CHP Myk Toplantısı - Son Dakika
Politika

CHP Myk Toplantısı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "Bu Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi öngörülmüştür, önlenmemiştir, sonuçlarından yararlanılmıştır.

14.06.2017 17:09
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "Bu Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi öngörülmüştür, önlenmemiştir, sonuçlarından yararlanılmıştır. İşte kontrollü darbenin tarifi budur." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Parti Sözcüsü Tezcan, toplantı sonrası yaptığı açıklamada Türkiye'nin, terörün doğurduğu acılarla boğuşmaya devam ettiğini belirtti.

Terörün siyasete ambargo koyan bir noktaya geldiğini, çözümsüzlüğün merkezi olduğunu savunan Tezcan, "Terörle uzun yıllardır mücadele eden bir ülke olarak hala terör konusunda ciddi sorunlar yaşamamızın arka planındaki gerçek nedir?" diye sordu.

15 yıllık AK Parti iktidarının terör ürettiğini iddia eden Tezcan, "2002'de iktidarı sıfır terörle aldılar, bugün Türkiye sıfır huzur noktasına geldi. Bunun sebebi ne? Bunun temel bir sebebi var; AK Parti, terörü bir siyaset stratejisi olarak kullanmıştır. Problemlerin derinleşmesinde bu çok önemli faktördür, iktidarları boyunca devleti yönetilecek bir alan olarak görmemiştir, devleti ele geçirilecek alan olarak görmüştür." dedi.

AK Parti'nin amaçlarına ulaşmak için terör örgütleriyle ittifak yapmakta bir beis görmediğini de ileri süren Tezcan, iktidarın FETÖ ile cumhuriyeti yıkma, bölücü örgütle de Türkiye'de federasyon anlaşması yaptığını belirtti.

AK Parti'nin bu ittifaklardaki tek hedefinin İhvan merkezli tek adam rejimi kurmak olduğunu ifade eden Tezcan, bu anlaşmalar çerçevesinde FETÖ'nün devleti ele geçirdiğini, bölücü örgütün de alan hakimiyeti kazandığını, acıyı ise halkın çektiğini savundu.

Bu ittifakların, tek adam rejimi yaratma konusunda AK Parti'ye istediği fırsatları vermediğini, yeni bir ittifak arayışı içine girdiğinde ise karşısına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çıktığı anlatan Bülent Tezcan, şöyle konuştu:

"Bu sefer üçüncü anlaşmayı Sayın Bahçeli'yle yaptı ama bu anlaşmanın bir farkı vardı, bir terör örgütüyle yapılan anlaşma değildi. Bu anlaşmanın bahanesi teröre karşı devletin bekasını savunma bahanesiydi ama AK Parti açısından hedef değişmiyordu. Bu yol ayrımında Sayın Bahçeli ile yapılan ittifakla, yine Türkiye'de İhvan merkezli bir tek adam rejimi kurma projesine devam etti. Sonuca bir gayrimeşru seçimle ulaşma konusunda epey bir yol aldılar."

AK Parti'nin halk oylaması öncesi yaptığı propaganda da "Evet çıksın terör son bulsun" dediğini anımsatan Tezcan, "evet" oyu çıkmasına rağmen, terörün bitmediğini aksine 16 Nisan'dan bu yana 70'e yakın şehit verildiğini kaydetti.

AK Parti'nin, 1 Kasım öncesinde de "Bizi tek başına iktidar yapın teröre son verelim" dediğini belirten Tezcan, "Millet tek başına iktidar yaptı, terör bitti mi? Bitmedi. Peki böyle giderse biter mi? AK Parti iktidarının bu anlayışı devam ettiği sürece ne yazık ki biteceği gözükmüyor. Çünkü terör, onların siyaset stratejisinin bir parçası haline gelmiş. Sürekli olarak terörden iktidar yaratma peşindeler. Terörü önleme konusunda başarısızlar ama terörden iktidar üretmede ne yazık ki başarılı bir çizgi izliyorlar. Bu kötü gidişin değişmesi gerekiyor." diye konuştu.

İhvan merkezli tek adam rejimi yaratma sürecinde en önemli kavşak noktalarından birisinin 15 Temmuz darbe girişimi olduğunu ileri süren Tezcan, darbe girişimi sonrası parti ayrımı olmaksızın herkesin demokrasiyi koruma noktasında birlikte direndiğini bildirdi.

CHP'nin muhalefet şerhi

Darbe girişimini araştırmak için Meclis'te kurulan komisyonun ön raporunu gösteren Tezcan, buna karşı komisyon üyesi dört CHP'li milletvekilinin muhalefet şerhi yazdığını belirtti.

Tezcan, 302 sayfalık bu şerhte 15 Temmuz darbe girişiminin, "kontrollü darbe" olduğunun çok net bir şekilde anlatıldığını kaydetti.

"15 Temmuz, ne yazık ki bir kontrollü darbe girişimine dönüşmüştür." diyen Tezcan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Kontrollü darbe demek, 'Bu bir tiyatro' demek değildir. Kuşkusuz bu bir tiyatro değildi. Bu, senaryosu önceden yazılmış, oynanan bir oyun değildi. Kuşkusuz gerçek bir darbe girişimi vardı ve o gerçek darbe girişiminin merkez örgütü Fetullahçı Terör Örgütü'dür. Bunla ilgili tereddüt yok. Bunu başından beri söylüyoruz. Ama ortada başka bir gerçek daha var. Bu Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi öngörülmüştür, önlenmemiştir, sonuçlarından yararlanılmıştır. İşte kontrollü darbenin tarifi budur."

"Bunun hesabını verecekler"

Tezcan, 15 Temmuz darbe girişiminin kadrolarını devlete yerleştirenin AK Parti iktidarı olduğunu savunarak, "Bunun bir siyasi, hukuki, adli sorumluluğu olmayacak mı? Bütün demokrasilerde ve hukuk ve hukuk devletlerinde bunun sorumluluğu olacak, olmak zorunda. Bugün demokrasiyi yok ettikleri için belki sorumluluktan kurtulacaklarını sanıyor olabilirler ama Türkiye tarihi boyunca demokrasi çizgisinde kırılmalar yaşasa bile güçlü bir demokrasiyi kurma potansiyeline sahiptir. O süreçte bunun hesabını verecekler." diye konuştu.

15 Temmuz darbe girişiminin sonuçlarından yararlanılarak, 20 Temmuz'da Olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini savunan Bülent Tezcan, "Her darbe kendi hukukunu yaratır. İşte bu 20 Temmuz darbesi de kendi hukukunu yaratmıştır. 20 Temmuz darbesinin hukuku, 16 Nisan mühürsüz seçimiyle ortaya çıkan gayrimeşru anayasadır." dedi.

"FETÖ'ye övgü düzenler serbest"

İktidarın, darbenin siyasi ayağını gizlemek için çok özel bir çaba harcadığını öne süren Tezcan, "Darbenin siyasi ayağı özellikle gizleniyor çünkü darbenin siyasi ayağı bugün ne yazık ki OHAL yetkilerini kullananlardır. OHAL yetkilerini kullananlar, bu darbenin siyasi ayağıdır." diye konuştu.

Sözcü Gazetesi'nden Gökmen Ulu ve Mediha Olgun'un yaptığı haberler nedeniyle tutuklu olduğunu anımsatan Tezcan, "Sözcü Gazetesi, FETÖ'nün en revaçta olduğu, bunların FETÖ'nün önünde haşa secdeye eğildiği dönemde, FETÖ'ye karşı en cesaretli manşetleri atan yayın organlarımızdan birisi. Gazete muhabirleri FETÖ'cü diye tutuklu. Anlaşılır gibi değil." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının, gazetecilerin, aydınların, yaşamının hiçbir döneminde yolu FETÖ ile kesişmemiş olanların tutuklu olduğunu anlatan Tezcan, şöyle konuştu:

"FETÖ'ye övgü düzenler serbest. Türkiye'de, bir kayınpeder-damat hukuku oluşturuldu ve bu şekliyle gazeteciler tutuklanırken, kayınpederler vasıtasıyla damatların salıverildiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Hükümete, darbenin siyasi ayağına, OHAL yetkilerini kullananlara sesleniyorum; Çekin kirli ellerinizi gazetecilerin temiz kalemlerinden, bulaşmayın oraya. Orayı kirletme çabanızdan vazgeçin. Kayınpeder-damat hukuku darbenin siyasi ayağının fotoğrafıdır. Niye? Çünkü korunması zorunlu bir iş birliğinin itirafıdır kayınpeder-damat hukuku. Korunması zorunlu bir iş birliği var aralarında, bunun itirafıdır. Beraber yürüyenlerin sus payıdır birbirlerine. Beraber yürüdüler bu yollarda, şimdi beraber örtmek zorundalar bu kusurları."

"Bizim kılavuzumuz bellidir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, TBMM Grup Toplantısı'nda Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, "Senin kılavuzun karga" dediğini aktaran Tezcan, "Bizim kılavuzumuz bellidir, Sayın Erdoğan hiç merak etmesin. Bizim kılavuzumuz, 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.' diyen anlayışın ta kendisidir. Onlar bunu bilmezler. Onlar İhvan kültürü anlayışıyla yetiştikleri ve bu anlayışı yerleştirme inancından oldukları için bunu bilmezler." dedi.

"Eğer Sayın Erdoğan bir kılavuz arayışındaysa, bu milletin Sayın Erdoğan'ın kılavuzlarının kim olduğunu hatırlamasında yarar var." diyen Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir, Hikmetyar. Hikmetyar'ın dizinin dibine çöküp feyz alan Sayın Erdoğan değil midir? Birinci kılavuz. İkinci kılavuz Fetullah Gülen. 'Gök ne verdi de yer kabul etmedi.' diye ağzını doldura doldura konuşan Sayın Erdoğan değil midir? Fetullah Gülen'in gök makamına, kendini yer makamına koyan... 'Gel artık bitsin bu hasret' diye çağrı yapan sen değil misin? Geldi işte, bombalarıyla, ihanet şebekeleriyle geldi. Önce devletin içine yerleştirdin, ondan sonra da 'gel' diye yaptığın çağrıya, TBMM'nin tepesine attığı ihanet bombalarıyla geldi. Başka kılavuz? Teröristbaşı Öcalan, Erdoğan'ın kılavuzu değil miydi? 'Sayın Öcalan' diyen Erdoğan'ın kendisi değil miydi? Müzakere masası kurmadınız mı? İmralı ile Kandil arasında devleti postacı yapmadınız mı? Ondan sonra o hat üzerinde sizin izninizle mektup getirip götüren siyasetçileri şimdi 'Niye mektup götürdün?' diye yargılamıyor musunuz? Düğün dernek yapar gibi seyyar mahkemeleri siz kurmadınız mı? Kılavuz arıyorsanız, kılavuz burada."

Tezcan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin bağımsızlık referandumu hazırlığını da hatırlatarak, "Dördüncü kılavuz, Barzani değil mi? Şimdi 'Bağımsızlık referandumu yapacağım.' diyor, kıyameti koparıyorsunuz. AK Parti kongresine çağırıp da 'Türkiye seninle gurur duyuyor.' diye alkışlatıp, tezahürat yapmadınız mı? Türkiye'nin bugün geldiği noktada temel, esaslı bir problemi var, o problem de AK Parti iktidarı ve anlayışıdır. Türkiye'nin bütün problemlerini çözebilmesinin yolu AK Parti iktidarından kurtulmakta geçiyor. O günlerin yakın olduğunu biliyoruz." ifadesini kullandı.

"MHP'yi çantada keklik görüyor"

CHP Sözcüsü Tezcan, açıklamasının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gazetecilerin, "AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, 'İç tüzük bitmeden tatile gidilmemesi' talimatı verdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Tezcan, "Burada çarpıcı olan nokta şu, Sayın Erdoğan sadece AK Parti Genel Başkanı değil, demek ki MHP'yi de çantada keklik görüyor ki sadece kendi partisine değil, MHP'ye de talimat verdi dün. 'Beraber yaparız bu işi' dedi." yanıtını verdi.

Tezcan, şu görüşlerini aktardı:

"Demek ki İhvan merkezli tek adam rejimini oluşturan gayrimeşru anayasayı birlikte nasıl yaptılarsa, o gayrimeşru anayasanın, gayrimeşru İçtüzüğünü de birlikte yapabilecekleri inancı var Sayın Erdoğan'da. MHP'yi demek ki 'çantada keklik' diye görüyor. Ben bilmiyorum kendileri karar verirler çantada keklik olup, olmadıklarına. Bu anayasa değişikliği, TBMM'yi fiilen yok etme anayasa değişikliğidir. Bu anayasa değişikliğine uyum çerçevesinde yapılacak İçtüzük de TBMM'yi fiilen yok etme, mezara gömme, tabutun üzerine son çiviyi çakma içtüzüğü olur, biz bunun parçası olmayız. Ancak İçtüzük'te gerçekten milletvekillerinin, muhalefetin ifade ve söz hakkını etkin kullanacağı bir çalışma yapılacaksa, o çalışmaya CHP her zaman katkı verir ama niyetin o olmadığını biliyoruz."

Bülent Tezcan, milletvekillerinin konuşmadığı, tartışmadığı, muhalefetin sesinin çıkmadığı bir parlamento arzu edildiğini, buna CHP'nin güçlü bir şekilde direneceğini bildirdi.

"Anayasa değişikliğini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götüreceğinizi açıklamıştınız. Bir gelişme var mı?" sorusu üzerine Tezcan, "Dilekçe taslağını görüştük, arkadaşlarımız son halini verdiler. Bir, iki rötuş yapılıyor bu hafta sanıyorum, bu hafta tamamlanır. ya hafta sonu ya önümüzdeki hafta başında davayı açmış oluruz." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Hatay'da polis operasyonunda 9 kişi yakalandı, çok sayıda silah ele geçirildi
    01:24 Hatay'da polis operasyonunda 9 kişi yakalandı, çok sayıda silah ele geçirildi

    Hatay Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen çalışmalarda çeşitli suçlardan aranan 9 kişi yakalandı. Operasyonlarda çok sayıda silah ve mühimmat da ele geçirildi. Tutuklanan şüpheliler adli makamlara sevk edilirken, bazıları adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 55 kişilik aday kadrosunu açıkladı
    00:28 İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 55 kişilik aday kadrosunu açıkladı

    İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 5 Mayıs'ta gerçekleştirilecek seçimlere gireceği 55 kişilik aday kadrosunu duyurdu. Başkan adayı Dr. Ahmet Erçek, daha etkin bir İstanbul Tabip Odası için değişim istediklerini belirtirken, yönetim kurulu adayı Dr. Nedim Uzun ise odanın daha güçlü ve etkin bir kurumsal kimlik kazanmasını hedeflediklerini ifade etti. Değişim Grubu, tüm hekimleri seçimlerde kendilerine oy vermeye çağırdı.

  • Kuşadası'nda bir işletmeye ateş açan 2 kişi tutuklandı
    00:25 Kuşadası'nda bir işletmeye ateş açan 2 kişi tutuklandı

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kuşadası'nda çıkan kavga sonrası bir işletmeye ateş açan 6 şüphelinin yakalandığını 2 kişinin ise tutuklandığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, olayla ilgili çeşitli suçlardan suç kayıtları olan B.S. ve Ö.K.'nin tutuklandığını belirtti.

  • AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay'dan 'İlk Evim Arsa' projesi açıklaması
    00:12 AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay'dan 'İlk Evim Arsa' projesi açıklaması

    AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, 'İlk Evim Arsa' projesinde gelinen son durumu açıkladı. Önsay, müstakil ve müşterek arsalar için yapılan kura çekimlerinin tamamlandığını ve sözleşmelerin imzalanmaya başlandığını belirtti. Müstakil arsalar için çalışmaların devam ettiğini ve 2 ay içinde sözleşme imzalama aşamasına gelinmesi için hızla çalışıldığını ifade etti.

  • DEM Parti'den İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya
    23:42 DEM Parti'den İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya "müfettiş" yanıtı: Kamu kaynaklarını beyhude çabalar için harcamayın

    Yerel seçimlerin ardından Diyarbakır Belediye Meclisi salonundan Türk bayrağının kaldırılması ve Mardin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin açılışında 'İstiklal Marşı'nın okutulmadığına' ilişkin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya mülkiye müfettişlerini görevlendirdi. DEM Parti'den ise konuya ilişkin yanıt geldi. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan "Kamu kaynaklarını beyhude çabalar için harcamamanızı öneriyoruz" ifadelerini kullandı.

  • CHP, parti aleyhine çalışan üyeleri ihraç edecek
    23:19 CHP, parti aleyhine çalışan üyeleri ihraç edecek

    CHP Genel Merkezi, 31 Mart yerel seçimlerinde parti aleyhine açık veya gizli çalışma yürüten üyelerle ilgili ihraç istemiyle disiplin sürecinin başlatılacağını duyurdu. Parti, il, ilçe örgütleri ve başkan adaylarına gönderdiği yazıda, bu üyelerin isim ve görevleri ile aleyhe yaptıkları çalışmalara ilişkin delillerin bildirilmesini istedi.


Advertisement