Başbakan Yardımcısı Şimşek Washington'da

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacminin, potansiyelin çok altında kaldığına işaret ederek, "Gerçekten her iki ülkenin dış ticaretteki, yatırımlardaki karşılıklı performansları, olması gerekenin belki onda biri bile değildir. Bizim Amerika'yı yeniden keşfetmemiz gerekiyor" dedi.

ABD'nin başkenti Washington'nda temasları hakkında Türk basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şimşek, verimli görüşmeler yaptığını söyledi.

Şimşek, ABD ile çok sağlam temele dayanan ilişkilerin, önceki yıllardaki tek boyutluluğun aksine son 10-12 yılda çok boyutlu bir çerçeveye büründüğüne vurgu yaparak, ziyaretinde hem iş çevreleriyle hem de entelektüel kesimlerle bir araya gelip Türkiye'nin reform gündemini paylaşmak istediklerini anlattı.

Dün ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker ve Hazine Bakanı Jack Lew ile ikili görüşmeler yaptığını aktaran Şimşek, ABD Ticaret Odası, Amerikan Türk İş Konseyi ve Müstakil Sanayici İşadamları Derneği (MÜSİAD) yetkilileriyle de bir araya gelme fırsatı bulduğunu belirtti.

Şimşek, şunları kaydetti:

"Büyük bir potansiyel var. Gerçekten her iki ülkenin dış ticaretteki, yatırımlardaki karşılıklı performansları, olması gerekenin belki onda biri bile değildir. Bizim Amerika'yı yeniden keşfetmemiz gerekiyor. Tabii ki Avrupa bizim çekirdek piyasamız, Ortadoğu, Afrika bizim önemli gelişen pazarlarımız fakat hem Asya'yı hem de Amerika'yı uzun süre bizim iş alemi ihmal etmiş. İş aleminin korkmadan cesaretle hem Asya hem de Amerika kıtasına daha çok odaklanması ve ticaretimizin daha da gelişmesi için pazarlarımızın çeşitlendirilmesi için devlet olarak biz çaba göstermeye, destek vermeye hazırız. Kısa ama verimli bir ziyaret oldu."

-"Her kriz bir fırsat barındırıyor"

"Rusya'nın yaptırımları Türk ekonomisi için büyük bir tehdit mi?" sorusuna Şimşek, şu yanıtı verdi:

"Hayır değil. Baz senaryomuzda Rusya etkisi milli gelire oran olarak son derece sınırlı olacak, muhtemelen yüzde 0,2 civarında bir rakamdan bahsediyoruz. Onun için biz Rusya ile olan sorunu bir fırsata dönüştüreceğiz. Her kriz aynı zamanda bir fırsat barındırıyor. Bu çerçevede pazarlarımızı daha da çeşitlendireceğiz, enerjide dışa bağımlılığı daha da azaltacağız. Her sorunda bir hayır vardır, çözüm vardır diyelim. Rusya etkisinin ben son derece sınırlı olacağı kanısındayım."

-"Terörle güçlü mücadelemiz devam edecek"

Terör olaylarına ilişkin bir soru üzerine ise Şimşek, şiddetten medet umanların demokrasilerde yeri bulunmadığını hatırlattı.

"Şiddet ile hak ve özgürlükler, demokrasi yan yana olmaz" diyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kürt kardeşlerimin evrensel normlarda her türlü hakkı ve özgürlüğü var. Bunu bir Kürt olarak söylüyorum. Ülkesiyle gurur duyan, Türk vatandaşı olmaktan gurur duyan bir şahıs olarak söylüyorum. Benim ülkemde eski ret ve inkar siyaseti kalmamıştır. Bütün etnik gruplar, değişik inanç grupları evrensel norm ve standartlarda hak ve özgürlüklere sahiptirler. Hak arayışı hiçbir zaman şiddeti meşru kılmaz, varsa eksiklikler daha çok demokrasi, kardeşlik hukuku içerisinde çözmek için buradayız. Hükümetimiz bu konuda kararlıdır ama şiddete başvuran, şiddet dilini kullananların, şiddetten medet umanların demokrasilerde yeri yoktur. Tabii ki biz de tolere edemeyiz. Onlarla güçlü mücadelemiz devam edecek."

Şimşek, "Son günlerde uluslararası borsalardaki düşüş, petrol fiyatlarındaki gerileme ve doların diğer para birimleri karşısındaki yükselişinin Türkiye'ye etkilerinin nasıl olacağı" sorusunu üzerine ise "Türkiye'nin temelleri sağlam. Tabii ki biz bir ada değiliz. Dünyadaki gelişmeler şu veya bu şekilde bulaşıcıdır. Kötümserlik de iyimserlik de bulaşıcıdır. Şu anda gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahı azalıyor. Gelişmekte olan ülkelere fon akışında bir azalma var" değerlendirmesinde bulundu.

Gelişmekte olan ülkelere yaklaşımın aynı olduğunu ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

"Fakat zamanla bütün herkes oturup bakacak. Hangi ülkenin temeli sağlam, hangi ülkede reform yapılıyor, hangi ülkede siyasi istikrar var, hangi ülkenin makroekonomik temelleri güçlü. Ona göre oturup bakacaklar. O noktaya geldiğimiz zaman Türkiye güçlü siyasi istikrarıyla, çok büyük potansiyeliyle ve yapacağımız reformlarla inanıyorum ki gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışacak ve Türkiye'ye ilgi güçlü olacak ama ilk aşamada maalesef bir ayrım yapılmadan genel anlamda bir yaklaşım var. O zamanla değişir."