Ankara Garı Saldırısında Hakim Uyardı: Burası Tiyatro Değil - Son Dakika
Güncel

Ankara Garı Saldırısında Hakim Uyardı: Burası Tiyatro Değil

Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili 20'si tutuklu 36 kişinin yargılandığı davanın bugünkü celsesi tamamlandı. Hakim, salonda karşılıklı laf atan tarafları uyararak "Burası tiyatro değil" dedi.

04.05.2017 20:48  Güncelleme: 21:13
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili 20'si tutuklu 36 kişinin yargılandığı davanın bugünkü celsesi tamamlandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar, mağdur ve müştekiler ile tarafların avukatları hazır bulundu.

Duruşmaya, davaya müdahillik ve dava dosyasına gelen evraklara ilişkin sanık avukatları ve sanıkların beyanlarının alınmasıyla devam edildi.

Zaman zaman gerginliklerin yaşandığı duruşmada, sanık avukatlarının beyanlarının ardından sanıklara söz verildi.

"DAEŞ BENİ DE MAĞDUR ETTİ"

Sanık Yakup Karaoğlu, iddianamede kendisi hakkında somut bir delil bulunmadığını ve suçsuz olduğunu beyan etti. Uzun süre tutuklu kaldığını ifade eden Karaoğlu, DAEŞ tarafından mağdur edildiğini öne sürdü.

Burak Ormanoğlu ise önceki savunmalarını tekrar ettiğini dile getirdi. Ormanoğlu, "Benim hakkımda Suriye'de çekilmiş olduğu iddia edilen fotoğraflar var. Bu iddialar doğru değil. Benim o tarihlerde Suriye'de olmadığım pasaport kayıtlarımdan öğrenilebilir." diyerek suçsuz olduğunu öne sürdü.

Sanık Metin Akaltın da iddianamede kod adının "Ebu Eymen" olarak geçtiğini belirterek suçlamayı reddetti.

İddianamede yer alan "canlı bomba eylemcilerinin Gaziantep'ten Ankara'ya getirdiği belirtilen Halil İbrahim Durgun'un içinde bomba olduğu ifade edilen valizle evlerine gelmesi" suçlamasına ise Akaltın, "Halil Durgun bizim evimize karısı ve çocuğuyla geldi. Yanında bir valiz ya da çanta yoktu. Onları eve bırakıp gittikten sonra valiziyle tekrar geldi. Ama valizinde ne olduğunu ben bilmiyorum." savunmasını yaptı.

"SURİYE'YE KAÇABİLİRDİK AMA KAÇMADIK"

Halil İbrahim Durgun'un olay tarihindeki eşi Esin Altıntuğ da suçlamaları kabul etmedi. Eşinin terör saldırısında rolünün olduğunu televizyonlardan öğrendiğini iddia eden Altıntuğ, olayda ihmaller bulunduğunu öne sürdü. Altıntuğ, patlamadan sonra eşi ile Gaziantep'te, diğer sanıklar Metin Akaltın ile eşi Hatice Akaltın'a ait bir evde buluştuklarını ifade etti. Altıntuğ sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben polisin eve baskın düzenleyeceğini düşünüyordum. Durgun, Akaltın ve Ormanoğlu'nun polis tarafından arandıklarını biliyordum ama buna rağmen Akaltın ve Ormanoğlu alışveriş için şehirde rahatça dolaşabiliyorlardı. O gece eski eşim Durgun benim olduğum odaya hiç gelmedi. Sabaha karşı yanıma geldiğinde Durgun'a neler olduğunu sordum. Bana 'bilmem gerektiği kadarını bilmemi' söyledi ve 'Yapmak zorundaydım, kendimi ispatlamam lazımdı' dedi. Bugünden sonra 5 gün boyunca Suriye'ye kaçabilirdik ama Halil'in kaçmaya niyeti yoktu."

"POLİSE TESLİM OLMASI İÇİN YALVARDIM"

Eski eşi Halil İbrahim Durgun'un bu suçu işlemiş olabileceğini düşünmediğini savunan Altıntuğ, polis kaldıkları eve geldiğinde eşine teslim olması gerektiğini söylediğini anlattı.

Altıntuğ, "Durgun bana Metin Akaltın ile yaklaşık bir aydır beraber olduklarını, bulunduğumuz evi ise yaklaşık 10 gün önce birlikte tuttuklarını ve beraber temizlediklerini söylemişti. Zaten Akaltın ve Ormanoğlu alışveriş için dışarı çıktıklarında üzerlerinden çıkan adreslerden biri bizim kaldığımız evin adresi, diğeri ise polisi yanıltmak için yazılmış başka bir adresiydi. Halil'in yaşamını yitirdiği gün, polis geldi kapıya. Ben Halil'e 'Yalvarırım polise teslim ol' dedim. Halil kapıyı açmadı. Daha sonra bir silah sesi duydum, ardından da bir patlama sesi geldi. Polis orada Halil'i sağ yakalamak istemedi." diyerek olayda polislerin ihmali olduğunu öne sürdü.

Altıntuğ, içinde Ankara Tren Garı önündeki bombalı terör saldırısında kullanılan bombaların olduğu ifade edilen valizi ise görmediğini iddia etti.

SANIKLAR TÜM SUÇLAMALARI REDDETTİ

Sanıklardan Mehmedin Baraç da telefonunda çıkan Arapça konuşmaları içeren ses kayıtlarını reddederek, Arapça bilmediğini savundu.

DEAŞ terör örgütü içinde "Ömer Hattap" kod adını kullandığı iddiasını da reddeden Baraç, iddianamade diğer sanıklarla bağının gösterilmediğini, bu konuda somut, soyut iddia bulunmadığını ileri sürdü.

Epilepsi hastası olduğunu, 13-14 aydır da cezaevinde astım hastalığına yakalandığını söyleyen Baraç, 6 aydır boyun ameliyatı olmayı beklediğini ileri sürerek tahliyesini istedi.

SALON KARIŞINCA HAKİM UYARDI: BURASI TİYATRO DEĞİL

Sanık Nihat Ürkmez, herhangi bir örgüt üyesiyle irtibatının bulunmadığını iddia ederek, "İrtibatım görülürse her cezaya razıyım, hiç kimseyle bağlantım olmadığı halde buradayım. Savunacak bir durumum yok. Yarın bir gün Allah'ın huzuruna çıkacağız." dediği sırada duruşma salonundaki izleyicilerden bazıları "Allah'ın adını ağzına alma." diyerek tepki gösterdi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, salondakileri uyararak, "Tiyatro değil burası, karşılıklı laf atacaksınız." dedi.

Sanık Talha Güneş ise "Yüksekdağ, Demirtaş ve benzerlerinin tutuklanmasını hazmedemiyorlar, bu davayı bir rövanş olarak görüyorlar. Şu mahkemede bir GBT sorgusu yapılsa bunların hepsinin veya akrabasının terör örgütüyle bağı çıkar." dedi. Güneş'in bu sözlerini tekrar etmesi üzerine salondakiler, "Hakaret suçunu işliyorsun. Başkan Bey uyarın, hepimize suç isnat etti, lütfen uyarın." diyerek tepki gösterdi.

Salonda yüksek sesle tepkilerin dile getirilmesi üzerine Başkan Giray, "Herkes ağzından çıkan lafın sorumluğuna katlanacak, laf ağızdan çıkmadan müneccim miyiz biz bilelim, laf ağızdan çıktı. Burada karşılıklı hakaret edilmesine izin vermeyiz." dedi.

Diğer sanıklar da haklarındaki iddiaları kabul etmediklerini belirterek tahliyelerini talep etti.

DURUŞMA 10 TEMMUZ'A ERTELENDİ

Verilen aradan sonra Mahkeme Başkanı Giray, sanıkların tahliye taleplerinin reddine ve tutukluluk hallerinin devamına karar verdiklerini açıkladı.

Ayrıca mahkeme davaya müdahillik taleplerinin kabulü, Mehmet Kadir Cebeal, Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun'un otopsi raporlarının beklenilmesine ve bazı sanık ifadelerinde adı geçen, terör saldırısından önce Gaziantep'te görevli polislerin kimliklerinin tespiti için gerekli yazışmaların yapılmasına hükmederek duruşmayı 10 Temmuz'a erteledi.

Ankara Garı Saldırısında Hakim Uyardı: Burası Tiyatro Değil
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Ankara Garı Saldırısında Hakim Uyardı: Burası Tiyatro Değil - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement