2017 Türkiye İçin Kazanımlarla Dolu Bir Yıl Oldu" - Son Dakika
Güncel

2017 Türkiye İçin Kazanımlarla Dolu Bir Yıl Oldu"

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, dış politikada 2017'nin Türkiye açısından kazanımlarla dolu bir yıl olduğunu belirterek, "Fırat Kalkanı harekatı, Katar mücadelesinin boşa çıkarılması, PKK ile mücadelede İran'ın desteğinin...

04.01.2018 18:55
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, dış politikada 2017'nin Türkiye açısından kazanımlarla dolu bir yıl olduğunu belirterek, "Fırat Kalkanı harekatı, Katar mücadelesinin boşa çıkarılması, PKK ile mücadelede İran'ın desteğinin alınması, Kuzey Irak'taki referandumla Kürt devleti kurulmasının önlenmesi ve Kudüs krizinin çözümüne dair adımlar atılması, Türkiye'nin somut başarıları oldu." dedi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen, "Amerika'nın Ulusal Güvenlik Stratejisi: Kapsamı, Hedefleri ve Açmazları" konulu panelde konuşan Altun, genel anlamda dünya siyasetinin agresifleştiği bir döneme girildiğini ve agresif bir dünya siyasetinin içerisinde her ülkenin mümkün olduğunca kendi hareket alanını arttırma çabasıyla hareket edeceğini belirtti.

Altun, 2017 yılının Türkiye için kazanımlarla dolu bir yıl olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Özellikle 16 Nisan referandumu, Türkiye'nin elini güçlendirmiş ve siyasal istikrarını sağlamlaştırmıştır. 2017'yi konuşurken 16 Nisan'ı

merkeze koymamız gerekir. Çünkü 16 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı Sisteminin kabul

edilmesiyle Türkiye'nin hükümet krizini çözmesi, Türkiye'nin elini güçlendirmiştir. 2017

yılında Türk dış politikası gündemine etki eden en önemli olay, terörle mücadele olmuştur.

Yeni güvenlik stratejimiz, terörün kaynağında bitirilmesi oldu. Bununla ilgili Türkiye sınır

ötesi operasyonlara imza attı. Türkiye'nin en önemli gündemlerinden biri de Suriye krizidir.

Türkiye'nin Rusya ile birlikte garantör ülke olarak, krizin çözümüne dair önemli adımlar

atması yine önemliydi. Fırat Kalkanı harekatı, Katar mücadelesinin boşa çıkarılması, PKK ile

mücadelede İran'ın desteğinin alınması, Kuzey Irak'taki referandumla Kürt devleti

kurulmasının önlenmesi ve Kudüs krizinin çözümüne dair adımlar atılması Türkiye'nin somut

başarıları oldu."

Önümüzdeki dönemde Amerika'nın süper güç olmaya devam edeceğini, Avrupa'nın küresel siyasette kırılma yaşamasının, bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye ile yakınlaşmasına imkan sağlayacağını ifade eden Altun, "ABD pasifik havzasındaki hegemonyasını Çin'e devretmiş durumda, Akdeniz ve doğu

Avrupa'da Rusya'nın hakimiyeti artmış durumda yani ABD bir hegemonya krizi yaşıyor. 'Dünyanın doğulaşması' gibi bir tartışma da başlamış durumda. Yani dünyada yeni bir denge unsuru ortaya çıkıyor Çin'in yükselişiyle. ve böyle bir gelişme Türkiye'nin işine gelecek

sonuçlar doğurabilir. Küresel siyaset sahnesinde yine Avrupa'nın yaşadığı güç kırılması da

önemli. Fransa, Türkiye ile yakınlaşma arayışları içinde." değerlendirmesini yaptı.

Fahrettin Altun, 2018'de Türkiye'nin sert güç kapasitesini öne çıkararak ofansif ama agresif olmayan, realist bir dış politika tercih edeceğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk Dış Politikası'nın 2002'den beri amacının, bağımlılıklardan kurtulma ve yeni bağımlılıklar oluşturmadan uluslararası siyasette geniş bir manevra sahası kazanmak olduğu söylenebilir. Ulusal güvenlik meselesi 2018'de Türkiye için ekonomik entegrasyondan daha önemli olacaktır. Gerek siyasi, gerek ekonomi, gerekse güvenlik alanlarında Türkiye'ye yapılan müdahalelerin sayısı önümüzdeki dönemde artacaktır. 2013'ten bu yana Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı yıpratma savaşı karşısında somut kazanımlar elde edilmiş ve düze çıkılmıştır. Önümüzdeki dönemde de benzer kazanımları arttırmak, bütün meydan okumaları boşa çıkaracaktır. Türk dış politikasının 2002'den sonraki amacı, bağımlılıklardan kurtulma amacıdır.

Bağımlılıklardan kurtulma ve yeni bağımlılıklara kapı aralamamak, yeni dönemde yeni meydan

okumamız olacaktır."

Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ise yeni dönemde ulus-devlet değerlerinin tekrar gündeme geleceğini ve merkezileşmenin söz konusu olacağını iddia ederek, şöyle konuştu:

"Ulus-devletin giderek güçlenmesi ve merkezileşmesi, uluslararası siyasette ittifak ilişkilerinde de değişikliğe-dönüşüme sebep olacaktır. Bir yandan hem ekonomide hem güvenlikte rekabet keskinleşirken, diğer yandan terör örgütlerine verilen destek azalacaktır. İçinden geçmekte olduğumuz durum, ciddi riskler barındırmakta. Ancak bu riskleri daha öngörülebilir kılmak için devletlere bakmak yeterli olacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde hesaplarımızı ulus-devletin yükselişi üzerinden yapmalıyız."

Daily Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Karagöz de ABD -Türkiye ilişkileri üzerinde durarak, 2017 yılında iki ülke arasındaki sıkıntılara dikkati çekti.

Karagöz, "ABD ile anlaşamadığımız konuların başında 15 Temmuz darbesi ve FETÖ gelmektedir. Yakın dönemde de Amerika'nın pozisyonunu değiştireceğini tahmin etmiyoruz." dedi.

Türkiye'nin ABD'ye 'DEAŞ'a karşı mücadelede birlikte hareket edelim' teklifine rağmen, ABD'nin PYD'yi partner seçtiğini hatırlatan Karagöz, konuşmasına şöyle devam etti:

"Suriye savaşında başta Türkiye-ABD aynı pozisyonu almıştı ve öncelikli Esed'in gitmesi vardı. Sonra ise ABD, benim için öncelik DEAŞ'tır dedi. ABD, DEAŞ'la mücadelede PKK/PYD'yi kendine partner seçti. Kudüs'ün başkent ilan edilmesiyle Türkiye ve ABD arasında bir sorun daha ortaya çıkmış oldu. Üstelik Türkiye, uluslararası toplumu arkasında alarak ABD'yi küçük düşürecek bir karara imza attı. Hem İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında hem de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında. ABD temsilcisinin üyeleri tehdit etmesine rağmen bu karar alındı. Bu işin başını da Türkiye çekiyordu. Bir diğer kriz ise Türkiye S-400 füze savunma sistemlerini aldı. Bu ABD içinde çok ciddi bir reaksiyona sebep oldu. Bu basit bir silah alımı değil, bir eksen kayması olarak görebileceğimiz bir olay. S-400 füze alımlarından sonra ABD içerisinde Türkiye'ye yaptırım yapalım sesleri yükseldi. Böyle bir yaptırım gelirse şaşırmamak lazım."

Türkiye ile ABD ilişkilerinin bir değişim sürecinde geçtiğini söyleyen Karagöz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye-ABD

ilişkileri, stratejik ortaklıktan çıkıp, düşman olmayan dost ülke konuma geçme

sürecinde. ABD ile düşman olmayan dost ülke seviyesinde yolumuza

devam edeceğiz. Bana göre bu, Türkiye açısından en sağlıklı ilişki türü. Aslında Türk-ABD ilişkileri rayına oturuyor."

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 2017 Türkiye İçin Kazanımlarla Dolu Bir Yıl Oldu' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement