Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında - Son Dakika
Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişimi gecesine ilişkin, "Yanımıza arkadaşlar geldi, dediler ki, 11 buçuk gibi dediler bana, 'Kılıçdaroğlu VIP'den geldi ve bir yere gitti dediler', onlar da bilmiyorlar.

11.04.2017 23:34
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişimi gecesine ilişkin, "Yanımıza arkadaşlar geldi, dediler ki, 11 buçuk gibi dediler bana, 'Kılıçdaroğlu VIP'den geldi ve bir yere gitti dediler', onlar da bilmiyorlar. Tabii biz bunları sonra öğreniyoruz. Bak şimdi çok daha enteresan görüntüler çıktı. O esnada meğerse tankların önüne gelen o ışıldaklı araçla darbecilerle orada konuşuyorlar, görüşme yapıyorlar ve darbecilerle ne konuştunuz, ne görüştünüz? 12 dakika telefon görüşmesi var, ne görüştün?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde düzenlenen A Haber-ATV ortak yayınındaki Gençlerle Büyük Buluşma programında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken iş adamı Üzeyir Garih'in kendisini ziyaret ettiğini ve sohbet esnasında kendisine, insanı, bilgiyi ve parayı iyi yönettiklerini, başarının sırrının da bu olduğunu belirttiğini söyledi.

Bunları yönetenlerin başarıyı yakaladığını anlatan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğu dönemde gazeteci Savaş Ay'ın yönettiği bir programda, kurumuna yönelik eleştirilere verdiği yanıtlara dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Beyefendi şimdi sen Genel Müdürsün. Bu konuda çalışmanı yaptın mı? Yok. Yapmadığın için de bir kere senin başarıyı yakalaman mümkün değil. Zavallı siyasetçiler de herhalde 'adam bulduk' deyip getirip seni oraya koydular, ama sen '10 yıl önce daha iyiydik şimdi daha kötüyüz' diyoruz. İşte neymiş, 'nüfus şöyle artmış ancak bunlarda böyle artış olmadı.' Yav kardeşim planlama denilen olayı kim yapacak sen yapacaksın. Planlama denilen olayı siyasetçi yapmaz. Hazırlıkları yapacak, gelip siyasetçinin önüne koyacaksın. Bu mekanizma böyle çalışır. Bunlar bu başarıyı sürdüremedikleri için o çileleri, Savaş Ay'ın o programındaki o çirkinlikleri aman yarabbim o serum şişeleri, kanlı çarşaflar, onlarda yatan benim insanım o çileleri çekti. Bunlar yüzünden. Orada bir de yavru var onun hemen sol yanında. O yavrunun kolu da yanlış yapılan iğne yüzünden o zamanda kangren oldu. O şekilde kolunu kestiler. Bu tür olaylar yaşanıyor."

Erdoğan, bunların şimdi aşıldığını, sağlıkta böyle problemler kalmadığını vurguladı.

"İsteyen istediği hastaneye gidiyor, ilacı alabiliyor"

İlaç almada da sorun kalmadığının altını çizen Erdoğan, "İsteyen istediği hastaneye gider. İlaç noktasında kimsenin bir sorunu yok, istediği eczaneden gider ilacını alır. Şimdi daha da ileri gittik. En son geçenlerde Sayın Başbakan'la da konuştuk. Kanserde bir ilaç noktasında şey vardı, dedik ki kanserde bile ithal ilaçlara ödenen para noktasında bu konuda da bence vatandaşlarımıza yardımcı olalım, bunun dahi bedelini devlet olarak ödeyelim. Şu anda geldiğimiz nokta sağlıkta bu. Türkiye'ye bırakın illeri, ilçelerde bile 3 çeşit hastanemiz var. Şehir, normal bir de gün hastaneleri dediğimiz hastaneler var. O yatak sayısı 20'nin altında olan, büyük ilçelerde yapılan hastaneler. Bu hastaneler artık tüm halkımızı yürüyüş mesafesine şey yapıyoruz. O zaman ambulans yok. Kendi hemşiresi ölmüş, gönderecek ambulansı yok. Şu anda biz hamdolsun bire 20, 30, 40 ambulanslar var ama eskiden köpeklerin çektiği kızakların üzerinde hastalar götürüyordu. Şimdi biz paletli ambulanslarla dağlara tırmanıyoruz. Hatta bizim helikopter, jet ambulanslarımız var. Buralara durup dururken gelmedik. Bunlar modern bir ülkenin hamdolsun yakalamış olduğu bir hedeftir. Türkiye şu anda bu hedefi yakalamıştır. Batıyı zaten kıskandıran, sinirlendiren kusura bakmayın kudurtan bu." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun darbe gecesi görüntüleri

