AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bütün partileri kapatıp CHP tek başına seçime girse yüzde 30 oyu zor alacağını söyledi.

AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen İl Danışma Meclis Toplantısında konuşan Kurtulmuş, feshedilen Has Parti İl Teşkilatının AK Parti'ye katıldıklarını belirterek, "Bu katılım 'bir medeniyetin, çınarımızın farklı kollarının bütünleşmesidir.' İnşallah bu bütünleşmeden bu birleşmeden çok büyük bir sinerji ortaya çıkacaktır" dedi.

Osmanlının çözülme dönemlerinden itibaren iki farklı siyaset biçimi olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle konuştu: "İki tane farklı düşünce sistemi. Bunlardan bir tanesi bu millete uzak, milletin değerlerinden yabancılaşmış, hatta bu değerlerden uzaklaşırsa inançlarımızdan, medeniyetimizden, değerlerimizden uzaklaşırsak adam oluruz zanneden, ne kadar batılı olursak ne kadar batıya benzersek düşüncemizi, yaşayışımızı, kurumlarımızı, kuruluşlarımızı ne kadar batılılara benzetirsek o kadar adam oluruz, o kadar ilerleriz zanneden bir zihniyettir. Yeni Osmanlılar, Jöntürkler, İttihat Terakki, Cumhuriyet Halk Partisi böyle devam etmiş bir siyaset çizgisidir. Sadece milletin değerleriyle çatışmaz, milletin değerlerinden uzak durmaz. Aynı zamanda millete yaşam tarzı dikte etmeye, millete bir yönetim şekli dikte etmeye, millete zorla da olsa bazı değerleri nüfus etmeye çalışır"

Konuşmasına örnek vererek devam eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesela ezanı Türkçe okutursun. Mesela insanın köylerinde başlarına fötr şapkası giymeden şehir merkezlerine gelemezler. Mesela radyolarında Türk Sanat Musikisini çaldırmaz. Batılaşmamız lazım, çünkü bizim batı müziği çalmamız lazım. Bu ülkede bu millete ait ne varsa ondan uzak durur. Bu millete herhangi bir şeyi tepeden inme söyleyeceği için bu milletin tepesine bir şekilde bu milleti yeni bir şekilde dizayn edeceği için milletten çekinir ve bu milleten uzak durur. Taa öteden beri devlet millet çatışması dediğimiz şeyin kaynağı budur. Efendim millete ciddi şekilde kendilerini anlatamayacakları zamanda millete karşı dururlar."

"Bu millet kimi askeri vesayet karşısında görürse ona oy veriyor" diyen Kurtulmuş, aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi uzantısı olarak gördüğü kim varsa ona oy verdiğini söyledi.

Kendi yollarının Mendereslerin, Özalların, Erbakanların yolu olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu: " Türkiye'yi genişleterek, büyüterek Allah'ın izniyle bu toplumda sonuna kadar kıyamete kadar bu parti iktidarda kalacaktır"

CHP'lilerin kendisine kızdıklarını ifade eden Kurtulmuş, ama kendisinin CHP'lilerin kötülüğünü istemediğini ve CHP'nin hayrına da olsun diye söylediğini belirterek şunları söyledi: "CHP kendisini düzeltsin, bizde böylece olası yanlışlıklarımızı görürüz daha iyi hareket ederiz diye bunları söylüyorum. Bugün kü haliyle mevcut siyasi partilerin hepsini kapatıp CHP'yi tek başına seçime soksanız yüzde 30'dan fazla oy alamaz. CHP, yanlış yerde duruyor, siz doğru yerde duruyorsunuz onun için siz hep kazanıyorsunuz. Ellerinden gelse bugün bile AK Partinin kapatılması için bir takım şeyler yapabilirler veya yaptırabilirler"

Son dönemdeki faili meçhullerin mutlaka aydınlatılması gerektiği üzerinde duran Kurtulmuş, şunları kaydetti: " Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü kaza mı suikast mı? Rahmetli Turgut Özal zehirlendi mi zehirlenmedi mi? Türkiye'de Hrant Dink cinayetinden Uğur Mumcu cinayetine kadar, Muammer Aksoy cinayetine kadar bütün bu faili meçhullerden kurtulabilmesi lazım. Çok açık söylüyorum, Türkiye'nin bunlardan kurtulabilmesinin en önemli göstergelerinden birisi, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlenip zehirlenmediğinin ortaya çıkarılmasından geçiyor. Eğer Türkiye Turgut Özal davasını çözemezse, hiçbir faili meçhul cinayetini aydınlatamaz. Dolayısıyla bu rapor böyledir. Soruşturma devam etmeli. Üzerinde hiçbir tereddüt kalmayacak şekilde Turgut Özal'ın ölümü ortaya konulmalıdır"

Diğer

failimeçhullerden farklı olarak, Turgut Özal'ın zehirlenip zehirlenmediğinin önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Adli Tıp raporunu açıkladı. Vücutta zehir olduğu aşikar. Dolayısıyla bu zehir nasıl verildi, kimler tarafından verildi, ne şekilde verildi bunların açığa çıkması lazım. Görevde bulunan bir Cumhurbaşkanı, bu ülkenin en üst pozisyonunda bulunan bir insan dahi görevi sırasında zehirlenebiliyorsa, bu memlekette hiçbir kimse emniyet içerisinde olmaz demektir. Oturamaz demektir. Bunun ortadan kaldırılabilmesi ve bütün faili meçhul cinayetlerin aydınlatılabilmesi için Özal meselesinin, Özal'ın zehirlenip zehirlenmediğinin bütün aydınlığı ile ortaya çıkması gerekiyor. Bu konu asla kapatılmamalıdır."

ESKİ TÜRKİYE'YE AİT YAPILAR SONA ERDİRİLMELİ

Türkiye ve dünyanın önemli bir süreçten geçtiğini dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin artık bölgesinde ciddi bir güç olmasının ötesinde dünyanın önemli güçlerinden birisi haline geldiğini söyledi.

Türkiye'nin mevcut gücünü daha yukarılara çıkarabilmesi için hem bundan sonraki süreçlerde siyasi, ekonomik istikrarın korunması, hem de atılması gereken büyük adımların, reformların gerçekleştirilmesinin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti: "Öncelikle Türkiye, eski Türkiye'nin bütün kirli, pasaklı, pis işlerinde kurtulmalıdır. Dolayısıyla Türkiye'nin geçmişinde bu halka karşı bir takım tuzaklar kuran, bu halkın iradesini, milletin iradesini baskı altına almak isteyen bütün o eski Türkiye'ye ait olan yapıların sona erdirilmesi gerekiyor"

Türkiye'nin geçmiş dönemlerinde yapılan yanlışlıkların hepsinin gün yüzüne çıkartılması ve faillerinin hesap vermesi gerektiğini isteyen Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Türkiye'de 12 Eylüllerin, 28 Şubatların ve hatta daha öncesine giderek, Türkiye'de bu 66 yıllık çok partili siyasi hayatımızda 5 sefer askeri müdahalelerle, ihtilallerle bu memlekete, halkına her türlü cezayı, cefayı reva görenlerin gerçekten tarih önünde ciddi şekilde, mahkemelerin önünde bu hesabı vermesi lazım. Bu yapıldığı zaman gelecek nesillerin iki de bir dönüp, geriye bakmayacaklar. 1960'da ne oldu, 1971'de ne oldu, 1980'de ne oldu, 28 Şubat'ta ne oldu, 2007'nin 27 Nisan muhtırasında ne oldu. Bu millet bir daha bunları düşünmesin. Bu ülkenin çocuklarının Sivas, Çorum, Maraş, Gazi olaylarının bir daha tertiplenmemesi için geçmişin hesabını görmek durumundayız. 28 Şubat'ı bu ülkeye reva görenler, 28 Şubat'ta yapmadıkları eziyet ve işkence kalmayanların, mutlaka mahkemeler karşısında bir hesabı olması lazım" - KASTAMONU