CHP MYK toplantısı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "100'üncü yılında Meclisimizin şanına yakışan, millet iradesinin tecelligahı TBMM kürsüsünden, milletimize parti liderlerinin seslenmesidir. Bu aynı zamanda içinden geçtiğimiz zor günlerde, milletimiz için de büyük bir moral olacaktır." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında telekonferans aracılığıyla gerçekleştirildi.

Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, bu sabah üzücü bir haberle güne başlandığını, Yeşilova Belediye Başkanı Mümtaz Şenel ve eşi Fatma Şenel'in dün gece evlerinde silahlı saldırıya uğradığını belirtti.

Saldırıyı lanetlediklerini ifade eden Öztrak, tedavi altında olan Şenel çiftine acil şifa, Yeşilova halkına geçmiş olsun dileklerini iletti.

İktidarın CHP'li belediye başkanları üzerinde "acımasız bir ötekileştirme" kampanyası uyguladığını iddia eden Öztrak, saldırıyı yapanların bir an evvel adalet önüne çıkarılmasını beklediklerini, olayın peşini bırakmayacaklarını ve süreci takip edeceklerini söyledi.

"Bu hafta büyük bir bayramı, büyük bir doğum gününü, millet iradesinin vücut bulduğu Gazi Meclisi'mizin 100'üncü yaşını kutlayacağız." diyen Öztrak, Türk ulusunun, 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'ni kurarak, büyük uyanışını gerçekleştirdiğini, kendini yönetme iradesini somutlaştırdığını kaydetti.

Öztrak, Gazi Meclis'in 100'üncü yılında başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu toprakları vatan yapan Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını, şehitleri, gazileri saygı ve rahmetle andı.

Olağanüstü bir dönemden geçildiğini, koronavirüs salgını nedeniyle tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini dile getiren Öztrak, bu büyük bayramın, bu yıl evlerde coşkuyla kutlanmasını istedi.

TBMM Başkanı'nın (Mustafa Şentop) 23 Nisan'da, TBMM Genel Kurulunda yapılacak özel bir oturuma Cumhurbaşkanının katılmayacağını söylediğini, diğer parti liderlerine de oturuma katılmamalarını önerdiğini ifade eden Öztrak, "Sayın Başkan, siz Meclis Başkanı mısınız yoksa Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı mısınız? Bu öneri Gazi Meclisi'mizin Başkanına hiç yakışmamıştır." dedi.

Meclis'in kuruluşunun 100'üncü yılında da toplanması, Genel Kurulda yapılacak oturumda partileri liderlerinin temsil etmesi, Meclis grup ve parti yöneticilerinin onlara eşlik etmesi gerektiğine değinen Öztrak, milletvekillerinin bu oturumu sosyal mesafe kuralları çerçevesinde Meclis'te ya da evlerinde izleyebileceklerine dikkati çekti.

Öztrak, "100'üncü yılında Meclisimizin şanına yakışan, millet iradesinin tecelligahı TBMM kürsüsünden, milletimize parti liderlerinin seslenmesidir. Bu aynı zamanda içinden geçtiğimiz zor günlerde, milletimiz için de büyük bir moral olacaktır." diye konuştu.

"İyilikte yarışı sürdüreceğiz"

CHP'nin salgının başından bu yana samimi bir şekilde, milletin yükünü azaltmaya çalıştığını ve iyilikte yarıştığını vurgulayan Öztrak, salgının bir yandan insanların yaşamını diğer yandan geçimini tehdit ettiğini söyledi.

İşsizlik, pahalılık, mutfaktaki yangının milleti bezdirdiğini belirten Öztrak, ülkeyi yönetenlerin ise milletin sıkıntılarından kendini izole ettiğini, milletin ne yiyip içtiğine dönüp bakmadığını ileri sürdü.

Faik Öztrak, "Milletle bağı kopanlar üstüne üstlük millete hizmet götürmeye çalışan belediyelerimizi de engellemeye çalışmaktadırlar. Saray, salgında halkın canına, aşına, işine sahip çıkmak yerine siyasi hesap ve hınçla hareket etmektedir. Şu açıkça görülmektedir saray virüsle değil, CHP'li belediyelerin verdiği hizmetlerle mücadele ediyor." dedi.

CHP'li belediyelerin tüm engellenmelere rağmen hizmete azimle, kararlılıkla devam edeceğini belirten Öztrak, iyilikte yarışı sürdüreceklerini söyledi.

Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dün, Türkiye Cumhuriyeti'nin adliyesini, dahiliyesini, hariciyesini, maliyesini, harbiyesini ve milli eğitimini paralel devlet yapılanmasına teslim etmiş bir siyasi kadronun, bu yapıya yıllarca övgüler düzen, iltifat eden, önde gelen bir mensubu, salgında millete ücretsiz ekmek dağıtan belediyelerimizi 'paralel yapıya' benzetme cüretini gösterdi. Hadi kuldan utanmanız yok, Allah'tan da mı korkunuz yok? Milletimizin oylarıyla seçip göreve getirdiği, Anayasa'mızın devletin ayrılmaz bir parçası olarak tarif ettiği belediyelerimize ve onun başkanlarına hangi akla hizmetle 'paralel yapı' dersiniz?"

Merkez Bankasının ihtiyat akçeleri, İşsizlik Sigortası Fonu'nun paralarının iktidar tarafından tüketildiğini iddia eden Öztrak, milletin aşını, işini koruyacak tedbirlerin alınamadığını savundu.

"Küçük esnafa bu dönemde ödedikleri kira karşılığında hibe verin"

Salgınla mücadele sürecinde insanların canı ile cüzdanı arasına sıkışıp boğulduğunu, binlerce işletmenin kapandığını, çalışanların evinde oturduğunu, emekçilerin işinden olduğunu vurgulayan Öztrak, ülkeyi yönetenlerin bu insanları düşünmediğini, bahane üretip şikayet ettiğini söyledi.

İktidara çözüm önerdiklerini anlatan Öztrak, şunları kaydetti:

"Bir kez daha tekrarlıyoruz, salgınla mücadele çerçevesinde kapatılan iş yerlerinde, lokantada, kahvede, berberde, tiyatro ve düğün salonlarında çalışanların maaşlarının büyük kısmını devlet versin. Kepenk kapatan esnafa, KOBİ'ye salgın nedeniyle mahrum kaldığı kazancının bir kısmını devlet hibe olarak versin. Esnafın, KOBİ'nin devlete olan kirasını ve vergisini hem de faiziyle ertelemek çözüm değil. Özellikle küçük esnaflara, bu dönemde ödedikleri kira karşılığında hibe verin.

Duran otobüsün, minibüsün koltuklarının bir kısmını üç aylığına devlet olarak kiralayın. Çalışmayan turizmciye, mazot, gübre, ilaç, tohum, yem almakta zorlanan çiftçinin geçmiş kredilerini faiziyle ertelemek yerine, doğru düzgün nakit desteği verin."

Çay hasadının yaklaştığını dile getiren Öztrak, tarım işçilerinin çalıştıkları yerlere gönderilebilmesi ve koronavirüse karşı önlemlerin alınması için devletin destek vermesi gerektiğini söyledi.

Öztrak, tarım işçilerinin tarlalara girememesi halinde gıda güvenliğinin riske gireceği uyarısında bulundu.

Sokağa çıkma yasağından çiftçilerin muaf tutulduğunu hatırlatan Öztrak, çiftçilerin çiftçi kayıt belgesi alabilmesi için 6 lira bağış yapmak zorunda bırakıldığına değinerek "Zaten çiftçi bitmiş. Bu bağışlar nereden çıktı?" diye sordu.

İhtiyaç sahibine, işsize borç değil destek verilmesi gerektiğinin altını çizen Öztrak, "Çalışanın işte kalması için maaşının en azından bir kısmını ödeyin. Esnafa, KOBİ'ye, çiftçiye mahrum kaldığı gelir kadar sermaye verin. KOBİ'lere verilecek destek kredilerini bankaların insafına bırakmayın. Kendi belirlediğiniz şartlarla uygun anapara ve faiz ödeme imkanlarıyla ihtiyaç duyan tüm işletmelere kredinin tahsis edilmesini sağlayın. Bunun için gereken finansmanı verin. Bu taahhütlerin arkasına devletin gücünü koyun. Kurbağanın gözü patlamadan, Hazine'nin musluklarını açın." değerlendirmesini yaptı.

"İktidar koltuğu çözüm makamıdır"

"İktidar olmak muktedir olmayı gerektirir. Eğer devletin tüm imkanlarıyla beraber, bu milletin zor gününde yanında duramıyorsanız o koltuğu bırakıp çekip gideceksiniz." ifadesini kullanan Öztrak, günlerdir milletin çıkarlarını her şeyin önüne koyarak iktidara iyi niyetle yol göstermeye çalıştıklarını anlattı.

Öztrak, "Milletimiz daha fazla acı çekmesin istiyoruz ama damat bakan ya kendisine yol gösterenleri suçluyor ya da birilerini şikayet ediyor. İktidar koltuğu, şikayet makamı değildir. İktidar koltuğu çözüm makamıdır. Siz çözüm bulacaksınız." diye konuştu.

Piyasalara ve tüm ekonomik aktörlere güven verecek bir program hazırlanması gerektiğini dile getirdiklerini hatırlatan Öztrak, şu ifadeleri kullandı:

"Damat bakan bu yıl yüzde 5 büyüme hedefine sıkı sıkı sarılıyor. Uluslararası kurumlar ise yüzde 5 daralma öngörüyor. Yine uluslararası bir danışmanlık şirketinin ülkemizde 250'den fazla firmayla yaptığı ankete göre, firmaların yüzde 80'i bu yıl yüzde 3'ten fazla daralma bekliyor.

İş dünyası da Hazine ve Maliye Bakanı'na pek itimat etmiyor. Ama biz yüzde 5 hatta daha fazla büyümeyi istiyoruz. Bakanın bu hedefi yakalama taahhüdünü ciddiye alıyoruz ancak yüzde 5 büyüme hedefini tutturamaz, millete taahhüdünü yerine getiremezse de kendisinden koltuğu boşaltmasını bekliyoruz."

Hükümete bir an evvel "kriz masası" oluşturması uyarısını yapan Öztrak, ilk olarak ekonomi bürokrasisi içerisinde koordinasyonun sağlanmasını daha sonra Ekonomik ve Sosyal Konseyin toplanmasını istedi.

"Salgın bittiğinde izleyeceğiniz stratejiyi açıklayın"

İktidara, toplumun tüm kesimleriyle bir araya gelmesi çağrısında bulunan Öztrak, "Bu yılın büyüme, enflasyon, cari açık, işsizlik hedeflerini tüm temel makro göstergeleri gerçekçi bir şekilde revize edin. Salgın bittiğinde izleyeceğiniz stratejiyi açıklayın." dedi.

Olağanüstü bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Öztrak, böyle dönemlerde hem parasal hem mali gevşeme olabileceğini, finansal sistemi düzenleyen denetleyen çerçevenin gevşetilebileceğini, bunların makul karşılanabileceğini bildirdi.

Sözlerle eylemlerin tutarlı olmasını isteyen Öztrak, şöyle devam etti:

"Ama damat bakan ne söylüyor tamburası ne çalıyor? Bakan, karşılıksız para basmanın ülkeyi nereye götüreceğinin belli olmadığından bahsediyor ama Merkez Bankası matbaası sürekli bugünlerde para basıyor. Son bir ayda Merkez Bankası 28,5 milyar liralık Hazine kağıdı almış, karşılığında da 35 milyar lira para basmış. Peki, bu bastığınız paranın dolar karşısındaki değerini koruyacak takatiniz var mı? O belli değil. Bol miktarda laf var ortada. Bakan 'yurt dışında hiçbir kuruluşla görüşmüyoruz' diyor.

Ama net döviz rezervimiz 15 milyar doların altına inince doların değeri 7 liraya yaklaşınca, Merkez Bankası başkanı hafta sonu apar topar çıkıyor, 'diğer merkez bankalarıyla swap görüşmelerinin devam ettiğini' açıklıyor. Tabii yine ne damattan ne de kayınbabasından ses yok."

"Türkiye'nin dünya üzerinde en çok koronavirüs vakası olan 7'nci ülke olduğunu" iddiasını dile getiren Faik Öztrak, son dönemde test sayısında artış olsa da Türkiye'nin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı verilerine göre, nüfusuna göre en az test yapan ülkelerden biri olduğunu söyledi.

"Sarayın atadıkları da sarayın izinden gidiyor"

Cumhuriyet gazetesinin iktidarın hedefinde olduğunu ileri süren Öztrak, şöyle konuştu:

"Damat, Kanal İstanbul güzergahında arsa aldığı haberini yapan muhabire dava açıyor. Haber yalan mı? Değil. Kanal İstanbul güzergahında arsa aldığını bakanın avukatı da doğrulamış. Peki, bu dava neyin nesi?

Sarayın İletişim Sorumlusu, Vakıflar Genel Müdürlüğünden boğaza nazır hazine arazisini kiralıyor. Tabii ki haber oluyor. Bu habere terör soruşturması açılıyor. Sonra da yayın yasağı getiriliyor.

Rize'de 80 yaşında bir dede, sosyal medyadan yapılan bir paylaşımı beğendiği için, Cumhurbaşkanına hakaretten karakolda ifadeye götürülüyor. Sarayın atadıkları da sarayın izinden gidiyor."

İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ'ın, TBMM kürsüsünde yaptığı konuşma için fezleke hazırlanmasının kabul edilemeyeceğine dikkati çeken CHP Sözcüsü Öztrak, savcının bu durumda fezleke düzenlemesinin, Anayasa'nın açık ihlali ve Anayasa suçu olduğunu söyledi.