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun darbe girişimi gecesi Atatürk Havalimanı'ndan kaçış görüntülerinin hatırlatılıp, "Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşında kurşun yemeyi tercih ederken, kendisi kaçmayı tercih etti. Bunu nasıl yakıştırıyor kendisine?" sorusuna ilişkin de bunun izahının çok kolay olduğunu ve kendileriyle beraber on binlerce kişinin de orada olduğunu anımsattı.

Marmaris'ten çıkarken önce Facetime'dan duyuru yapıp, tüm halkı meydanlara çağırdığını hatırlatan Erdoğan, şunları aktardı:

"Orada bir kurnazlık daha yapıyor. İşi gücü budur zaten. Yalanı çok iyi söyler. Türkiye'de yalanı bunun kadar başarılı söyleyen yoktur. Enteresan, diyor ki 'beni haberdar etseydi koruma müdür benim müdürüme haber etseydi o zaman ben de onu orada beklerdim' diyor. Hale bak. Tüm millet, on binler orada. Kendisi ise VİP'te duruyor. İlginç olan şey şu. VİP'te tanklar var. Kendisine ışıldaklı bir araç geliyor orada konuşmalar falan oluyor. Oradan ışıldaklı arabaya biniyor. Saat 23.15. Bakırköy'e gidiyor. Sonra öğreniyoruz ki Bakırköy Belediye Başkanının evine gitmiş. Daha sonra bugün bir köşe yazarı diyor ki, kendisinin ifadesi, o da otellerde yer bulamamış. Öyle mi? Kendisi de bunu teyit ediyor. Çıkış anları da orada. On binler orada. Biz de çıktık. Biz helikopterle önce Dalaman'a geldik. Ben pilotuma 'ne diyorsun, buradan Dalaman'a rahat gider miyiz, falan. Dedi ki 'Cumhurbaşkanım benim açımdan hiçbir şey yok. 15 dakikada oraya varırım. Uçağımız güçlü. Ama alçak uçuş yaparım. Ama sağ sol yapar. Ne yapar Dalaman'a ulaşırız.' Bu arada da tabi otel sahibi arkadaşımız, 'benim hızlı bir yatım var. Bundan sizi yakın adalara götürebilirim' diye teklif yaptı. Dedim ki 'Serkan. Bak' dedim. 'Benim vatan topraklarımda ölmem varken, ben gidip gavur topraklarında esir hayatı süremem.' "

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra damadı, eşi, kızı ve torunlarıyla oradan çıkıp, Dalaman'a ulaştıklarını söyleyerek şöyle devam etti:

"Üç ayrı noktada tabii o gece bizim uçağımız var. Çünkü hedef saptıracağız. Dalaman'daki uçakla hareket ediyoruz. Ama ben pilota, Ankara'ya mı İstanbul'a mı gideceğiz söylemiyorum. 'Sen her iki şehrin ortasını al ve ona göre hareket et.' Ben sana son anda nereye gideceğimizi söyleyeceğim. Yola çıkıyoruz. Kendisine, İstanbul'da, Ankara'da bu kadar baya büyük kalabalık olduğunu öğrenince... Ama kulenin de işgal altında olduğunu öğreniyoruz bu arada. ve biz İstanbul'a karar veriyoruz. Tabi İstanbul'da o esnada pist karanlık. Pilot diyor ki, 'Pist karanlık.' 'Peki sen karanlık piste inemez misin?' dedim. 'İnerim ama riski var' dedi. 'Nedir riski dedim?' 'Tank, otobüs koymuş olabilirler. Bundan endişeliyim. 'Riske etmemek lazım', dedi. Dedim ki 'Bizim uçağımız şu anda bir defa çok kısa mesafede hemen havalanabilen bir uçak. veya önce pistin üzerinde şöyle bir dolaşırız. Ona göre kendi farlarınla beraber burayı aydınlatır, ona göre bakarız.' 'Ben şimdi yani siz bunu dedikten sonra inerim.' dedi. Peki dedik. Hemen İstanbul Emniyet Müdürümüz Mustafa Bey'le irtibat kurduk uçakta. Dedim 'Mustafa ne durumda?' 'Kuleyi biz fazla vakit almaz bu işgalcilerden kurtarırız Sayın Cumhurbaşkanım' dedi."

Erdoğan, hemen kulenin boşaltıldığını, kule sağlama alınınca pistin hemen aydınlatıldığını ve indiklerini belirtti.

Daha sonra Devlet Konuk Evinde kendilerini bekleyen vatandaşların arasına karıştıklarını ifade eden Erdoğan, şunları iletti:

"İçeride tabi 1. Ordu Komutanımız Ümit Bey ve İstanbul Valimiz Vasip Bey. Onlarla oturup durum değerlendirmesi yaptık. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Bey orada birlikte bir değerlendirme yaptık. Bir basın açıklaması yaparak, çünkü durumu kontrol altına alalım ve yönetelim. Mesele o. Tabii üzerimizde F-16'lar, helikopterler geldi geçti. Tabii biliyorsunuz o ses hızının üstünde bir hızla geçiyor ve geçtiği zaman da tabi konuk evinin camlarını falan patlattılar ve yaralananlar oldu. Orada vekaleten 1. Ordu Komutanımıza Genelkurmay Başkanlığı görevini verdik. Süreci oradan idare etmeye başladık. Yanımıza arkadaşlar gelip, 11 buçuk gibi dediler bana, Kılıçdaroğlu VİP'den gelip, bir yere gitti' dediler. Onlar da bilmiyorlar. Tabi biz bunları daha sonra öğreniyoruz. Şimdi çok daha enteresan görüntüler çıktı ve o esnada meğerse tankların önüne gelen o ışıldaklı araçla, darbecilerle orada konuşuyorlar, görüşme yapıyorlar ve darbecilerle ne konuştunuz, görüştünüz? 12 dakika telefon görüşmesi var. Ne görüştün? Hani sen Feto'nun gazetesine röportaj vermiştin. Geçen akşam bir radyo kanalında bir görüşme yaptım. Dedi ki bana, 'Benim de onunla görüşmem var. Bana da aynı şeyi söyledi. Darbe olursa tankların üzerine ilk ben çıkarım' dedi bana. E peki bu ne perhiz ne lahana turşusu? Niye kaçıp gittin? Hadi gelseydin ya bak orada on binlerce insan var. Sen de onların arasına karışsaydın. Bu iş kürek işi değil, yürek işi yürek. Çekti gitti. Dedim ya yalan bunda diz boyu. Ben zaten buna diyorum, bu yalan makinesi. Böyle bir durum var. İşte görüntü ortada. İspat, delil burada. Onun için de tabi yani CHP'nin çok çabuk bundan kurtulması lazım. 16 Nisan zaten bunun işaretidir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ağustos'ta Yenikapı buluşması yaptıklarını hatırlattı.

