CHP Eskişehir İl Kongresi - Son Dakika
Güncel

CHP Eskişehir İl Kongresi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Taşeron işçilere kadro veren KHK'yı çıkardılar.

24.12.2017 14:58
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Taşeron işçilere kadro veren KHK'yı çıkardılar. Dolayısıyla iktidar partisinin bizim bulunduğumuz noktaya gelmeleri bizi ancak memnun eder. Buradan bütün taşeron işçisi kardeşlerime sesleniyorum; sen, yıllar yılı konuşamıyordun, hak, hukuk, adalet diyemiyordun, senin sesin, mesajın biz olduk. ve biz hakkı, hukuku, adaleti, senin için gerçekleştirdik. Onurla ve gururla bu mücadeleyi yaptık." dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün Divan Başkanlığında Porsuk Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Eskişehir İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, yüreği namuslu, dürüst, gerçek anlamda yargıç kimliği olan bütün hakim ve savcılara seslenmek istediğini ifade etti.

Geçmişte FETÖ uygulamasının yargıya nasıl darbe vurduğunu herkesin gördüğünü ve bunun tanığı olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şimdi, namuslu hakimlere sesleniyorum. Yargıtaya yeni üye seçilecekse yargıç kimliği önde olan liyakat esasına dayalı yargıç tayinlerine asla ses çıkarmayız. Başımızın üstünde yeri var. Ama, falan partiden, cemaatten, tarikattan, liyakati devre dışı bırakıp, yargıç kimliğini devre dışı bırakıp, Yargıtay ve Danıştaya militan hakim tayin ederseniz öncelikle onun karşısında biz çıkacağız. Buna izin vermeyiz." yorumunu yaptı.

Çay toplamaya gidenlerin yargıya nasıl gölge düşürdüklerini herkesin bildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları savundu:

"Bir daha aynı tuzağa kimse düşmemeli. Bütün hakimler, yargıç kimliğini korumalı. Eğer bu ülkede adalet de bozulursa tuz kokmuştur denir. Tuz kokmuştur. Tuzun koktuğu yerde hayat yoktur artık. Israrla söylüyorum. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Neden hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur? Yargı bağımsız olduğu zaman kişinin can ve mal güvenliği olur. Ben hakkımı aramak için nereye gideceğim? Yargıca, hakime gideceğim, mahkemeye gideceğim, mahkeme saraydan talimat alırsa benim, sizin, vatandaşın can ve mal güvenliği ne olacak? O nedenle hakimin teminatını, yargının bağımsızlığını, itibarını, onurunu ve şerefini koruyacak olan öncelikle hakimlerin kendileridir. Buna herkesin özen göstermesi lazım. Özen gösterilmediği taktirde faturayı hep birlikte Türkiye ödeyecektir. Buna kesinlikle izin vermemek gerekiyor."

"Taşeron işçilerin haklarına biz sahip çıktık"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de nerede bir sorun varsa o sorunun çözüm adresinin CHP olduğunu belirterek, "Daha düne kadar akıllarına gelmeyen dünya kadar sorunu onların önüne koyduk. Akıllarına taşeron işçileri gelmezdi. Taşeron işçileri, 21. yüzyıl köleleri gibi çalıştırıldı. Hiçbir hakları yoktu. Taşeron işçilerin haklarına biz sahip çıktık. Taşeron işçilerinin haklarını kim savundu? Biz savunduk. Neyi, nasıl yapacağımızı da söyledik. Taşeron işçilerinin dernekleriyle, onların örgütleriyle bir araya geldik. Onlara her türlü hakkı vereceğimizi, normal, sendikalı bir işçiden ayrı tutulamayacaklarını, o işçiler hangi haklara sahipse taşeron işçisi de aynı haklara sahip olacaklarını söyledik. İlk dillerinden partiyiz." dedi.

"Bugün o noktaya geldiler. Taşeron işçilere kadro veren KHK'yı çıkardılar." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla iktidar partisinin bizim bulunduğumuz noktaya gelmeleri bizi ancak memnun eder. Buradan bütün taşeron işçisi kardeşlerime sesleniyorum; sen, yıllar yılı konuşamıyordun, hak, hukuk, adalet diyemiyordun, senin sesin, mesajın biz olduk. ve biz hakkı, hukuku, adaleti, senin için gerçekleştirdik. Onurla ve gururla bu mücadeleyi yaptık. Eksiklikler var mı? Var. Tamamlanması için mücadele edeceğiz. Peki işimiz bitti mi? Hayır henüz bitmedi. Muhtarların, orman köylülerinin sorunları var, onları da çözeceğiz. Hepsinin nasıl çözüleceğini toplumun önüne koyacağız. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı'nda iki maaş ikramiye vermek bizim namus borcumuzdur. Bunu gerçekleştireceğiz."

Kılıçdaroğlu, siyasette gerginlik istemediklerini ancak yanlışa birilerinin "yanlış" demesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Birisinin vatandaşın hakkını araması lazım. Ben bunu seslendiriyorum. Bunu seslendirmek gerginlik demek değil ki. Bunu seslendirmek kavga edelim anlamına gelmez ki, ben soru soruyorum o da cevap veriyor bana. Vermesi lazım. Onlar da bana soru soruyorlar. Ben de oturup, cevabını veriyorum. Hangi soruyu soruyorsanız sorun. Hatta şunu da söyledim, yüreğiniz varsa çıkın bir televizyon kanalına oturup konuşalım. Sen de sor, ben de sorayım. Vatandaş evinde otursun dinlesin. Bunlardan kim doğruyu, kim yanlışı söylüyor. Cesaretleri, yürekleri yok. Karşıma çıkamıyorlar. Ben öyle korkulan bir adam değilim. Makul ve sessiz bir adamım. Kimseye hakaret etmem. Ben, 80 milyonun hakkını ve hukukunu savunurum. Yani rahmetli babamın dediği gibi 'Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur.' Eğri de belasını buluyor zaten."

(Bitti)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement