Caferpaşa'da "Ötelerden Bir Ses: Mavera"

Mavera Dergisi'nin Ankara'dan İstanbul'a taşındığı dönemde yazı işleri müdürlüğünü yapan Mustafa Yürekli, Mavera'nın ekol değil bir okul olduğunu kaydetti.

Yürekli "Mavera, 60 ve 70'li yılların kuşağıyla medeniyet ve kültür alanında Batıya verilen en büyük cevaplardan biridir. Tam 160 sayı çıkan bu dergi, Müslümanca duruşla dünyaya seslenen bir edebiyat ve düşünce merkezidir" dedi.

Bu düşünce okulundan toplamda 200'ü aşkın gazeteci, yazar ve şairin yetiştiğinin altını çizen Yürekli, bu sayede Türkiye'nin birçok ilinde edebiyat ve sanatı diri tutan çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Mustafa Yürekli "Müslüman coğrafyalarla yakından ilgilenen, sıcak ve samimi duruşuyla Mavera Okulu'na canından can katan Zarifoğlu, bu dertle hastalandı. Ben Erdem Beyazıt'ın mektubuyla İstanbul'a gelmiştim ama benim için Mavera demek Cahit Zarifoğlu demektir. Tarihsel sürecinde 12 Eylül'de bile duruşunu hiç bozmadı. Siyasete hep mesafeli durdu ama çıkardığı siyasi ve kanaat önderleriyle o dönemlerde İslam düşüncesinin kalelerinden biriydi" diye konuştu.

Başta Sezai Karakoç olmak üzere, Nuri Pakdil, Akif İnan, Rasim Özdenören, Alaaddin Özdenören, Erdem Bayazıt ve Cahit Zarifoğlu'nun (Yedi Güzel Adam), Maraş merkezli başlayan ve sonraki yıllarda devam eden birliktelikleri Diriliş, Edebiyat, Mavera ve daha onlarca dergi gibi Türk edebiyatının unutulmaz dergilerini ortaya çıkarmış, bu isimler üzerinden bir neslin yetişmesini sağlamıştı.

Söyleşinin sonu soru cevap olarak karşılıklı sohbet havasında geçerken dinleyiciler Mavera'nın eski sayılarını inceleme fırsatı buldu.