Yenikapı için yapılan davete MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin olumlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise ilk başta olumsuz cevap verdiğini ifade eden Erdoğan, "Sonra ne olduysa herhalde çok baskı oldu. Bu baskılar neticesinde, Cumartesi biliyorsunuz Yenikapı buluşmasını yaptık, cuma günü bize dönüş oldu. Katılıyor diye ve katıldı. ve Yenikapı'da birlikte olduk. Aradan bir müddet geçti, tekrar, 'Ben Yenikapı buluşmasını kabul etmiyorum' mealinde ifadeler kullanmaya başladı. Çünkü ruhunda bu yok. Zaten biz de ne olacağını biliyorduk ama hiç olmazsa vatandaşımız, 'Ya Cumhurbaşkanı sadece kendisi, Bahçeli, Yıldırım oraya davet edildi' demesin, adil anlayış ortaya koyalım. Madem ki bir birlik, beraberlik' diyoruz. Onun için bu daveti yaptık. Fakat neticesi malum. Bana göre güzel de oldu. Ancak daha sonra her zaman olduğu gibi çark etti." ifadelerini kullandı.

"Millet seni sevmiyor"

"Kendisi, 'Tankların önünde dururum diyordu' ancak yaptıkları ortada" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"7 kez seçim kaybetmiş. Ne diyor? 'Yüzde 40'ı tutturamazsan, çekilirim' mealinde ifadeler kullanıyor. Zaten bırak yüzde 40'ı, yüzde 30'a ulaşamadı ki. Hep 25, 26, daha aşağısı. Hep buralarda kaldı. Daha yukarı çıkamadı. Niye? Millet seni sevmiyor, benimsemiyor. Gerçek ortada. Milleti öyle akşam başka sabah başka yalan konuşmakla aldatamazsın. Milletin feraseti yüksektir. Milletle alay edilmez. Hele hele bizim milletimizle hiç edilmez. O sizi gözlerimizden tanır, anlar. Bu milletin feraseti farklıdır. O gece oraya geliş, öyle sıradan herkesin karı değil. Bir grup bakıyorsun havalimanı, bir grup Şehitler Köprüsünün üzerinde. Bir grubu daha Yenibosna o tarafta. Ankara'da bir bakıyorsun bir grup külliyenin o tarafta. Bir grup parlamentonun çevresinde. Bir grup 'Özel Harekat bombalandı' diyor, oraya gidiyor. Yav bu millet ölümü korkutmuş. Bu millet şehadete inanmış, onu kavramış. Onun için bu İstiklal Marşını her gencimizin çok iyi kavraması lazım. İstiklal Marşımızı gerçekten ruh dünyasına sindiren her genç, evelallah Sabri gibi, Safiye kardeşimiz gibi hepsi tankların üzerine gider. Şimdi Safiye Hanım tankların üzerine gitti diye bazıları diyor ki 'Ya bu ne biçim kadın?' İki çocuğunu evde bırakıyor oraya gidiyor. Tutuyor kolundan savuruyor falan. Hiç, zerre kadar taviz vermiyor. Niye? Bunlar Nene Hatunların torunları. Vatan Caddesinde yaşanan olay... Orada bacımız şehit oldu, paramparça oldu. Yılmadı. Beyiyle, çocuklarıyla görüştüm. Hiç. Baktım onlar da aynı ruh dinamizmini taşıyor. İşte Büyükşehir Belediyesinin önünde olanla, orayı işgal hareketi... Bizim yine aynı şekilde Prof. İlhan kardeşimiz. Yine oradaki şeyde şehit oldu. Tüm mesele 'ben Rabbimin o şehadet müjdesine kavuşmak istiyorum' dediler ve yürüdüler. Bunun da hakkını verdiler. 249 şehit, 2 bin 193 gazi. Bu, bir imanın gereğidir. İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür. Ne diyor öbür tarafta. 'Arkadaş alçakları yurduma uğratmadı sakın. Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler hakkın. Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.' İşte o gövdesini, göğsünü tanka siper yaptı. Sabri atıyor kendini tankın altına. 'Ne olur ne olmaz?' düşünmüyor. Oradan kurtarıyor. İkinci tank geliyor, kendini onun da altına atıyor. Yaralanıyor vesaire. Durmuyor. Bakın şu anda bile o yaralı haliyle tedavi görüyor. Tutmuşlar yürüyüşler yapıyorlar."

(sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement