Akasya Acıbadem'in Finalist Olması da Bir Ödül - Son Dakika
Güncel

Akasya Acıbadem'in Finalist Olması da Bir Ödül

Akasya Acıbadem\'in Finalist Olması da Bir Ödül

Akasya Acıbadem projesinin mimarı Mehpare Enverol, MIPIM Ödülleri'nde 'En İyi Konut Projesi' kategorisinde finale kalan projelerinde tek Türk kadın mimar olmanın gurur verici olduğunu belirtti.

13.03.2013 13:34
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Akasya Acıbadem projesinin mimarı Mehpare Enverol, MIPIM Ödülleri'nde 'En İyi Konut Projesi' kategorisinde finale kalan projelerinde tek Türk kadın mimar olmanın gurur verici olduğunu belirtti.

Bu yıl 23'üncü kez dünyanın en iyi gayrimenkul projelerinin taçlandırılacağı MIPIM Ödülleri'nde'En İyi Konut Projesi' kategorisinde finale kalan Akasya Acıbadem, sonuçlar ın açıklanacağı 14 Mart 2013 tarihini bekliyor. Organizasyonun 12-15 Mart 2013 tarihlerinde Fransa'nın Cannes şehrinde yapılması nedeniyle Fransa'da bulunan Akasya Acıbadem projesinin mimarı Mehpare Enverol,

İHA'ya özel açıklamalarda bulundu.

Akasya Acıbadem projesinin Üsküdar ve Ataşehir gibi İstanbul'un hem tarihi hem de modern yüzünün yaşandığı merkezi bir arakesitte konumlandığını belirten projenin mimarı Mehpare Enverol, "Biz projeye başlarken öncelikle alanın sahip oluğu topografik ve sosyal yapıyı analiz ettik ve elde ettiğimiz sonuçlarla önerilecek yeni konut anlayışının gereklerini gözeterek ilerledik. Akasya büyük bir konut yerleşkesi olduğu için Göl, Koru ve Kent olarak 3 ayrı etapta geliştirildi. Her etap birer yıllık tasarım süreci ikişer yıllık uygulama projeleri süreci ile oluşturuldu. Zaman zaman bu etap süreçleri bir araya geldi. Bu süreçlerde sayısı 15-20 arasında değişen mimar arkadaş yoğun tempoda çalışarak projeleri tamamladık. Proje 2007 yılında başladı hala devam etmekte. Bu süreçlerin bu kadar uzun olmasının en önemli nedeni projelerimizin çok incelikli ve detaylı kurgulanması ve en küçük detaylarına kadar bürodaki çalışmalarımızla çözülmesidir. Projenin çok farklı değişik konut tipi içermesi, farklı boyutta ve işlevsellikte konutlar elde edebilmek için birleştirilebilir şekilde çözülmüş olması emek sürelerini katlamıştır" dedi.

"KAYBEDİLEN SUYU İADE EDECEĞİZ"

Şehircilik konseptleriyle bakıldığında çok yakında büyük yüksek konut yerleşimlerinin yer aldığı Ataşehir ile tarihi İstanbul dokusunun bulunduğu Üsküdar Acıbadem'in tam da ortasında ve iyi bir bağlantısında bulunan bir lokasyonun Akasya Acıbadem olduğunu söyleyen Enverol, "Koru etabını bu bağlamda tanımladık. Binalarımızı öyle bir şekilde yerleştirelim ki binaların ortasında eski bir Acıbadem, bir Üsküdar korusu oluşturalım dedik. Burada ciddi bir alan,13 bin metrekarelik bir yeşil alanımız var ve bunun 10 bin metrekaresi de hakikatten koru olabilecek altyapıda tasarlandı. Projenin taban alanını azaltarak bir de kule yükseltmek zorunda kaldık. Kuleyi yükseltmemizin en büyük nedeni bu akciğeri projeye oturtmaktı. Göl etabında ise eskiden burada bulunan ve zamanla kuruyan akarsuyun halen duran yatağını suyu yerine iade etmek maksadıyla kullandık. Suyu eski kaynağına dönerek alacak ve bölgenin kaybettiği suyu iade etmiş olacağız" diye konuştu.

Enverol sözlerine şöyle devam etti:

"Alışveriş merkezi üzerinde tasarlanan Akasya Kent Etabı Kule ve Yatay Blok binalardan oluşan 'Kent' etabı, Koru ve Göl etaplarının doğa içindeki dingin yapılarından farklı olarak, esnek plan tiplerine sahip üniteleri, kullanım çeşitliliği ve kendi alanı içinde projelendirilen sosyal tesisleri ile günün her saati farklı kişi ve kullanımlara açık dinamik bir yaşam öngörüsüyle tasarlandı."

"TEK TÜRK KADIN MİMAR OLMAK GURUR VERİCİ"

Dünyanın en prestijli gayrimenkul fuarı olarak kabul edilen MIPIM'de, Akasya Acıbadem ve Bosphorus City ile finale kalmanın mutluluğunu yaşadıklarını açıklayan Mimar Enverol, "Uluslararası başarısını kanıtlamış pek çok dünya devi ile aynı platformda olmaktan ötürü çok mutluyum.

2 projemizle 2 ayrı kategoride yer almak ise gerçekten gurur verici. Projelerin arkasında ben ve Alp Evrenol'un yanında geniş bir ekip var. Akasya Tamer Tunbiş'in liderliğinde, Bosphorus City projemiz Burak Karaca liderliğinde yaklaşık 15'er kişilik ekiplerle ortaya kondu.Biz mimari ekip olarak, Akasya Acibadem'in göl ve koru parseli rezidans projeleri ile katıldık MIPIM'e. SAF GYO için tasarladığımız projeyle "En İyi Konut Geliştirme" kategorisinde tek Türk proje olarak yer alıyoruz. Akasya Acıbadem, kendi yarıştığı platformda 32 ülke içinde Türk mimara sahip olan tek proje. Projemizin kent etabı daha önce de European Property Awards 2012'de (Avrupa Gayrimenkul Ödülleri) "En iyi Yüksek Yapı" kategorisinde önce Türkiye sonra da Avrupa birinciliği elde etmesi ile önem taşıyor" şeklinde konuştu.

