Yazar, şair Ziya Gökalp, vefatının 92. yılında Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliğince (İLESAM) düzenlenen "Çınaraltı Sohbetleri"nde Prof. Dr. Kadir Canatan ile Doç. Dr. Süleyman Doğan'ın konuk olduğu programda anıldı.
Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesinde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Kadir Canatan, Gökalp hakkında ne kadar tez yazıldığını araştırdığını ve 53 tez yazıldığını öğrendiğini anlattı.
Mehmet Akif Ersoy'la ilgili 37, Said Nursi ile ilgili 26, Cemil Meriç'le ilgili ise 20 tez çalışması yapıldığını dile getiren Canatan, "Buradan da anlaşıldığı üzere Ziya Gökalp'la ilgili hala akademik dünyanın ilgisinin olduğunu görüyoruz." dedi.
Gökalp'in tarihsel bir kişilik olduğunu ve tarihsel kişilerin bir sözünden hareketle tanımlanmasının yanlış olduğuna dikkati çeken Canatan, tarihsel kişilerin sadece bir dönemini ele alarak düşünsel dünyasının o olduğunu söylemenin yanlış olacağını kaydetti.
Canatan, "Gökalp'i kendi siyasal ve düşünsel yaşam sürecinde ele almamız gerekiyor. Osmanlı döneminde, Osmanlıcılık, Türkçülük ve İslamcılık gibi düşünce akımlarının her birinin içinde bulunmuş bir kişilik. Her biriyle belli bir dönem iştigal ettiğini ve zaman zaman bunlardan bir diğerine geçiş yaptığını görüyoruz. Ziya Gökalp'in bunlardan hangisi olduğunu soracak olursanız, bence her üçüdür." dedi.
Ziya Gökalp'in İttihat ve Terakki Partisi olarak bilinen bir teşkilatın üyesi olarak siyasi oluşumun içerisinde bulunarak fikirlerini geliştirdiğine değinen Kadir Canatan, bu akımın da gelişim evreleri incelendiğinde tek bir düşünceyi temsil etmediği ve dönem içerisinde farklı evreler geçirdiğini, Gökalp'in de bu evrelerden geçtiğini söyledi.
Canatan, şöyle konuştu:
"1894 ile 1913 arasında Ziya Gökalp Osmanlıcı olduğu bir dönem geçirmiştir. Bu dönemde, 19 yaşlarında bir genç olarak İttihat ve Terakki Partisi'ne giriyor. Bu dönemde yasaklı kitaplar okuduğu için tutuklanıyor ve eğitimini yarım bırakmak zorunda kalıyor. Bu sırada entelektüel bir kriz geçiriyor ve intihar ediyor. Ölümden dönüyor. Bundan sonra muasırlaşmak, İslamlaşmak ve Türkleşmek isimli makalesinde, bunların birbirini tamamlayan akımlar olduğunu söylüyor. Türklük ile İslamlığın birbirini desteklediğini belirtiyor."
Doç. Dr. Süleyman Doğan ise Gökalp'in her alanda fikir yürütmüş bir mütefekkir ve sosyolog olduğunu belirterek, "Kişinin milli olarak yetiştirilmesi ve müfredatların buna göre ayarlanması gerektiğini savunur. 'Okullarımızdan çıkan gençler neden Avrupalıların anladığı anlamda bilim adamı olamıyorlar?' diye sorar. Bu soru günümüzün de bir cevap arayan sorudur." dedi.
Son Dakika › Kültür Sanat › Ziya Gökalp 'Çınaraltı Sohbetleri'Nde Anıldı - Son Dakika
Trabzon'da düzenlenen çalıştayda, MÖ. 401-400 yılında Onbinler'in ve 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Karadeniz'e varış güzergahları tespit edilerek modellendirildi. Çalıştayda elde edilen bulgular, turizm gelirlerinin artırılması ve kırsaldaki vatandaşların pay almasını sağlamak amacıyla kullanılacak.
Şanlıurfa Valiliği koordinasyonunda Büyükşehir Belediyesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü desteğiyle Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Göbeklitepe'de sıra gecesi etkinliği düzenlendi. Urfa Ahengi Müzik Topluluğu tarafından gerçekleştirilen etkinlikte, yerli ve yabancı ziyaretçiler türkülere eşlik edip halay çekti.
Torbalı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı öğretmenlerin oluşturduğu 'Torbalı Öğretmenler Korosu', Türk Polis Teşkilatının 179. kuruluş yıl dönümü nedeniyle konser verdi. Torbalı Belediye Kültür Merkezi'ndeki konserde koro şefi Ayşe Demir Çavga, orkestra şefleri Hüseyin Dereli ve Seçkin Al yönetiminde sahne alan solistler ve koristler, sevilen türküleri seslendirdi. Kaymakam Ercan Öter, Belediye Başkanı Övünç Demir, İlçe Emniyet Müdürü Muhittin Murat Yener ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Cafer Tosun da konsere katıldı.
Türkiye, Antep İşi Nakışı, Geleneksel Keçe Yapımı ve Yoğurt Yapımının Geleneksel Yöntemleri ve İlgili Sosyal Uygulamaları UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne eklemek için başvuruda bulundu. Türkiye, 2025 yılında yapılacak toplantıda bu başvuruların değerlendirilmesini bekliyor.
Sanat yönetmenliğini Serhat Turak'ın üstlendiği Türk destanlarının dans, gösteri ve görsel şovlarla anlatıldığı 'Destanların Dansı', Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu'nda sahnelendi. Gösteride Nuh Tufanı, Dede Korkut, Dört Element, Nevruz, Sarı Gelin, Cevanşir, Alparslan gibi canlandırmalarla tarihsel bir akış sunuluyor.
Malatya İl Müftülüğüne atanan Ramazan Dolu için cübbe giyme programı düzenlendi. Vali Ersin Yazıcı, devir teslim programında yeni görevlere başlayacak olan Dolu'ya başarılar diledi. Yazıcı, geçen yıl yaşanan depremin şehirde olumsuz etkiler bıraktığını belirterek, Müftülük çalışanlarının bu sorumluluğu taşımaya devam edeceğine inandığını söyledi. Programda, Şahin Yıldırım tarafından Dolu'ya cübbesi giydirildi.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, Zafer Müzesi'nin restorasyonu için başvuruda bulundu.
Meltem Güdemezoğlu, Gaziantep'in tarihi dokusunu yansıtan sıcak topraklarda doğmuş ve serebral palsi engeline rağmen hayatın zorluklarına meydan okuyarak ilerlemiştir. Mesleki başarılarıyla tanınan Güdemezoğlu, aynı zamanda şairlik ve yazarlık alanında da kendini kanıtlamıştır. İstanbul'a olan tutkusu ve çeşitli sanat dallarına olan ilgisiyle de bilinen sanatçı, Türkiye'nin kültürel zenginliğine katkıda bulunmaktadır.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Marble İzmir-29. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı kapsamında düzenlenen Uluslararası Değişik Doğal Taş Tasarım Yarışması'nın kazananlarına ödüllerini verdi. Yarışmanın amacı, Türk doğal taşını genç tasarımcılar aracılığıyla dünyaya daha fazla duyurmak ve sektöre katkı sağlamaktır.
Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce Adige Kültür Derneği'ni ziyaret ederek, kültürel faaliyetler hakkında bilgi aldı. Vali Aslan, kültürler arası etkileşimin önemine dikkat çekerek, kültürel mirasın korunup gelecek nesillere aktarılmasının değerini vurguladı.
Ferhan Şensoy'un kaleme aldığı Hayrola Karyola oyunu, Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) sanatseverlerle buluştu. Oyunda müzik eşliğinde seyirciyle etkileşim halinde olan genç çiftlerin komik ve trajik durumları anlatılıyor. Oyun, geleneksel Türk tiyatrosu normlarından yararlanılarak sahneleniyor. Oyuncular, oyunu keyifle oynadıklarını ve yeni eklemelerle daha keyifli bir boyut kazandığını belirtiyor.
Bitlis'te 27 yıldır harik sanatıyla uğraşan Haydar Yılmaz, büyük boy hariklere alternatif olarak süs eşyası ve hediyelik mini harik üretimi yapıyor. Yıllardır bu sanatı yaşatmak için mücadele veren Yılmaz, destek bulamadığını belirtiyor. Mini hariklerin piyasasını oluşturmayı hedefleyen Yılmaz, bu sayede atölyesinde istihdam sağlamayı amaçlıyor.
Sizin düşünceleriniz neler ?