Adalet, Hazine ve Maliye ile Milli Savunma bakanlıklarının bütçe görüşmeleri TBMM Genel Kurulunda

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, 2016-2019 arasındaki dört yılda Türkiye'den 1 milyon dolar ve üzeri meblağda 17 bin 100 hesabın yurt dışına çıkarıldığını belirterek, "Dünyada nüfusuna göre en fazla yurt dışına servet kaçırılan ülke Türkiye." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Adalet, Hazine ve Maliye ile Milli Savunma bakanlıkları ile bağlı ve ilgili kurumların 2021 Yılı Bütçeleri üzerinde CHP milletvekilleri söz aldı.

Bülent Kuşoğlu, Adalet, Hazine ve Maliye ile Milli Savunma bakanlıklarının hükümetteki "en sorunlu" bakanlıklar olduğunu söyledi.

Bu üç bakanlıkla ilgili olarak reforma ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kuşoğlu, "Özellikle adalet ve ekonomide sorun, güvendir, iktidara güven duyulmamasıdır. Kendi vatandaşımız, kendi yatırımcımız, yabancı yatırımcılar güven duymuyorlar." diye konuştu.

Wealth Fund'ın bir araştırmasına göre 2016-2019 arasında Türkiye'den 1 milyon dolar ve üzeri meblağda 17 bin 100 hesabın yurt dışına çıkarıldığını anlatan Kuşoğlu, "Dünyada nüfusuna göre en fazla yurt dışına servet kaçırılan ülke Türkiye." değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu tutarın 400 milyar dolar olması halinde Türkiye'nin bir yıllık GSYH'sinin yarısının yurt dışında olduğu anlamına geleceğine dikkati çeken Kuşoğlu, bunun çok vahim olduğunu ve çözümü için ekonomi ve adalette reform yapılması gerektiğini söyledi.

Genel Kurulda Kuşoğlu'nun, Hollanda Kralı'nın yatırımcılara, ülkesine getirilecek servetlerin garanti altında olacağına dair güven verdiğini belirtmesi üzerine AK Parti sıralarından, "Hollanda'nın Kralına güveniliyor, Cumhurbaşkanımıza güvenemiyorsunuz." karşılığı geldi.

Bunun üzerine Kuşoğlu, "Evet, sorun bu. Hollanda'nın Kralına güveniliyor. Maalesef." diye konuştu.

Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri konusunda Londra mahkemelerinin yetkili kılınmasını eleştiren Kuşoğlu, "Neden Londra mahkemeleri yetkili de Ankara mahkemeleri değil? Yargının bağımsız olmadığını gösterdiği için bu yapılıyor." ifadelerini kullandı.

CHP'li Kuşoğlu, Türkiye'nin önce söz konusu zihniyetinde reform yapması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Mesela Sayın Fahrettin Altun, birkaç yerden eşi ve kendisi maaş alıyor, bunların da düzeltilmesi, bunların da reform konusu olması lazım. Hemen her konunun reforma tabi tutulması lazım. Türkiye'nin mali kurumlarıyla ve mevzuatıyla düzgün bir ülke olması lazım, güven veren bir ülke olması lazım tabii ki ama önce bu zihniyetin değişmesi şarttır."

Kuşoğlu, Mili Savunma Bakanlığında sağlık ve yargı konusunda sorunlar bulunduğunu belirterek, "NATO'nun bu dönem belirlenen yeni hedefleri var; Çin, Rusya, siber savaşla mücadele ve terörizmle mücadele gibi. Bunların Türkiye tarafından daha farklı bir şekilde ele alınması lazım. Özellikle bu dönemde, AK Parti döneminde tek bir savaş uçağı alınmadı ve ihtiyaç olunan tank ihtiyacının da çok altında tank alındı maalesef. Şu anda Kara Kuvvetlerimiz de Hava Kuvvetlerimiz de bu bakımdan çok zayıf maalesef." görüşlerini savundu.

"Eline pranga vuran bir anlayış olarak düşünüyor"

CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, bağımsız bir yargı ve yargıda reform için Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun yapısının derhal değiştirilmesi gerektiğini savundu.

Yargıda gerekli değişikliklerin yapılması konusunda gereken desteği vermeye hazır olduklarını dile getiren Zeybek, "Gelin, samimiyseniz, bütün bu önerileri toplayalım, bir komisyon kuralım; bu milletin yargısını millete teslim edelim." ifadesini kullandı.

CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, Gezi Parkı olayları sırasında yaşamını kaybeden Berkin Elvan için üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen halen adaletin tecelli etmediğini söyledi.

AK Parti iktidarlarında keyfilik ve hukuksuzluğun, pandemiden daha hızlı yayıldığını savunan Köse, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yargıya bakışı, hem referandum süreçlerinde gördük hem daha sonraki yasal süreçlerde gördük, eline pranga vuran bir anlayış olarak düşünüyor ve görüyor. O engel olarak gördüğü sürece de ne reform yaparsanız yapın ne reform ihtiyacı olursa olsun yargımızı bağımsız hale getirme imkanımız yok."dedi.

Köse, FETÖ soruşturmasında meslekten atılan 5 bine yakın hakimin görev süreleri boyunca aldıkları kararların denetlenmesi gerektiğini belirtti.

AK Partililerin, il ve ilçe başkanları ile kadın kolları başkanlarının hakim olarak atandıklarını iddia eden Köse, bunların araştırılmasını istedi.

CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, Silivri'de hükümlü Muhammed Ali Taş ile Tunahan Kurt'un işkenceye uğradıkları yönündeki iddiaların araştırılmasını istedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti milletvekilleri için kullandığı "kurşun asker" sözlerini anımsatan Aydoğan, "Sayın Genel Başkanımızın 'kurşun asker' lafına çok takıldınız ya, kurşun yargı da yarattınız." diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Aydoğan'ın Silivri Cezaevi'ne ilişkin iddialarını yanıtlarken, iktidarlarının işkenceye sıfır toleransla hareket ettiğini vurgulayarak, "Dün bu işin nasıl olduğuna baktığımızda Sayın Savcının açıklamasında 2 mahkumun birbiriyle yoğun kavgasından kaynaklı bir sıkıntı olduğunu ifade etmiştir. Dolayısıyla, burada sosyal medyadaki her iddianın Meclis gibi önemli bir kurumun kürsüsünde alelade bir ifadeyle kullanılmasını doğru bulmuyoruz." dedi.

"Ülkenin yüzde 60'ı yargı reformuna güvenmiyor"

CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, 80 yaşında ve çeşitli rahatsızlıkları bulunan bir kadının, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a ilişkin bir sosyal medya paylaşımına "Yeter sömürdünüz." şeklindeki yorum yazdığını, Altun'un kendisinden şikayetçi olması üzerine söz konusu kişinin adliyeye götürülerek ifadesinin alındığını söyledi.

Emre, "Asliye Ceza Mahkemesinde savcı hakaretten ceza istiyor, 125'in bütün maddelerinden ceza istiyor. İşte kişiye özel hukuk dediğimiz bu. Bu ifadede bir hakaret yok." görüşünü savundu.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başakşehirli Webo'ya karşı yapılan ırkçı saldırıyı kınayarak, "Keşke bu ortak tepkiyi Amedspor'a yapılan ırkçı saldırılar karşısında da gösterebilseydik." diye konuştu.

İktidar, işkence iddiaları ve yaşam hakkı ihlalleri konusunda valilik ve kolluk açıklamalarına kuşkuyla bakmadığı sürece bunların önlenemeyeceğini vurgulayan Tanrıkulu, son dönemdeki işkence iddialarını sıraladı.

Tanrıkulu, iktidarın yargıda güven vermediğini savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı orada durduğu; Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, AİHM kararına rağmen cezaevinde kaldığı sürece yargı konusunda inandırıcı olamazsınız. Göz bebekleriniz Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılarını terfi ettiren yargıya, Yargıtay'a atadıktan sonra onlara yer açıp Anayasa Mahkemesi üyeliğine, HSK üyeliğine atamak için yol açarsanız inandırıcı olamazsınız."

Tanrıkulu, bir araştırma şirketinin anketine göre iktidarın yargı reformuna ülkenin yüzde 60'ının güvenmediğini de öne sürdü.

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, adaletin iki temel sorununun "yargıya hükmetmeye çalışan saray" ve "saray karşısında el pençe duran birtakım bazı hakimler" olduğunu öne sürdü.

İktidarın uygulamaları nedeniyle "Adalet mülkün değil; malın, mülkün temeli." görüşünün vatandaşta hakim olmaya başladığını iddia eden Antmen, şunları söyledi:

"(Böyle giderse ülkeyi mafyaya teslim edeceksiniz.) dedik, dinlemediniz. Mafya kendini devlet olarak görmeye başladı. Mafya artığının biri, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu tehdit etti, hiçbiriniz kınayamadınız, üstüne bir de iktidarın küçük ortağı ona sahip çıktı."

"Bakan Elvan'ı tebrik ediyorum"

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'a görevinde başarılar diledi.

Türkiye ekonomisinin 2017 yılından itibaren çift haneli enflasyonla yaşadığını anlatan Hamzaçebi, büyüme oranının düşmesi nedeniyle refahın azaldığını ve geleceğe karamsar bakılmaya başlandığını dile getirdi.

Hamzaçebi, Türkiye'nin hazine borcunda önemli bir artış görüldüğüne de işaret ederek, aynı dönemde milli gelirdeki azalmanın ise ekonomik krizin habercisi olduğunu belirtti.

Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerindeki tutarlar da dikkate alındığında kamu borcunun ilan edilenin çok üstünde olduğuna dikkati çeken Hamzaçebi, Bakan Elvan'ın göreve gelmesinin ardından Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile iş dünyasındaki sivil toplum örgütleriyle bir araya geldiğini anımsattı ve diğer kesimlerle de görüşmelerini önerdi.

Elvan'ı bu nedenle tebrik eden Hamzaçebi, "Türkiye'de demokrasiye ihtiyaç olduğunu, hukuk güvenliğine ihtiyaç olduğunu ve bu talebin bizzat Adalet Bakanı tarafından dinlenmesi ihtiyacını hissetmiş ve Sayın Adalet Bakanıyla birlikte bu toplantılara katılıyor." dedi.

"Demokrasi Endeksi" tablosunu salondakilere gösteren Hamzaçebi, Kopenhag kriterleri baz alınarak ülkeleri sınıflandıran bu endekse göre Türkiye'nin notunun, 2012'den 2019 yılına kadar düştüğünü söyledi. Hamzaçebi, "Belki 2020 yayınlandığı zaman Türkiye otoriter rejimler içerisinde yer alacak." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Faiz enflasyonun nedenidir" şeklindeki sözlerini hatırlatan Hamzaçebi, "Faizlerin baskılanması nedeniyle Merkez Bankası tam 128 milyar dolar satmıştır. Sonuçta anlaşıldı ki, aslında biz biliyoruz ama 'Faiz, enflasyonun nedenidir.' diyenler anladı, faiz enflasyonun nedeni değilmiş. Ama bunu öğrenmek için 128 milyar doları satmaya gerek var mıydı?" ifadelerini kullandı.

Esnafın ekonomik olarak zor günler geçirdiğini de belirten Hamzaçebi, "Bari şuradan 1 milyar doların karşılığı bir parayı da bu esnafa verseydiniz olmaz mıydı?" sorusunu yöneltti.

TÜİK verilerine göre Türkiye'nin üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 büyüdüğünü anımsatan Bülbül, "Ülkemizde yaşanılan krizin tamir edilmesi bir yana tüm bunlar bilerek saklanıyor. Şu an iktidarın ve ona bağlı kurumların tanımı şu: Körler sağırlar birbirini ağırlar." görüşünü savundu.

CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, çiftçinin mağdur olduğunu, pazardaki fiyatların ise ateş pahası olduğunu belirterek, "AKP'nin 18 yılda kurduğu düzen özetle şudur: Müteahhitlere gelince yap-işlet-devret, ormanlara gelince yat-izle-seyret, kendilerine gelince ye-iç-sarf et, vatandaşa gelince 'nankörlük etme, şükret." dedi.

"Bedelli askerlik için 40 bin lirayı hangi asgari ücretli çalışan verebilir?

CHP Denizli Milletvekili Haşim Teoman Sancar, bedelli askerliğin 40 bin lira olduğunu belirterek, "40 bin lirayı hangi memur, hangi işçi, hangi öğretmen, hangi emeklinin oğlu ve hangi asgari ücretle çalışan verebilir?" sorusunu yöneltti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın garibanı unuttuğunu, zenginden yana hareket ettiğini öne süren Sancar, partisinin, bedelli askerliklerin bedelinin düşürülmesine yönelik kanun teklifi verdiğini hatırlattı.

Sancar, iktidara seslenerek, "Kışladan siyaseti çıkarın; kışlayı, askerimizi Peygamber ocağına tekrar çevirin." dedi.

CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, ordunun siyasetin emrinde ancak siyasetin oyuncağı olmaması gerektiğini vurguladı.

Çelebi, iktidarın, 2008-2014 yılları arasında FETÖ işkenceleriyle ve FETÖ'cü doktorların sahte sağlık raporlarıyla 3 bin askeri öğrencinin harp okullarından atılmasını izlediğini ve halen söz konusu öğrencilerin haklarının teslim edilmediğini söyledi.

Askeri hastanelerin kapatılması nedeniyle sağlık sisteminin bozulduğunu ve ilk müdahale yapılamadığı için şehit sayılarının arttığını öne süren Çelebi, askeri mahkemelerin kaldırılması nedeniyle de disiplinin zayıfladığını savundu.

Çelebi, iktidarın vaatlerini yerine getirmediğini de öne sürerek, "En fazla şehit veren uzman çavuşlarımızı yandaş kanallarınızda 'Kadro yolda.' diyerek aldattınız ama bunu çözmediniz. Şehit olsa cenaze namazını kıldıracak imama '3600 vereceğiz.' diyorsunuz ama uzman çavuşumu görmüyorsunuz." diye konuştu.