Başbakan Davutoğlu: (2) - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu: (2)

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız ile biz şimdi tanışmadık.

21.09.2015 21:28
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız ile biz şimdi tanışmadık. Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak beraber olmadık. Pınarhisar Cezaevi'nde kendisini ziyaret ettiğimde, ondan önce ve sonra da bir çok zeminde beraber olduğumuzda, o zaman büyükşehir belediye başkanı, ben bir akademisyen olarak saygı duyduk ama bütün o siyasi geçmişi içinde bir dava adamı olarak şahsi dostluğundan istifade ettim ve bu dostluğu hayatımın en önemli dostlukların biri olarak telakki ettiğim bir ilişkidir bu. Bunun zedelenmemesi için ne gerekiyorsa yaptım, yaparım, yapacağım. Herhangi bir şekilde üçüncü bir tarafın bu şahsi ilişki boyutuna girmesine izin vermedim, izin vermeyeceğim" dedi.

Davutoğlu, Show TV'deki  "Türkiye Sandık Yolunda Başbakan ile Özel" programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın milletvekili adaylığıyla ilgili Davutoğlu, üç dönemlik milletvekillerinin hepsinin çok büyük hizmet veren kıymetli kişiler olduğunu belirtti.

Üç dönemlik vekillerin her birinin gerisinde bir başarı hikayesinin bulunduğunu anlatan Davutoğlu, "Hiç biri diğerini bu anlamda gölgelemez ve hiçbiri de ihmal edilebilecek niteliklere sahip arkadaşlar değil. Bir kaç isim zikrettim. Zikretmediklerim dolayısıyla insan suçluluk hissediyor. Bunların hepsi başarı hikayesi. Üç dönemlik arkadaşların tekrar müracaat etmesi konusunda bir gereklilik olduğu kanaatinde değilim. Bir toplantıda arkadaşlara, üç dönemi doldurmuş arkadaşlar müracaat etmeseler de müracaat etmiş gibi telakki edelim dedim. Öyle değerledirmeye alalım" diye konuştu.

Partinin sembol isimlerinden Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in de adaylık için müracaat etmediğini anımsatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bazılarının müracaat ettiğini, bazılarının etmediğini, etmemiş olanları müracaat etmiş gibi telakki ederek, 'acaba devlet tecrübesi kazanmış bu kadrodan nasıl istifade ederiz' diye baktık. Müracaat edenler de zaten etmiş oldukları için değerlendirmeye alındı. Dolayısıyla kimse ihmal edilmedi. Sayın Bülent Arınç gibi çok açık bunu kamuoyuna deklare etmiş arkadaşlar, tabii bir müddet bu anlamda siyaseti Meclis dışında sürdüreceğini ama partiye sadakatini ifade etmiş, partimizin önemli kıdemli isimleri bu çerçevede değerlendirildi. Sayın Ali Babacan'ın bu tarz bir ifadesi de olmadığı için aramızdaki görüşmelerde de ona olan ihtiyacı sürekli ihsas ettim. Ona, bir çok arkadaşa... Eğer yeni bir güçlü yapılanma söz konusu olacaksa bütün güçlü şahsiyetlerin orada olması lazım. Yani zayıf ve işte bir takım kaygılarla önemli isimlerin yer almadığı bir ekibin başarılı olacağına da inanmıyorum. Biz bir ekip çalışması içinde davrandık. Dikkat ederseniz son 1 yıl içinde yaptığım bütün basın toplantıları ve açıkladığım projelerde, vizyon projelerde hep bakan arkadaşlarımızı yanıma alarak açıklama yapmaya özen gösterdim.

Çünkü bu ortak aklın üretilmesinde herkesin devreye girmesi gerekir. Sayın Babacan da bana daha önce çok kategorik olarak yer almayacağını hiçbir zaman ifade etmedi ama her türlü katkıyı vereceğini ifade ederek, mutlaka milletvekili olması gerekmediğini söyledi. Son değerlendirmelerimizde, Babacan'ın çok ciddi katkı yapabileceği, küresel ekonomik krizden geçerken tecrübelerinden istifade etmemizin önem taşıdığı kanaatine vardım, kendisine de söyledim. 'Böyle bir dönemde sizin tarafınızdan gelen bir teklife hayır demem söz konusu olmaz' dedi ama diğer arkadaşlar için de aynı yaklaşım geçerli. Hepsinin birikimlerinden istifade edeceğiz."

-"Sayın Cumhurbaşkanımız ile biz şimdi tanışmadık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan ilişkisinin sorulması üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkimizi üç boyutta size aktarayım. Birincisi şahsi ilişkimiz. Şahsi ilişkimiz derken sadece iki kişi olarak değil. Ailelerimiz arasındaki ilişki vesaire... Bu bence benim hayat boyu en çok önem verdiğim, herhangi bir şekilde zedelenmemesine en çok özen gösterdiğim ilişkilerden biridir ve çok kıymetlidir. Sayın Cumhurbaşkanımız ile biz şimdi tanışmadık. Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak beraber olmadık. Pınarhisar Cezaevi'nde kendisini ziyaret ettiğimde de ondan önce ve sonra da bir çok zeminde beraber olduğumuzda, o zaman büyükşehir belediye başkanı, ben bir akademisyen olarak saygı duyduk ama bütün o siyasi geçmişi içinde bir dava adamı olarak şahsi dostluğundan istifade ettim ve bu dostluğu hayatımın en önemli dostlukların biri olarak telakki ettiğim bir ilişkidir bu. Bunun zedelenmemesi için ne gerekiyorsa yaptım, yaparım, yapacağım. Herhangi bir şekilde üçüncü bir tarafın bu şahsi ilişki boyutuna girmesine izin vermedim, izin vermeyeceğim."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çocuklarının bazı derslerine girdiğini, onları kendi çocukları gibi gördüğünü, bu anlamda ayrı bir ilişkilerinin bulunduğuna dikkati çeken Davutoğlu, dışarıdan bakanların güç ilişkisi gibi gördüğü ilişkinin bir de insani boyutunun olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, Erdoğan'ın torunlarının bir kısmının eşi Sare Hanım'ın eline doğduğunu, ayrı bir muhabbetlerinin olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Bunlar şu bakımda önemli, diyelim ki kurumsal ilişkide ola ki farklı görüşler telakki etsin, hepimizin sığınıp geleceği o özel ilişki boyutudur. Konuşulur, farklı kanaatler sergilenir ama geriye dönüp herkes kendi dünyasına çekildiğinde nihayette kalan o dostluk ilişkisidir. Onun için bu iki dünya ilişkisi olarak gördüğümüz bir ilişki. İkincisi bizim şu 13 yıllık siyasi faaliyet içinde birlikte geliştirdiğimiz ilişki. Yani Sayın Cumhurbaşkanımız genel başkan, başbakan olarak, beni başbakan danışmanı olarak, önce Abdullah Bey başbakandı ama Abdullah Bey'in başbakanlığı döneminde danışmanlık kabul ederken Sayın Cumhurbaşkanı o zaman genel başkan olarak o da davet etmişti. Yani salt bir davet değildi. Birlikte yapılan bir davetti. Burada hem Abdullah Bey'e bu ilişki dolayısıyla takdirlerimi, şükranlarımı ifade edeyim hem de Sayın Cumhurbaşkanımıza. Birlikte konuştuğumuz husular bunlar. Gelirken de o da bilirdi, ben de bilirim. Beni tanıyan ve onu tanıyan herkes de bilir ki önümde siyasi bir perspektif çizerek Ankara'ya gelmiş değilim. 'Şöyle yapayım, şu aşamalardan geçerek şöyle bir noktayı hedefleyeyim' diye zihnimde bir an bile olmadı. Bir akademisyen olarak Irak Savaşı esnasında ortaya çıkan duruma katkıda bulunmak, Avrupa Birliği süreci ve Kıbrıs müzakereleri... 7 yıl başdanışmanlık yaptım. Her an beraber oldum ve meselelere nasıl bir dava ahlakıyla yaklaştığına şahit oldum için de bu ilişki güçlenerek devam etti. O da bütün ailevi çevreleri önceliklerimi vesaireyi terk ederek bu çalışmayı yürüttüğümü kendisi de takip etti."

Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2007'de milletvekilliği teklifinde bulunduğunda da aynı hasbilik içinde olduğunu, parti kapatma davası sonrasındaki çalışmalarda, 2009'da dışarıdan bakan olduğunda hep bu zeminde, şahsi dostluğun birlikte çalışarak bir mesai arkadaşlığına ve karşılıklı güvene oturduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bakan olarak bu sefer siyasi kimliğiyle yanında yer aldığını anımsatan Davutoğlu, "Bu kimliklerin hiçbirini bir diğeriyle karıştırmadan hakkını vermeye çalıştım. Başdanışmanken başdanışman olarak, bakanken bakan olarak hakkını vermeye gayret ettiği için geçen sene ne ben ona herhangi bir talepte bulundum ne o bana zikretti ve teklifte bulundu. Olayların doğal seyri içinde ismimin ilan edildiği toplantıya geldik. Bu çok kıymetli bir ilişkidir. Bir hesapla müzakere ve pazarlıkla gelinmiş bir ilişki değil. Doğal seyri içinde buraya gelindi. Bu doğal seyir o kadar kıymetli ki ben Dışişleri Bakanıyken 'bir gün genel başkanlık meselesinde önüm açılacak teşkilatları dolaşayım, delegelere konuşayım bir yarışa hazırlanayım' diye bir an bile içimden geçmedi ama bütün AK Parti tabanı bana duyduğu muhabbetini her gittiği yerde gösterdi ve Sayın Cumhurbaşkanımız da 30 Mart seçimlerinde 20 ayrı belki 25 vilayete gittim her yerde bu muhabbeti gördüm. Siyasetin o enerji alan boyutunu gördüm. Bu da kıymetli bir ilişkidir ve hafızalarda hep başarılı ve iyi yürümüş bir ilişki olarak kalmıştır. Başbakan, başbakan danışmanı, başbakan dışişleri bakanı ilişkileri bugünün önünü açtı" değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement