Cumhurbaşkanı Erdoğan: (7) - Son Dakika
Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (7)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi de kalkmış başyazıyla bana gönderme yapıyor.

22.05.2015 02:12
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi de kalkmış başyazıyla bana gönderme yapıyor. Göndermeyi yaparken bütün bu yapılanları şerefsizlik olarak telakki ediyor, en altına geliyor. En altında bir cümleyle de oradan da tehdit sallıyor. Sen ne yaparsan yap, etrafında kimleri toparlarsan toparla 'alışılmış cumhurbaşkanı olmayacağım' dedim" diye konuştu.

Erdoğan, Atv ve A Haber televizyonlarındaki ortak canlı yayında, "Cumhurbaşkanıyla Gündem Özel" programında gazeteci Mehmet Barlas'ın soruları yanıtladı.

Doğan Medya Grubu'na yönelik değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Ankara'da bir otelde görüştüğünde, "Siz rahmetli Özal ile çok uğraştınız, Sayın Demirel ile çok uğraştınız, Tansu Hanım ile çok uğraştınız. Hepsi de size karşı mümkün olduğunca bazı tavırlar koymak istedi ama olmadı. Şimdi benimle uğraşmaya kalkıyorsun. Dedim bak ben Kasımpaşalıyım, doğma büyüme. Hakkın olanı alırsın ama hakkın olmayanı bizden alamayacaksın bunu bilesin" dediğini aktardı.

Grubun o dönemde bazı yasal yanlışları da bulunduğunu belirten Erdoğan, dışarıdan kağıt getirme işlemlerinin farklı olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dedim ki şu anda biz yargının kararı, bunun yanında maliyenin bu işteki, çünkü Uzlaşma Komisyonuna gitme durumları da vardı. Bunların vereceği kararı beklemek durumundayız. Ama ben de dedim 'sizden kusura bakmayın dürüstlük bekliyorum'. 'Dürüst olun'. Ama olamadılar. Her zaman bakıyorsunuz sürekli konuşuyorlar, bir, iki gün tamam... Bir gün bütün gazeteleri geldim önüne koydum. Başbakanlığa geldi. Açtım önüne, buyurun dedim. Attığınız başlıklar. Köşe yazarlarının yazdığı yazılar. 'Ailemle uğraşıyorsunuz' dedim. Ne işiniz var benim ailemle. Ben de aileme saldıranlara hiçbir zaman hazmedemiyorum. Tamam ama siz kendi ailenize saldırıldığı zaman hazmedemiyorsunuz da Bir başbakanın ailesiyle niye bu kadar uğraşıyorsunuz? Lütfen dedim biraz haddinizi bilin. Yok, yine aynı şekilde devam ettiler."

-"Paralel yapıyla beraberler"-

Hürriyet gazetesi'nin bazı küpürlerini gösteren Erdoğan, "Geçmişte yine, sene 97, belediye başkanlığım zamanı ama şimdi bu malum örgütle, paralel yapıyla nasıl beraber olduklarını çok açık gösteriyor. Beceremediniz bırakın. Kime Rahmetli Erbakan Hoca'ya. Bunun kovalayıcısı kim? O. Bunları yaşadık bu ülkede" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu da yetmedi son dönemde atılan çok çok önemli adımlardan biri. Bakın o sıralarda öyle bir noktaya getirdiler ki işi. Gerekirse silah bile kullanırız. Darbe yaparız vesaire. Bir başka konu, yine hükümetimiz döneminde 2008 yılında biliyorsunuz başörtüsüyle ilgili 411 olayı oldu. Bunların attığı başlık bu, 411 el kaosa kalktı. Görüştüğünüz zaman, ikili görüşmelerde doğru konuşuyorlar. İşte biz şunu yapmak istemedik, işte biz köşe yazarlarına karışmayız, işte biz şöyleyiz, böyleyiz falan. Ondan sonra biliyorsunuz bir de onların Doğan Basın Yayın İlkeleri diye bir şeyleri var, dürüstlük güya onlarda söz konusu. Ne alakası var. Hepsi ortada. Her şeyi yaptılar. Şimdi de kalkmış başyazıyla bana gönderme yapıyor. Göndermeyi yaparken bütün bu yapılanları şerefsizlik olarak telakki ediyor, en altına geliyor. En altında bir cümleyle de oradan da tehdit sallıyor. 'Sen ne yaparsan yap, etrafında kimleri toparlarsan toparla alışılmış cumhurbaşkanı olmayacağım' dedim. Senin bu tehditlerin falan hiçbiri beni ırgalamaz. Köşe yazarların falan ne yazarlarsa yazsınlar, senin o maaşlı bütün şarlatanların ne yazarlarsa yazsınlar, benim için bu hiçbir şey ifade etmez. İnandığım, doğru bildiğim ne varsa bu ülkede bunları milletime anlatacağım. Milletimin bunları bilmesi lazım."

Erdoğan, A Haber'in hazırladığı "Unutma" belgeselini izledi.

-"İnanmış ve işini bilen bir kadro"-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başbakan olduğunuzda bütün bu işin altından nasıl kalkacağız diye düşündünüz mü?" sorusuna karşılık bunun ilk antrenmanını İstanbul'da yaptığını söyledi. Kendisine bu dönem de saldırı yapıldığını ifade eden Erdoğan, "Dediler ki 'İstanbul'u bütün bu pisliklerden nasıl kurtaracaksın? Bu parasızlığı nasıl gidereceksin? Bu susuzluğu nasıl gidereceksin? Bu kirli havadan İstanbul'u nasıl kurtaracaksın?' Hep bunları söylediler" diye konuştu.

İnanmış ve işini bilen bir kadro oluşturduklarını ifade eden Erdoğan, bu kadroyla süratle işe başladıklarını ve ilk etapta 100 günlük bir proje oluşturduklarını söyledi.

Bu konuya ilişkin bir anısını paylaşan Erdoğan, Üzeyir Garih'in bir gün kendisini ziyaret ettiğini belirterek, "Biz Yahudilerin, Musevilerin iki şeye çok önem verdiklerini görürsünüz. Bir bilgiyi iyi yönetiriz, iki parayı iyi yönetiriz. Sonra ben bunu biraz daha farklı hale getirdim, buna insanı koydum. İnsan, bilgi, para. Başarımızın sırrı budur" dediğini anlattı.  Erdoğan, o dönemde iyi bir kadro oluşturduklarını belirtti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hakikaten dağları delerek İstanbul'a su getirdik, denizin altından su getirdik. Susuzluğumuz bitti. Hala bakın İstanbul'un su sıkıntısı diye bir şey yok. Hava kirliliğini anında. Biz göreve geldiğimizde İstanbul'da 50 bin ev doğalgaz kullanıyordu. Ben görevi bıraktığımda 1 milyon 250 bin ev doğalgaz kullanıyordu. Çünkü ilacı doğalgazdı. Bu işi yapmamız gerekiyordu ve hava kirliliğini hallettik. Aynı şekilde o çöp dağları. Biliyorsunuz çok kısa zamanda ve HABİTAT 2 toplantısını yaptığımızda, HABİTAT 2 toplantısı benim ikinci senemdi, toplantının sonuç bildirgesinin içine girmiştir, 'İstanbul dünyanın en temiz şehirlerinden biri' diye. İstanbul'da bu işin provasını yaptık. Bu sürece gelince de yine biz böyle bir Türkiye aldık.

Başbakanlık görevine geldiğimizde şu gerçeği bir kenara koyamayız, 26 banka gitmişti. Bunları kim karşıladı, devlet. 40 milyar dolar bunun bedeli vardı. Bunların çok iyi bildiği ekonomistler falan getirdiler yurtdışından, Ne oldu? Hiç bir şey, Kamu bankasına görev zararı olarak bunları koydular. Ziraat Bankası gibi bir banka görev zararı, Halkbankası görev zararı. Peki o bankalar bizim dönemimizde niçin bu halde? Şimdi bakıyorsunuz karlılıkta çok çok iyi bir konumdalar ve çok ciddi kredi dağıtıyorlar. Bu noktaya geldiler. Ziraat de öyle, Halkbankası da öyle. Düşünün Ziraat Bankası yüzde 59 faizle çiftçiye kredi veriyordu. Yine de zarar ediyordu. Şimdi ise bakıyorsunuz sıfır ile 5 arasında 8,5 arasında böyle bir faiz oranı. Halkbankası esnafa yüzde 49 ile veriyordu. Aynı şekilde o da şimdi oralara çekildi. Demek ki oluyor. Mesele dedim ya parayı yönetmek, insanı yönetmek. Eğer dürüst birini bulursanız, hakikaten dürüst, işini bilen kadrolarla bunu halledersiniz."

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Cumhurbaşkanı Erdoğan: (7) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement