MANKEN DENİZ PULAŞ'LA SARP AKKARTAL'IN EVLİLİĞİ, AŞKIN ÖMRÜNÜN ÜÇ YILDAN FAZLA OLDUĞUNU KANITLAYAN ÖRNEKLERDEN BİRİ. DURMADAN ÖPÜŞÜYOR, BİRBİRLERİNE DOKUNUYOR, HUYLARINDAN, SULARINDAN AŞKLA BAHSEDİYORLAR.
- Nereden geldi aklınıza, bir bankacıyla evlenmek?
- Deniz Pulaş: Seçeneklerimi değerlendirdim, demek isterdim (ha ha ha). Tabii ki öyle bir şey olmadı. Havaalanında karşılaştık. Billur Kalkavan'ın arkadaşı olarak tanıdım. Biz defileye gidiyorduk. Seyahat boyunca, ne kadar akıllı, 'kafa çocuk' diyerek onların yanından ayrılamadım. Bir buçuk ay çok iyi arkadaş olarak devam etti.
- Sarp Akkartal: Önce arkadaştık ama, Deniz'e âşık olmamak mümkün mü? İçi çok başka.
- D.P: Yani içi beni, dışı seni yakar mı diyorsun? Dök içini, dök.
- S.A: Çok değişik ve güzel bir karakter.
- Deniz'i kocası olarak bize nasıl anlatırsınız?
- S.A: Her karakterin hoş olduğu kadar negatif tarafları da vardır. Ama Deniz çok kendine özgü. Tembel değildir, kendine iş yaratmayı çok sevmiyor. Ancak iş verilirse, mükemmelliyetçi bir şekilde üstüne gider. Keyiflidir, pozitiftir. Dertlerin iyi taraflarını görmeyi bilir. Mesela Nehir'den sonra daha çok televizyon izler oldu. Sabahtan akşama kadar televizyondaki dizileri izliyor...
- D.P: Çocuk olduktan sonra biraz televizyona mahkum oluyorsun tabii. Nehir'i yatırdıktan sonra DiziMax'ler, ComedyMax'ler, Gray's Anatomie'ler vs. hoş diziler izliyoruz. Yerlilerden en çok Avrupa Yakası'nı seviyoruz. Aslında Nehir şimdi yeni yeni okula gittiği için üç saatlik boş bir zamanım kaldı. Bu zamanı kendim için kaliteli hale getirmeyi çok isterim ama yorulmuş muyum nedir, çok kendime bakamıyorum.
- S.A: Ben boş kaldığım zamanda motora bineyim, fotoğraf çekeyim, zamanımı iyi değerlendireyim derken, Deniz televizyon izliyor.
- D.P: Evcimenim. Evde rahat ediyorum. Mesele televizyon değil.
- S.A: Deniz'le vakit geçirmeyi çok seviyorum ve özlüyorum. Hafta içi sabah 08.00'den akşam 20.00'ye kadar çalışıyorum. Birbirimizi az görüyoruz. Mesela bu yüzden arada sırada Cihangir'de öğle yemeği kaçamakları yapıyoruz. Nehir doğduktan sonra, Deniz'le ikimizin daha çok birlikte olduğu zamanları arar oldum. Tanıştık, bir buçuk ay sonra beraber olmaya başladık. Beraber olmaya karar verdikten üç gün sonra aynı eve taşındık. Dört ay sonra evlendik, hemen kızımız oldu. Çocuk olunca, birbirimizi yaşayacağımız zamanımız olmadı!
- D.P: 'Adam bir kadına âşık olur, birdenbire ne olduğunu şaşırır,' gibi bir şey oldu. 35 yaşını geçtiğim için, galiba çocuk istiyorum aşamasındaydım. Tabiat ana bana öyle bir sinyal gönderdi. Sarp, çocuk isteyen kadın diye iyi ki benden kaçmamış. 'Flörtü uzatmadan hemen evlenelim de çocuğumuzla yaşayalım' dedik.
- Hayata bakışınız, duruşunuz, Türkiye'deki pek çok mankenden farklı. Onlar son erkek arkadaşlarına kadar, basında yer almak isterken, sizin Nehir doğana kadar evlendiğinizi dahi duymadık...
- D.P: Mankenliği sadece mesleğim olarak gördüm. Bu yüzden Sarp'ı kamuoyuna tanıştırma gibi bir derdim zaten olmaz. Beraber yaşıyorduk, bir de bundan belediyenin haberi olsun diye Beyoğlu Evlendirme Dairesi'ne gittik, imzayı attık. İmparator gazetesi geldi bir tek! Eski magazincilerden Cemil Abi vardı. Evleneceğimi duymuş, gelmek istedi. Nikâh fotoğraflarımız sadece İmparator gazetesinde çıktı.
- S.A: Anne, babalar nikâhtan sonra tanıştılar.
- Türkiye'nin güzel kadınlarından. Üstelik önceden bir evlilik yapmış ve 'herkesin sevdiği' ünlü bir manken. Birbirinizi tanıyalı iki ay bile olmamışken bu evlilik kararını almakta hiç tereddüt etmediniz mi?
- S.A: Annem, babam eski tiyatrocu. Oya-Ümit Akkartal. Babamın eskiden tiyatrosu varmış. Babam oynar, annem piyano çalarmış. Ercan Yazgan, Müjde Ar, Zeki Alasya, onlarla büyüdüm. Annem konservatuar mezunu ama sonra Merkez Bankası'nda çalışmaya başlamış. Doktor olmayı isterken beceremedim, ben de bankacı oldum. Ama bu çevreye aşinayım. Üstelik Deniz'in çok düzgün bir manken olduğunu biliyordum. Tanıdıkça da ona hayran oldum.
- D.P: Evliliği ayrılmamanın bir garantisi gibi gördüğümüz için mi evlendik acaba? Hiç ayrılamıyorduk... Böyle dip dibe. O flört de ne tatlıdır! Kelebekler karnında uçuşur... Karnımda hâlâ kelebekler uçuşuyor, beyefendiyi bilmem. Ama 'İyi ki bulduk birbirimizi,' diyorum. (Tahtaya vuruyor)
- S.A: Ben evliliği ayrılmamanın garantisi olarak görmedim. Bir kere Deniz çok fazla çocuk istiyordu ki benim tercihim esasında böyle değildi. 1999 yılında Bir Çift Yürek kitabını okudum. Aborijinlerin üremeyi neden bıraktıklarını anlatıyordu, küresel ısınma bu kadar ayyuka çıkmamışken ben o zaman üremeyi durdurma kararı almıştım... Deniz'le de bunları konuşuyorduk ama anne olma dürtüsü öyle farklı bir dürtü ki, kararımızda ağır bastı. İyi ki de istemiş. Deniz'le birlikte olduğumuz hiçbir an tatsız geçmedi. Herkesin kendi yaşam alanı var. Birbirimize bu özgürlüğü tanıyoruz. Birbirimize anlatacak bir şeyler olmalı.
- D.P: Ben böyle arada bir defileye gidince, hava değişimi oluyor. Yakın arkadaşım Sıraç hep şunu der: 'Yalan söylemezsin, hırsızlık yapmazsın, kötü biri değilsin. Kimse için kötü düşünmezsin. Onun için Allah senin karşına Sarp'ı çıkardı.'
- Evin bütçesini kim idare eder?
- D.P: Bankacımız, Sarp.
- S.A: Deniz öyle hesabını bilmez ki, tanıştığımız zaman bir arabası vardı. 40 bin kilometredeydi. Bir kere bile bakımı yapılmamıştı...
- D.P: Benzinini, suyunu koyuyordum, gidiyordu. Sağlam araba, beni yolda bırakmamış. Evimizin erkeği Sarp olduğu için, evimize parayı Sarp getirir. Benim düzenli bir gelirim yok. Ayda yılda gittiğim iş keyfe keder oluyor. Sarp'la tanışana kadar kredi kartım yoktu. Param varsa, harcarım, yoksa da evimde oturup, makarna peynir yerdim. Ama şimdi kredi kartı çıktı, mertlik bozuldu. Kendimi hep müsrif hissediyorum, nedense... Hayat pahalı...
- Deniz Hanım 'İkinci evlilikte keramet vardır,' diyor. Nedir İkinci evliliğin kerameti?
- D.P: İlk evliliğim, biraz evden çıkış bileti gibiydi. Çok uzun olmadı. Bir buçuk sene sürdü. Çok yoğun çalışıyordum. Boşanmak istediğini söyleyince ben de uzatmadım. Bu arada biz evliyken, nişanlıymış zaten. Böylece bitti. Sonra kendi hayatımı kurdum, büyüdüm. Büyüyünce evlenmek daha güzel oluyor. 40 yaşındayım, şu an çok mutluyum. Ebru (Ürün), Ceylan (Saner) 'Kocamız' diyor, Sarp'a. herkese karşı sorumlu davranıyor. 'O hepimizin kocası gibi davranıyor, iyi ki Sarp var,' falan diyorlar.
- S.A: Yaşımın adamı değilim ha ha ha). Deniz de hâlâ çıtır... Öyle bir metabolizması var ki, dünyada görebileceğiniz, en çok yiyen kadınlardan biridir, spor konusunda da bir o kadar tembel.
- D.P: Sağ olsun, Uğurkan Erez, 'Deniz sporuna çok düşkündür, 40 yaşına geldi hâlâ çok güzel vücudu,' demiş. Oysa hiç spor yapamıyorum. Sevmiyorum da. Onun yerine kan dolaşımı, kasların güçlenmesi için masaja gidiyorum.
- S.A: Spor salonuna, 'Deniz'i taciz edin,' dedim, geçen gün.
- D.P: O üç-dört saat çok kıymetli. Nehir yokken koşa koşa spora gitmeliyim ama yapacak başka işim var... Eşorfmanları kuşan vs. zor geliyor. Boyum, 1.78, kilom 53. İdare ediyoruz işte. Hamileliğimde 17 kilo aldım. 70 kiloyu gördüm, emzirme bitti, yine 53'e düştüm.
- Evde yemeği kim yapar?
- D.P: Evde yemeği Sevilay yapar. Hiçbir lüksümüz yok ama yemek pişirmeye eve kadın geliyor. Şahane bir insandır. Haftada iki gün. Çocuğumla zaman geçirmek varken, mutfakta yemek yetiştirmekten zevk almıyorum. Nehir bu kadar huzurlu ve mutluysa, bizi hep öpüşürken gördüğü içindir.
- S.A: Kışın hafta sonları motosikletle dağa gidiyoruz. 2004 Enduro şampiyonuyum. Pazar sabahı çıktık, hiç asfalta değmeden Bulgaristan sınırına kadar gittik. Üç motor, dağlar, tepeler, doğa çok güzel. 'Deniz'ciğim, cumartesi yokum, pazar yokum, olur mu?' diye soruyorum. 'Kızı ayarlayabilirsek olur,' diyor. O da kendi istediklerini yapıyor. En büyük destekçimiz anneanne. Kızımız doğduğundan beri en yardımcı kişi. Annem, babam Bodrum'da yaşadığı için yaz da orada geçiyor.
Son Dakika › Magazin › Belediyenin Haberi Olsun İstedik! - Son Dakika
Engelsiz Yaşam Vakfı'nın kurucu başkanı Atilla Kaplakarslan'dan görevi devralan Av. Edip Önder, yeni yönetim kuruluyla birlikte engelli bireylerin engellerini aşmalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Vakfın yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor: Av. Edip Önder, Tayyar Işıksaçan, Şeniz Ulusoy, Emrah Yedekçi, Nezih Ertuğrul Erdem, Hakim Seval Karataş, Fatih Dalma, Mustafa İsmet Mercan.
Ünlü oyuncu Nuri Alço, Eskişehir'deki evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Yapılan muayenede beyin kanaması geçirdiği tespit edilen Alço, tedavisine yoğun bakımda başlandı. Eşi Burcu Alço, yapılan son açıklamada oyuncunun yarın taburcu olacağını duyurdu.
Umay Kadın Sesleri Korosu ve ZibziArt orkestrasıyla birlikte sahne alan Gülcan Köseoğlu, unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu. Konser, zengin repertuarı ve renkli sahne performansıyla izleyicileri büyüledi. İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok seçkin ismin katıldığı etkinlik, işitme engelli çocuklara destek olma adına önemli bir adım olarak kaydedildi.
Fotoğraf sanatçısı sevgilisi Sayna Soleimanpour'un ilk sergisi için kesik kadın başı figürüyle verdiği pozlar nedeniyle tepki çeken Uraz Kaygılaroğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı özür metniyle durumu açıkladı. Kaygılaroğlu, amacının sevgilisinin sanat çalışmasına destek vermek olduğunu belirterek, rahatsızlık uyandırdığı için özür dilediğini ifade etti.
Şarkıcı Tayfun Duygulu, Kerim Tekin ile birlikte yazdığı 'Kar Beyazdır' şarkısının sözlerini hatırlatarak, duygusal bir paylaşım yaptı. Duygulu, geçmişte çektikleri bir fotoğrafı paylaşarak, Kerim Tekin'i özlediğini dile getirdi.
Ömer, Merdo'yu kurtarmak için çabalarına rağmen başarısız olur ve Merdo'nun erkene alınan idamı herkesi yıkar. Ömer, Latif Bey'e karşı savaş açar. Sultan, Ömer'in en büyük destekçisi olarak geçmişin karanlık sırlarını ortaya döker ve Latif Bey'e meydan okur. Celal Ağa, oğlunun isminin yazılı olduğu beşiği görünce sırrı çözmek için Asiye ve Naile'ye saldırır. Ayten için konaktaki karmaşa bir fırsattır. Asiye ile Raziye'nin çocuklarını ayırma planında beklenmedik bir gelişme yaşanır. Sultan'ın başına gelen olay her şeyi altüst eder ve Ömer hayati bir kararın eşiğinde sıkışıp kalır.
Duayen oyuncu Metin Akpınar'ın evlilik dışı dünyaya gelen ikiz kızlarından biri olan Duygu Nebioğlu'nun annesi Suphiye Orancı'nın, İbrahim Tatlıses, Seda Sayan ve Şehnaz Dilan gibi oyuncuların yer aldığı 'Yorgun Perihan Savaş'lı, 'Yalan' ve Hülya Avşar'lı 'Aşıksın' filmlerinde rol aldığı ortaya çıktı. İbrahim Tatlıses'in ise Orancı'yı hatırlamadığı belirtildi.
Prens William, eşi Kate Middleton'ın kansere yakalandığını açıklamasının ardından ilk kez görev başında görüntülendi. Çevre ve topluluklarla çalışan kuruluşları ziyaret eden William'ın keyfinin yerinde olduğu da dikkatlerden kaçmadı.
Uğur Dündar'a babalık davası açan ve DNA raporunda kızı olmadığı ortaya çıkan Dilara Gülatan, Müge Anlı'nın canlı yayına bağlanarak hukuk mücadelesini bırakmayacağını ve rapora itiraz edeceklerini söyledi.
Sevgilisinin sergisi için kesik baş figürüyle pozlar veren oyuncu Uraz Kaygılaroğlu, gelen tepkilerin ardından özür diledi.
TV8 ekranlarında yayınlanan Survivor 2024 All Star'ın dün akşam yayınlanan bölümünde Yaman, Özgür, Yunus Emre ve Batuhan arasında eleme düellosu yaşandı. Düelloda ilk olarak Yunus Emre ve Yaman arasında mücadele yaşandı. Oyunun sonunda potadan kurtulan isim Yunus Emre oldu. İkinci düello ise Özgür ve Batuhan arasında oynandı. Özgür'ün elemeden kurtulmasıyla Batuhan ve Yaman arasında final düellosu yaşandı. Gecenin sonunda hayallerine veda eden isim Yaman oldu. Elendikten sonra gözyaşlarına hakim olamayan Yaman, 'Ben sizi izleyerek büyüdüm, hayalim Survivor'a gelmekti' diyerek Atakan ve Hilmi Cem'e sarıldı. Herkesle vedalaşan Yaman, 'Ben gidiyorum şimdi vallahi. Çok alışmıştım. Vallahi çok alışmıştım. Bana aile gibi oldunuz. Hayatımın en güzel günlerini burada yaşadım. Yıllardır Survivor'ı izliyorum, burada da izlediğim büyük insanlar var. Hepsi çok iyi, bu isimleri hayal ederek buraya geldim ben. Survivor olmadan All Star oldum. Saygısızlığım olduysa hakkınızı helal edin' dedi. Yaman'ın Ogeday'a söylediği, 'Herkesin şampiyonu sensin' sözleri ise eleme gecesine damga vurdu.
Zeynep Bastık, sosyal medya hesabı üzerinden kulak-burun-boğaz doktoruna göründüğünü ve burnundan operasyon geçirmesi gerektiğini duyurdu. Bastık, uyuyamadığı ve nefes alamadığı için taktığı bantların sebebini öğrendiğini ve ameliyatın kısa süreceğini belirtti.
Sizin düşünceleriniz neler ?