CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir seçim yaparsınız parlamentoya gelirsiniz, belediye başkanı, muhtar olursunuz sonra bir daha seçim olur beğenmezse vatandaş koltuktan alır. Seçimle gelen seçimle gitmiyorsa, istifa ettiriliyorsa, istifa eden kişi kendi seçmenine hesap vermek zorundadır.

03.10.2017 15:23
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir seçim yaparsınız parlamentoya gelirsiniz, belediye başkanı, muhtar olursunuz sonra bir daha seçim olur beğenmezse vatandaş koltuktan alır. Seçimle gelen seçimle gitmiyorsa, istifa ettiriliyorsa, istifa eden kişi kendi seçmenine hesap vermek zorundadır." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, bu ülkenin insanlarıyla demokrasiyi güçlendireceklerini, Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracaklarını ve asla yollarından dönmeyeceklerini söyledi.

Dün iki ayrı olay yaşadıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Fransa'daki kundaklama olayında hayatını kaybeden Türklere Allah'tan rahmet dilerken, olayın mutlaka aydınlatılması gerektiğini söyledi.

Las Vegas'ta yaşanan saldırıya ilişkin de Kılıçdaroğlu, teröre karşı bütün ülkelerin ortak tavır sergilemesi gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Terör nerede kendini gösterirse göstersin karşı durmak zorundayız. Amerikalılara başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Umuyoruz dünya ve Türkiye terörden tümüyle kurtulmuş olur." diye konuştu.

Parlamentonun yeni yasama yılına başladığını anımsatan Kılıçdaroğlu, kendisinin salondakileri 13 Temmuz 2015 tarihine götürmek istediğini söyledi.

Bu tarihte AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun koalisyon görüşmeleri için CHP'ye geldiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'na Türkiye'nin 5 temel sorunu olduğunu söylediğini aktardı.

Demokrasi, ekonomide, eğitimde, toplumsal barışta ve dış politikada ciddi sorunlar bulunduğunu Davutoğlu'na aktardığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, ilk olarak Davutoğlu'na "darbecilerin yaptığı hukuku, yasaları değiştirelim. Yüzde 10 seçim barajını kaldıralım" dediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "İlk yaşanan ciddi olay yüzde 49,5 oy alan Sayın Davutoğlu'nun bir saray darbesiyle gitmesi oldu. Düşünün bir partinin genel başkanı istifa etmek zorunda kalıyor. İkinci temel olay 15 Temmuz darbe girişimi. Hiçbir vatandaşımın unutmaması gereken tarihi vermem gerek. İki 15 Temmuz var. Biri, halkın 15 Temmuz'u diğeri sarayın 15 Temmuz'u." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 20 Temmuz'da, tarihinde ilk kez bir sivil darbeyle karşı karşıya kaldığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Eskiden apoletler darbe yapardı, bu darbenin özelliği ise apoletsiz olması. 12 Eylül askeri darbesinde neler olduysa, daha fazlası bu dönemde gerçekleşti. Demokraside büyük bir geriye gidiş oldu. Bu dönemde yargı olağanüstü siyasallaştı.

Bu arada hapishaneler tıka basa doldu, damatlar dışarda, parası olanlar dışarda, bir de dayısı olanlar dışarda. Diğerleri tamamen içerde, milletvekilleri de içerde. Bizim bir milletvekilimiz var, onurlu bir milletvekilimiz var, Sayın Enis Berberoğlu. Onu buradan saygıyla selamlıyorum. Açıkça söylüyorum; Enis Berberoğlu'nun toplu iğne ucu kadar hiçbir suçu yok. Suç unsuru yok. Dosyasında da yok. Ama ömür boyu hapse mahkum edildi. Sonra iyi niyet dolayısıyla 25 yıl ağır cezaya mahkum edildi. Kararı veren hakim, hakim değil. Dava dosyasını hazırlayan savcı da savcı değil. İktidar partisinin hakim ve savcıları bu kararı aldı. Gün gelecek Enis Bey onuruyla dışarıya çıkacak, onu mahkum edenleri tarih unutmayacaktır."

Yüksek Mahkemeye eleştiri-

Anayasa Mahkemesi üyelerine de eleştirilerde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce verilen benzer kararlar bulunduğuna ve bir içtihat oluştuğuna dikkati çekti.

Kılıçdaroğlu, "Verilen kararın arkasında durmak içtihat yaratmaktır. Enis Berberoğlu olayında alt mahkeme, üst mahkemeye açıkça meydan okumuştur. Bu gücü siyasi otoriteden alıyor. Siyasi otoriteye karşı yargının sesini güçlendirecek yer ise Anayasa Mahkemesidir. Siz görevinizi yapmak zorundasınız." diye konuştu.

Davutoğlu geldiği zaman demokrasiyi konuştuklarını bugün de konunun yine demokrasi olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, o günün koşullarının çok daha iyi olduğunu belirtti.

Bu arada bir de "gayrimeşru bir anayasa değişikliği" yaşandığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"YSK içindeki bir grup çete, çünkü çete şu demektir; kanuna aykırı iş ve eylem yapmak üzere bir araya gelen kişiler. Yaptıkları iş kanuna ayrı mı? Aykırı. Açsınlar TDK'ya baksınlar, onlara çete deniyor. YSK içine yerleştirilen bir grup çeteyle gayrimeşru bir anayasa değişikliği geçti, bunu da kabul etmiyoruz. Her darbeci kendi darbe hukukunu hazırlamıştır. Bakın 60'a, 70'e, 80'e, kendi hukuklarını hazırlamışlardır. Bunlar da kendi hukuklarını hazırlıyorlar. Bu arada bir parantez açayım; seçimle gelenler seçimle gider. Demokrasilerde kural budur. Bir seçim yaparsınız parlamentoya gelirsiniz, belediye başkanı, muhtar olursunuz sonra bir daha seçim olur beğenmezse vatandaş koltuktan alır. Seçimle gelen seçimle gitmiyorsa, istifa ettiriliyorsa, istifa eden kişi kendi seçmenine hesap vermek zorundadır. Gerekçelerini halkına anlatmak zorundadır."

İstifa iddiaları-

Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın istifasını ve bazı belediye başkanları hakkında konuşulan istifa iddialarını hatırlatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Topbaş'a sordular; 'Yorulduğunuz için mi istifa ettiniz?' 'Hayır, yorulmadım' dedi. Neden istifa ettiniz, 'Beni adam yerine koymadılar.' Şimdi ben Kadir Topbaş'a gayet iyi niyetle soruyorum, sizi kim adam yerine koymadı? Gayet basit bir soru. Sizi adam yerine koymayan kim? Ben buna isyan ediyorum, sen bunu sinene çekiyorsun. Bu olmaz. İstanbullulara hakarettir bu. Çık açıkça söyle ki 'şu gerekçelerle ben istifa ettim.' Bugün başka büyükşehir belediye başkanları için aynı şey konuşuluyor, istifa edecek mi etmeyecek mi? İstifa edenler suçludur. Bir daha söylüyorum; istifa edenler suçludur. Ama istifa etmeyip direnen, beni istifa ettiremezsiniz diyenlere hep saygı duyarım.

Neden istifa ediyorlar? İki nedeni olabilir. Bir; yolsuzluk vardır, mahkemenin önüne çıkmak istemiyor kendileri tehdit ve şantajla istifa ediyorlar, bir köşeye çekiliyorlar. İki; FETÖ örgütünün üyesidirler, ByLock kullanmışlardır, bu nedenle önlerine konmuştur, 'onun için istifa edeceksiniz', onlar da istifa ediyorlar. İstifa edenlerin yakasında iki tane rozet vardır, bir tarafında yolsuzluk, bir tarafında ByLock. Eğer istifa ediyorlarsa gerekçe budur. İstifa etmeleri bu olayı kapatmaya yeter mi? Bank Asya'nın önünden geçeni hapse atıyorsun, yolsuzluk yapanı, ByLock kullanana hiçbir şey yapmıyorsun. Suçu gizlemek ayrı bir suçtur. Sanıyorlar ki kurtulacağız. Günü gelecek hesabını verecekler olur mu? Garibanı atıyorsun içeriye bunları serbest bırakıyorsun. Direniyorlarsa ben anlarım ki bunların ne yolsuzluğu var ne de ByLock kullanmışlardır. 'Gücümü Ankara halkından, İstanbul halkından aldım, Balıkesir halkından aldım, niye istifa edeyim.' İstifaya zorlamak demokrasiye aykırıdır. Varsa bir şey çıkarırsınız mahkemeye. Çıkar mahkemede hesabını verir."

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine yönelik soruşturmalara da tepki gösterdi.

"Sözcü Gazetesi'ni, sahibini, FETÖ örgütüyle bir göstermek aklı kaybetmek demektir." diyen Kılıçdaroğlu, "Eğer Sözcü'nün yayın çizgisine müdahale edecekseniz, o yayın çizgisine önce ben sahip çıkacağım. Kuvayi Milliyeci deseniz, doğrudur. Demokrasiden yana deseniz doğrudur. Hırsızlıklara karşıdır, deseniz doğrudur. '17-25'te niye bu yayınları yaptılar.' Ben sormak istiyorum o sayın savcıya ayakkabı kutusu yalan mıydı? O bakanın kolundaki milyarlık saat yalan mıydı? 4 bakanın istifası yalan mıydı? Gerçekten anlamakta zorlanıyorum, yargıyı bu hale getirdi. Bir de ünvanında cumhuriyet savcısı yazıyor. Senin ne cumhuriyetle ilgin var ne de savcıyla. Sen oraya büyük harflerle 'sarayın savcısı' yazarsan sana saygı duyacağım." açıklamasını yaptı.

"Hani ekonomi uçuyordu?"

Davutoğlu geldiğinde ikinci sorun alanı olarak "ülkenin ekonomisi bozluyor. Yapısal reformlara ihtiyaç var" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, bugün gelinen noktada 100 gençten 27'sinin hem okula gitmediğini hem de çalışmadığını söyledi.

"Hani ekonomi uçuyordu?" sorusunu soran Kılıçdaroğlu, "Enflasyon almış başını gidiyor. Vatandaş borç batağında. Vatandaşın 382 milyar lira tüketici kredisi borcu var bankalara. Kredi kartı borcu 86 milyar lira. Toplam 469 milyar lira. 2002'ye göre 71 kat artmış. Emeklinin, memurun maaşı 71 kat arttı mı? Vatandaşın borcu niye artıyor? İcralık borçlar 2002'de 278 milyon liraydı, Eylül 2017'de rakam 18 milyara çıktı. Her iki vatandaştan birisi icralık, bu mudur ekonomi?" diye sordu.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement