları da şöyle anlattı:

"Bir yerden, diğer tarafa döndüğü sırada kemiğinin kırıldığı oluyor. Bunu bazen duyuyorum. Banyo yaptırırken, yıkarken, dikkatsiz bir anımda kırdığımı da biliyorum. Kırıldığını hissediyorum. O anda dünyamız yıkılıyor. Sabahlara kadar başında çok oturduğumu biliyorum. Kemiği kırıldığı zaman üşüyor, titremeler oluyor. Su ısıtıp koyuyorum, hareket etmesin diye ayaklarının altını dolduruyorum. Bazen tahtayla da sabitlediğim oluyor."

"İlk öğrencilerimizden"

Akyarlar Mahallesi'nde oturdukları sitede görevli baba Abdullah Gök ise oğlunun müziği çok sevdiğini, özellikle ritim aletleriyle yaptığı çalışmalarla çok mutlu olduğunu söyledi. Oğlunun hayata bağlı olmasının kendilerini de çok sevindirdiğini dile getiren Gök, oğlunun her gün vakfa gitmek ve arkadaşlarını yeniden görmek için heyecan duyduğunu vurguladı.

Bodrum Sağlık Vakfı Müzik Atölyesi Sorumlusu Alev Karaman da Niyazi Gök'ün "Engelsiz Müzik Atölyesi Projesi" kapsamında ritim etkinliğine katıldığını söyledi. Gök'ün çok başarılı ve azimli bir öğrenci olduğunu ifade eden Karaman, şunları kaydetti:

"Engelsiz Müzik Atölyesi projesi bir AB projesidir. 4 yıl önce bu projeyi yazdık ve hibeyi AB'den aldık. Niyazi ile bu proje sayesinde tanıştık. Kendisi ilk öğrencilerimizden birisidir. İlk bageti eline verdiğimizde o gün müzik kulağının olduğunu anlamıştık. O günden bu yana ritim atölyesinde ritim enstrumanı çalıyor. Arkadaşlarıyla da çok iyi uyum içerisinde."