Tarihi Oylamadan Dikkat Çeken Kareler

4 eski bakan Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar'la ilgili Yüce Divan önergeleri reddedildi. Meclis'te 312 koltuğu bulunan Ak Parti'nin verdiği fire dikkat çekti. Meclis'te vekiller oylarını açılan paravanlar ardında kullandı. AK Parti ve muhalefet partilerinden vekiller alfabetik sıralamaya göre çağrıldı ve kendilerine verilen 3 pusulayla birlikte perdelerin arkasına geçip oylarını verdi. Meclis'te o onlar kameralara işte böyle yansıdı...

Meclis, hakkında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları olan eski bakanlar Zafer Çağlayan'ın Yüce Divan'a gönderilmesini 242'ye karşı 264,

Muammer Güler'in gönderilmesini 241'e karşı 258,

Egemen Bağış'ın gönderilmesini 245'e karşı 255,

Erdoğan Bayraktar'ın gönderilmesini 219'a karşı 288 oyla reddetti.

Bu sonuçlarla güvenoyu için gerekli olan 276 sayısını sadece Bayraktar geçebildi.

Haklarında yolsuzluk iddiası bulunan AK Partili 4 eski bakanla ilgili TBMM'de 8 aydan beri süren Soruşturma Komisyonu çalışmalarının finali, dün TBMM Genel Kurulu'ndaki Yüce Divan görüşmesiyle yapıldı.

Geç saatlere kadar süren oturumda ilk olarak Zafer Çağlayan aklandı. Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmede, iktidar milletvekillerinin ilgisizliği dikkat çekti.

Bakanlar, saatler süren görüşmelerin sonuna doğru Genel Kurul'a gelmeyi tercih ederken, Soruşturma Komisyonu'nun AK Partili Başkanı Hakkı Köylü, Meclis'te olmasına rağmen sunum konuşması yapmadı ve komisyon sıralarına da 2 saat gecikmeyle oturdu.

Salona ilk olarak Bayraktar girdi.

Ardından Muammer Güler, son olarak Egemen Bağış geldi.

Muş'ta üvey annesinin cenazesine katılan Zafer Çağlayan ise görüşmeye katılamadı. 3 bakanın arka sıralarda ve birbirinden uzakta olmayı tercih ettikleri görüldü.

Oturumu yöneten Ayşenur Bahçekapılı, Çağlayan'ın annesinin vefatı nedeniyle Genel Kurul'a katılamayacağına ilişkin mazeret notunu okudu. Diğer üç bakan ise ‘sınırsız söz hakkı' yerine, içtüzüğe göre yerlerinden kısa söz istediler.

Güler, “Soruşturma Komisyonu'na verdiğim sözlü ve yazılı savunmama ilave edecek başkaca bir husus bulunmamaktadır. Karar ve takdir yüce heyetinizindir. Arz ediyor, saygılar sunuyorum” dedi.

Bağış, “Hakkımızdaki iftiralarla ilgili olarak gerek Cumhuriyet başsavcılığı, gerek TBMM Soruşturma Komisyonu gerekli kararları vermiştir. Kararlarına saygı duyuyorum. Takdir yüce Meclis'in” derken,

Bayraktar da “Teşekkür ederim” demekle yetindi. Muhalefet “Kürsüye gel, kürsüye gel” diye laf attı.

İlk tartışma Reza Zarrab'ın adı yerine “Bir şahıs. Bu şahısla ilgili” ifadelerinin kullanılmasıyla başladı. CHP'li Hamzaçebi, “Bu şahsın kim olduğu önergelerde mevcut, Reza Zarrab. Acaba bu ismi Genel Kurul'un bilgisine neden sunmadınız, sunumunuz eksiktir, içtüzüğe aykırıdır” dedi. Bahçekapılı ise basılı önerge metnindeki başlığı okuduğunu vurguladı.

Genel Kurul'da ilk oylama eski Ekonomi Bakanı ve AK Parti Milletvekili Zafer Çağlayan hakkında yapıldı. Oylama sonucunda çıkan tabloya göre, 37 AK Partili, iktidarın görüşünden farklı tavır sergiledi. Bunlardan 26 AK Partili “Yüce Divan'a sevk”, 11'i ise çekimser ve boş oy kullanarak ikna olmadıklarını gösterdi.

İlk oylama 1.5 saat sürdü. 517 milletvekilinin katıldığı gizli oylamada, 242 oy Yüce Divan'a gönderme yönünde çıkarken, 264 ret, 7 çekimser, 1 boş, 3 geçersiz oy kullanıldı. Eski bakanların Yüce Divan'a gönderilmeleri için en az 276 kabul oyu gerekiyordu. Sonuç açıklanınca CHP'liler AK Partilileri alkışlarla protesto etti.

Muammer Güler hakkındaki oylamaya da 513 milletvekili katıldı. Yüce Divan için 241 kabul oyu kullanılırken, 258 ret, 6 çekimser, 4 boş, 4 geçersiz oy kullanıldı. İkinci oylamada katılım sayısı ve kabul-ret rakamları düştü, ancak bunlar genel sonucu değiştirmedi. AK Parti'nin firesi Güler'in oylamasında artarak 44'e ulaştı.

Egemen Bağış hakkındaki oylamada ise 517 milletvekilinden 255'i ret oyu kullandı. 245 milletvekili Yüce Divan yönünde oy verirken, 7 çekimser, 6 boş, 4 geçersiz oy kullanıldı. Böylece Bağış'ta AK Parti'nin firesi 48'e çıktı. Sonuç açıklanınca Bağış, “Hayırlı olsun. Biz her şeye hazırız” dedi.

İlk oylamada Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'e vekalet eden Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli yerine, vekaleti olmayan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun oy kullanması tartışmaya neden oldu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural sonuç açıklanmadan önce bu sorunun çözülmesini istedi. Bahçekapılı bir süre konuyu görüştükten sonra oylamayı açıklayarak görüşmeye ara verdi. Vural da “Hükümet hemen istifa etmeli. Hükümete güven yok” diye bağırdı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, sonuç açıklanınca kuliste “Bakanlar kurtuldu, hükümet düştü” dedi. Bahçeli, iktidardaki fireler konusunda “Mağlubiyetlerden zafer çıkarmayız” dedi.

Yüce Divan görüşmeleri sırasında AK Parti grubu tarafından milletvekillerine ‘önemli' başlıklı bir mesaj geçildi. Gelen mesajda “5 dakika sonra soruşturma komisyonu raporunun görüşmelerine başlanacaktır. Muhalefetin sayısı bizden fazla olup, olmayan milletvekillerin acilen gelmeleri rica olunur” denildi.

Oylama sırasında AK Parti milletvekillerinin büyük bölümünün pulları kabine girmeden zarfa yerleştirdiği görüldü. AK Partililerin çoğu, kabine ellerinde kalan ıskarta pulları atmak için girdiler.

Oy kullanılmasında en ilginç görüntü Egemen Bağış'ta yaşandı. Kabine girmeden oyunu zarfa yerleştiren Bağış, zarfı kupaya uzaktan fırlatarak attı.

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın önceki gün Ankara'da yaşamını yitiren üvey annesi Perihan Çağlayan'ın cenazesi Muş'ta toprağa verildi. Çağlayan, Meclis'teki Yüce Divan oylamasına rağmen cenaze törenine katıldı. Perihan Çağlayan'ın cenazesi dün 11.10'da THY'nin tarifeli uçağı ile Muş'a getirildi. Aynı uçakla Muş'a gelen Zafer Çağlayan, havalimanında yakınları tarafından karşılandı.

Soruşturulan Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar, TBMM kulisinde gazetecilerin soruları üzerine “Konuşmak istiyordum, hâlâ da istiyorum. Ama yakın arkadaşlarım, dostlarım konuşmamamın daha hayırlı olacağını söylediler. O yüzden konuşmayacağım. Arkadaşlar sizi sevdiğim için bunu açıklıyorum. Siz de beni sevin, sevgiye ihtiyacımız var” dedi.

