"Ekmeleddin Bey'in 1. Turda Cumhurbaşkanı Seçileceğine İnanıyoruz"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya,  "Cumhuriyet Halk Partisi olarak büyük uzlaşmanın adayı Ekmeleddin Bey'in birinci turda cumhurbaşkanı seçileceğine inanıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı seçim çalışmaları kapsamında Artvin'e gelen Akkaya, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, cumhurbaşkanlığı için aday olan 3 isimden ikisinin, eşit olmayan koşullarda 10 Ağustos'taki seçimlere hazırlandığını öne sürerek, "AKP'nin adayı Başbakan, bütün devlet olanaklarını kullanarak bu seçimde cumhurbaşkanı olmayı hedeflemektedir. Buna rağmen biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak büyük uzlaşmanın adayı Ekmeleddin Bey'in birinci turda cumhurbaşkanı seçileceğine inanıyoruz" diye konuştu.

Başbakanın, seçim propagandasında yeni Türkiye'den bahsettiğini ifade eden Akkaya, şöyle dedi:

"Yeni Türkiye'den bahsederken kendi çerçevesinden bahsediyor. 12 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarı, 12 yıldır mağdur olduklarını söyleyerek o günden bugüne geldi. Yeni Türkiye dedikleri, yargının, güvenin sıfırlandığı, kutuplaşmanın keskinleştiği, kültürel yarıkların derinleştiği insanların birbirine ters bakar hale geldikleri, dünyada itibarını kaybeden, komşularıyla kavgalı, yargının bağımsızlığını kaybettiği, mahkeme kararlarının uygulanmadığı, her gün 4 işçinin iş kazalarında öldüğü bir Türkiye. Bu düzenin, anlayışın bozulması gerek. Türkiye'nin, toplumsal ayrışmayı, bölünmeyi değil bütünleşmeyi sağlayan, komşularıyla barış içinde olan, üreten, cumhurbaşkanının siyasetle iç içe olmadığı, sadece sosyal politikalarla ve sosyal sorumluluk çalışması içerisinde olabilecek bir cumhurbaşkanı adayına ihtiyacı var."

Akkaya, her renkten, herkesi kucaklayan, dünyada itibarı olan bir cumhurbaşkanına ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Parti olarak Türkiye'nin her yerinde Ekmeleddin İhsanoğlu'nun yaptığı kampanyaya destek veriyoruz. Bu destek çerçevesinde de onu daha iyi anlatmak, onun özellikleriyle cumhurbaşkanı özelliklerinin uyuştuğunu, bizim beklediğimiz özelliklerinin olduğunu halkımıza anlatmak zorundayız. 10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri adaletsiz bir seçimdir. Bu yüzden biz daha çok çalışmalıyız ve bu açığı kapatmalı, halkımıza bunu anlatmalıyız" ifadelerini kullandı.

Soma'daki maden faciası

Akkaya, Meclis'te görüşülen torba kanun tasarısına da değinerek, "Ne yazık ki dün torba yasa Meclis'te görüşüldü. Bu, Soma katliamı sonrasında madencilerle ilgili düzenlenmesi gereken birçok yasal düzenleme diye Meclis'e geldi ama sanırım 155'e yakın torba yasa tam bir çorba yasaya dönüştü" dedi.

Soma'da bir iş cinayeti yaşandığını iddia eden Akkaya, şunları söyledi:

"Orada 301 işçi, emekçi hayatını kaybetti. Başta Başbakan olmak üzere hükümet, madenci şehitlerinin eşlerine, çocuklarına verdikleri sözün hiçbirini tutmadı. Yaklaşık 45 milyon liraya yakın yardım toplandı. Bu yardım henüz madencilere ulaşmış değil. Dün Başbakanın, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yaptığı kampanyadaki konuşmasını ibretle dinledim. Orada, toplanan yardımlarla her şehit ailesine iki ev ve 165 bin lira para verileceğini söylüyor. Sanki hükümet olarak onlara bu katkıyı kendileri yapıyormuş gibi bir hava yaratılması, onların bu iki yüzlülüğünün de göstergesidir. O 42,5 milyon, bu halkın yemeden, içmeden kenarda biriktirdiği, Soma'daki bu acılı ailelere derman olsun diye gönderdikleri, topladıkları paradır. Hükümetin üstüne koyduğu bir para değildir. Başbakanın sanki kendileri bir şey yapıyormuşçasına bu işi pazarlaması, en azından bu ölen madencilerimizin kemiklerini sızlatır."

İsrail'in Gazze saldırıları

Akkaya, İsrail'in insanlık dışı saldırılarını bir kez daha kınadıklarını, lanetlediklerini kaydederek, "Bir an önce Gazze'deki katliamın ve İsrail saldırılarının durmasını, uluslararası güçlerin bu anlamda ciddi olarak devreye girmesini talep ediyoruz" diye konuştu.

Irak'ta, Suriye'de yaşananları bildiklerini dile getiren Akkaya, sözlerini şöyle tamamladı:

"Irak'taki 49 konsolosluk çalışanının Irak Şam İslam Devleti adı verilen terör örgütü tarafından kaçırılması üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen ne yazık ki onlar kurtarılamadı. Burada şunu görüyoruz, kendi beslediği örgütle karşı karşıya AKP. Terör örgütü bile diyemiyor. IŞİD bir terör örgütüdür. İnsan haklarına uygun olmayan eylemler yapıyor. Bunu televizyonlarda, gazetelerde izliyoruz. Onunla işbirliği yapanları da buradan bir kez daha lanetliyoruz. 49 konsolosluk çalışanının bir an önce, sağ salim ailelerine, çocuklarına kavuşması için hükümetin bu konuda aktif politika izlemesi, kendi beslediği IŞİD'in gerçek yüzünü görerek Türkiye'yi uluslararası kamuoyunda zora sokacak, terör örgütü ile işbirliği yapacak görüntüsünden uzak politikalar izlemesi, Türkiye'nin de yararına olacaktır." - Artvin