Bağımsızlığın 30. yıl dönümünde Kıbrıs gazileri anlatıyor - Son Dakika
Güncel

Bağımsızlığın 30. yıl dönümünde Kıbrıs gazileri anlatıyor

Bağımsızlığın 30. yıl dönümünde Kıbrıs gazileri anlatıyor

TUĞBA YARDIMCI MISIR - ŞABAN YILMAZ - CAFER BALIK - KKTC'nin 30. kuruluş yıl dönümünde, Barış Harekatı'na katılan Kıbrıs gazileri o günleri anlattı.

14.11.2013 12:45
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TUĞBA YARDIMCI MISIR - ŞABAN YILMAZ - CAFER BALIK - KKTC'nin 30. kuruluş yıl dönümünde, Barış Harekatı'na katılan Kıbrıs gazileri o günleri anlattı.

Muharip Gaziler Derneği Trabzon Şube Başkanı ve Kıbrıs gazisi Seyyah Sağıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk vatandaşlarını korumak ve kollamak amacıyla 650 askerin bulunduğu birliğin Erkin Çıkarma Gemisi ile Kıbrıs'a ulaştığını anlatarak, "Henüz 19-20 yaşındaydık. Gerilla eğitimi gördük ama yine de savaş soğuktur, insanın dizleri titriyor. Takımımızda 48 zayiat verdik" dedi.

Sağıroğlu, çok şehit verilmesinin en önemli nedeninin düz arazi olduğunu ifade ederek, "Tarlaya iniyorduk, taarruz halinde olduğumuz için de toprağı kazmaya, mevzi açmaya fırsat yoktu. Bazı tarlalar biçilmiş, saman balyaları vardı. Saman balyaları bize mevzi oluyor, balyayı iterek peşinden ilerliyorduk. Saman balyası sıkıca bağlandığı için bazı mermiler sökmüyordu" diye konuştu.

Hava sıcaklığının 50 derece olduğu için su sıkıntısı yaşadıklarını vurgulayan Sağıroğlu, şöyle devam etti:

"Hemen hemen her evin önünde üzüm vardı. Üzüm çok tatlı olduğu için yeyince perişan oluyorduk. Susuzluktan insanın konuşacak, bağıracak, nefes alacak hali kalmıyordu. Postallarımızın dikiş yerlerinden dışarıya, tuzlu su çıkıyordu. Bu sıkıntılara rağmen Türk askeri büyük cesaretle ve hırsla 'bu evi aldım, şunu da alayım' diye mücadele etti. Arkadaşlarımızın şehit olması moralimizi bozuyordu ama komutanlarımızın 'ölenle ölünmez' şeklindeki telkinleri bize moral veriyordu. Kıbrıslı mücahitleri de unutmamak lazım. Mücahitlerin içinde asker kızlar da vardı. Kıbrıs'ın öz vatandaşı hellim peynirini, üzümünü, karpuzunu bize getirmek için saatlerce arazide sürünürdü."

Sağıroğlu, Kıbrıs'a gittiği için hiç pişman olmadığına dikkati çekerek, gözleri dolarak şunları anlattı:

"Kıbrıslı annenin, yavrunun gözlerindeki bakışı, bana sığınmasını ne olursa olsun hiç unutamam. Annenin çocuğuyla birlikte bize sarılması, onların dimdik ayakta durup üzülmeleri bizi çok büyülemiştir. Ben 60 yaşındayım bugün olsa yine koşarım. Ben bazıları gibi, 'fuzuli Kıbrıs'a gittik' diyenlerden değilim. Ben yaptığımdan memnunun. Ben orada bir şey yapabilmişsem, o zavallı insanlar biraz nefes almışsa mutluyum. Allah kimseyi mahzun, esir yapmasın. Kıbrıs Savaşı yalnızca Kıbrıs'taki Türkleri kurtarmadı aynı zamanda Rumları da katliamdan kurtardık."

