Barışçı Eğitim İçin İmam Hatip Modeli Şart - Son Dakika
Güncel

Barışçı Eğitim İçin İmam Hatip Modeli Şart

Prof. Dr. M. Niaz Asadullah Malezya Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde öğretim üyesi.

11.04.2018 14:45
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Doktorasını Oxford'da yapan Asadullah, "İslam ülkelerinde eğitim kalitesi" üzerine çalışıyor. Türkiye'de İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Yoksulluğun Azaltılması Çalışma Grubu toplantısına katılarak bir rapor sundu. "İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Eğitim Kalitesi" başlıklı rapor eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik ciddi öneriler sunuyor ancak Niaz Asadullah'ın önerileri sadece genel değil. Müslüman ülkelerindeki İslami okullar üzerine de kafa yoran Asadullah, hem pozitif bilimler hem de İslami bilimlerin birarada verilen bir kurum olarak imam hatiplerin "Modern dünyada bir rol model" olabileceğini düşünüyor. Hatta daha da ilerisini söylüyor: Geleneksel şeyleri öğretirken çocuklarımıza öğretme sistemimiz barış üzerine olmalı. Bu yüzden de, imam hatipler tüm dünya için, barışı temsil eden, barışçı eğitim veren ve İslamiyet'le şiddeti buluşturmamayı başaran bir örnek, bir model olabilir. ÖNDER Akademi'nin konuğu olarak dernek genel merkezinde, "İslam Ülkelerinde Eğitim Kalitesi" başlıklı bir konferans veren Asadullah ile çalışmalarını konuştuk:

-İslam ülkelerindeki eğitim kalitesi üzerine bir rapor hazırladınız. Ortaya ne çıktı, ne gördünüz?

Bu raporda ülkelerin ilköğretim ve ortaöğretimde genel olarak eğitim kalitesini ve seviyesini ölçtüm. OECD ülkeleri ve OECD ülkeleri ile İslam ülkeleri arasında bir kıyaslama yaptım.

-Çalışmanızdaki bilgileri nereden alıyoruz peki, kaynağı nedir?

Devletlerin rakamları diyebiliriz. Genel olarak devletin verdiği istatistiklere göre öğrencilerin öğrenme kapasitesi düşük. Okuldaki sürenin artması çocukta öğrenme performansını artırmıyor. Bu önemli. Çünkü zengin ülkelerde hemen hemen bütün çocuklar okulda. Afrika ülkeleri gibi düşük gelirli ülkelerde birçok çocuk okulda değil. Az gelirli ülkelerde dışardaki çocukları okula getirdiğinizde kalite daha da düşecek aslında sayı arttığı için.

İSLAM ÜLKELERİ ÖĞRENME KRİZİ YAŞIYOR

-Genel duruma baktığınızda bunu neyle açıklıyorsunuz?

Bir anlamda öğrenme krizi yaşıyor İslam ülkeleri. İslam ülkeleri dışındaki düşük gelirli ülkelerde de bu kriz var. Bu kriz UNESCO rakamlarına göre yıllık 129 milyon dolara maloluyor. Bu teşkilata üye ülkelerin büyük çoğunluğunun düşük gelirli ülkeler olduğunu düşünürsek bu konunun etkisinin İslam ülkeleri üzerinde daha çok olduğunu tahmin edebilirsiniz.

-Öğrenme krizindeki diğer faktörler neler peki?

Bir diğer boyut da okula gitmesi gerektiği halde gidemeyen çocuklarla ilgili. Hem okula girişle ilgili iki misli daha büyük sorun yaşıyor hem de eğitimin kalitesiyle ilgili. İslam ülkelerinde düşük katılım, düşük seviyede öğrenme ve kaliteli eğitime ulaşmadaki eşitsizlik önemli faktörler. Eğitimin düşük kalitede olması bütün eğitim aşamalarında var. İlk aşamalardaki yatırımlar sonraki aşamalardaki kaliteyi de etkiliyor bunu da gözlemlerimiz sonucunda gördük. Hatta okul öncesi kurumlarda verilen eğitimlerin hem ilköğretim hem de sonrasına etki ettiğini gördük. Okul öncesi eğitime başlama ve kalite de çok eşitsiz. Zengin ailelerin çocukları iyi bir okul öncesi eğitim aldıkları için yoksul ailelerin çocuklarına göre daha iyi bir performansa sahipler. Kaliteli eğitime ulaşmak için genel olarak düşük gelirli ülkelerde bir eşitsizlik var ve bir sıkıntı var.

-Türkiye'deki eğitim durumu bu raporda yer alıyor mu, Türkiye'deki eğitim kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

PISA ve TIMSS verilerine göre tarihsel süreçte Türkiye iyi gidiyordu. Öğrencilerin performansında bir artış vardı. Ancak son yıllarda tersine bir gidiş var. İslam ülkeleri içerisinde Türkiye'nin performansı daha iyi ama OECD ülkeleri ile kıyasladığınızda düşük. 2012'den itibaren PISA, 2011'de itibaren de TIMSS verilerini esas alıyoruz. Her ikisi de 2015'e kadar inceliyor. PISA'daki düşüş çok çarpıcı. TIMSS'deki veriler daha tatmin edici. Bazı yoksul ailelerin çocukları bundan bağımsız olarak başarılı olabiliyorlar, yüksek performanslı bir eğitim süreci geçirebiliyorlar. Bunların tabi rakamsal oranı çok az.

OKUL ÖNCESİNE YATIRIM ÖNEMLİ

-Çözüm önerisi sunuyor musunuz bu raporda, önerileriniz nelerdir?

Okula hazırlık dönemindeki okul öncesi bölgeye yatırım yapmak birinci önceliğimiz. Anaokulu ve kreşlerin sayısının ve kalitesinin artırılması gerekiyor. Öğrenme dinamik bir süreç. Okul öncesi öğrenme sonraki dönemdeki öğrenmeyi besliyor. Erken dönemdeki öğrenmedeki düşüklük, sonraki dönemlerin seviyesini de düşürüyor. Okul öncesi eğitime yatırımın sonraki döneme göre katma değeri daha yüksek. Düşük gelirli İslam ülkelerinde eğitim kalitesinin yanında okullaşma oranındaki düşüklük de bir problem. Yoksulluk önemli bir engel. Yoksulluğu azaltmak çocukların okula gitmesini de artıracak.

-Peki öğretmen neresinde bu krizin hem de çözüm önerilerinin?

Bu ülkelerin birçoğunda öğretmen yokluğu çok yüksek seviyede. Sistemin çalışması, öncelikle öğretmenin okula gitmesi lazım öğretmek için. Öğretmenlik sadece bir meslek olarak görülmemeli, gerçekten idealist öğretmenler yetiştirilmeli. Öğretmen başka bir seçeneği olmadığı için bu işi seçmemeli. Mesela Singapur ve Güney Kore'de sadece çok zeki kişiler öğretmenlik yapabiliyor. Ayrıca öğrenci odaklı öğretme olmalı. Öğretmen yetiştirme programlarının okul öncesi ve okul dönemindeki öğretmenlerle ilgili geliştirilmesi, kalitesinin artırılması lazım. Yüksek gelirli İslam ülkelerinde hizmet öncesi eğitmenlerin eğitimi dönemi var. Ne normal eğitimdeki ne okul öncesi öğretmenler böyle bir eğitim almıyorlar düşük gelirli ülkelerde.

-Hangi ülkelerde bulundunuz ve hangi ülkelerin eğitim sistemini incelediniz?

Bu rapor için Ürdün'deki okullara, Malezya'daki okullara gittim. Öğretmenlerle ve diğer paydaşlarla röportajlar yaptım. Diğer araştırmalarım için Pakistan Bangladeş, Endonezya, Çin, Vietnam, Etiyopya ve Hindistan'a gittim.

İMAM HATİPLERİ ÇALIŞMAK İSTİYORUM

-Türkiye'de bulundunuz mu araştırma için daha önce?

Böyle bir araştırma için Türkiye'de bulunmadım daha önce. Ama imam hatipler bir model. Diğer İslam ülkelerindeki İslami okulları çalıştığım için biliyorum ve çok fazla istiyorum Türkiye'de bulunmayı, imam hatipliler üzerinde çalışmayı.

-İmam hatip örneği neden önemli, nasıl dikkatinizi çekti?

İslam ülkelerindeki nüfus için İslami okullar önemli bir seçenek. Nijerya Afganistan, Endonezya, Pakistan, Bangladeş'te düşük gelir seviyesindeki ailelerden binlerce öğrenci buralarda eğitim görüyorlar. Fakat bununla birlikte bu okullarda neler öğretildiği konusunda bir merak var. Bunların birçoğu devletin onayıyla açılmış değil. Verilen eğitimle ilgili pozitif bilimlerle İslami bilimler arasında bir dengesizlik var. Pozitif bilimlerle İslami bilimlerin eş zamanlı olarak eğitiminin verildiği imam hatip örneğindeki gibi bir model gerekli. Modern dünyada böyle daha dengeli bir oluşuma ihtiyaç var. İmam hatip modeli bir örnek olabilir ama güçlü yanlarının ispatlanması lazım. Objektif raporlarla imam hatip okullarının verdiği eğitimin iyi olduğunu ispatlamamız, göstermemiz lazım. İslam ülkelerinin eğitim konusunda reform yapmaya çalışıyor. Bunun için de birtakım bulgulara, delillere ihtiyacımız var. Bu yüzden imam hatiplerin öğrencilerin öğrenme seviyesini artırıp artırmadığını ve diğer normal okullardan farkını ortaya koymamız gerekiyor bir model olabilmesi için.

-Sizce neden imam hatipler İslam ülkelerine bir model olmalı?

İslam ülkelerinde eğitim kalitesini artırmaya yönelik girişimler karmaşık. Değişik ülkeler değişik reformlar yaptılar. Biz anladık ki ülkeye has olmalı reformlar, genelleme yapamayız. Her ülkenin kendine has koşulları var, ona göre bir reform yapmak gerekiyor eğitim sisteminde. Nijerya'da işe yarayan birşey Endonezya'da işe yaramayabilir. Yine de her ülkenin kendi deneyimlerinden, başarılarından birşey öğrenebiliriz.

BARIŞÇI EĞİTİM ŞART

-Peki Türkiye'deki imam hatip örneğinden hangi yönüyle bir model çıkarabiliriz?

Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde İslami okulların aşırılık ve şiddet içeren gruplarla bağlantısı konusunda halkta bir karşıtlık var, okullar şiddet üretiyor ya da buraya hizmet ediyor gibi algılanıyor. Ama Türkiye'de şiddet ve aşırılık ile imam hatip okullarını buluşturan bir bulgu yok. İslam bir barış dinidir. Ve İslamiyet'le bağlantılı yapılan herhangi bir eğitim asla barış karşıtı olmamalıdır. Geleneksel şeyleri öğretirken çocuklarımıza öğretme sistemimiz barış üzerine olmalı. Günümüzdeki eğitim bunun üzerine olmalı. Bu yüzden de barışı temsil eden, barışçı eğitim veren ve İslamiyet'le şiddeti buluşturmamayı başaran bir örnek, bir model olabilir imam hatipliler tüm dünya için.

-Bu okullarda barışçı eğitim nasıl olmalı?

İslami prensiplere göre yetiştirdiğiniz bir çocuğun diğer dinlere, diğer inançlara ve anlayışlara da saygılı olması gerekiyor. Diğer inanç gruplarına saygıyı öğretmesi lazım İslami eğitim veren okulların. BM'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde de kalkınmanın temel kavramları adalet ve barış olarak tespit edildi. Kaliteli eğitim sadece yetenekleri geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda sosyal adaleti sağlamaya hizmet etmelidir.

Fotoğrafçılar, görsel hikâye anlatıcılığının temel bileşeninin 'önemli bir konu hakkındaki bakış açısını değiştirmek' olduğunu düşünüyor.

İstanbul, Türkiye, 11 Nisan 2018 – Canon Europe, görsel hikâye anlatmanın günümüz toplumundaki gücünü ele alan araştırmanın sonuçlarını açıkladı. 'Görsel hikâye anlatıcılığı: Ses Getirecek Hikâyeyi Yakalamak' (Visual storytelling: Getting the Shot) başlığını taşıyan araştırma, profesyonel fotoğrafçıların başarılı görsel hikâye anlatıcılığı hakkındaki görüşlerini, "Ses getirecek çekimi" yakalamak için gerekenleri ve foto muhabirliğinin geleceğine dair düşüncelerini ortaya koyuyor.

Canon Europe, Mart 2018'de 26 yıldır kesintisiz sponsor olduğu Dünya Basın Fotoğrafı Ödülleri'nin veri tabanında yer alan 220 foto muhabirle bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmada katılımcılar görsel hikâye anlatıcılığının geleceğinde teknolojinin önemli bir unsur olduğunu belirtti. Çoğunluğu sanal gerçeklik (%52) ve büyütülmüş gerçekliğin (%49) rol oynayacağına inanırken, fotoğrafçıların %49'unun takım çantaları full frame DSLR makineleri, lensleri ve aksesuarlarının ötesinde kapsamlı fotoğraflama ekipmanlarını içerecek şekilde henüz genişletilmiş olmadığını düşünüyor. Fotoğrafçılar teknolojik ilerlemelere rağmen ustalıkları ve becerilerinin kritik önem taşımaya devam edeceğini güçlü bir şekilde savunuyor. Katılımcıların %96'sı yaratıcı süreçte daima insana ihtiyaç duyulacağını dile getiriyor. Canon bu araştırma ile profesyonel fotoğrafçıların bakış açılarını daha iyi anlamak ve onların hikâye anlatma tutkularını desteklemeyi amaçladı.

Başarılı bir hikâye anlatımının kilit bileşenleri

Araştırma kapsamında fotoğrafçılara başarılı görsel hikâye anlatıcılığının en önemli bileşenlerini sıralamaları istendiğinde, %55'i birincil tanım olarak 'bir konu veya soruna bakış açısında değişikliğe gitmeyi kışkırtmalıdır' seçimini yaptı. Başarılı görüntünün ana bileşenleri arasında sıralanan diğer seçenekler ise: "Duyguları harekete geçirmelidir (%48), güçlü bir destekleyici anlatıyı içermelidir (%31), henüz anlatılmamış bir hikâyeyi açığa çıkartmalıdır (%25) ve kompozisyonu iyi olmalıdır (%24)" oldu.

Canon Europe CIG Pazarlama Müdürü Lee Bonniface şöyle açıkladı: "Tarih boyunca foto muhabirlerinin ana tutkusu tartışma yaratan, harekete geçmeye teşvik eden ve bakış açılarını değiştiren 'ses getirecek çekimi' yakalayabilme arzusu olmuştur. Hikayeler görülmeyene ışık tutar ve sesleri duyulmayanlara ses olur. Bizlere göz ardı edilmemesi gereken gerçekleri anlatır ve bizi bunlara karşı harekete geçmeye zorlarlar. Anlatılması gereken ilham verici, tartışma yaratıcı ve meydan okuyucu hikayeleri anlatmak için sınırları zorlayan fotoğrafçıları takdir ediyoruz".

Etkileyici çekimi yakalamak için gerekenler

Mükemmel çekimin yakalanması meselesi söz konusu olduğunda fotoğrafçıların %95'i tarafından hazırlık aşaması; yani hikâyenin, vizyonun ve açının araştırılmış olması en önemli unsur olarak dile getiriliyor.

Fotoğrafçılar titiz bir planlama yaparak, olası en iyi fotoğrafı yakalayabilmeleri için çekim takımlarına güvenebilecekleri konusunda emin olmalı, çekimlerini berbat edecek arıza olasılıklarını ortadan kaldırmalıdır. Ankete katılan profesyonel fotoğrafçıların dörtte birinden fazlası (%78) bir full frame fotoğraf makinesi kullanıyor ve yaklaşık üçte ikisi (%63) Canon markasını tercih ediyor. Güvenilir (%94) ve kullanımı kolay sezgisel (%76) bir fotoğraf makinesi fotoğrafçılara göre vazgeçilmez bir unsur olarak görülüyor.

Foto muhabirleri ses getirecek çekimi yakaladıklarını nasıl anlayabilir?

Ankete yanıt verenlerin yarısından fazlasına (%56) göre fotoğrafçılar ses getirecek çekimi fotoğrafı çektikleri anda hissettikleri anlık bir duygu ile yaptıklarını belirtiyor.

Canon Elçisi ve Dünya Basın Fotoğrafı 2018 kategori ödülü adayı Giulio Di Sturco da böyle düşünüyor. "Çekimi yaptığınız anda zaten hissedersiniz bunu. Kadrajınızda her şeyin yerli yerinde olduğunu hissedersiniz ve daha önemlisi hikâyenin özünü yakaladığınızı bilirsiniz."

Foto muhabirliğinin geleceği

Foto muhabirliğinin geleceğine dair görüşler sorulduğunda otoğrafçılar arasında ayrışmalar yaşandığı görüldü. Katılımcıların üçte birinden fazlası (%37) foto muhabirliğinde bir kalite artışı olacağına inanıyor. Bunu da sosyal medyanın büyümesine ve görüntü paylaşmanın kolaylaşmasına ve ana neden olarak da internet ortamında hikâye anlatma olanağının olmasına (%45) bağlıyorlar. Öte yandan, %32'lik bir kesim vatandaş gazeteciliğin artması (%35), geleneksel medya ortamının popülaritesini yitirmesi (%26) ve foto muhabiri mesleğine ihtiyacın azalması (%20,5) nedenleriyle foto muhabirliğinde düşüş yaşanacağını düşünüyor.

Lee Bonniface şöyle toparlıyor: "Bir yandan geleceğin neslini beslemek için elimizden gelen çabayı gösterirken günümüzün foto muhabirliğini desteklemeyi sürdürmek hayati önem taşıyor, anlatılması gereken hikayeler ancak bu şekilde seslerini duyurabilir."

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel Barışçı Eğitim İçin İmam Hatip Modeli Şart - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Ünlü Sanatçı Umut Akyürek Hastaneye Kaldırıldı
    05:09 Ünlü Sanatçı Umut Akyürek Hastaneye Kaldırıldı

    Estetik operasyonlar nedeniyle 'Yerli Angelina Jolie' lakabını alan ünlü sanatçı Umut Akyürek, yakalandığı virüs nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Hastanede oksijen tüpüyle nefes alan sanatçı, herkese uyarılarda bulunarak kendilerine dikkat etmelerini söyledi. Umut Akyürek'in bir süre daha hastanede kalacağı ve sahne programlarını iptal ettiği öğrenildi.

  • Beylikdüzü'nde Yağmurda Kaza: Sürücü Hayatını Kaybetti
    02:34 Beylikdüzü'nde Yağmurda Kaza: Sürücü Hayatını Kaybetti

    Beylikdüzü'nde yağmur sebebiyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybeden bir otomobil sürücüsü, aydınlatma direğine çarptı. Kazada sürücü hayatını kaybetti. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kaza sebebiyle bölgede yoğun trafik oluştu.

  • Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı
    02:15 Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı

    Sakarya'nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı alan bir şahıs, benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe verdi. Olay sonucunda şahıs tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Şahsın adliyeye sevk edilirken gazeteciye yönelik tepkisi de dikkat çekti.


Advertisement