Anayasa Değişikliği Bilgilendirme Toplantısı" - Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Uçum

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, halk oylamasına ilişkin "Bu değişiklik artık bir sistem içi revizyon değil, bu değişiklik bir sistem reformudur." dedi.

Uçum, Elazığ Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Anayasa Değişikliği Bilgilendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 16 Nisan'daki referandumda "evet" çıkmasıyla Türkiye'de halkın asli kurucu iradesinin tescilleneceğini söyledi.

Referandumun Türkiye'de demokratikleşme sürecinde bir dönüşüm noktası ve hakiki bir reformun başlangıcı olacağını ifade eden Uçum, "1982 anayasası 1987'den bugüne kadar tam 18 kez değiştirildi. Bu 18 değişiklikle anayasanın neredeyse 3'te 2 maddesine dokunduk ama bu değişikliklerin özelliği şuydu. Eski bir aracı tamir ederek ihtiyacımızı karşılamaya yönelik değişikler idi. 20. yüzyılda yapılandırılmış, demode, halkla mesafeli ve hatta yer yer halk karşıtı bir aygıtı, halkın taleplerine ve ihtiyaçlarına yakınlaştırabilmek için revizyonlar yaptık ama bu değişiklik artık bir sistem içi revizyon değil, bu değişiklik bir sistem reformudur. O yüzden diğerlerinden nitelik olarak ayrılıyor." ifadesini kullandı.

"Türkiye'de hukuk anlayışında radikal bir dönüşüm yapılıyor"

Mehmet Uçum, anayasa değişikliği paketi ile Türkiye'de hukuk anlayışının da değişeceğini belirterek, hukukun baskıcı, tasarlayıcı, dizayn edici, siyasete ve topluma istikamet çizen bir anlayıştan kurtulacağını savundu.

Hukukun ve devletin milletin hayatını kolaylaştırmak, güven altında tutmak, refahını arttırmak hem bölgesinde hem de küresel seviyede güçlü kılmak için var olması gerektiğini dile getiren Uçum, yapılacak anayasa değişikliği ile bunların sağlanacağını kaydetti.

Uçum, şöyle konuştu:

"İşte bu değişiklikle Türkiye'de hukuk tercihinde, hukuk anlayışında radikal bir dönüşüm yapılıyor. O dönüşüm nedir? Artık bu değişiklikle devreye girecek yeni siyasal modelde, hükümetle meclisin ilişkilerinde, yargının idaresinde, halkın gücünün artmasının yanı sıra siyasi dinamiklere, sosyolojiye, millete alan açan bir döneme gireceğiz. Artık ortaya bir takım sorunlar çıktığında o sorunların çözümünde meşru aktörler rol oynayacak. Halktan uzak, demokratik siyasetten uzak, aktörler, kurumlar ya da kurullar devreye girmeyecek. Sorunların çözümünde siyaset uzlaşmaya zorlanacak yoksa nihai olarak halka gidilecek. O nedenle (cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) bu değişiklik Türkiye'de geri dönülmez bir biçimde hukuku da devleti de milletin emrine veren bir değişim sürecini tam olarak başlatacak demektir."