-"Askerlerin, 'Allah rızası için bir bardak su' diye bağırmalarını unutamıyorum"

Kıbrıs gazisi İbrahim Erol (60) ise İskenderun''da askerlik görevini yaparken tatbikata gittiklerini zannettikleri sırada birinci Kıbrıs Barış Harekatı'na katıldıklarını öğrendiğini söyledi.

Askeri hastanede görev yaparken yaralı askerleri hastaneye taşıyarak tedavilerine yardımcı olduklarını belirten Erol, "Yaralıları omzumda taşıyordum. Bir de bakıyordum ki haberim bile olmamış, ölmüş. İnsanın kanı dondu derler ya gerçekten öyle durumlarda kanımız donuyordu. Bilinçli gitmediğimiz için de böyle durumlarla karşılaşmaya hazırlıksızdık" diye konuştu.

Gözyaşlarını tutamayan Erol, insanın öyle bir ortamda yiyemediğini ve dinlenemediğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"İkinci harekatın bitimine kadar böyle sürdü. Yaklaşık 13 ay Kıbrıs'ta kaldım. Hasta koğuşlarına bakıyorduk, gece olunca hastalara 'bir şey istiyor musunuz, biz de istirahat edelim' diyorduk. Hepsi bize dua ediyordu. Kafayı yastığa koyunca, öbür taraftan bir hasta 'Allah rızası için bir bardak su' diye bağırırdı ve biz de kalkar verirdik. Askerlerin, 'su' diye bağırmalarını unutamıyorum. Bu yaşta yine aynı görevi, aynı vaziyette yaparım. İçimde o yaşananlar hala dert, yalnız kaldığımda zaman zaman o günleri, yaşananları düşünüyorum."

- "Uçaktaki mermi deliklerini plastik bantla kapatırdık"

Kıbrıs gazisi Ali Kemal Baytar da özel hava ikmal birliğinde görev alırken bir defasında uçaklarına kurşun isabet ettiğini ve zorlukla iniş yapabildiklerini anlatarak, "Uçaktaki mermi deliklerini plastik bantla kapatırdık. Bir uçuşumuzda cephane indirdiğimiz sırada savaşmak için uçaktan atlamaya karar verdim. Cephane indirme sırasında subayın ayağına bir şey takıldı ve cephaneyle birlikte sürüklendi. Subayın üzerine atlayıp uçaktan düşmeden yakaladım. Belden aşağısı uçaktan sarkmıştı. Böyle bir durum yaşanınca da Kıbrıs'ta yere inmek bana nasip olmadı. Düşmanımızı görmeden cephane ve yiyecek taşıdık" dedi.

-Tek bacağıyla savaşmaya hazır

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in bir gazetede çıkan röportajı nedeniyle teşekkür mektubu gönderdiği gazi Salih Kabul (60), vatanın bütünlüğü için tek bacağıyla savaşmaya hazır olduğunu belirtti.

Kabul, bir süre önce bir gazetede yayımlanan ve "Ben Kürdüm! Ama bu vatan için, birliği için, barış için dün nasıl canımı vermeye, sağlam ayağımı vermeye hazırsam bugün de aynı düşüncedeyim" sözleri nedeniyle Orgeneral Necdet Özel'in kendisine teşekkür mektubu ve madalya gönderdiğini söyledi.

"Kıbrıs'ta her tarafta savaş vardı. Savaş hem havada hem karada sürüyordu. Kıbırıs'ta çok savaştık" diyen Kabul, savaşta yakınına düşen bir havan topu nedeniyle bacağının koptuğunu anlattı.

Vatan için bacağını kaybettiğine pişman olmadığını vurgulayan Kabul, "Kıbrıs Barış Harekatı yine olsa yine savaşmaya hazırım. Kıbrıs'ta komutanım Kıdemli Yüzbaşı Suat Baykara bacağımı kaybettiğim sırada yanıma geldi ve başucumda benim için ağladı. Çok üzüldü. Ben de, 'niye üzülüyorsun ki' dedim. Ona, 'ben buraya vatan için geldim' dedim" diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Bağımsızlığın 30. yıl dönümünde Kıbrıs gazileri anlatıyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement