Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, bir arkeolog tarafından ölmek üzereyken bulunulup sahiplenilen kedi, kazı alanının maskotu haline geldi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda, ilçe merkezindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü'nde düzenlenen kazının başkanlığını yapan Doç. Dr. Göksel Sazcı, evinin yakınında toprağa gömülü halde bulduğu kedi yavrusunu çıkardı.
Veterinere götürülerek tedavi ettirilen kedinin, kazı evinde iki ay özel sütler ve ilaçlarla bakımı sağlandı. Tedavisinden sonra Sazcı'nın her gün kazı alanına götürdüğü kedi, çalışamaların vazgeçilmez "elemanı" oldu.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladıkları kazı çalışamalarında 11. sezona girdiklerini söyledi.
Sazcı, "Mokali" adını verdikleri kedinin hikayesini, şöyle anlattı:
"Evimizin önünde bir köpeğimiz vardı, onun kulübesine bir kedi yavrulamıştı. 3 yavrusu vardı. Komşularımızdan biri, yavrulardan ikisini evine götürmüş. Evde çocuklarına sevdirmiş, oynamışlar sonra tekrar kulübeye bırakmışlar. Fakat annesi kedilerin üzerine insan kokusu sindiği için belki onların hastalıklı olduğunu düşünüp o iki yavruyu alıp toprağa gömmüş. Böyle bir durum olduğunu bize sitemizin bekçisi söyledi. Eşimle gittik baktık ki gerçekten gömmüştü. Yavrulardan biri için çok geçti, maalesef ölmüştü ama bu kedinin arka ayakları dışarıda sallanıyordu. Çok şaşırdık, eşimle çekip topraktan kediyi çıkardık. Toprağın içindeydi ancak ölmemişti, neyse ki kedi hayattaydı."
"O bizim için çok önemli bir eser"
Sazcı, veterinere götürüp yaşama döndürdükleri hayvanı, özel kedi sütü ve vitaminlerle iki ay beslediklerini dile getirdi.
Hayata döndürdüğü kediyi her gün kazı alanına götürdüğünü ifade eden Sazcı, kedinin, Maydos Kilisetepe Höyüğü'ndeki görevliler tarafından çok sevildiğini anlattı.
Sazcı, "O bizim için çok önemli bir eser. Bizimle kazıda ekip üyesi olarak görev yapıyor. Kazı ekibiyle oynuyor, sıcaktan etkilenince de gölge alanlara geçiyor. Yorulduğunda ise kazı evine giderek mamasını yedikten sonra çalışmaların yapıldığı odada rahat ettiği bir bölümde dinleniyor." diye konuştu.
Son Dakika › Kültür Sanat › Arkeoloğun topraktan çıkarıp hayata döndürdüğü kedi kazı alanının maskotu oldu - Son Dakika
Samsun'da Valilik tarafından düzenlenen bir etkinlikte, Samsun pidesi, Bafra manda kaymaklı lokumu, Yakakent mantısı gibi yöresel lezzetler tadıldı. Vali Orhan Tavlı, Samsun mutfağının zenginliğini Türkiye'ye tanıtmak istediklerini belirtti. Etkinliğe destek veren kadınlara teşekkür eden Tavlı, Samsun mutfağının zenginliğini hem Samsun'a hem Türkiye'ye tanıtmak istediklerini söyledi.
Myanmar'ın Yangon kentinde düzenlenen Thingyan Su Festivali'nde insanlar serinleyebilmek için birbirlerine su sıçrattı. Festivale özgü bu su sıçratma geleneği, kötü şansı uzaklaştırmayı ve sağlık ile mutluluğa ulaşmayı temsil ediyor. Myanmar Yeni Yılı'nın başlangıcına işaret eden festival genellikle Nisan ayı ortasında gerçekleşiyor ve dört ila beş gün sürüyor. Festival bu yıl 13 Nisan'a denk geldi.
Samsun Müzesi, Karadeniz'in dalgalarından esinlenerek inşa edilen ve 15 bin metrekare alana sahip olan bir müzedir. Müzede Hitit, Pers, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait birçok eser bulunmaktadır. Ayrıca mamut fosilleri, deniz lalesi ve deniz salyangozu fosilleri gibi tabiat varlıkları da ziyaretçileri zamanda yolculuğa çıkarmaktadır. Müze, açıldığı ilk ayda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekerek kent turizmine hareket getirmiştir. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, müzenin Samsun'un ve bölgenin en önemli müzesi olduğunu belirtmiş ve ziyaretçi sayısının artarak devam edeceğini söylemiştir. Müzeyi ziyaret edenler de eserlerin detaylı ve güzel bir şekilde sergilendiğini ifade etmişlerdir.
Çin'in doğusundaki Shanghai kentinde bulunan Yuyuan Bahçesi'nde düzenlenen Bahar Çiçek Festivali diye de bilinen Huazhao Festivali, ziyaretçilere geleneksel Çin kültürüne dair sürükleyici bir deneyim sunuyor.
Fen bilgisi öğretmeni Halil İbrahim Alagöz, görev yaptığı kentlerde kuş türlerini fotoğraflayarak yüksek lisans tezini tamamladı. Osmaniye'deki Kastabala Kuş Cenneti'nde 195 farklı türün fotoğraflarını çeken Alagöz, kuş fotoğrafçılığını hobi olarak başladığı Kahramanmaraş'tan Muş'a ve son olarak Osmaniye'ye taşıdı. Tez çalışması için Kastabala Sulak Alanı'ndaki kuş türlerini belirleyen Alagöz, 1,5 yılda 195 kuş türünün fotoğrafını çekti. Alagöz, kuşların tanınması ve korunması için çalışmalarına devam edeceğini belirtti.
Başta "Çingene Kızı" mozaiği olmak üzere birçok önemli esere ev sahipliği yapan Zeugma Mozaik Müzesi, 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde yaklaşık 40 bin kişiyi ağırladı.
İranlı turistler, Van'a tatil için gelen İranlı turistler, sosyal hayata uyum sağlamak için halay çekmeyi öğreniyor. Alışveriş yaparak esnafa destek olan turistler, akşamları eğlence merkezlerinde gönüllerince eğleniyor ve Kürtçe müzik eşliğinde halay çekiyor.
Sivas'ta bazıları halen kırsal kesimdeki kadınlar tarafından günlük hayatta kullanılan yöresel kıyafetler, Atatürk Kongre Müzesi'nde oluşturulan alanda cansız mankenlerin üzerinde sergileniyor. Müze Müdürü İlker Deveci, Milli Mücadele döneminde Sivaslı kadınların yaşantısını sergilemek amacıyla Milli Mücadele döneminde Sivas ve yörelerinde kadınların giydiği kıyafetleri sergilediklerini belirtti. Müzede 300'e yakın kıyafet sergileniyor ve Sivas Olgunlaşma Enstitüsü'nde kıyafetlerin benzerlerinin dikildiği bilgisi verildi.
Sizin düşünceleriniz neler ?