GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Mest ustasının iş yerinden detaylar- Mest ustası Mehmet Kuşdoğan'ın konuşması - Çorap estin yapılışından detaylar - Mehmet Kuşdoğan'ın oğlu Serdar Kuşdoğan'ın konuşması- İş yerinde yapımı tamamlanan mest ve yemenilerden detaylar Yarım asırlık "mest" ustası zamana direniyor- Malatya'da 50 yılı aşkın süredir mest yapan Mehmet Kuşdoğan, mesleğini yaşatmak için çalışıyor- Kuşdoğan: "Malatya'da 40-50 esnaftık ve hepimiz günde ortalama 100 çift mest yapıyorduk. Müşteriler il dışından geliyorlardı, çuvalları doldurup gidiyordu. Şimdi iş kalmadı. Benim elimde hala geçen seneden kalma mest var. Bir imalatçının elinde mest kalırsa olmaz, yazık olur. Demek ki o iş bitmiş" RAMAZAN KAYA - ORHAN YOLDAŞ - Malatya'da yarım asırdır "mest" yapan Mehmet Kuşdoğan, adeta "zamana direnen" mesleğini yaşatmaya çalışıyor.Mest ustası 72 yaşındaki Kuşdoğan, Dabakhane Mahallesi Yemeniciler İş Hanı'ndaki dükkanında, oğlu Serdar Kuşdoğan'a da öğretmeye çalıştığı mest ustalığını 50 yılı aşkın süredir sürdürüyor.Mehmet Kuşdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 11 yaşındayken yemeni ustası Gaffar Dernek'in yanında çalışmaya başladığını, okula gidemediğini ve bu yüzden küçük yaşta çalışmaya başladığını söyledi.Mesleği öğrendikten yaklaşık 10 sene sonra 1965 yılında kendi dükkanını açtığını belirten Kuşdoğan, yemenicilik yaparak başladığı mesleğinde önce ökçeli mest yaptığını, sonrasında ise deri mest ve çorap mestin çıkmasıyla bunları da yapmaya başladığını kaydetti.Mesleğinin ilk yıllarında günde ortalama 100 mest ürettiğini aktaran Mehmet Kuşdoğan, şöyle konuştu: "Zamanında Malatya'da 40-50 esnaftık ve hepimiz günde ortalama 100 çift mest yapıyorduk. Müşteriler il dışından geliyorlardı, çuvalları doldurup gidiyordu. 35-40 sene evvel biz Ramazan davulu çalınıp, sahur vaktinin geldiğini bildirdiği zamana kadar çalışırdık. Ramazan davulunun çalınmasıyla birlikte eve giderdik. Şimdi iş kalmadı. O zaman çalışıyorduk, yaptığımızı da satıyorduk. Para kalmış, kalmamış mühim değil ama satıyorduk. Benim elimde hala geçen seneden kalma mest var. Bir imalatçının elinde mest kalırsa olmaz, yazık olur. Demek ki o iş bitmiş."- "Senede 20 bin mest satıyorduk"O dönemde deri ve çorap mestten senede ortalama 20 bin adet sattığını dile getiren Kuşdoğan, şimdilerde mestlerin tercih edilmediğine işaret etti.Okumadıkları için 20 yıl önce 4 çocuğunu yanına aldığını ve mesleği öğrettiğini anlatan Mehmet Kuşdoğan, o dönemde işler daha iyi olduğu için çocuklarını yanına aldığını, ancak sonra mesleğin unutulmaya başladığını dile getirdi. Bu süreçte çocuklarından üçünü başka mesleklere yönlendirdiğini aktaran Kuşdoğan, mestin yılda 3 ay alıcı bulabildiğini, kalan zamanlarda iş olmadığı için bir oğluyla mesleğini sürdürmeye çalıştığını anlattı.Kuşdoğan, daha çok "çorap mest" adı verilen ince mestlerin talep edildiğini, bunları da daha çok yaşlıların tercih ettiğini ifade etti.- "Gençler mesti bilmiyor" Mehmet Kuşdoğan, gençlerin mestin ne olduğunu bilmediğini belirterek, bu durumun da mesleğin "yok olmakla" karşı karşıya kaldığının en önemli göstergesi olduğunu vurguladı. Kendisine mesleğini soran gençlere "mest yapıyorum" dediğini anlatan Kuşdoğan, "Gençler, 'Amca, çorap mest nedir' diye soruyor. Bu da demek oluyor ki bu iş kaybolmuş ama ben hala yapıyorum. Ne yapalım, bu yaştan sonra meslek değiştiremeyiz ya" diye konuştu. - "Malatya'da sadece iki esnaf kaldı"Mehmet Kuşdoğan'ın oğlu Serdar Kuşdoğan ise Malatya'da şu anda bu mesleği yapan sadece iki esnaf kaldığını belirtti.Kendisinden sonra gelen çırak ve kalfa olmadığına, zor şartlarda mesleği sürdürmeye çalıştıklarına dikkati çeken Kuşdoğan, "Artık imkanlar zorlaştı, talepler bayağı düştü. Devletimiz yardımcı olursa inşallah mesleği devam ettiririz, temennimiz bu" dedi.
Son Dakika › Kültür Sanat › Yarım Asırlık 'Mest' Ustası Zamana Direniyor - Son Dakika
Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından düzenlenen 'Edebiyatta Çeviri ve Karşılıklı Öğrenme' konulu seminer, Türkiye ve Çin'den yazar ve şairleri bir araya getirdi. Seminer, Türklerin Çin edebiyatına olan ilgisini ortaya koyarken, Türk yayıncıların Çin'deki etkinliklere katılımı iki ülke arasındaki bağları güçlendirdi. Kırmızı Kedi Yayınevi, Çin'de ofisi bulunan ilk Türk yayınevi olma özelliğini taşıyor ve Çin edebiyatından daha fazla yazarı Türkiye'ye kazandırmayı hedefliyor.
Niğde'nin Yeşilburç köyünde geleneksel Helva Kavurma Festivali düzenlendi. Festivalde Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi ve kavrulan helvalar katılımcılara dağıtıldı. Vali Cahit Çelik, festivalde yaptığı konuşmada köyün turizm potansiyelini geliştirmek için adımlar atacaklarını belirtti. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ise köyün Niğde için büyük bir değer olduğunu vurgulayarak, bu değerleri yaşatmanın önemine dikkat çekti.
Afyonkarahisar Valiliği, Kurtuluş Savaşı döneminde kullanılan Zafer Müzesi'nin restorasyon çalışmalarının sona geldiğini ve projeye 7 milyon 130 bin 487 TL bütçe ayrıldığını duyurdu. Restorasyon sürecinde zarar veren betonarme kolon ve kirişlerin kaldırıldığı belirtilen açıklamada, müzenin yaz aylarında ziyarete açılması planlandığı ve orijinal mimari yapısına kavuşacağı ifade edildi.
Edirne'de lise öğrencilerinden oluşan Edirne Valiliği Semazen Grubu, Turizm Haftası kapsamında Üç Şerefeli Cami avlusunda sema gösterisi gerçekleştirdi. Gösteriyi cami cemaati izledi. Grup daha önce Bulgaristan ve Yunanistan'da da gösteri yapmıştı.
Gaziosmanpaşa Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı birbirinden renkli etkinliklerle festival havasında kutlamaya hazırlanıyor. Konserler, atölye etkinlikleri ve kortej yürüyüşü gibi etkinliklerle coşku doruğa çıkacak.
2003 yılında seyirciye sunulan Oldboy filmi, yapımcısı Park Chan-wook tarafından dizi versiyonu için hazırlanıyor. Lionsgate Television firmasıyla anlaşma yapılan dizi, İngilizce dilinde olacak ve yoğun duygusal derinlik taşıyacak. Çekimlerin ne zaman başlayacağı ve yayın tarihi henüz belirsiz.
Almanya'nın başkenti Berlin'de Rumen asıllı tarihçi, yazar ve müzisyen Dimitri Kantemir'in bestelediği eserlerden oluşan bir konser programı gerçekleştirildi. Konserde, 17. yüzyıl Moldova bölgesinin türkülerini ve halk müziğini içeren zengin bir repertuvar sunuldu. Konsere katılanlar arasında Alman tarih ve müzik severlerin yanı sıra Türkiye'nin Berlin Başkonsolosu İlker Okan Şanlı da yer aldı. Kantemir'in Osmanlı dönemindeki önemi ve bestelerinin notaya dökülmesi vurgulandı.
Ayşenur Karadibek ve Sevgi Akgül'ün küratörlüğünü yaptığı 'Sanata Dair' karma sergisi, Büyük Çamlıca Camisi sergi salonunda sanatseverlerle buluştu. Sergide, ev hanımı sanatçılar tarafından yapılan modern çalışmaların yanı sıra klasik suluboya, hat, minyatür, çini, gravür, yağlıboya ve kolajların da yer aldığı 300'den fazla eser sergileniyor. Sergi, 27 Nisan'a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Türk Sanat Müziği Korosu'nun Bahar Konseri'nde kente bin kişilik konferans ve tiyatro salonu kazandıracaklarının müjdesini verdi.
Cumhuriyetin birinci asrında üretilen sinema eserlerinden hazırlanan '100 Yılın 100 Sinema Eseri' adlı çalışma, İstanbul Dijital Sanat Festivali'nde ziyaretçilerle buluşacak. Festivalde, Anadolu Ajansı'nın yayımladığı kitaptan yola çıkılarak yapay zekayla üretilen görsel eserler sergilenecek. Ayrıca, festivalde Türk filmlerinin yanı sıra Azerbaycan sinemasının klasik filmlerinin de yapay zeka ile canlandırılması gösterilecek. Festivalde farklı kategorilerde eserlerin yanı sıra çocuk ve yetişkin atölyeleri de yer alacak. Festival, diji-fiziksel olarak gerçekleştirilecek ve sergilenen eserlerin metaverse versiyonu da festival sonrasında deneyimlenebilecek.
Yorumlar (2)