Görüşmelere geçilmeden önce, iktidarın gizli oylamayı farklı yöntemlerle denetleyeceği söylentilerine karşı muhalefet de girişimlerde bulundu. MHP Grup Başkanvekilleri, Meclis Başkanlığı'na verdikleri dilekçeyle, kabinlerde gizlilik yöntemlerinin tam uygulanmasını ve kalan ‘ıskarta' pulların sayılmasını talep etti.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da kabin içerisinde cep telefonu, kamera, fotoğraf makinesi gibi cihaz bulundurulmasının ve kullanılmasının yasaklanması amacıyla başkanlığa başvurdu. Tanal, AK Parti yönetiminin, kendi milletvekillerinden, kullandıkları gizli oyun fotoğrafını çekmelerini ya da beyaz pulu parti yönetimine iletmelerini istediği şeklinde iddialar bulunduğunu belirtti.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de ıskarta pulların oy kabininde bırakılması için Başkanlık Divanı'nın önlem almasını isteyince Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı gerekli işlemlerin yapılacağını söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Londra'da gazetecilerin soruları üzerine Meclis'te yapılan 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan oylamasına ilişkin “Bu sürede yorum yapmak yasal değildir. AK Parti olarak açık bir tavır sergiledik. Hiçbir komisyon üyesiyle konuşmamaya özen gösterdim. Genel Kurul'da oylanacak. Vekalet bıraktım, Yalçın Bey oy kullanacak” dedi. Oylama sırasında Meclis'te olmayan 7 bakanın yerine de diğer kabine arkadaşları vekaleten oy attılar.

CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, AK Partili 4 eski bakan ile ilgili Soruşturma Komisyonu raporunun görüşmeleri esnasında oturduğu sıraya Hadis-i Şerif yazılı bir pankart astı. Özkes'in “Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa mutlaka cezalandırırdım” yazılı pankartı Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı'dan uyarı aldı. Özkes, Bahçekapılı'nın uyarısından bir müddet sonra pankartı indirdi.

Yılmaz Tunç (Komisyon Başkan Vekili): Normal bir soruşturmada olmayacak şekilde çok sayıda hukuka aykırılığı tespit ettik. Hukuka aykırı delillerle suçluluk ispat edilemez. Burada bir yargısal faaliyet değil, bir siyasi girişim vardır.

Mustafa Akış (AK Parti Konya Milletvekili): 17-25 Aralık, tıpkı 27 Mayıs muhtırası, MİT kalkışması, Gezi gericiliği gibi aynı şekilde çalıştırılamamış ve akim kalmış bir darbe teşebbüsüdür. 17-25 Aralık, 7 Şubat MİT kalkışmasından ve oradan Cumhurbaşkanımıza doğru yürünmesinden asla bağımsız değerlendirilemez.

Ali Özgündüz (CHP İstanbul Milletvekili): Saati inkar eden yok. Zaten Bakan da inkar etmiyor; ‘Ben bu saati aldım, Rıza'ya da ödedim.' Nasıl ödedim, bir otelin kağıdıyla. Bu belge komisyon raporunda da var. Bizim arkadaşlarımız en azından bu belgenin incelenmesini istediler, bu yazı ne zaman yazıldı, bu kimin el yazısı. Bu bile yapılmadı. Amiyane tabirle, argo tabirle, affedersiniz ama yerseniz! Komisyon yemiş ama siz yer misiniz bilmem.

Faruk Bal (MHP Konya Milletvekili): Millet görmeyecek de yukarıda Cenab-ı Zülcelal de mi görmeyecek? Dinen bunlar günahtır, ahlaken ayıptır, kanunen suçtur. Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.

AK Partili 4 eski bakan hakkındaki yolsuzluk iddiaları üzerine kurulan Soruşturma Komisyonu, Yüce Divan'a sevke gerek görmedi. Genel Kurul da aynı yönde karar verince bu konudaki dosyalar, şimdilik kapandı. Bu konuda yeniden soruşturma yapılabilmesi için yeni deliller bulunduğu belirtilerek bir süre sonra Meclis'te yeniden komisyon kurulması istenebilir.

Geçmişte de böyle bir olay eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz hakkında meydana gelmişti. Yılmaz, Türkbank ihalesine fesat karıştırmakla suçlanmış ancak Meclis, 23 Haziran 2000'de Yüce Divan'a sevkine gerek görmemişti. Ak Parti iktidarında yeniden yeni deliller olduğu savunularak Meclis'te komisyon kuruldu. Bu kez Meclis farklı bir karar aldı. Meclis, 13 Temmuz 2004'te Yılmaz ve dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner'in, Yüce Divan'a sevki yönünde karar verdi. Yüce Divan, “Rahşan affı” uyarınca, 23 Haziran 2006'da davanın kesin hükme bağlanmasını erteledi.