MIPIM'de "2013 Onur Ülkesi Türkiye'nin en iyisi" kategorisi hariç geleneksel 8 kategori bulunduğunu söyleyen Enverol, "Bu kategorilerin her birinde 4'er proje olmak üzere, toplam da 32 proje finalde yarışıyor. Bu 32 proje içerisinden finale kalan tek Türk mimar benim ve bu Türk mimar bir kadın. Bu dikkat çektiği gibi, bizim için de oldukça gurur verici. Finalist olmak bizim için bir ödül. Bu başarıyı insan yaşamını, mutluluğunu kent ölçeğinde doğru irdeleyen projelere imza attığımız için elde ettiğimizi düşünüyorum" dedi.

MODERN HAYAT DOĞA İLE BULUŞTU

Mimari üretim bina elde etmenin yanında yarattığı estetik değerle birlikte sosyal bir çevre de oluşturduğunu ve kente bütünlüklü bir yapı kazandırdığını açıklayan Enverol, "Biz Mimarlar-Workshop olarak işverenimizle birlikte tüm projelerimizde nitelikli kent parçaları yaratmaya özen gösteriyoruz. Akasya projesi bu uyumun maksimumda sağlandığı, her projemizde gözettiğimiz gibi tasarım kriterlerinin kentsel ölçeğinde belirlendiği bir projedir. Akasya projesinde, konsept aşamasından inşa sürecine kadar farklı ve özenli bir mimari üretim gerçekleştirildi. Yüksek emsalli bir bölgede araziyi doğru kullanarak yüksek yapı ve doğayı içi içe eritebildik. Modern hayatın gerekleri insanın en temel ihtiyacı olan doğayla buluştu. Yüksek katlarda oluşturulan kat bahçeleri bunun en önemli örneği. Konut tiplerindeki çeşitlilik, sosyal donatıların doğru paylaşımı, malzemedeki doğru tercihler sayesinde kullanıcılarını mutlu edecek bir yaşam alanı yarattığımıza inanıyoruz. Sanıyorum tasarım yaklaşımımız ve uygulamadaki beceriler başarıyı getirdi" şeklinde konuştu.

"KENTE ARTI DEĞER KAZANDIRILMALI"

Mimarlığın estetik değerden çok sosyal bir üretim alanı olduğunu, kente ve kentliye kazandırılan yaşam alanlarının öncelikle nitelikli çevre yaratma kaygısıyla projelendirildiğini ifade eden Enverol, "Bu üretimin sonucunda çeşitli platformlarda ödüllendirilmek elbette hepimizi mutlu ediyor ama yola çıkış açısından ödül sektörü bir başlangıç olamaz. Ödüllerin çalışma motivasyonumuzu olumlu yönde etkilediğini de söylemek gerekiyor elbette" diye konuştu.

Enverol, "Konut üretiminin arttığı bir dönemden geçiyoruz hep birlikte. Bu süreçte yenilikleri takip etmek ve yaşam alanlarını zenginleştirmek önem kazanıyor. Yatırımcıyla aynı dili konuşmak ve işbirliğini her anlamda sağlamak üretiminizi tüm bu nicelik içinde farklılaştırıyor. Kullanıcıları bilinçlendirmenin yolu da bu niteliği elde etmekle mümkün ki artık tüketici de bunu talep eder hale geldi son yıllarda. Amacımız, kullanıcılarına sunduğu yaşam kalitesini ve doğal çevreye olan sorumluluğunu gözetmeyen konut üretim yaklaşımının tersine, kente artı bir değer kazandırmak. Bunu da nitelikli doğal bir çevre yaratarak, bir arada yaşamayı güncel eylem ve fonksiyon biçimleriyle donatan sosyal alanlar üreterek, alt ve üst yapılarda modern teknolojiyi kullanarak sağlamaya çalışıyoruz. Projelerimizdeki ayırt edici özelliklerden biri binaların birbirine mesafeli oluşları ve insanların özeline hürmetli duruşları. Yani konut kullanıcılarının saklanmadan, kaçgöçsüz, perdesiz yaşam mümkün" dedi.

"ÇOCUKLAR ÖZGÜRCE HAREKET EDEBİLECEK"

Enverol, "Sosyalleşmeyi seven, insan ilişkilerini önemseyen, açık alanlarda vakit geçirmeyi seven bir toplumuz. Özellikle çocukların özgürce hareket edebildiği açık alanlara sahip konut yerleşimleri tercih ediliyor. Özellikle misafir ağırlamayı önemsediğimizden antre, mutfak, salon gibi iç mekanlar hem m2 olarak hem de konum olarak çok önemli. Avrupa ya da Amerika'daki geniş yatak odalı, geniş banyolu konutlar yerine daha misafir ağırlamaya önem verilen salonlar ve mutfaklar bizim toplumumuzun tercihi olmakta. Bu mekanları konutun kalbi olarak görüp tasarlamak gerekiyor iç alanlarda. Bu farklara sahip olmak mevcut kent dokumuz içinde büyük bir lüks ve dolayısıyla gerek yatırım gerekse yaşamak amaçlı olsun, projelerimizdeki konutlara sahip olmanın kullanıcılarını mutlu edeceğine inanıyorum"diye konuştu. - İSTANBUL

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Akasya Acıbadem'in Finalist Olması da Bir Ödül - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement