Arap Gazeteciler İstanbul Buluşması"

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, " Türkiye'nin koalisyon dönemlerinde çok vakit kaybettiğini görüyoruz. Siyasi tıkanıklık bahane edilerek, Türkiye'nin askeri darbelere götürüldüğü dönemler oldu. Şimdi bunların hepsi geri kaldı." dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesince (İBB) düzenlenen "Arap Gazeteciler İstanbul Buluşması"nda konuşan Kurtulmuş, Türkiye ve içinde bulunduğu coğrafyanın yakın dönemin en zorlu sınavı ile karşı karşıya olduğunu anlattı.

Kurtulmuş, bu sürecin ABD'nin Afganistan'ı işgali ile başladığını belirterek, "Başta Ortadoğu olmak üzere coğrafyamıza, özellikle İslam dünyasının yer almış olduğu dünyanın tam da merkezinde bulunan bu coğrafyaya bir takım zorlukları, bir takım sınırlamaları da beraberinde getirdi. Bunları her birimiz teferruatlı bir şekilde biliyoruz. Ancak benim üzerinde durmak istediğim husus, tek tek olayların nitelik olarak üzerinde durmak yerine büyük resmi iyi görmek mecburiyetinde olduğumuzdur." ifadelerini kullandı.

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından yapılan Sykes-Picot Antlaşması'nı hatırlatan Kurtulmuş, "Bugün karşı karşıya kaldığımız bu süreç, ikinci Sykes-Picot'nun icra edilme olayıdır. Bundan bir asır evvel savaşın galibi olan ülkeler, masanın üstüne gönyeleri, pergelleri, cetvelleri koyarak, bölge ülkelerini, hiçbirisinin tarihsel geçmişi olmayan sınırlarıyla birbirinden ayırmayı başardılar. Mesela, Türkiye'nin sınır kentleri ve Suriye'nin sınır kentleri birbirinden cetvelle ayrılmıştır." diye konuştu.

"Suriyeli kardeşlerimize harcadığımız destekler 31 milyar doları aştı"

Kurtulmuş, Sykes-Picot Antlaşması'nın ana fikrinin sınırları bölmek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"İkinci Sykes-Picot'nun ana fikri ise gönülleri bölmektir. Türklerin, Arapların, Kürtlerin, Acemlerin gönüllerini ve zihinlerini birbirinden ayırmak ve düşmanlıklarını kalıcı hale getirmektir. Bizim Türkiye olarak özellikle bölgedeki dış politika bakışımızın ana ekseni burasıdır. Biz bölge halkının geleceğinin ayrışmaktan değil, daha fazla bütünleşmekten, ortak projelere yoğunlaşmaktan, daha fazla iş birliğinden ve daha fazla kardeşlikten geçtiğine inanıyoruz. Bu düşüncemiz dolayısıyla Suriye krizi karşısında da kardeşlik vazifemizin gereğini yerine getiriyoruz. Yaklaşık 3,5 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimize ensarlık görevini yerine getiriyoruz. Sadece şu kentte, İstanbul'da 700 bin Suriyeli kardeşimiz misafir olarak yaşamaktadır. Suriyeli kardeşlerimize harcadığımız, yaptığımız destekler 31 milyar doları aşmış vaziyettedir. Ne yazık ki uluslararası camiadan da çok az destek görebildik, çok az yardım görebildik."

Bölgeye yapılan desteklerin süreceğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Bizim ana düşüncemiz bundan sonra Suriye'yi kimin yöneteceği değil, Suriye'yi kimin yöneteceğine Suriye halkının karar vermesidir. Irak'ı, Irak'ın kentlerini kimlerin yöneteceğine Irak'ın halkının karar vermesidir. Biz Mümbiç'in Mümbiçlilerin, Halep'in Haleplilerin, Kerkük'ün Kerküklülerin, Musul'un Musulluların memleketi olduğuna inanıyoruz ve bu şehirlerin her birinin kıyamete kadar Türklerin, Arapların, Kürtlerin, Sünnilerin ve Şiilerin birlikte yaşayacaklarına yürekten inanıyoruz." şeklinde konuştu.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin dış politikasına değinerek, şunları söyledi:

"Dış politikadaki önemli bir başka argümanımız ise sürekli her platformda Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği 'Dünya 5'ten büyüktür' gerçeğidir. Bunu on yıllardır Türkiye'de söylüyoruz ama çok şükür bu kadar yüksek perdeden Cumhurbaşkanımız bütün dünyaya artık bu sözleri ifade etti. Bundan kastımız şudur, şu andaki dünya sistemi, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki güç dengeleri üzerine oturmuş olan bir sistemdir. Artık o sistem geride kaldı. İkinci Dünya Savaşı'nın güç dengeleri üzerine oturmuş olan bir sistem dünyayı taşıyamıyor. Dünyanın hiçbir yerinde sorunları çözemiyor."

Kurtulmuş, İsrail aleyhine onlarca BM kararı olmasına rağmen İsrail'e karşı en ufak bir yaptırım olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Ya da Suriye'de kimyasal silah kullanılmış olduğu anlaşılmasına rağmen mevcut rejimin aleyhine en ufak bir yaptırım uygulanmıyor. Onun için dünya 5'ten büyüktür diyoruz ve bunu bir ütopik söz olarak söylemiyoruz. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi ve büyekelçiliğini oraya taşıma kararına karşı yapılan oylamada gördük. Önce İslam ülkeleri İstanbul'da toplandı ve Amerika'nın bu kararının karşısında dikildi. Ardından 128 BM ülkesi ABD'nin kararına karşı kendi görüşünü ortaya koydu. Böylece dünyanın 5'ten büyük olduğunu göstermiş oldular. Bunlar 20 sene önce 'ABD kararına karşı 128 ülke karşı görüş beyan edecek' deseler inanmazdım. Bir çoğunun korkudan ayağı titrerdi."

"Türkiye büyük bir ekonomik performans ortaya koydu"

Türkiye'nin ekonomik bakımdan gösteriği performansa dikkati çeken Kurtulmuş, "Türkiye son 16 yılda ekonominin bir çok alanında mükemmel bir performans ortaya koydu. Türkiye ekonomisi son 16 yılda 3,5 kat büyüdü." dedi.

Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Ekimde açılacak Avrupa'nın en büyük havalimanı inşa ediliyor. 3. köprü inşa edildi, Boğaz altından tünellerle Avrupa-Asya geçişleri sağlandı. Türkiye boydan boya hızlı tren hatları ile donatıldı. Kişi başına milli gelir 11 bin dolar seviyesine çıktı. Türkiye büyük bir ekonomik performans ortaya koydu, bu performans artıkça Türkiye, dost ve kardeş ülkelere ilham kaynağı oluyor. Geçen yıl Türkiye'nin büyüme hızı yüzde 7,4 oldu. Türkiye, G20 ülkeleri arasında büyüme hızı bakımından birinci ülkedir. Önümüzdeki dönemde bu büyüme hızını sürdüreceğiz ve Türkiye çok daha güçlü bir noktaya gelecek. Ayrıca Türkiye, kendi içinde de önünü kesmek isteyen terör grupları ile de amansız bir mücadele veriyor. Bu mücadelede de başarılı olmuştur. DEAŞ, PKK terör örgütlerinin Türkiye'ye verdiği zararları biliyorsunuz. Ayrıca devletin içine gizlenmiş, 15 Temmuz'dan önce devletin kurumlarının çoğunu ele geçirmiş FETÖ de Türkiye devletinin başına bela oldu. Bu 3 terör örgütü ile mücadelemize çok etkin bir şekilde devam ediyoruz. Bunların üçüne de diz çöktürüyoruz. Üçüne de milletin galip geldiğini görüyoruz."

Bakan Kurtulmuş, terör örgütleriyle mücadelenin uluslararası bir sorumluk olduğunun bilincinde olduklarını dile getirerek, "Türkiye'nin bu mücadelede bütün uluslararası camiayla işbirliği içinde olduğunu ifade etmek isteriz." dedi.

Türkiye olarak yeni bir döneme girildiğini, bu dönemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Millet yeni bir yönetim sistemine geçişe karar vermiştir, bunun adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Türkiye'nin koalisyon dönemlerinde çok vakit kaybettiğini görüyoruz. Siyasi tıkanıklık bahane edilerek, Türkiye'nin askeri darbelere götürüldüğü dönemler oldu. Şimdi bunların hepsi geri kaldı. 24 Haziran akşamı millet cumhurbaşkanını seçecek, cumhurbaşkanı seçilen kişi de o akşam kendi hükümetini ilan edecek. Geçmişte olduğu gibi Türkiye hükümet kurmada zaman kaybetmeyecek, siyasi ayak oyunlarıyla karşılaşmayacak. Daha etkin bir yönetim sistemine geçeğiz. Daha hızlı kararlar alacağız. Türkiye'nin önündeki siyasi ve ekonomik meseleleri daha kısa sürede çözme fırsatı bulacağız."