Balyoz Sanıklarından "Hakimler Görevden Alınsın" Talebi

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz davasının aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan, Koramiral Kadir Sağdıç ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu 9 tutuklu sanığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'na başvurdu. Mahkeme Başkanı Ömer Diken ile üye hakimler Ali Efendi Peksak, Murat Üründü ve Aytekin Ozanlı'nın HSYK'ya şikayet edildiği dilekçede, hakimler hakkında 8 Mayıs 2012 tarihli ara kararlarından dolayı soruşturma başlatılması istendi.

Duruşmaların başladığı Aralık 2010'dan beri hakimler tarafından savunma hakkının kısıtlandığı ve kanunun emredici düzenlemelerine aykırı hareket edildiği belirtilen dilekçede, "Savunma makamı davanın esasa etkili bir tarafı olarak değil sadece şekli bir unsur olarak görülmüştür" denildi.

"HAKİMLER GÖREVDEN ALINSIN"

Sanıklar ve avukatlarını baskı altına almak için haklarında tamamen savunma hakkının sınırları içinde kalan sözleri sebebiyle sayısız suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatılan dilekçede, Mahkeme Başkanı'nın duruşma sırasında sarf ettiği sözlerle sanıkların ve avukatların kişisel ve mesleki onurlarını hedef aldığı ifade edildi.

Hakimlerin 8 Mayıs 2012 tarihli duruşmada verdikleri 8 numaralı ara kararda, "Dosya içinde bulunan ve soruşturma aşamasında savcılık tarafından yaptırılan 19 Şubat 2010 tarihli bilirkişi raporunun altında imzaları bulunan Hayretdin Bahşi, Erdem Alparslan ve Tahsin Türköz'ün yeminlerinin yaptırılmasına" hükmettikleri belirtildi. Görevlendirilen bilirkişilerin incelemeye başlamadan önce kendilerini görevlendiren makam huzurunda yemin etmek zorunda oldukları anlatılan dilekçede, "Aksi halde bilirkişi vasfı kazanamayacakları açıktır" denildi. Hakimlerin, söz konusu bilirkişi raporunu gerekçe göstererek 26 Şubat 2010 tarihli tutuklama kararını verdiklerine vurgu yapılan dilekçede, hakimler hakkında soruşturma başlatılması ve geçici bir önlem olarak bu hakimlerin görevlen alınmaları talep edildi.

BİLİRKİŞİLER İÇİN DE SUÇ DUYURUSU

Balyoz davasının 9 sanığı, söz konusu bilirkişi raporunda imzası olan TÜBİTAK görevlileri Hayretdin Bahşi, Erdem Alparslan ve Tahsin Türköz hakkında da suç duyurusunda bulundu. Bilirkişilerin hazırladıkları 19 Şubat 2010 tarihli raporda, davanın delilleri arasında olan 11, 16 ve 17 numaralı CD'lerin 2003 yılında oluşturuldukları ve bu tarihten sonra üzerlerinde başka bir değişiklik yapılmadığına ilişkin gerçek dışı değerlendirmelere yer verdikleri anlatıldı. Bu nedenle bilirkişilerin TCK'nın 276. maddesinde düzenlenen "Gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık" suçundan cezalandırılmaları istendi. Dosyaya sunulan birçok raporda bu CD'ler içinde kayıtlı dijital dokümanların manipülatif bir niteliğe sahip olduğu kaydedilen dilekçede "Ancak şikayetçi olunan bilirkişilerin yapmış olduğu incelemeler neticesinde tespit edilen hususlar tüm bu bilimsel görüşlerin aksine gerçeğe aykırı değerlendirmeler içermektedir" ifadesi kullanıldı.

Bilirkişilerin, hazırladıkları raporla soruşturma savcılarını da yanılttıklarına dikkat çekilen dilekçede, "TÜBİTAK tarafından tespit edilmeyen/edilemeyen onlarca hata, sanıklar tarafından dava safhasında mahkemeye sunulmuştur. Tüm bu hataların bilirkişi sıfatı taşıyan TÜBİTAK yetkililerince tespit edilmemiş olması, TÜBİTAK raporlarının kasten 'Bilim ve fenne uygun olarak' hazırlanmadıklarının açık bir göstergesidir" denildi.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz'ün de bulunduğu bir grup avukat sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek hazırladıkları dilekçeleri, HSKY iletilmesi için başsavcılığa verdi.

Adliye önünde açıklama yapan avukat Hüseyin Ersöz Ersöz, şunları söyledi:

"Özellikle son aşamada aldırılmış olan bilirkişi raporları çerçevesinde sahtecilikler bir kez daha ortaya çıkmış ve bu konuda 10. Ağır Ceza Mahkemesinden bilirkişi incelmesi yapılması istenmiş ve bir kez daha reddedilmiştir. Bununla da yetinilmemiş bilirkişi raporlarında imzası bulunlan TÜBİTAK uzmanlarının yeminlerinin eksik olması gerekçesiyle celse arasında yeminlerinin yaptırılması konusunda karar varılmıştır. Bu bir anlamda söz konusu bilirkişileri duruşmaya çağırmayarak, onları savunma avukatlarından kaçırma anlamına gelir. Bu da bir başka hukuka aykırılık anlamı taşır."

Ersöz, "Dilekçelerimizin mahiyeti özellikle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yer alan hakimlerin yargılamanın başından beri ortaya koymuş oldukları gerek sanıkların gerekse meslektaşlarımızın kişisel ve mesleki onurlarını hedef alan bir takım uygulamalara imza atmış olmalarından kaynaklanmaktadır" ifadesini kullandı. - İstanbul/ Şişli