500 yıllık tarihi Kayseri Kapalıçarşısı'nın zemininin sağlam olmadığı iddiası
Kapalıçarşı Koruma Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Halil Küpeli:
"Kapalıçarşı atıklar üzerine kurulmuş, şiddetli bir depremde domino taşı gibi yıkılır"
KAYSERİ - Kapalıçarşı Koruma Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Halil Küpeli, 1500'lü yıllarda yapılan ve İstanbul'dakinden sonra Türkiye'nin ikinci büyük kapalı çarşısı olarak bilinen Tarihi Kayseri Kapalıçarşı'nın, 1990'lı yıllarda geçirdiği restorasyonda temelinin zibil denilen atıklarla doldurulduğunu iddia etti. Küpeli, en ufak yağmurda göle döndüğünü söylediği çarşının, şiddetli bir depremde yıkılabileceğini öne sürdü.
Kayseri Tarihi Kapalıçarşı 1497 de Kayseri sancak beyi Mustafa Paşa'nın kapalı çarşı ve bedesten yaptırma kararı üzerine inşa edildi. İlk inşa edildiği dönemde 15 bölümden oluşan, ancak 1700'lü yıllarda meydana gelen büyük yangından sonra günümüze ancak 3 bölümü ulaşan Kapalıçarşı yaklaşık 600 esnafıyla Kayseri ticaretinin merkezi konumunda. Ancak Kapalıçarşı Koruma Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Halil Küpeli, söz konusu tarihi yapının, güncellenmeyen kanunlardan dolayı tamirat ve onarımlarının yapılamadığını savundu. Telefonla bilgi aldığımız Kayseri Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yetkilileri ise, Kapalıçarşı'ya dair ellerinde bekleyen herhangi bir iş bulunmadığını ifade etti.
"Dernek olarak yetkimiz yok, sorumluluğumuz var"
Temelde, tarihi eserlerin korunmasına dair kanunun güncellenmemiş olmasından dolayı sıkıntı yaşadıklarını belirten Küpeli, "Dernek olarak elimizde hiçbir yetki yok. Kanunlar 1923'lerde hazırlanmış, bunlar güncellenmediği çok zorluk çekiyoruz. Yetki karmaşası var, Belediye Anıtlar Kurulu'na, Anıtlar Kurulu Büyükşehir Belediyesine, Büyükşehir Belediyesi Bakanlığa bağlı olarak çalışıyor. Biz, iki arada bir derede kalıyoruz. Sözümona adımız Kapalıçarşı Koruma Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği olmasına rağmen hiçbir yetkimiz yok. Ama kanunlar nezdinde biz sorumluyuz. Herhangi bir kanun dışı işlem olduğu zaman Ağır Ceza'da yargılanıyoruz" dedi.
"Temel atıklardan oluşuyor"
17'nci yüzyılda büyük bir yangın geçirmiş olan ve 1990'lı yıllarda da temelden itibaren restorasyonu yapılmış çarşının temelinin sağlam olmadığını ileri süren Küpeli, "1990'lı yıllarda temelden restorasyona girmişler, malesef yapan müteahhit işin biraz kolayına kaçmış, şu anda Kayseri'ye bir yağmur yağdığı zaman Kapalıçarşı'nın temeli olmadığından ve zemini sağlam olmadığından ve atık su gideri olmadığından dolayı tüm yağmur suları bodrum katı olan esnaflarımızı mağdur edecek biçimde çarşımıza doluyor. Zibil dediğimiz atıkların üzerine kurulmuş bir çarşımız var. Allah göstermesin en kötü ihtimalle 4.1 şiddetinde bir deprem olsa inanın, Kayseri Kapalıçarşı'sı domino taşı gibi yıkılır" diye konuştu.
15 yıldır yazışma yapılıyor ama sonuç alınamıyor
Küpeli, temelden kaynaklı sorunlar ve büzlerin eskimesi nedeniyle en ufak yağmurda çarşının bodrumlarına su dolduğunu, ancak 2003 yılından bu yana yazışma yapmalarına rağmen, sorunun giderilmediğini ifade etti.
"Kanarya Sevenler Derneğinden farkımız yok"
Geçmiş dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı yapan Ertuğrul Günay döneminde, Tarihi Çarşılar Kanun Taslağı hazırlığına başlandığını ancak sonuçlanmadığını kaydeden Küpeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim yetkimiz yok, Dernekler Kanununa tabiyiz. Yani bugün bir Kanarya Sevenler Derneğinin tüzüğü ile Kapalı Çarşı Yaşatma, Koruma ve Güzelleştirme Derneğinin tüzüğü aynı. Bugün Avrupa'daki tarihi eserleri koruma kanunuyla bizimkisi çok farklı. Bizim ülkemizde SİT alanı dendiği zaman tüm yetkili kurumlar geri adım atıyor. Gücümüz yetmiyor, kurumları aşamıyoruz. 1923 yılında çıkan SİT Alanlarını Koruma Kanunu ile ilerliyoruz ve bunların değişmesini istiyoruz."
"Belediyelerin de aşamadığı konular var"
Öte yandan, Büyükşehir Belediyesi ve Melikgazi Belediyesinin gayret ve destekleriyle çarşının bazı sorunlarına çözüm bulunduğunun altını çizen Küpeli, "Aslında Büyükşehir Belediyemiz olsun, Melikgazi Belediyemiz olsun Kapalıçarşı'nın sorunları öncelikli plan ve projelerin başında geliyor. Çalışmalar da yapıyorlar, bizden de fikir alıyorlar. Bazen ortak görüş beyan edebiliyoruz. Fakat dönüp dolaşıp yine aynı yere geliyoruz; maalesef bürokrasiyi, kanunları aşamıyoruz. Buranın yeniden restorasyonu demek, Kayseri'de ticaretin bitmesi demek. Oysa kısa vadeli çözüm yolları aranıp bulunabilir. Melikgazi Belediyemizin bu konuyla ilgili önemli çalışmaları var. Sayın Memduh Büyükkılıç başkanımıza bu konuda şükranlarımızı sunuyoruz. Hiçbir zaman Kapalıçarşı'dan maddi manevi desteğini esirgememiştir. Ama belediye başkanı da olsa, sonuçta kanunlarla iş yapmak zorunda. Bazen yeri geliyor, Sayın Başkanımızın da aşamadığı noktalar oluyor" ifadelerini kullandı.
"Yetkililer sorunları sahada birebir görmeli"
Yetkililerin sahadaki sorunları yerinde görmesini talep ettiklerini dile getiren Küpeli, "Tarihi eser bu şekilde korunmaz, bu şekilde yönetilmez. Buraları yöneten yetkili mercilerin sahaya inip bizlerle birlikte bu eserlerin temel sorunlarını birebir görerek, bunlara tanık olmalarını istiyoruz. İnanıyorum ki o zaman çözüm yolu daha çabuk bulunur" diyerek sözlerini tamamladı.
Son Dakika › Kültür Sanat › 500 Yıllık Tarihi Kayseri Kapalıçarşısı'nın Zemininin Sağlam Olmadığı İddiası - Son Dakika
Hüseyin Başkadem'in yönettiği 23. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali'nin ikinci gününde, Suk Dörtlüsü Quartet sahne aldı. Prag Sahne Sanatları Akademisi'nden gelen sanatçılar, çello, viyola ve keman enstrümanlarıyla seçkin eserlerini seslendirdi. Başkadem, konserde yaptığı konuşmada, dünyada keman ailesinden 4 enstrümanı bir arada çalabilen çok az grubun olduğunu belirtti ve Suk Dörtlüsü Quartet'in festivale üçüncü kez katıldığını söyledi.
Adana'da düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı'nda şarkıcı Ferhat Göçer, Seyhan Nehri kıyısındaki Merkez Park'ta konser verdi. Katılımcılar, Göçer'in şarkılarına eşlik ederken, dinleyiciler ise performansı cep telefonlarıyla kaydetti ve konser sonunda sanatçıyı alkışladı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen konserde, Sinan Çelik, Erhan Özden, Erhan Tekin, Haydar Tanrıverdi, Murat Toraman, Mustafa Eke ve Adil Bedel'in çaldığı nefesli çalgılarla birçok eser seslendirildi. Programa katılanlar da eşlik etti. Rektör Prof. Dr. Turhan Kaçar da düzenlemeye katkılarından dolayı teşekkür etti.
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, 2021'de hayatını kaybeden seramik sanatçısı Melike Abasıyanık Kurtiç'in 'Bir Denizkestanesinin Anıları' isimli sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Sergide, Abasıyanık'ın seramikleri, denizkestaneleri, yosun perdeleri, pirinç kağıtları ve gel-git fotoğrafları yer alıyor. Sergi, 19 Nisan-1 Eylül tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
Diyarbakır Müzesi ve özel bir okulun ortaklığı ile Dünya Sanat Haftası kapsamında müze bahçesinde yaklaşık 50 eserin yer aldığı resim sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergide, dünyaca ünlü ressamların yanı sıra öğrencilerin yaptığı resimler de sergilendi. Sergi, 18-21 Nisan tarihleri arasında ziyaretçilere açık olacak.
Milli şair Mehmet Akif Ersoy, Cümle Dergisi ve Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Halkın Gür Sesi: Mehmet Akif' adlı panelle anıldı. Panelde konuşan Küçükçekmece Milli Eğitim Müdürü Murat Gözüdok, Ersoy'un eserlerinin milletin karakterini şekillendirdiğini ve gelecek nesillere yol gösterdiğini belirtti. Ersoy'un torunu Selma Argon da dedesinin vatan, bayrak, ezan ve inanç konularında derin bir hassasiyete sahip olduğunu vurguladı. Yazar Osman Koca ise Ersoy'un mütefekkir bir şahsiyet olduğunu ve Türk düşüncesine önemli katkılar sağladığını ifade etti. Panelde ayrıca Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya ve yazar Fahrettin Gün de Ersoy'un entelektüel birikimi ve karakteri hakkında konuşmalar yaptı.
Mohammed Salem'in çektiği fotoğrafta, Gazze'deki İsrail hava saldırısında ölen beş yaşındaki yeğeninin kefene sarılı cesedine sarılan Inas Abu Maamar yer alıyor. Jüri, fotoğrafın dayanılmaz bir kayba dair tüm hissi yansıttığını belirtti. Ayrıca, diğer dallarda da savaşlar, mülteci krizleri ve iklim değişikliği gibi konulara dair fotoğrafların ödüle layık görüldüğü belirtildi.
İngiliz yazar William Shakespeare'in Romeo ve Juliet oyunu, Türk ve Yunan sanatçıların ortak çalışmasıyla iki ülkede izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Devlet Tiyatroları ile Yunanistan Pire Şehir Tiyatrosunun ortak yapımı olan oyun, Ankara Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde sahnelenecek. Oyunun provaları tamamlanırken, yönetmen Lefteris Yovanidis, iki ülke sanatçılarının işbirliği yapmasının önemini vurgulayarak, nefret yerine sevgiyle kazanabileceğimizi belirtti. Oyun, Ankara, İstanbul ve Atina'da sahnelenecek.
Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Ramazan Bayramında ilçenin 9 günlük bayram tatilinde günlük ortalama 80 bin kişi ağırlandığını açıkladı. Amasra, turizmde parlayan yıldızı olarak Karadeniz'in incisi olarak biliniyor.
Sizin düşünceleriniz neler ?