"Batı 28 Şubatta Olduğu Gibi Tek Sesli Medya İstiyor"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Türkiye'deki basının yüzde 70'inin muhalif olduğunu söyledi. ABD merkezli "Freedom House" kuruluşunun Türkiye'yi, "Basın Özgülüğü Yok" statüsüne almasını eleştiren Kapusuz, Türkiye'de Terör faaliyetleri nedeniyle tutuklu bulunan gazeteci sayısının 33 olduğunu açıkladı. Kapusuz, açıklamasında Batının 28 Şubatta olduğu gibi tek sesli bir medya istediğine vurgu yaptı.

AK Partili Kapusuz açıklamasında, merkez medya ve paralel medyanın günlerdir ABD merkezli Freedom House kuruluşunun Türkiye'yi "Basın özgürlüğü yok" statüsüne almasına seviniyor ve hakikati çarpıtanlara methiyeler düzdüğünü belirtti.

Kapusuz, Türkiye'deki basının yüzde 70'inin muhalif olduğunu ve her türlü görüşü özgürce ifade ettiğini ABD'li kuruluşun görmezden geldiğini ifade etti.

Kapusuz açıklamalarını şöyle sürdürdü:

-28 ŞUBAT MEDYASI-

"Türkiye'de hangi muhalif gazetenin basımı yasaklanmış? Hangi gazeteci muhalif yazıları nedeniyle hapse atılmış? Son tahliyeler sonrası, terör faaliyetleri nedeniyle tutuklu bulunan gazeteci sayısı sadece 33'tür. Altını çiziyoruz yazdıkları yazıdan dolayı değil terör faaliyetlerinden dolayı. Her gün farklı bir yasadışı tapeyi yayınlayan, eleştiri sınırlarını aşıp işi hakarete vardıran basın mensuplarının olduğu bir ülkede "basın özgürlüğü yok" demek gerçekleri çarpıtmaktır. Esasen bugün Türkiye'de medya özgürlüğünün olmadığını iddia edenlerin basın özgürlüğünden anladığı şey tek sesli 28 Şubat medyasıdır. Aslında batılılar da Türkiye'de 28 Şubat türü tek sesli bir medya istemektedir.

-"KARTEL MEDYASININ YENİDEN OLUŞMASI İSTENİYOR"-

Halbuki 90'lı yıllara nazaran bugün Türkiye'de her türlü görüşü temsil eden bir medya yapısı bulunmaktadır. Merkez medyanın arzusu ise tıpkı 28 Şubatta olduğu gibi bir "Kartel Medyası" oluşturmaktır. Tek kitleyi temsil eden, tek görüşlü, tek sermaye yapısına dayanan ve hükümetleri devirme kabiliyeti olan bir kartel medyasının tekrar oluşmasını istemektedirler. Merkez medyanın ve şimdilerde onun peşine takılan paralel medyanın bu ABD merkezli basın izleme kuruluşunun kararına sevinmesi de Türkiye aleyhine yaptıkları lobiciliğin yansımasıdır.

-"KENDİ ÇIKARLARI İÇİN TÜRKİYE'Yİ KARALIYORLAR"-

Bütçesinin yüzde 90'ı ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından karşılanan, yönetiminde eski CIA görevlilerinin ve Neo-con'ların yer aldığı bu kuruluşun tartışmalı raporu tam bir algı operasyonudur. Esasen uzun süredir Türkiye'de belli kesimler tarafından bir "Diktatör" algısı oluşturulup batılılara pazarlanmak isteniyor. Amaçları kendi siyasi çıkarları için Türkiye'yi karalamak."

-DİKTATÖRLÜK TARTIŞMALARI-

"Demokratikleşme paketlerinin açıklandığı, çözüm sürecinin olduğu, özel yetkili mahkemelerin kaldırıldığı, azınlık haklarının arttığı bir ülkede hangi otoriterleşmeden bahsediyorsunuz? Siz hiç millet iradesine ve serbest seçimlerin önemine vurgu yapan bir diktatör gördünüz mü? Türkiye'de asıl dikta heveslileri sandığı küçümseyenlerdir.

Diktatör algısını inşa etmek isteyenlerin bir hedefi de sandığın yolunu tıkamaktır. Seçimi kazanamayanlar 'Diktatör var' yaygarası kopararak sandığı anlamsızlaştırmaya çalışmaktadır. 'Diktatör var' yalanları Türkiye'yi zayıflatmak isteyen iç ve dış güçlerin tezgahıdır. Aynı tezgahı Menderes ve Özal'a da yapmışlardı. Bu kez başaramadılar, başaramayacaklar.