2. Filistin Diasporası Halk Konferansı Toplantısı

İstanbul'da bu yıl ikincisi gerçekleşen Filistin Diasporası Halk Konferansı Genel Kurul Toplantısı yaklaşık 500 kişinin katılımıyla bugün başladı.

Toplantı, özellikle Filistin meselesinin tasfiyesini hedeflediği belirtilen ABD'nin öne sürdüğü "Yüzyılın Anlaşması" planı, uluslararası çatışmalar, bölgesel güvenlik ve siyasi gelişmelerin gölgesinde gerçekleşiyor.

Genel Kurul Başkanı Selman Ebu Sitte, toplantıya ilişkin açıklamasında, Filistinlilerin, "Filistin topraklarının gerçek sahibi olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini" vurgulayarak, sayıları 6 milyona ulaşan diasporadaki Filistinlilerin üzerine büyük bir insani ve tarihi görev düştüğünü ifade etti.

Ebu Sitte, bu sayının 4'te 3'ünü oluşturan gençlerin bulundukları ülkelerde tüm ulusal ve sosyal aktivitelerde yer aldığını dile getirdi.

Filistin Diasporası Halk Konferansı Genel Sekreteri ve Filistinli düşünür Munir Şefik de şunları söyledi:

"Filistin davasının siyasi kökenini oluşturan barışçıl Büyük Dönüş Yürüyüşleri geri dönüş hakkının sabit olduğunu vurguladı. Bu yürüyüşler, Batı Şeria ile Kudüs'e pusu kurması ya da Gazze Şeridi'ni kuşatma altına alması arasında fark gözetmeden önceliğin siyonist işgaline karşı koymak olduğunu ortaya koydu."

Yarın sona erecek olan toplantıda, stratejik planlarla birlikte, tüzük ve üyelerin belirlenmesi ve Filistin Diasporası Halk Konferansı yapısının tamamlanmasının müzakere edilmesi hedefleniyor. Toplantıda ayrıca, Amerikan yönetiminin bölgesel kuvvetlerle koordinasyon halinde başlatmaya hazırlandığı "Yüzyılın Anlaşması"na karşı koymanın yolları görüşülecek.

Merkezi Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bulunan Filistin Diasporası Halk Konferansı geçen yılın şubat ayında İstanbul'da çalışmalarına başlamıştı.

Konferans, halk hareketini başlatarak, diasporada yaşamlarını sürdüren Filistinlilere etkin ve gerçek bir rol vermeyi ve milli sabitelere odaklanmayı hedefliyor.

Yurt dışında sayıları 6 milyonu geçen Filistinlilerin çoğu Ürdün, Lübnan, Suriye ve Körfez ülkelerinde sığınmacı olarak yaşamlarını sürdürürken bir kısmı da Avrupa, ABD ve diğer ülkelerde ikamet ediyor.