Bahçeli, Davutoğlu'na Seslendi: Gerekirse Kandil'i Yakın, Yıkın

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında terörle mücadele konusunda hükümete sonuna kadar destek olduklarını belirtip, "AKP hükümetine çağrıda bulunuyorum, milli muhalefet olmadığını söyleyen Davutoğlu'na sesleniyorum: Milletimize kim kurşun sıkıyorsa aranıp bulunmalıdır. Gerekirse Kandil'i yakın, yıkın, PKK'nın içine yıldırım gibi saplanın! Türkiye'nin gücünü dosta da düşmana da gösterin. PKK'nın nifak saçtığı her yeri tertemiz yapın" dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları;

"Hocalı'da etnik temizlik yapanlar hala işbaşındadır. Zalimler emellerinden bir şey kaybetmemiştir. Ermeni soykırımı şakşakçılarının Hocalı'yı ağızlarına almamaları ikiyüzlülüktür. Uluslararası toplum Hocalı'yı yok saymıştır çünkü hayatını kaybeden Türk'tür. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sinin işgal altında bulunması kimseyi rahatsız etmemektedir. Hukuk çiğnenmekte, dünyanın gıkı çıkmamaktadır. Ermenistan silahlı unsurları Karabağ'dan çekilmeden, Azerbaycan egemenliği tesis edilmedikçe Kafkaslara huzur gelmeyecektir. Mülteci durumuna düşen soydaşlarımız evlerine dönmeden, Hocalı'nın yarası kanayacaktır. Bize göre Yukarı Karabağ sorunu Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü için çözülmelidir ve yerini bulmalıdır. Hocalı'nın Türk kimliğini hiçbir güç silemeyecektir. Hocalı Türk'tür. "Hepimiz Ermeniyiz" beyanıyla konuşan köksüzlerin bunu anlamasını bekleyemeyiz. Biz turan coğrafyası safında, hiçbir korkuya kapılmadan zulme ortak olanlarla son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Diyorum ki Hocalı vatandır, var olmuştur, var olacaktır. Hocalı'da hayatını kaybeden vatandaşlarıma rahmet diliyorum.

ANAYASA YAPIM SÜRECİ

Siyasi kutuplaşma ülkemizin elini zayıflatmaktadır. Bu durum Türkiye'nin milli güvenliğini de zedelemektedir. Gidişatın önüne geçilemezse, ülkemizin birlik ve beraberlik iradesi kaybolacaktır. Anayasa sürecinin kesintiye uğramasının temelinde bu kutuplaşma etkendir. TBMM Başkanı, grubu bulunan partilerin başkanlarına bir mektup yazarak, komisyona isim bildirmeleri istemiştir. Biz bu talebe olumlu yaklaştık ve belirlediğimiz üç değerli milletvekilinin ismini ilettik. Diğer partiler de kendi isimlerini bildirdiler. Komisyonda çalışma usulleri ele alınmıştır. Kurulan masa devrilmiştir. Yapılan açıklamalardan çıkan sonuç CHP, farklı farklı isteklerde bulunmuş, sudan sebeplerle uzlaşma sürecini sabote etmiştir. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu tabirini beğenmeyen CHP, Türkiye'yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu şeklinde dayatmıştır. İsim bahane uzlaşma masasını yıkmak şahanedir.

"CHP'NİN BAHANESİ İNANDIRICI DEĞİLDİR"

İlk dört madde bizim kırmızı çizgilerimizdir. Ancak AKP ve CHP'nin bu konuda kafaları karışıktır. Sayın Kılıçdaroğlu anayasanın ilk üç maddesine karşı tutarsız tavrı sır değildir. Bugünkü şartlarda CHP'nin malum nedenlerden dolayı anayasa sürecini tıkaması isabetli olmamıştır. Yeni anayasa yapılmasının ertelenmesiyle görüş ayrılıkları artacaktır.
AKP anayasa masasını başkanlık sistemiyle kilitlemiştir. Başkanlık sistemiyle sakat yaklaşım anayasa sürecini tesir altına almıştır. TBMM Başkanı da buna hizmet etmektir. Erdoğan'ın suyunda çalışan TBMM Başkanı'nın başkanlık sistemine odaklanması talihsizliktir. Bu yeni bir şey değil, herkesin bildiği çarpıklıktır. CHP'nin bu bahanesi inandırıcı değildir. CHP olmadan da diğer partilerle anayasa yapılabileceğinin söylenmesi maksadını aşan söylemdir. Tam mutabakat olmadan kapsayıcı olmaz. Anamuhalefet partisi olmadan yeni anayasa yazımı sakıncalıdır. CHP'nin ikna edilip masaya daveti sağlanmalıdır. Aksi takdirde anayasa ölü doğacaktır. Gereken anayasa bir kişinin ihtiraslarına kurban verilemez.

"ERDOĞAN'IN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN..."

Biz Erdoğan'ın başkanlık hayalini gerçekleştirmek için anayasaya yapamayız. Biz Türklüğü ve Türk milletini anayasa kanalıyla tahliye etmek isteyenlere fırsat veremeyiz. Yeni anayasayı Türk milleti adına yapacağız. TBMM Başkanı, Erdoğan'ın telkin ve yönlendirmesinden uzak durmalıdır. Tarafsızlığı şarttır. Biz Sayın Kahraman'dan TBMM'yi onurlu bir şekilde temsil etmesini bekliyoruz. Erdoğan'ın gizli gündemine kurşun asker gibi durumundan vazgeçmesini istiyoruz.

TERÖRLE MÜCADELE

Türkiye darboğazdadır. İç ve dış düşmanlar milli birliğimizi hedef almıştır. Yok edilmek istenen istikbalimizdir. Türk milletiyle hesabı olan şerefsizler kuyruktadır. Bu bin yıldır unutulmamış hesaptır. BOP sevdalıları Cizre, Nusaybin, İdil, Yüksekova'da çözümden bomba imal etmiştir. Türkiye zelzele geçiriyorsa sorumluları bellidir. Buna ortam açanlar çok uzakta değil, kimileri sarayda, kimileri köşkte ama hepsi de iktidardadır. Türkiye sanki savaştadır. Ülkemizin her yerinde cenaze namazı kılınmaktadır. Bir kez daha Türk milletinin başı sağolsun diyorum.

"REZİL BİR BOMBA SALDIRISI"

Türkiye Cumhuriyeti'nin ana karargagına canlı bomba saldırısı yapılmıştır. Terör örgütü iyice azmış, ülkemizi kan gölüne çevirmiştir. Rezil bir canlı bomba saldırısı düzenleyebilmiştir. Bu bomba hazırlanırken hiç mi görülmemiş, duyulmamıştır. Süreç ihaneti devredeyken, Türkiye'nin bomba ile doldurulması, yabancı ajanların ayak oyunları hiç mi fark edilmemiştir. Bu nasıl devlet yönetimidir, nasıl bir istikrardır?

Anlaşılan başkent Ankara, şer güçlerin yeni eylem sahasıdır. Gar saldırısından sonra yeni bir şiddetin vuku bulması ibret vesikasıdır. Başbakan ve Cumhurbaşkanı saldırıyı Salih Neccar isimli YPG'li bir katilin yaptığını açıklamıştır. Ankara saldırısını TAK isimli taşeron örgüt düzenlemiştir. Bu terörist için Van'da utanmadan taziye çadırı açılmıştır.

MİT VE EMNİYETE TEPKİ

Başbakan Davutoğlu ise TAK'ın üstülenmesi, YPG'yi ortadan kaldırmaz diyerek görüşünden sapmıştır. Meselesinin özü bir terör saldırısıdır ve Ankara'nın beyni bombalanmıştır. Bunun arkasında olanları bulmak hükümetin işidir ve gizlemeye gerek yoktur. Türkiye'de huzur ve emniyet kalmamıştır. Bu istihbarat, bu emniyet ne iş yapmaktadır, nerededir? Başkenti bile koruyamayan bir hükümetle nereye kadar gidilebilecektir. Erdoğan başkanlık, Davutoğlu eylem planı açıklama derdindir. Diyorlar ki bıçak kemiğe dayandı, diyorlar ki sabrımız taşıyor; hep aynı hikaye. Şu anda katillerin nerede ölüm planları yaptıkları meçhuldür. MİT ne yapmaktadır, ne işe yaramaktadır, derin bir uyku halinde midir? İçişleri Bakanı ne iş yapmaktadır?

"GEREKİRSE KANDİL'İ YAKIN"

Obama, Erdoğan ile yaptığı görüşmede, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını söylemiştir. Bir gün sonra Erdoğan da Obama'dan aldığı icazeti saklamamıştır. AKP hükümetine çağrıda bulunuyorum, milli muhalefet olmadığını söyleyen Davutoğlu'na sesleniyorum: Milletimize kim kurşun sıkıyorsa aranıp bulunmalıdır. Gerekirse Kandil'i yakın, yıkın, PKK'nın içine yıldırım gibi saplanın! Türkiye'nin gücünü dosta da düşmana da gösterin. PKK'nın nifak saçtığı her yeri tertemiz yapın."

TEŞKİLATLARIN KAPATILMASI SORUSUNA MANİDAR YANIT

Bahçeli, partisinin grup toplantısının çıkışında bir gazetecinin, "Kapatılan il başkanlıklarına dair tartışmalar söz konusu. Neler olduğu merak ediliyor. Sizden doğrusunu alabilir miyiz?" şeklindeki sorusuna, "Onları, sabah programında Deniz Zeyrek ve Hakan Çelik'e sorun" yanıtını verdi.

MHP İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLAMIŞLARDI

Hürriyet Gazetesi'nden Deniz Zeyrek ve Posta Gazetesi'nden Hakan Çelik, bu sabah CNN Türk televizyonunun yayınında MHP ile ilgili görüşlerini açıklamışlardı.

Zeyrek, "MHP Genel Merkezi, hukukun kendisine tanıdığı bütün olanakları kullanıyor bu olağanüstü kurultayı toplamamak için. Muhaliflerin yeni stratejisine ve mahkemenin alacağı karara bakmak gerekiyor." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Çelik ise "Bir parti içerisinde demokratik bir tartışma ortamı olabilir, lider adayları çıkabilir. Kurultay ve kongrelerde diyebilirler ki 'parti başarılı olamadı, biz adayız, daha iyi bir yere götüreceğiz'. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Buna karşılık mevcut yönetimlerin de bu adayları ya da aday adaylarını eleştirmek, hatta siyasi yollarla zayıf düşürmek gibi bir hakları da vardır. Fakat Türkiye'de bu olmuyor. İş kafa koparmaya, yok etmeye ya da bitirmeye doğru gidiyor" ifadesini kullanmıştı.