Öztrak, "Meclis Başkanı'nın bu konudaki sessizliği ise düşündürücüdür. Meclis Başkanı'na sesleniyorum, bu fezlekeyi işleme koymadan derhal iade etmeniz gerekir." dedi.

"Genel Başkanımız 23 Nisan'da Meclis kürsüsünde olacaktır"

Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Şehir hastaneleri ile ilgili bir soru üzerine Öztrak, bu hastanelerin yapılış biçimine karşı olduklarını belirtti.

Öztrak, "Bu hastanelerin kamu özel iş birliği ile yapılmasının aslında normalden çok daha pahalıya mal olduğunu zaten Sağlık Bakanı da ifade etmişti. Yani bu hastaneleri yaptığınız zaman yapmadığınız yatak nedeniyle kullanmadığınız ameliyathane nedeniyle millete para ödettirmek zorunda kalıyorsunuz, Hazine garantisi ödetmek zorunda kalıyorsunuz. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Burada ciddi bir yanlışlık var." ifadesini kullandı.

"23 Nisan'da TBMM kürsüsünde Kemal Kılıçdaroğlu mu olacak?" sorusunu Öztrak, "Meclis'teki toplantıya Genel Başkanımız katılacaktır ama Sayın Meclis Başkanı'nın sözleri gerçekten son derece yadırgatıcıdır. Yani 'Cumhurbaşkanı katılmayacak liderler de katılmasın.' Bu ne demek? Bizim Genel Başkanımız 23 Nisan'da Meclis kürsüsünde olacaktır. Gerekli sosyal mesafe şartlarına uyarak, gerekli önlemleri alarak Meclis kürsüsünden milletimize seslenecektir." şeklinde cevapladı.

Adana'daki sahra hastanesi ile ilgili birtakım tartışmalar olduğunun hatırlatılması üzerine Öztrak, Adana'da söz konusu olanın hastanenin yeri olduğunu söyledi.

Tüm dünyada bu kriz sürecinde büyük parklar, fuar alanları ve buna benzer yerlerin sahra hastanesi yeri olarak hazırlandığını, Adana Büyükşehir Belediye Başkanının da bunu yaptığını ifade eden Öztrak, "Ama öyle görünüyor ki buluttan nem kapma konusunda ve gerçekten de yalanı doğruymuş gibi anlatma konusunda bu hükümetin eline, bu hükümetin sözcülerinin eline kimse su dökememektedir." dedi.

"İnfaz düzenlemesiyle ilgili Anayasa Mahkemesine başvuru ne zaman yapılacak? İlk olarak şekil yönünden mi esas yönünden mi başvuru yapılacak?" sorusuna Öztrak, "İlk olarak şekil yönünden müracaat edeceğiz. Şekil yönünden itirazlarımızı 7 gün içinde yapmak zorundayız. Ondan sonra da esas bakımından itiraz yapmak gerekiyorsa 60 gün içinde onu da yapacağız." yanıtını verdi.

"Eksikleri olan bir yolu tamamlamış Ulaştırma Bakanlığı"

CHP Sözcüsü Öztrak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan bugünkü Başakşehir Şehir Hastanesi açılışında 'Buranın yolunu yarım yamalak bırakan İstanbul'un bir Belediye Başkanı var. Hemen Ulaştırma Bakanı'mızı devreye soktuk, ulaşımda artık herhangi bir sıkıntı olmayacak.' şeklinde bir açıklama yaptı. Bu konu ile ilgili yorumunuz ne olacaktır?" sorusu üzerine, bu yolun ihalesinin 2015'te Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlandığını, yol yapım işi için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bu işi üstlendiğini aktardı.

Öztrak aynı yıl İstanbul genelinde projesiz bir torba ihale kapsamında bu işin yapılmasının öngörüldüğünü ifade etti.

İhalenin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesinin hastane çevresindeki yolları yapmaya başladığını ve 580 milyon lira harcandığını belirten Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Açılıştan haftalar önce çekilen görüntülerden de anlaşılacağı üzere kara yoluyla hastaneye ulaşmanın mümkün olduğu ortada, yani burada sıfırdan bir yol yapılmamış, eksikleri olan bir yolu tamamlamış Ulaştırma Bakanlığı. Peki bu inşaatı kim durdurmuş? Cumhurbaşkanına bakarsanız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu diyor. İnşaat 2018 yılı Temmuz ayında durdurulmuş daha o tarihte Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil. Yol inşaatını durduran kim? O gün İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki genel sekreter yardımcısı. Şimdi o kişi hangi görevi yapıyor? Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu. Şu anda Ulaştırma Bakanlığı görevini yapıyor. Durduran kim? Adil Karaismailoğlu. Onun imzası var."