Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Mısır'daki darbenin ardından yaşanan olaylarla ilgili "Tek istediğimiz siyasi tutuklamaların, siyasi suçlamaların, terörün, şiddetin, silahın kalkması, herkesin serbest bırakılması, seçimler için uygun bir ortam temin edilerek herkesin güçlü bir şekilde seçime katılmasının temin edilmesi" dedi.

"Mısır'da darbe yönetiminin İhvansız seçim amaçladığına dair yorumlar var. Bu Mısır'daki sorunu daha da büyütür mü? Türkiye'nin tavrı ne olur?" sorusu üzerine Arınç, şunları söyledi:

"Mısır'da olan bir olaya karşı Türkiye'nin tavrı ne olur diye sorulunca bunu şöyle anlamak lazım Mısır'da yaşanan olaylara dünyada Türkiye'den başka tepki gösteren, tavrını ortaya koyan başka bir ülke yok. 'Mısır'da ne yapılacaksa Türkiye'de yapılacak, Mısır'da ne olacaksa Türkiyesiz olmayacak' böyle değil tabii bu kadar da olmamalı. Biz Mısır'daki olaylarla şüphesiz ilgileniyoruz. Ülkede yaşanan darbe olayını Türkiye görmezden gelemez. Bu bizim demokrasiye olan bağlılığımızın ötesinde Mısır halkıyla geçmişten bugüne dayanışmamızın da bir gereğidir. Mısır Allah korusun bir iç savaşa doğru gidiyor sözü boş bir söz değil. Bakınız ne oldu? Sina Yarımadası'nda ve Refah'ta zaman zaman darbe yönetimine karşı isyanvari olaylar oluyor. Bunlardan bir tanesi dün veya bugün yaşanmış olmalı. Polis araçlarına hücum edilmiş. 24 tane rejime bağlı polis ölmüş. Bunun aksi Kahire'de yaşananlardır. Camidekiler, meydandakiler vuruluyor. 500, bin, 2 bin ölüden bahsediliyor. Başlarından vurulanlar var ve orada da 500'e yakın İhvan tutuklu olarak bir başka yere nakledilirken bir araçta meydana gelen bir olay nedeniyle içeriye bombalar atılıyor. Bir rivayete göre 36, bir rivayete göre 58 tutuklu İhvan mensubu hayatını kaybediyor. Bu olaylar her yerde olmaya başlarsa insanlar bu zulüm karşısında isyan noktasına gelirlerse ki çoğu yerde isyan noktasındalar, Mısır'ı bırakın kendi içerisinde rejimin ayakta durmasını bir iç savaş tehlikesi bekliyor demektir. Bu iç savaş o ülke için en kötü bir ihtimaldir. Bunu hiçbir ülke için de arzu etmeyiz."

"Biz Mısır'daki siyasi rejimin, siyasi geleceğin halk oyuyla yeniden ortaya çıkmasından yanayız" diyen Arınç, hür seçimlerin yapılması, süratle bunun alt zemininin hazırlanması ve bütün siyasi partilerin bu seçimlere katılabilmesi gerektiğini belirtti. İhvan'ın bir terör örgütü olarak yasaklanabileceği ihtimalinin, onların intiharı olacağına dikkati çeken Arınç, bunun milyonlarca insanı yasadışı eylemlere sevk etmek için birilerinin kurguladığı bir senaryo olmanın ötesinde birşey ifade etmeyeceğini söyledi.

Arınç, şöyle devam etti:

"Türkiye bu konuda kendine düşeni de dünya kamuoyunun da kendisine düşeni de yapması konusunda daha dikkatli olacaktır. O yüzden bütün taraflar özgür bir şekilde temsil edilmeli, bütün dini görüşler, etnik farklılıklar Mısır'da yaşamalı, yaşayabilmeli. İnşallah demokrasinin çoğulculuk ve katılımcılık prensibi en kısa zamanda seçime gidebilecek şekilde yeniden dizayn edilmeli. İhvan, orada kurduğu partiyle de çok güçlüdür. Vasat Partisi çok güçlüdür, diğer partiler de çok güçlüdür. Bir defa geniş bir siyasi yelpazenin Mısır'da varlığını bilmeliyiz. Son yapılan başkanlık seçiminde zannediyorum altı aday seçimlere girdi, her biri de önemli oy aldı, her biri de farklı gruplar tarafından desteklendi. Mübarek'in çok yakınında bulunmuş Şefik bile 5 milyondan fazla oy aldı. Yani Mübarek rejiminin devrildiği Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Şefik neredeyse Mursi'ye yakın bir oy aldı. Bu şunu gösteriyor; Amr'dan tutunuz, Şefik'ten tutunuz, Mursi'den tutunuz hepsinin temsil ettiği siyasi güçler Mısır'daki siyasetin de çok güçlü olacağını gösteriyor. O zaman bırakalım özgürce seçimlere gidilsin. Halk oylarıyla kim iş başına geliyorsa Mursi'den farklısı da olabilir elbette, buna saygı duyulsun. Tek istediğimiz siyasi tutuklamaların, siyasi suçlamaların, terörün, şiddetin, silahın kalkması, herkesin serbest bırakılması, seçimler için uygun bir ortam temin edilerek herkesin güçlü bir şekilde seçime katılmasının temin edilmesi. Sonra oluşacak başkan, sonra oluşacak hükümet, onlarda iki meclis var şura ve millet meclisi gibi buralarda temsilin güçlü bir şekilde ortaya çıkmasıyla herkesin düşüncesinin de adaletli bir temsil noktasına kavuşmasıdır."

"On binlerce insan Rabia işareti yaparak Mısır halkıyla dayanışmasını gösterdi"

"Mısır'da darbe karşıtlarına yapılan katliam Türkiye'de de protesto edildi. Bu gösterilerde de Rabia işareti çok ilgi gördü, sosyal medyada, yazılı ve görsel medyada. En son Başbakanımız, Bursa'daki programında Rabia işareti yaparak selamladı. Bu işaretin bu kadar ilgi görmesini, Türk halkının Mısır'daki darbe karşıtlarına yönelik yapılan katliama bu kadar çok tepki göstermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Arınç, şöyle yanıtladı:

"Türk halkına teşekkür etmemiz lazım. Çünkü onlar hep mazlumlarla birlikte oldu. Bugüne kadar hangi ülkede ne olursa olsun mazlum olduğuna inandığımız halkla biz hep dayanışma içinde olduk. Diyarbakır'dan İstanbul'a kadar, Manisa'dan Kütahya'ya kadar Türkiye'nin her yerinde bazen birkaç bin kişi, bazen çok daha fazlası ellerinden gelen bütün imkanları kullandılar. Mısır'da yapılan zulmün sona ermesi için zulme uğrayan insanlarla Türk halkının dayanışma içerisinde olduğunu göstermek amacıyla barışçı gösteriler yaptılar, hepsine teşekkür etmemiz lazım. En son Sayın Başbakanımızla Bursa'da birlikteydik. Ben de o işareti yaptım ama hepiniz onu çektiniz. Orada binlerce insan Mursi'nin maskını takarak, on binlerce insan ellerinde Rabia işareti yaparak Mısır halkıyla dayanışmasını gösterdi. Şüphesiz genç kızların hayatını kaybetmiş olması, torunların hayatını kaybetmiş olması, Hasan el-Benna'dan bu yana hep zulüm görmüş olan İhvan hareketinin şimdi tekrar bu şekilde maalesef hepimizin gözlerini yaşartacak ölçüde hayatlarını tek tek kaybediyor olması milletimizi ayağa kaldırdı. Başka ülkelere de mutlaka onlarda da bu tür gösteriler olmuştur ama bütün Arap basınında da dünya basınında da Türkiye'de yapılan gösteriler birinci planda anlatılıyor. Bu bizim hamdolsun millet olarak iftiharımızdır. Hükümetiyle, halkıyla, milletiyle, gençleriyle sivil toplum örgütleriyle Mısır'da yaşanan zulme başkaldırının Türkiye'de barışçı olarak kendini göstermesi bizi doğrusu çok mutlu etti."

- Ankara