CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'da

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Herkes barış ve huzur içinde yaşayabilmeli. Kimse kendisini öteki hissetmemeli. Büyük bir toplumsal uzlaşmayı sağlamak zorundayız" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezince (DİTAM) Green Park Otel'de düzenlenen "2. Tigris Diyalogları" toplantısında yaptığı konuşmada, çözüm süreci konusunda oy hesabı yapmadıklarını, Türkiye'nin en temel sorunun nasıl çözüleceği yönünde kafa yorduklarını belirtti.

Sorunun tarihsel köklerinin bulunduğunu, dolayısıyla yeri ve zamanı geldiğinde açık yüreklilikle kendi tarihleriyle yüzleşmeleri gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bundan korkulmaması, hata ve eksikliklerin olabileceğini ama önemli olanın hatadan ders alıp onu tekrar etmemek olduğunu anlattı.

Geçmişle yüzleşerek, geleceğin güvenle inşa edilmesi gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, bunun yapılması için kanun teklifi verdiklerini anımsatarak şöyle konuştu:

"Diyarbakır cezaevini en iyi Diyarbakırlılar bilir. Diyarbakır cezaevinin insan hakları ve demokrasi müzesi olması için kanun teklifi verdik. Geçmişin acılarından ders alarak geleceği inşa etmek zorundayız. O insanların acıları hepimizin acısı olmak zorundadır. İşkence bir insanlık suçu ise buna hepimizin karşı durması gerekir. Peki Erdoğan size ne dedi? 'O cezaevini yıkacağım, size daha moden bir cezaevi yapacağım' dedi. Özür dilerim ama Diyarbakırlılar da koşa koşa gidip AKP'ye oy verdiler. Dünyanın hiçbir demokrasisinde böyle bir olay yoktur. Hapishane vaat edip oy alan dünyada sadece bir kişi var, o da Recep Tayyip Erdoğan. Bunu içime sindiremiyorum. Sorumlusu sokaktaki yurttaş değil, bölgenin aydını. Hiç bu konu üzerinde durulmadı. Diyarbakırlılara modern bir hapishane öngören bir zihniyet demokrasi ve özgürlüğü bu ülkeye nasıl getirecek?"

Travma yapan isimlerin değiştirilmesi, nevruzun bayram olarak kutlanması yönünde kanun teklifleri verdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, bayram olmasını isteyenin CHP, engel olanın da AK Parti olduğunu savundu.

Bölgeye yönelik birçok kanun teklifi vermelerine rağmen oy alamadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "CHP 1930'ların CHP'si değil, 21. yüzyılın CHP'sini inşa etmeye çalışıyoruz. Demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Mayınlı araziler, köye dönüşler ve koruculuk sistemi ile ilgili kanun teklifleri verdiklerini, bunlardan bölgenin haberi olmadığını, bölgeden oy alamadıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Koruculuğu bitirelim dedik, ama bir işte çalışsınlar. Dünyada bir sosyal devlet yoktur ki sigortasız adam istihdam etsin. Sosyal güvenliği olmayan adam istihdam etsin. Korucuların sigorta primini yatırmıyorsun, devlet kayıt dışı adam istihdam etmez. Bu insanlara yazık değil mi? Herkes barış ve huzur içinde yaşayabilmeli. Kimse kendisini öteki hissetmemeli. Büyük bir toplumsal uzlaşmayı sağlamak zorundayız. Geçmişte yaşanan insan hakları ihlallerinin araştırılması için verdiğimiz kanun teklifi AKP milletvekillerinin oyları ile reddedildi."

Devletin halkına baskı değil, hizmet etmesi gerektiğini, sokağında polisin, askerin en az olduğu devletin çağdaş bir devlet olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, vatandaşın devletin soğuk değil, sıcak yüzü ile karşılaşması gerektiğini aktardı.

Çağdaş, uygar, halkını kucaklayan, her soruna kilitlenen, çözmek isteyen uygar bir devleti yeniden inşa etmek istediklerine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, siyasetin sorun çözme sanatı olduğunu bildirdi.

Seçim barajı

Demokrasi ve özgürlük bildirgesi yayınladıklarını, bunlardan birinin seçim barajının yüzde 3'e indirilmesi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yüzde 10 seçim barajı koyacaksınız, HDP hülle ile meclise gelecek. Böyle demokrasi mi olur? Hala Kenan Evren kafası var. Bu yasayı kim çıkardı, 12 Eylül darbecileri. Unutmayın ki darbe hukukunun arkasına saklanan kişiler demokrat olmaz, ülkeye demokrasiyi getiremezler. Demokrasi kişisel ikbal, kariyer için gelmez. Demokrasi sokaktaki sade yurttaş için gelir. 2007'den bugüne kadar orantısız güç kullanıldığı için 163 vatandaşımız hayatını kaybetti. 15 yaşındaki çocuğu öldüreceksin, miting meydanlarında yuhalatacaksın, terörist diye tanıtacaksın. İnsanda biraz vicdan olur. 14 yaşındaki bir çocuktan intikam alan kişiden demokrasi beklentisi olur mu? Özel yetkili mahkemelere karşı çıkan en net tavrı sergiledik. Halk tarafından seçilen bir belediye başkanının düşüncelerinden dolayı hapse atılmasına karşıyız. 17 Aralık olayları oldu, ucu kendilerine dokununca özel yetkili mahkemelerin ellerindeki görevlerini de aldılar. Ucu sana dokununca mı uyandın? Binlerce insan mağdur oldu. boşu boşuna hapiste yattılar."

"Oylar nereye koşa koşa AKP'ye"

İnsanı insan olduğu için sevmeleri gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Yaradanı yaradandan ötürü seviyoruz diyor. İyi ya o zaman nefret suçunu niye işliyorsun? Onun inancı ve kimliğiyle neden nefret suçu işliyorsun. İnsan Allahın yarattığı en değerli varlıktır" şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden yana olduklarını, bunu savundukları için kıyamet koptuğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, yerel yönetim özerklik şartının sadece Hakkari veya Diyarbakır için değil, İzmir ve Trabzon için de geçerli olduğunu bildirdi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle devam etti: :

"Neden istemiyor yerel yönetim özerklik şartını? Yolsuzlukları kontrol etmek için, kendi cebini doldurmak için. Bu memleketin sağduyusu vardır. Bu memlekette insanlar bir arada huzurla yaşamak istiyor. Ama bir kent kendi kararlarını alabilir. Niye karşı çıkıyorsunuz? Yolsuzlukları sürdürmek için. Temel tema bu. Bunu söylediğim zaman bekledim ki bölgeden de çıkıp, 'Helal olsun Kılıçdaroğlu sen bunu söyledin'. Ama tık yok. Oylar nereye koşa koşa AKP'ye. Çok özür dilerim ama biz birbirimizi anlamıyoruz ya da samimi değiliz. Bir şeyler yapmamız lazım. Sorun varsa çözeceğiz."

"Benim söylediklerim sizi tatmin etmeyebilir. Söylediklerimi eksik bulabilirsiniz. Ama ben sizi dinlemeye hazırım. Siz bana sorunlarınızı getirdiniz de ben sizin sorunlarınızı dinlemedim mi? Farklı şeyleri farklı yöntemleri düşünebiliriz. Dünyaya bakışımız farklı olabilir, ama bir ortak payda yakalamak ve yaratmak zorundayız. Sorunun çözümü şuradan geçer buradan geçer diyorlar. Bir dönem Diyarbakır'dan geçer diyorlardı" diyen Kılıçdaroğlu, sorunun çözümünün demokrasiden geçtiğini kaydetti.

"Çözüm yolu demokrasiden geçiyor"

Hakkari'de, İzmir'de, Diyarbakır'da 776 milyon metrekarede demokrasinin olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, her yerde aynı devletin olması ve düşünceye saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi.

"Gezi Parkı eylemlerinde orantısız güç kullanılmayacak buradaki eylemlerde de. Demokrasi varsa herkes için olacak. Batıda demokrasi doğuda terör. Hayır demokrasi bu işin birinci anahtarıdır. Çözüm yolu demokrasiden geçiyor. Bireysel hak ve özgürlük alanının genişletilmesinden geçiyor. Uluslararası hukukun evrensel hukukun kabulünden geçiyor" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Şunu içime sindiremiyorum, 'AB fasılları açsın da ülkede yeniden görüşülsün'. AB fasıl aç demeden ben tüm o yasaları çıkarmalıyım. Ulusal Kurtuluş savaşını beraber vermedik mi, verdik. Kime karşı emperyalist güçlere karşı verdik. Medeni Kanunu nereden aldık? İsviçre'den aldık. Medeni Kanunu alırken AB mi vardı? Hayır. Hak talep ederim. Ben tam yaptım arkadaş benim üyeliğimi kabul edeceksin derim. Ülkeye dayatma ile demokrasi gelmez. Kendi özgür irademizle demokrasiyi getirmek zorundayız. Herkes eşit olmalı. Birbirimize farklı gözlerle bakmamalıyız. Siyaset sorunu çözmek zorunda. Eğer 30-40 yıldır sorun çözülmüyorsa sorunu başka yerde aramaya gerek yok. Sorumlusu siyaset kurumudur. Biz kendi sorunlarımızı çözebilecek yeteneğe de kapasiteye de tarihsel mirasa da bilgi birikimine de sahibiz. Yeter ki geçmişin acılarından ders alalım. Geleceğe güzel bir Türkiye inşa edelim. Çocuklarımıza güzel bir Türkiye vermezsek onun sorumluluğu çok daha ağır olur ve o sorumluluk bizim sırtımızda olur."

Daha sonra DİTAM Başkanı Mehmet Kaya da Kürtçe "hoşgeldiniz" diyerek bir konuşma yaptı.

Toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Tekin Bingöl ile Emel Yıldırım, CHP Milletvekilleri Rıza Türmen, Gürkut Acar, İdris Yıldız, Hasan Ören, Candan Yüceer, Levent Gök ve Melda Onur ve yazar, gazeteci ile sivil toplum kuruluş temsilcileri katıldı.

- Diyarbakır